..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > Kardan adam




19 Mayıs 2002
Katil  
Kardan adam
İçerideyken tanışmıştı Halil ağa ile.Tam bir mafya babasıydı.Onlarca kere hapiste yatıp çıkmış bir toplum düşmanıydı.Ona sahte bir yakınlık göstermiş, biraz da yardım etmişti ama kaypak bir adamdı aslında.Halil ağa erken çıkmıştı hapisten çıkarken d


:CBAB:
İstanbulda yine yağmurlu günlerden biri idi.Romatizmaları azmıştı gene.Tabi park köşelerinde yatmaktan romatizmada oluşurdu bedende türlü türlü hastalıkta.Evet parkta yatıyordu üç yıldan biraz daha fazla bir zamandır.Oysa öylemiydi eskiden hali.Bir zamanlar onunda bir ailesi bir işi bir de dünyalar güzeli bir kızı vardı.Bir bankada güvenlik görevlisiydi.Ta ki o güne kadar.O lanet olasıca günde bankaya gelen soygunculardan birini vurmuştu görev aşkıyla.Kahraman ilan edileceğini sanmıştı başta.Ama düşündüğü gibi olmamıştı işte.Soruşturmalar tahkikatlar derken içerde bulmuştu kendini.
Tam 10 yıla mahkum olmuştu ama iyi hali, ilk sabıkası, çıkan şok bir af derken 1 yıl kadar yatıp çıkmıştı.Keşke çıkmasaydı hiç.Hapishanede daha rahattı.Hiç değilse bir kap sıcak yemek ile yatacak bir damı vardı.Ama ya şimdi...
Karısı da kızını da yanına alarak annesinin yanına Kütahya ya gitmişti.Ne olursa olsun kızıma baban hapishanede diyemem diyordu.Terketmişti onu.Henüz resmi olarak boşanmış değillerdi, küçük kızını görmek istiyordu ama annesi onu göstermiyordu.Sanki çok büyük bir suç mu işlemişti ki bu kadar ceza görüyordu.Bir iki kez telefonda konuşmuşlardı kızıyla o kadar.Ondan sonra o da kesilmişti.Kızı daha beş yaşlarındaydı o zamanlar.Şimdi ise dokuz yaşlarında olmalıydı.Gözünde tütüyordu ama nafile şimdilik onu güöremiyordu bundan sonrada hiç göremeyecekti anlaşılan.
Hapisten çıktıktan sonra iş bulamamış ve her şeyini kaybedip bir berduşa dönüşmüş, pis bir insan müsfettesine dönmüştü.E tabii kim katil damgası yemis bir insana iş verirdi.Oysa o bankasını ekmek yediği yeri korumak için vurmuştu o soyguncuyu.
İçerideyken tanışmıştı Halil ağa ile.Tam bir mafya babasıydı.Onlarca kere hapiste yatıp çıkmış bir toplum düşmanıydı.Ona sahte bir yakınlık göstermiş, biraz da yardım etmişti ama kaypak bir adamdı aslında.Halil ağa erken çıkmıştı hapisten çıkarken de bir müşkülün olursa dışarıda bana gel demişti ama gitmemiş gitmek istemememişti.
Ama onu bulmuşlardı işte.Nasıl ve nereden adresini bulmuşlardı gerçi adres denirmiydi ama işte özgürlük parkında kalıyordu onüçünçü bankta yatıyordu.Nedense hep aynı bankı seçiyordu, başkalarına uğursuz gelen o sayının ilerde bir uğur getireceğine hala inanıyordu. Siyah gösterişli bir Mercedesti.Yaka paça bindirip Tarabya sırtlarında büyük bir villaya getirmişlerdi.Halil ağanın evi olduğunu hemen anlamıştı tabii.İçerisi malatya işi halılar, çesit çesit antikalar, doğu işi süslemeler ile teşrif edilmişti.Üst kattaki geniş bir salona soktular onu.Yolda adamları hiç konuşup bir izahat vermemişlerdi ama herhalde misafir etmeye getirtmemeişti Halil ağa onu.Bakalım ne isteyecekti Halil ağa gibi bir zengin kişi zavallı bir berduştan.Ağa tam karşıda altında şalvarı yerde bir şark sofrasının kenarında elinde bir nargile marpucu tütürerek oturuyordu.Ağa onu görünce gülümsedi.
-Ooo hoşgeldin kader arkadaşım.
-Hoş bulduk beyim.
-Ne beyi canım sen benim mapushane arkadaşımsın.
-Estağfurullah beyim olsun yinede ağamızın bizim.
İçinden ne küfürler savuruyordu ama ne yapsın ağaya hürmey göstermeliydi yoksa oradan sağ çıkamayacaktı.Bir zavallı evsiz de olsa yine de yaşamak istiyordu çünkü bir kızı vardı ve onun için yaşamalıydı. -Seni neden çağırdığımı biliyormusun?
-Yok beyim benim gibi bir zavallıdan ne gibi bir isteğin olur ki?
-Sen benim mapus arkadaşımsın seni severdim bilirsin duydum ki sefil bir hayat sürüyormuşsun, buna gönlüm razı olmaz o yüzden seni yanıma almak istiyorum o yaşadığın park köşelerinden kurtulmalısın.Bir evin olmalı paran olmalı kızın vardı senin onu görmek için avukata avukat için de paraya ihtiyacın var.
-Eksik olma ağam da bunun için ne yapmam gerekir yani benden bir hizmet beklersin elbet.
-E tabii ki senden ufak bazı ricalarım olacak dedi ve gülümsedi.
O.çocuğu dedi tabii yine içinden.Kim bilir kendisinden ne gibi pis bir iş isteyecekti.
-Buyur ağam seni dinliyorum sen ne emredersen.
-Emir değil canım rica dedi ve yine pis bir şekilde gülümsedi.Nargilesinden büyük bir nefes aldıktan sonra;
-Bak benim işlerime engel olmak isteyen bir adam var.Adam ecnebi İngiliz midir nedir öle bir şey işte.Benim seninde bildiğin gibi bazı mal sevkiyatlarım var dışarıya, tabii bunlar içinde İngiltereyede bazı sevkiyatlarım oluyor, işte bu adam da burada konsolos olarak çalışıyor ve de bu adamın ortadan kalkması gerekiyor.
İçinden mal sevkiyatı dediğinin eroin olduğunu hemen anlamıştı tabii.
-Şey ağam yoksa bu adamı benim mi ortadan kaldırmamı istiyorsun?
-Bak akıllı kader arkadaşım benim çok zeki bir adam olduğunu daha mapustayken anlamıştım senin.
-Ama ağam şey kusuruma bakmazsan bir şey söylemek istiyorum, böyle işler için bu işlere daha yatkın olan emrinde çalışan adamların yok mu senin?
-Yav güzel kardeşim benim onu bende biliyorum ama benim adamlar olmaz.Neden dersen benim olduğum anlaşılmamalı ama onu sadaka isterken vermedi diye öldüren alkolik bir serseri öldürürse kimsenin dikkatini çekmez böylecede benim yolumdan da o hıyar herif çekilmis olur.
Halil ağa bu sözleri söylerken karsısındakine çok yukarıdan ve çok küstahca bakmıştı.Alkolik bir serseri derken adeta bir böceği ezen insanın tiksintili yüz ifadesi oluşmuştu yüzünde.
-Yani ağam bu adamı ben temizleyeceğim.
-Evet aynen öyle.Bu işi layıkı ile yaparsan seni paraya boğarım ve o park köşelerinden kurtulursun.Bu senin ilk işin olacak yani senin için bir sınav bu işi başar ve sende benim yanımda sağ kollarımdan biri ol.
-Ağam belki güzel söylersin de ben bir daha adam öldüremem zaten o başıma gelende bir kazaydı görev aşkıyla yapılmış bir şeydi böyle bir şeyi başaramam bir daha içeri giremem bir kızım var biliyorsun ve onu çok özledim hem dört yıldır da elime silah almadım.Kusura bakma bu işi kabul edemeyeceğim.
