Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
tamam tamam canın yandı değil mi...ağlama ağlama ...hadi gel tut elimi...diye teselli ederken... kızım ben sana yanımdan ayrılma demedim mi diyen sese döndüm...bu ses...kızına koşan bu adam... Olduğum yere çakıldım...tepemden aşağıya bir şeyler boşaldı...gözlerimin içi titredi...içime tuhaf bir şey oldu...kendime aitliğim -yine- yok oldu o anda... kendime aitliğim yok oldu o anda... Karşımda duran arkadaşım bana bir davetiye uzatıp...evleniyor dedi...bu hafta çarşamba saat 20:00 da...ifadesizce almıştım davetiyeyi...içimde ölen benin düşüşünü çaktırmadan...sesim titremeden... yaaa dedim ...öyle mi...allah mutlu etsin...benim eve dönmem lazım...koşar adımlarla o bildiğim yolların farkına varmadan eve attım kendimi..zile bastım...annem açtı kapıyı...noldu dedi...yüzün bembeyaz kesilmiş..evleniyormuş ...kim..kim evleniyormuş...o...dedim annemin boynuna sarılıp hıçkırıklara boğuldum...ağlayan ben bana çok yabancıydım..sanki kendimi uzaktan seyreder gibiydim.. Sanki bu şey bu canımı yakan şey benim başıma gelmemişti....bir genç kız görüyordum ... annesinin boynuna sarılmış hıçkırıklarla ağlıyordu... bir kız..ağlayan bir kız...o kadar... gözyaşlarım annemin saçlarına takılıyordu...akıyordu ...kokusuna karışıyordu ama annem bile çare değildi...o an kendime aitliğim yokoluyordu gözlerimden akan sevdiğimle beraber elele tutuşup yokoluyorlardı...içimde bir şeyler tutuşmuş canımı yakıyordu..içim acıyordu...şuramda birşeyler yanıp duruyordu.. Annem sus kızım napalım kaderin böyleymiş dedi...sen onu değil asıl o seni kaybetti...bak göreceksin...pişman olacak...senin gibi birini o hayatta bulamaz...sus benim çiçeğim...kızım.. soldurma kendini... Laf ...laf...laftı hepsi...evleniyordu...bu çarşamba...saat 20:00 da... Ve şimdi yıllar sonra yere düşen küçük bir kızı teselli ederken ...kendime aitliğimi alan o karşımdaydı...beni gördüğü yerde donakaldı...benim donduğum yerde kızı vardı...sanki bakışlarımız kilitlenmiş...açmak imkansızlaşmıştı...belki bir saniyeydi ama bana yıllardı..."o"nlu ve "o"nsuz geçen yıllar...yaşlanmıştı biraz...saçlarında beyazlar vardı...biraz da kilo almıştı...ama ela bakışları aynıydı bana...eskisi gibiydi...sıcak...ışıl ışıl ve çok tanıdıktı...içim ezildi...şöyle şuramdan bir şeyler aktı ılık ılık...utanmasam oracıkta ağlayıverecektim hemen..boynuna sarılıverecektim...hesap soracaktım...vedalaşmadan gidişini anlattıracaktım... İlk o konuştu ...merhaba...dedi...sanki hiç gitmemişcesine...sıcacık...hep aynı sesiyle merhaba dedi...merhaba...birden marketteki herkesin bana baktığını...içimdeki sesleri gördüğünü sanıp telaşla küçük kzın yanından ayağa kalktım...bana uzattığı eli sıktım...merhaba dedim kendimin bile duyamadığım sesimle...bu da benim kızım aylin dedi...kucağına alırken kızını...gözlerime bakarak hiç değişmemişsin...hala çok güzelsin dedi...dudağımın kenarıyla gülümseyebildim ancak...acaba eşi de burda mıydı...tedirgin oldum bir an...ben dedi buraya taşınalı bir hafta oldu...hemen marketin arkasında ki sokaktan tuttum evi...daha tam yerleşemedim küçük hanımla işler ağır gidiyor...ee sen neler yapıyorsun...ne var ne yok dedi...nasılsın...sanki hiç yaşanmamıştı "o"nsuz yıllar...o yaşanılmayanlar donmuş ve zaman pat diye bu ana gelmişti... İyiyim ..sağol...diyebildim..gözlerine bakmamaya çalışarak...eşin nasıl...kızını yere bıraktı... hadi bir çikolata kap gel bakalım... Herşey nasıl da sıradandı...kelimeler...sorular...etraftaki insanlar..rafa dizilmiş alıcısını bekleyen çikolatalar...kasiyerler...elimdeki alışveriş sepeti...sepetin içindekiler...ben...bir tek "o" sıradan değildi...bir tek onun bakışları...bir tek onun elaları...içimdeki yarımlığı...yaşanılmamışlığı...ona ait olan kendime aitliğim... Canan ...hadii...bitmedi mi daha alışverişin...seni bekliyorum sabahtan beri...tamam tamam geliyorum dedim uzaktan bana seslenen eşime... Kimdi o...hiiçç eski bir arkadaş...eşini kaybetmiş daha yeni...bir de kızı var...4 yaşındaymış... allah sabır versin...evet öyle...allah sabır versin...ee oğlanın hediyesini aldın mı...sorar şimdi...hadi gidelim...evimi özledim ben...kendime aitliğimi alıp gidelim buralardan...bak bu süsleri de tavana asarız olur mu...oluuur...neden olmasın... Neden olmasındı?...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © salıncak., 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |