..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Düþünce dilden, dil düþünceden doðar. -Platon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Dil > Yûþa Irmak




6 Ocak 2007
Dilin Düþündürdükleri  
Yûþa Irmak
Günlük hayatta herkes bir þeyler konuþur ya da konuþmak ister. Herkesin anlatacaðý bir þeyler vardýr. Yani bu bir þeylerin içinde bir de baþýmýza aydýn kesilen entel düþünürlere þu sýralar televizyonda tahammül dahi edilmiyor. Oturduklarý yerden binlerce insanýn gözünün içine baka baka nasýl da boþ konuþuyorlar anlamak mümkün deðil! Cidden ne kadar da dili aðzýna bol gelen bir millet olduk biz!.


:AGADH:
Günlük hayatta herkes bir þeyler konuþur ya da konuþmak ister. Herkesin anlatacaðý bir þeyler vardýr. Yani bu bir þeylerin içinde bir de baþýmýza aydýn kesilen entel düþünürlere þu sýralar televizyonda tahammül dahi edilmiyor. Oturduklarý yerden binlerce insanýn gözünün içine baka baka nasýl da boþ konuþuyorlar anlamak mümkün deðil! Cidden ne kadar da dili aðzýna bol gelen bir millet olduk biz!. Hani konuþtuklarýnýn ve sözlerinin içi dolu olsa diyeceðim ki tamam vallahi bu sözle her þey satýn alýnýr.. Konuþtuðumuz dili düzgün ve güzel kullanmak, yani muhtevâ olarak meþrû, üslûp olarak güzel ve dengeli konuþmak, hem âhiret, hem de dünyamýz açýsýndan hayli önemlidir. Hem öyle bir dinin böyle güzel yaþantýsýna nispet yapar gibi kelimeler aðýzlardan saman alevi gibi nasýl da çýkýveriyor þaþýyorum... Öyle anlar oluyor ki konuþulan cümleler bazen insanýn kalbine hançer gibi saplanýp kalýyor bu herkesin iþ yerinde patronundan, çok sevdiði bel baðladýðý sevgilisinden, babasýndan, ablasýndan, halasýndan, teyzesinden, dostundan, arkadaþýndan vs.. baþýna gelmiþ bir hadisedir. Hatta keþke böyle konuþmasa da bana bir ton dayak atsalar daha evla diyenler dahi olmuþtur. Ya hû kimse bir sözden ne çýkar caným diyemez ki bir sözden cennet de çýkar cehennemde.

Söz, kullanmasýný bilen insan için mükemmel bir silâhtýr. Onunla gönül almak da, gönül yýkmak da mümkündür. Söz, daðýnýk bir yuvayý tekrar düzene kor. Düzenli bir yuvayý da bozabilir.

Dinimizde nice sevaplar dille, dili güzel kullanmakla ancak mümkün olabilmektedir. Namaz, oruç, zikir, Kur’an okumak, emr-i bi’l-ma’rûf, nehy-i ani’l-münker, hakký ve sabrý tavsiye, Allah'a duâ gibi ibâdetlerin yanýnda; gýybet, iftira, yalan, kaba söz ve kalp kýrmak, mü’minlerin arasýný ifsad etmek, cemaatleri daðýtmak, fitne çýkarmak, kötülükleri teþvik edip iyiliklere engel olmak, lüzumsuz konuþmak... gibi birçok günahýn sebebi de dil/konuþma olmaktadýr. Sabýrsýzlýk, sýr saklayamamak, her duyduðunu söylemek, nerede ne söyleneceðini bilememek de dile hâkim olamamanýn getirdiði günahlardan ve büntanlardandýr.

Kuru ekmekle soðaný, güzel sözle katýk edebilirseniz nasýl tatlýlaþýr; tatlý bir yemek, kötü sözle yenilmez bir acýlýða ulaþýr. Ezop, zengin bir köþkün hizmetçiliðini yapmaktadýr. Efendisi, ona bildiði en kötü yemeði piþirmesini ister; beðenmediði, nefret ettiði bir misafiri gelmiþtir, ona ikram edecektir. Ezop dil yemeði yapar, getirir. Efendisi buna pek anlam veremese de sesini çýkarmaz. Bir zaman sonra çok sevdiði bir arkadaþý misafir olduðundan, Ezop’tan bu sefer bildiði en güzel yemeði piþirmesini ister. Köþkte her çeþit malzeme olduðu halde Ezop yine dil piþirir getirir. Bu sefer, efendi dayanamaz, sorar: “En kötü yemek istedim, dil getirdin; en iyi yemek istedim, yine dil getirdin, bu ne biçim iþtir?” Ezop: “Evet, dil, hem zehirden acý, hem dünyanýn en tatlý gýdasýdýr” diye cevap verir. Hakikaten çok mükemmel bir sofraya çok acýkmýþ olarak dâvetli olsak, yemek esnasýnda birisi bizim onurumuzu kýracak, bizi yerin dibine geçirecek lâflar etse, o yemeðin tadý tuzu kalýr mý hiç? Bir söz ustasý olan Yûnus, söz konusunda þöyle söyler: “Söz ola kese savaþý, söz ola kestire baþý. Söz ola aðýlý aþý, bal ile yað ede bir söz.”

Ýnsanlar söz konusunda üç gruba ayrýlýr: Suskun-sessiz insanlar; gevezeler; hoþsohbet insanlar. Aþýrý derecede suskun ve sessiz insanlar, çoðunlukla kendilerine güveni olmayan, ezilmiþ ve kiþiliksiz insanlar olabilir. Öyle deðilse bile, bir insana faydalý olamayan, onu yeri geldiðinde teselli edemeyen, sevindiremeyen, bazen de dilsiz þeytan durumuna düþen kimselerdir. Bunlar; fazla aranýlýp sorulmaz, yokluklarý önemsizdir.

Ýkinci grup insanlarsa yerli yersiz hep konuþmayý severler, baþkalarýna bu hakký vermek istemezler, tek dilleri olduðu halde iki kulaklarý olduðunun hikmetini kavramazlar niyeyse. Ýnsanlar, bu tiplerden de çoðunlukla tiksinç olurlar. Tabii, çok söz yalansýz da olmadýðýndan kendileri ve dinleyicileri de günahkârlar zümresinden olurlar. Bu tipler, genellikle kendilerini çok beðenmiþ insanlardýr da. Bazen susmanýn altýn olduðunu anlatamazsýnýz onlara. Dedikoduya meraklý olan bu tipler, sýr da saklayamazlar. Bunlarýn da zararý çok kiþiye dokunacaðýndan, konuþma kirliliðine sebep olduklarý ve kul hakkýna da tecavüz ettiklerinden bunlar da sevilmezler.

Üçüncü gruptaki tatlý dilli insanlarsa, devamlý aranýp kýymeti herkesçe takdir edilen insanlardýr. Neyi, ne zaman, nerede ve nasýl konuþacaðýný bilen insanlardýr onlar. Konuþtuklarýnda aðýzlarýndan sanki bal akýyordur. Derdinizi, sýkýntýnýzý o konuþurken unutur, onu sever, arar, ondan faydalanmak istersiniz hani yanýnýzda olsa ekmek arasý sözleri ile aperatif atýþtýrýr kendinizi doyurursunuz.

Karþýsýndaki topluluðu uzun uzun düþünmeðe mecbur eden, aðlatan, fikir ve inançlarýný deðiþtiren veya geliþtiren, onlarýn gönüllerinde, vicdanlarýnda hâkimiyet kuran, onlarý fetheden konuþmacýlar da vardýr malumunuz. Nice zaferler, güzel sözlerle kazanýlmýþ, nice askerin morali güzel sözle zirveye çýkarýlmýþ, heyecanlarý galeyana getirilerek seve seve canlarýný fedâ edecek hale yükseltilmiþtir.

Medeniyet, güzelliklerden meydana gelen bir terkiptir. Güzel konuþma ve güzel yazma, baþlý baþýna bir sanattýr, güzel sanatlardandýr. Kimi vardýr, güzel konuþur, fakat güzel yazamaz; kimi de güzel yazar, kalemi kuvvetlidir, fakat güzel konuþamaz. Bu bir kabiliyet iþidir. Önemli olan, doðuþtan potansiyel olarak Allah’ýn bir lütfu ve nimeti olarak verilen bu beyan yeteneðimizi (55/Rahman, 4) kontrole ve disipline alýp geliþtirmektir. Herkesin güzel bir yazar veya meþhur bir hatip olmasý beklenemez, bu zaten mümkün de deðildir. Fakat, sözü dinlenen, güzel ve düzgün konuþan, anlattýðý ve teblið ettiði anlaþýlan, gerektiðinde merâmýný yazýyla da doðru ve güzel bir þekilde anlatan bir seviyeye, çalýþýp gayret etmek þartýyla hemen her insan gelebilir.

Bütün bunlara raðmen, güzel konuþmak veya yazmak, dili güzel kullanmak, hiçbir zaman gaye olmamalýdýr. Dil bir araçtýr. Bu vâsýtayý çok iyi kullanabilmek için esas gayeden uzaklaþarak hayatý bu uðurda harcamamak da gereklidir. Din, amaç; dil araçtýr. Bu konuyla ilgili Kur’an’da vurgulanan, güzel olan gayeye, güzel vâsýtalarla gidilme esasýdýr. Kur’an, gayemizi belirtirken, vâsýtalarý da belirtmiþ; her türlü aracý deðil; nasslarýn belirlediði, ya da bizi özgür býrakarak mubah kýldýðý araçlarla gayeye doðru yol almamýzý istemiþtir. Dolayýsýyla dil aracý, kötü bir gayeye hizmet de edebilir. Cennetin, gölgesi altýnda olduðu kýlýcýn, aslýnda cihad vâsýtasý olarak, kiþiye büyük bir makam bahþetmesi yanýnda; bu aracýn kötüye kullanýlarak haksýz yere kan dökmeye âlet edilebilmesi gibi, dil de kötüye âlet edilebilir. Hatta þekil ve üslûp yönüyle “güzel” yargýsý verilen konuþma ve yazma (edebiyat, edebiyat yapma) da þerre âlet olabilir. Sözün ve kalemin kuvvetli etkisi sebebiyle, bazý samimiyetsiz insanlar, açýkgöz çýkarcýlar, insanlarý söz oltasýyla kolayca avlayabilmektedir. Kur’an kültürüne sahip olmayan kalabalýklar, sözün sahte güzelliðine kanarak kolaylýkla sömürülebilmekte, nice politikacýlar lâf cambazlýðý yaparak tâðûtî anlayýþlarý halka kolaylýkla empoze edebilmektedir.

Burada, þöyle bir soru akla gelebilir: Söz, þerre âlet olabilir; ama güzel söz þerre âlet olabilir mi? Ya da, deðiþik ifadeyle, þerre âlet olan þey, güzel olabilir mi? “Güzel”i, güzel þekilde ve bir bütünlük içinde deðerlendirirsek, elbette olmaz; âlet olursa güzellikten çýkarýlmýþ olur. “Güzel”i, “Güzel Yaratýcý’nýn, kelâmlarýn en güzeli olan Kitab’ýna uygun olan þey” diye tanýmlayýnca, þer olan veya þerre hizmet edip ona âlet olan bir þey, “güzel” olamaz. Halkýn edebiyat yapmak, edebiyat parçalamak diye eleþtiriyle yaklaþtýðý ve olumsuz tavýr aldýðý þekil ve kýlýf makyajýndan ibaret yaldýzlý sözler bu türdendir. Kur’an, Þuarâ (þâirler) sûresinde bu çeþit nefse hoþ gelen, aslýnda hiç de güzel ve gerçekçi olmayan, dýþý süslü olduðu için, câhillerin güzel zannettiði sözlerden bahseder. Gerçek anlamda mü’min olmayan þâirler, hatipler ve bunlarýn sanal, yapay, sahte ve aldatýcý güzelliðe (daha doðrusu, maske ve makyaja) sahip olan yaldýzlý sözleri tenkit edilerek, müslümanlarýn bu tür kiþi ve sözlere karþý dikkatli olmalarý tavsiye edilmiþtir (Bkz. 26/Þuarâ, 224-227).

Yaldýzlý sözlerle, süslü kelimelerle yalaný gerçek gibi, bâtýlý hak giysisiyle göstermeye çalýþan lâf cambazlarý, politikacý, þâir ve edebiyatçýlar, her dönemde ve her yerde görülebilmektedir. Sözlerini daha çok secîli kelimelerle veya kafiyeli þiirlerle, ya da kulaða ve nefse hoþ gelebilecek özelliklerle süslemeye âzamî gayret gösteren bu insanlarýn sözleri yapmacýktýr, samimiyetsizdir. Daha çok, duygulara hitap eden heyecan amaçlý sözlerdir. Sözü sihir olarak kullanýp gerçeði dil mahâretiyle farklý gösteren, bâtýl bir inancý veya haramlarý hoþ gösteren, deðersizi deðerliye tercih ettirmeyi amaçlayan bu sözleri bir müslümanýn iyi tanýmasý, deðer vermemesi gerekir. Müslümanýn, güzel rolündeki büyülü maske takan cadýyý teþhis edebilmesi için, öncelikle gerçek güzeli iyi bilmesi, onunla irtibatý gerekecektir. Çünkü, bir þeyin sahtesini fark edebilmek için aslýný tanýmak þarttýr. Ancak gerçek güzeli tanýmayan kimseler, sahte güzele âþýk olabilir.

Bazen, dinî nasihatler yapan, vaaz, hutbe ve sohbetlerle insanlara hakký göstermeye çalýþan kimselerin, özellikle mevlit okuyan veya radyo ve televizyon programlarýnda duâ yapan bazý görevlilerin samimiyetsizliði sýrýtmakta, bu yapay süsleri bolca kullanarak, makyajý suratýndan akan kimselerin görüntüsünü oluþturabilmektedir. Allah rasûlü, bu konuda þöyle buyurur: “Ýneðin geviþ getirmesi gibi, dilini saða sola çevirerek belâðat göstermeye çýkan kimselere Allah buðz eder.” (Ebû Dâvud, Edeb) Bütün bu hususlara dikkat edip sözdeki yapma güzellikten önce, esas güzellik olan muhtevâdaki gerçek güzelliði, hakkýn ifadesini, doðruluðu aramalýyýz. Mehmed Âkif Ersoy: “Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek!” diyerek buna iþaret etmiþtir. Ama sözümüz odun gibi olacaksa, Yûnus’un, dergâha taþýdýðý odunlar gibi olsun, yontulmamýþ olmasýn.

Kur’an baþta olmak üzere güzel kitaplarý okuyarak, dâvet çalýþmalarýyla tecrübemizi artýrarak sözlerimizin, dilimizin yontulmasýný saðlayabiliriz. Odun, yontulunca kalem haline de gelebilir. Sözde önemli olan doðruluk ve samimiyettir, güzel bir gayeye hizmet etmesidir. Yoksa, içi boþ, kof sözler, nefse hoþ gelse de bunlarý edebî ve güzel kabul edemeyiz. Sözün edebî olmasý için edepli olmasý gerekir, çünkü edebiyat kelimesi edep kelimesinden türemiþtir. Edepsiz edebiyat olmaz. Dili ve kalemi terbiye etmeyi öðrenmeden edepli olmak da mümkün deðildir. Söz ve kalemin önemi buradan kaynaklanmaktadýr.

Yontulmamýþ odun gibi kaba ve sert olan, güzellik ve yumuþaklýktan nasibini alamamýþ söz, iyi niyetle bile söylenmiþ olsa, çok kere kaþ yapayým derken göz çýkartabilir, fayda yerine zarar verebilir. (Bkz. 3/Âl-i Ýmran, 159).

Uzun dilin baþý dertli olur. Eli taþlý insaný gören yýlan, baþýnýn belâsý dilini çýkarýp yalvarýr; ayný dil nice canlar yakmýþtýr. Dilin kemiksiz olmasý, fesada, yalana yani harama uzanmasýna sebep olmamalýdýr. Dâvâ arkadaþlarýnýn yerini haber vermemek için, dilini diþleriyle koparýp zâlim güçlerin yüzüne tüküren adam, gevezeler için ne büyük bir ibrettir.

Konuþma sanatýný bilmeyen bir kimse, ne kadar zeki ve deðerli olursa olsun, insanlýk görevini tam yapamaz. Çevresindekileri kendisinden uzaklaþtýrýr, zavallý insan durumuna düþer ve konuþmasýyla kendisine ve çevresine zarar verebilir, ifsada yol açabilir. “Söz gümüþse, sükût altýndýr” sözü, konuþmasýný bilmeyenler için geçerlidir. Oysa konuþma sanatýný bilenler için söz altýndýr. Söyleyecek sözü olan, söylenecek uygun söz bulunmadýkça susmakla tanýnan bir insan, her zaman kendini dinletir. Söylenecek bir sözümüzün bulunmasý gerekir; insan olarak, mü’min sorumluluðunu duyarak. Sözler ve diller ile ilgili bula bildiðim incileri de sizler ile paylaþmak istiyorum buyrun efendim iþte söz ve dillerden seçmeler…

“Sözün âfeti yalandýr.” (Hadis-i Þerif)
“Belâ, insanýn sözü üzerine gelir.” (Hadis-i Þerif)
“Ya hayýr söyle, ya sus!” (Hadis-i Þerif)
“Ya hayýr konuþup da sevap kazanan, yahut susup da selâmet bulan kiþiye Allah rahmet etsin.” (Hadis-i Þerif)
“Esenlik ve huzur on kýsým ise, dokuzu susmaktýr.” (Hz. Ömer)
“Çok konuþmayýnýz; herkesin gözünden düþersiniz.” (Hz. Ali)
“Senden soruluncaya kadar susmak, susturuluncaya kadar söylemekten hayýrlýdýr.” (Hz. Ali)
“Ýnsan, hayvandan konuþmakla üstündür. Ama doðru konuþmazsan hayvanlar senden üstün olurlar.” (Þeyh Sâdi)
“Ýnsan dilini tutup konuþmadýkça, ayýbý da hüneri de gizli kalýr.” (Þeyh Sâdi)
“Ýnsana sadâkat yaraþýr görse de ikrâh, doðrunun yardýmcýsýdýr Hz. Allah.”
“Âyînesi iþtir kiþinin lâfa bakýlmaz; Þahsýn görünür rütbe-i aklý eserinde.”
“Ya susun, yahut susmaktan iyi þeyler söyleyin.”
“Konuþmasý insaný hayvanlardan, söylediði þeyler de meleklerden ayýrýr.”
“Gelür kem sözle baþa çok belâlar.
Savar mâkul söz nice kazâlar.”
“Ilý sözle yýlan ininden çýkar. Ýri sözle kiþi dininden çýkar.”
“Söz ola kese savaþý, söz ola kestire baþý
Söz ola aðýlý aþý bal ile yað ede bir söz.” (Yunus Emre)
“Eðer hor eðer hürmet, Kiþiye sözden gelir.” (Yunus Emre)
“Sözün en güzeli, söyleyenin doðru olarak söylediði, iþitenin yararlandýðý sözdür.”
“Kiþi ne aþ bulursa yimek olmaz; Dile ne söz gelürse dimek olmaz.”
“Söz odur kim ola gül gibi hoþ-bû; Selâsette dahi güya akar su.”
“Tamamýyla doðru olsa da, sert söz insaný yaralar.”
“Sözler harekete getirir; ancak, örnekle beraber uygulanýr.”
“Ýnsanlara akýllarý ölçüsünde söz söyleyin.”
“Bin düþün, bir konuþ! Bu daha iyidir.”
“Ýnsan ne kadar az düþünürse, o kadar çok konuþur.”
“Doðruluðunu tam bilmediðin bir sözü söyleme!” (Sâdi)
“Ýnsanýn cümlelerine hâkim olmasý için konusuna egemen olmasý gerekir.”
“Güzel söz, demir kapýyý açar.”
“Güzel sözler, petekten damla damla sýzan bala benzer; insanýn ruhuna tat verir.” (Hz. Süleyman)
“Kelâm ile kemâli birleþtirmek gerek.”
“Yeþillikler, topraðýn çirkinliðini kapattýðý gibi, tatlý sözler de insanýn birçok kusurunu örter.”
“Güzel söz, en etkili bir sinir ilâcýdýr.”
“Kýlýç yarasý iyi olur; dil yarasý onmaz.”
“Cebinde para bulunmayanýn, hiç deðilse dilinde bal bulunmalý.”
“Tatlý sözler, tatlý yankýlar meydana getirirler.”
“Tatlý söz söyleyen, hiç kimseden kötü söz iþitmez.”
“Tatlý sözler, þiddetli bir öfkeye karþý en etkili ilâçtýr.”
“Tatlý söz yýlaný ininden, acý söz insaný dininden çýkarýr.”
“Tatlý kelâm dinletir, tatsýz kelâm esnetir.”
“Tatsýz çorbaya tuz, akýlsýz kafaya söz kâr etmez.”
“Para ile köle satýn alamadýðýna üzülme; insanlarý tatlý dille de kendine esir edebilirsin.” (Hz. Ali)
“Bir insana söz anlatmak için yakasýný, paçasýný tutmanýz yersizdir. Sizi dinlemek istemiyorsa, dilinizi tutun daha iyi olur.”
“Her bildiðini söyle; her söylediðini bil!”
“Akýllýlar, sözlerini altýn tartan bir terazide tartarlar.”
“Çok kez söylediklerimiz yüzünden kazandýðýmýz düþmanlar, yaptýklarýmýz yüzünden kazandýðýmýz dostlardan daha çoktur.”
“Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.”
“Ne kadar çok söylersen karþýndaki o kadar az hatýrlar. Az söyle de kazancýn çok olsun.”