-A bak şimdi olmadı işte sen bu işi kıvırabilirsin bankadaki işinden önce silah kullanma üzerine eğitim aldığını biliyorum zaten zor bir iş değil, kızın konusuna gelince merak etme hapise girmeyeceksin seni hemen korumaya alıp saklıyacağım üstelik sokaklarda yüzlerce berduş var onlardan birinin üstüne kalıp faili meçhul olarak kalacak sen merak etme hem birde kızını görmen için paraya ihtiyacın var onun bakım masraflarını bu şekilde karşılayamazsın bunu unutma sakın.Bu işi kızın içinde başarmalısın.
İşte şimdi can evinden vurmuştu ağa, kızı...bunu kızı için yapmalı idi.
-Peki ağam anlayamadığım bir nokta var bu adam konsolossa senin sevkiyatına nasıl karışıyor ki?
-Güzel bir soru onu da açıklayayım sana bu adam konsolos kisvesi altında çalışan bir Mİ-6 ajanı aslında ee tabii ülkesinin çıkarları için benim işlerime çomak sokuyor.
-Şimdi gelelim bu işi nasıl yapacağına bir kere bu iş mümkün olduğunca çabuk bitmeli o yüzden bu iş öbür gün bitecek.Gelelim bu işi nasıl yapacağına plan basit adam her gün saat tam dokuzda evinden çıkar çok dakikdir namussuz saat tam dokuz buçukta ana caddedeki trafik ışıklarında durur, sen işte o durma anında camı bir bahane ile tıklatıcaksın o camı açar açmaz sen ilk önce bir şeyler söyleyip terslemesini sağladıktan sonra hemen silahını ateşleyeceksin ve işte bu kadar ondan sonra hemen ışıkların yanındaki tali yolda duran bizim arabaya atlayacaksın ve vın işte bu kadar basit bu işi yapman için tam otuz saniyen var ışıklar kırmızıda otuz saniye kadar yanıyor e bu da yeterli bir zaman.
-Ama ağam bu planda bir terslik yok mu bu adam madem konsolos olarak çalışıyor koruması falan olmaz mı?
-Yok koruması falan yok.İ...ne herhalde kendine güveniyor ama gafil avlanacak.Sadece yanında ona yardımcı olan kıl kuyruk bir katibi var onun evinden iki sokak aşağıda oturuyor gelirken onuda arabasına alıyor o kadar o da zaten olayı bir alkoliğin yaptığının görgü tanığı olacak.
-Ama ağam... diyecek oldu ama ağa onun sözünü kesti.
-Eee yeter ama ama soru sorma daha fazla işte plan kusursuz yap işi kral ol kızını gör tamam mı?
-Tamam ağam sen nasıl istersen.
Tamam dememesinin bir imkanı mı vardı sanki aslında daha kafasında yerine oturmamış bir yığın soru ve aksaklıklar vardı.Plan hatalıydı ama şimdilik ses çıkartamadı ve susmayı yeğledi.
-Tamam oldu o zaman, şimdi bu gece ve yarın benim misafirimsin ye iç yat keyifine bak bakalım.
Ağanın adamları ona odasının yolunu gösterdiler şık güzel bir odaydı ağa herhalde ona bu iki gün iyi bakacaktı ama içinden bir ses buraya gelmeklede bu işi kabul etmeklede hata ettiğini söylüyordu.
Bakalım ileriki günler ona neler gösterecekti...
Geçen iki gün boyunca gerçekten Halil ağa çok misafirperver davranmıştı.Olayın olacağı günün evvelki gecesi gözüne uyku girmedi.Nasıl yapacak bir insanın canını alacaktı.Yok yok bunu yapmamalıydı yarın sabah ağaya misafir ettiği için teşekkür edecek ve de gidecekti.Ama hayır ağa bu saattten sonra onu asla bırakmazdı bu işi yapacaktı, yapmalıydı kızı için onu görmek için ona tekrar sarılmak için bunu yapmalıydı.Hem zaten ne çıkardı ki toplum onu destekleyeği yerde köstek olmuş onu adi bir katil olarak görmüş onu aşağılamış cezalandırmıştı.Artık o bir sabıkalıydı bir cinayet daha neyi değiştirirdi ki.Kısa bir an birini vuracak sonra da ağanın bir fedaisi olacaktı belki cinayetler birbirini izleyecek ama sonuçta paralı zengin biri olacaktı.Kızını görmek için dava açar en iyi avukatları tutardı.Kızının velayetini alır ona en iyi öğretmenleri tutardı.
Aklına karısı geldi.Leyla...Oysa ilk evlendiklerinde ne güzeldi her şey.Kızları Begüme hamile kaldığında ne kadar da sevinmişti.Hep bir arada iyi günde kötü günde birlikte olacaklarını söylemişlerdi.Hatta babası o zamanlar ''bu gelini gözüm tutmadı'' demişti ama o zamanlar gözü aşktan hiç bir şeyi görmüyordu.
Oysa o kötü olaydan sonra yargılanıpta ceza evine girdiğinde hemen onu terketmişti.Oysa o zamanlar yanında olmalıydı ama onu terketmişti üstelik kızını da alıp yanında götürmüştü.Saçma değilmiydi Begüme baban bir seyahate çıktı dönecek pekala da diyebilirdi ama öyle dememiş ve kızını alıp çekip gitmişti.Alt tarafı bir soyguncuyu öldürmüştü.Üstelikte yanlışlıkla da sayılabilirdi.Kaçarken bacağına ateş edeyim derken o heyecen anında sırtından vurmuştu ama o aptal soyguncu hemen ölmüş ve onun hayatını cehenneme çevirmişti.Yaşam ona çok kötü bir oyun oynamıştı, devam eden oyun içinde bir piyondu.
Ağa misafir olduğu iki gün içinde ona temiz giysiler vermiş yıkanıp temizlenmesini sağlamıştı.Ancak uzayan sakallarını kestirtmemişti.Berduş görünümün devam etmeli diyordu.Doğruydu tabii pis bir berduş konsolosu vurmuştu.Gazetelerin puntolarını hayal edebiliyordu.
Bir sigara daha yaktı.Sabah erken kalkacaktı ve biraz uyumalıydı.Sigarayı acele ile küllüğe bastırdı ve başını yastığa koydu.Yarın uzun bir gün olacaktı.
Sabah saat tam yedide uyandı.Hemen üstüne eski hırpani elbiselerini giydi.Berduş görünümüne bürünmeliydi.Aşağıya indi.Ufak bir kahvaltıdan sonra hemen yola çıktılar.Ağa o sabah hiç görünmemişti.Önceki gece son kez konuşmuşlardı.Ancak ağa yine sorularını sormasını engellemişti.Bu sefer beyaz bir Renault ya bindiler.Hızla bekleyecekleri yol kenarına gidip arabayı bir köşeye parkettiler.Erken gelmişlerdi ama yine de heyecanla bekleyeceklerdi.Arabanın içinde çıt çıkmıyordu.Ağanın fedaileri hiç konuşmuyorlardı ve soru sormaya da çekiniyordu.Evden çıkarken ona büyük iri bir Colt vermişlerdi.Gerçekten iri, ağır ve de karizmatik görünümlü bir tabancaydı.Dört koca yıldan sonra ilk defa eline silah alıyordu.Gerçekten heyecanlanmıştı az sonra bir insanın canını alacaktı.
Saat dokuz yirmi altıyı gösteriyordu.Artık arabadan dışarı çıkmalıydı.Kapıyı açıp dışarıya adımını attı.Tam kapıyı kapatıyordu ki fedailerden iri olanı pis bir şekilde sırıtarak;
-Başarılar dedi.
-Saol diyerek cevap verdi.Lanet olasıca herif resmen alay ediyordu.Neyse bunun bir önemi yoktu gidip işini bitirmeli idi.Plana göre cadde kenarındaki kaldırım taşına oturup etrafı izleyecek, daha sonra da arabayı görünce de yanına gidip planın geri kalan kısımını uygulayacaktı.Araba tanıma göre resmi plakalı siyah bir Bentley idi.Konsolos şoförde kullanmayı sevmiyordu.Bu yüzden arabayı hep kendi kullanıyordu.Direksiyondaki kişiyi vuracak ve bu iş sona erecekti.Kalbi küt küt atmaya başladı.Elleri terlemişti.Ensesinden başlayan bir ter damlasının sırtından süzülüp kuyruk sokumuna doğru süzüldüğünü duyumsadı.