“Uzun sözü, maksadýný anlatamayan söyler.”
“Aðýzdan çýkan söz, bil ki yaydan fýrlayan ok gibidir. O ok gittiði yerden geri dönmez; seli baþtan baðlamak gerek.”
“Söylenmediði sürece söze sen hâkimsin. Bir kere söyledin mi, o sana hâkim olur.”
“Bir sözün ardýndan koþmamalýyýz; söz bizim ardýmýzdan koþmalý, bize hizmet etmeli.”
“Ýnsanlar arasýnda yaþamak güçtür; Susmak çok güçtür de ondan.”
“Çok konuþmak, insanýn gözden düþmesi için en kýsa ve en emin yoldur.”
“Haksýzlýk karþýsýnda susan dilsiz þeytandýr.”
“Ve susmak altýn olmadý hiçbir zaman; Sözün bir anlamý oldukça.”
“Susma, dayanýlmasý çok güç bir hazýr cevaptýr.”
“Susmak, insaný ele vermeyen sâdýk bir arkadaþtýr.”
“Çok kez, en güçlü eleþtiri, ses çýkarmamaktýr.”
“Bazen susmak, söylenen bir sürü sözden çok daha fazlasýný ifade eder.”
“Ýki þey insaný çileden çýkarýr; Söylenecek yerde aðýz açmamak, susacak yerde lâkýrdý etmek. (Þeyh Sâdi)
“Bilirken susmak, bilmezken söylemek kadar çirkindir.”
“Konuþmak ihtiyaç olabilir; ama susmak bir sanattýr.”
“Çok bilenler konuþmaz; çok konuþanlar bilmez.”
“Ýnsanlarýn bazen birbirlerine söyleyecek sözü yoktur; ama gene de konuþurlar.”
“Dünyada söylenmemiþ hiçbir þey yoktur.”
“Yeni bir söz söyledim diyen, sözlerin en eskisini söylemiþ olur.”
“Konuþma sanatýný bilen adam, düþündüklerinin hepsini söylemez; fakat söylediklerini düþünür de söyler.”
“Ýnsanýn söylemezinden, suyun þarlamazýndan kork.”
“Konuþmalarýn en önemlisi, kendi kendimizle konuþmamýzdýr; ama bunu her zaman ihmal ederiz.”
“Az konuþmaktan pek az, çok konuþmaktan sýk sýk piþman olunur.”
“Her zaman herkesi memnun edemeyiz; ama herkesi memnun edecek biçimde konuþabiliriz.”
“Konuþmak yaratýlýþtan, susmak akýldan gelir.”
“Neden iki kulaðýmýza karþýlýk bir dilimiz var? Çok dinleyelim de az konuþalým diye”
“Konuþma, insanýn aklýný kullanma sanatýdýr.”
“Dil ile düðümlenmiþ þey, diþle çözülmez.”
“Dil kýlýçtan keskindir.”
“Dilin cirmi küçük, cürmü büyüktür.”
“Dil küçük, belâsý büyüktür.”
“Dil sükût ederse, baþ selâmet bulur.”
“Dilini zapteden baþýný kurtarýr.”
“Dil yarasý onmaz.”
“Dili belâsýdýr bülbülün kafes”
“Dilim, dilim, bana giydirir kilim”
“Dilim, seni dilim dilim dileyim.”
“Dilin kemiði yok, ama kemiði kýrar.”
“Dilin kemiði yok, nereye çevirsen oraya döner.”

Kaynaklar

Hârun Yahya, Güzel Söze Uymanýn Önemi,
Mevdûdi, Tefhîmu’l Kur’an,
Âdil Akkoyunlu, Akit, 6-7Þubat 1999
M. Ýslâmoðlu, Yürek Fethi,
Hüseyin K. Ece, Ýslâm’ýn Temel Kavramlarý
Musa Hub


http://twitter.com/yusairmak
https://www.facebook.com/yusairmak
yusairmak@hotmail.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dil kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Müteradif (Eþ Mânâlý) Kelimeler
Güzel Düþünce Güzel Sözün Etkisi

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Tufandan Önce" Kitabý Üzerine Notlar
Edebiyat Düþüncesi Üzerine…
Sefil Tarihçilerimiz!
Kýlýçdaroðlu Tayyip Erdoðan’ýn ‘muhalif’i mi, Yoksa, ‘mefhum - U Muhalif’i mi?
Baþörtülü Cadýlar
Þiirin Þifresi Nasýl Çözülür?
Tarihimizi Aydýnlatan Bir Kitap
Büyük Þairlerin Þiirleri Nasýl Okunur?
Pavese’nin Yaþama Uðraþý
Hasretin Sebebi: Ýlham

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.