İşte sonunda karşıdan siyah Bentley i gördü.İşte kader anı gelmişti.Artık heyecanının doruk noktasındaydı.Vücudum yoğun şekilde adrenalin salgılıyor olmalı diye düşündü.
Nihayet trafik ışıkları yandı.
Otomobilin yanına yaklaştı.Elini cebindeki Colt a attı.Metalin soğukluğu içini ürpertti.Aracın sol ön camına yanaştı, camı tıklattı.Camlar siyah bir film ile kaplanmıştı.Dışarıdan içerisi gözükmüyordu.Cam açılmadı, inatla ve daha sert bir daha vurdu.Bu sefer cam yavaşca aşagıya kaymaya başladı.Yarımdan biraz daha az açıldı ve durdu.İçerdeki adamın sadece gözlerini gördü.Adam sinirle söyleniyordu.Artık daha fazla duramazdı.Silahını seri bir hareketle cebinden çıkardı ve açık camdan namluyu içeriye dayadı ve tetiği çekti.Buuum...
Her şey çok kısa bir an içinde olmuştu.Silahın çıkardığı kof bir sesden sonra hemen arkasını döndü ve hızla, bütün gücü ile koşmaya başladı.Giderken sanki bir an kısa bir ah sesi duydu gibi geldi.Etrafı görmüyordu ama herhalde daha arkadaki araçlardakiler ne olduğunu anlayamamışlardı.Koştu yandaki ara caddede duran Renault ya atladı.Motor açıktı zaten.Patinaj ile araba ileri atıldı.Ohh başarmıştı işte.
Acaba başarmış mıydı?....
Yolda artık içi rahattı katilin.Bu sefer bilerek birini öldürmüştü ama bundan sonra rahat edecek ve kızını görecekti.Arabadaki adamlara baktı onlardan bir tebrik falan bekliyordu.Ama hepsinin yüz ifadesi son derece gergindi.Hatta arabadan işi bitirmeye inerken ona başarılar dileyen iri yapılı fedai bile gergin bir şekilde oturuyordu.İçinden aman dedi ben bana verilen görevi yaptım artık gerisi ağaya kalıyor.
Tarabyadaki villaya vardıklarında saat on buçuğa yaklaşıyordu.İçeri girdiler katile aşağıda beklemesini söylediler.Halil ağanın adamları yukarı kata çıktılar.Herhalde onun başarısını ağaya müjdeleyeceklerdi.
On beş dakika kadar sonra adamlardan biri onu yukarı kata ağanın oturduğu salona çıkardı.Ağa yine elinde nargilesinin marpucu ama öbür elinde kehribar tesbihi oturuyordu.Ama işin garibi Halil ağa gülmüyordu.Oysa onu kader arkadaşım diye tebrik etmesini bekliyordu.Birden aklına hapis günleri geldi.Ağa yalnızca sinirlenince tesbihini eline alıp çekerdi.Ters giden bir şeyler vardı ama bakalım ne olacaktı.
-Gel bakalım Erdal efendi gel gel.
-Geldim ağam geldim.İstediğin hizmeti başarıyla yerine getirdim.
-Bana öyle demediler ama.
Ağanın sesinde frenlemeye çalıştığı bir hiddet seziliyordu.
-Olmadı Erdal bey olmadı.
Ağa artık kader arkadaşım diye hitap etmiyor adıyla hitap ediyordu.
-Ne oldu ağam bir terslik mi var?
-Var ya Erdal var.Hem de büyük bir terslik var.
-Ne oldu ki ağam gittim adamı vurdum plandaki gibi sonrada arabaya atladım geldim.
Ağa birden bağırmaya başladı.
-Ulan dürzü yanlış adamı vurdun yanlış adamı.
-Nasıl olur ağam direksiyondaki adamı vurdum.
-Eminmisin peki?
-Evet ağam eminim.
-Nah eminsin hayvan birde eminim diyor.Arabanın ne tarafına yanaştın hangi camı tıklattın he?
-Tabiki sol taraf ağam.
-Ulan eşşoğlueşşek bu adam nereli he İngiliz, bu herifin arabası da İngiliz malı.
-Evet ağam.
-Ulan sen hiç trafik bilgisi bilmezmisin İngilterede trafik hangi yönden akar arabalar hangi taraftan direksiyonludur?
Galiba anlamıştı hatasını.
-He sağdan akmazmı trafik arabalar sağdan direksiyonlu değilmidir he aptal herif, sende gittin sol taraftaki herifi vurdun yani katibi.
-Ağam anladım haklısın hata ettim ama vallahi o an aklıma gelmedi.Sende hatırlatmadın ağam.
-Ben ne hatırlatıcam sana sen kültürlü adamsın diye sölemedik.Ne olucak şimdi kesin benim yaptırdığımı anlamıştır herif iyice üstüme gelecek tabi benim milyon dolarlık sevkiyat da yattı.
-Özür dileri ağam özür dilerim vallahi akıl edemedim.
-Artık geçti salak herif senin bu hatan bana pahalıya mal oldu.O yüzden sana yazık olacak Erdal efendi.Bu hatan ile birde bazı sırlarımızı öğrenmiş bir adamı affedemem.Yazık olacak sana.Kızında babasız kalacak.
Akılsızlığı sonu olmuştu.Ta baştan bu işi kabul etmemeliydi.Artık başına gelecekleri biliyordu.
-Ağam yapma elini ayağını öpeyim, benim kızımdan ayrı koma onu babasız bırakma ne olur.
-Artık çok geç, götürün şu köpeği.
Sonra mı sonra bizim Erdal efendi köhne bir bodrum katında susturuculu bir tabancadan çıkan tek bir kurşun ile öldü ve cesedi boş bir arsaya atıldı.
Son olarak aklına kızı, karısı ile geçirdiği günler geldi.Film şeridi gibi geçen anılardan sonra önce bir morgun soğuk çekmecesinde, en sonrada kimsesizler mezarlığında bir mezarla bu dünyadan faili meçhul bir cinayet olarak kayıtlara geçerek ayrıldı...Ağa acımasız bir adamdı.Erdalı aracın direksiyon yönü konusunda baştan uyarmış olması gerektiğini sonradan kendiside anlamıştı ancak olan olmuştu.Aracın camlarının koyu olmasıda hatanın işlenmesinde büyük bir pay sahibi idi ne varki bu ayrıntıyı ağa da atlamıştı.O kısacık otuz saniyelik zamanda Erdal da direksiyonun yerine haliyle dikkat etmemişti.
Zaten katilimiz Erdal bu işi başarsaydı bile ortadan kaldırıklacaktı ağa onu sağ bırakmayacaktı.Yapılan plan ise bir çok saçmalıklarla doluydu.Bir berduşun Colt gibi pahalı bir silah taşıması, ve sadaka vermedi, tersledi diye bir insanı vurması hep planın saçmalıklarındandı.Ağa dan bir berduşta vurmuş olsa Mi-6 hep şüphelenecekti.Ama ağa direkt kendi üstüne şüphe çekmemek için böyle saçma bir planla zerre kadar değer vermediği Erdalı harcayarak İngiliz istihbarat ajanından kurtulmuş olacaktı.Ama kaderin garip bir cilvesidir ki katil öldüğü halde Halil ağa emeline ulaşamadı.
Ama tabii ki olan yine zavallı iki insana oldu.Hazin bir son oluştu ve bir küçük kızda babasız kalmış oldu.....


SON


.Eleştiriler & Yorumlar

:: slm
Gönderen: kenan / istanbul
31 Mart 2003
suuper olmuş....




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Reklamlar [Eleştiri]
Bir habercilik dehası [Eleştiri]
Erkin Korayı Anlamak(Reload) [İnceleme]


Kardan adam kimdir?

Zor bir çocukluk dönemi, acımasız insanlar ve her yeni yaşta yüklenen yeni sorumluluklar. İşte tüm bu zorlukların ülkesinde ve o insanlar arasında yaşayan kalabalık ama yalnız mutlu ama kederli bir insan; ben. . . Nice ümitlerin, her ümidin bir çicek oldugu o bahçede bir kardan adam tek başına bir birey. Kar kadar beyaz, temiz ama kar gibi soğuk olmayan duygular dolu bir kardan adam. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin, Özdermir Asaf, Edip Cansever


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kardan adam, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.