Bir klasik herkesin okumuş olmayı istediği ancak kimsenin okumayı istemediği eserdir. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Özellikle son yüzyılda Ortadoğu denilen bölgede su her zaman çok önemli olmuştur ve bu yüzden çıkan kavgalar hiç eksik olmamıştır.Irak ve Suriye, Suriye ve Lübnan, Suriye ve Ürdün, Türkiye ve Irak, Mısır ve Nil havzasını paylaştığı diğer ülkeler. Hepsi de su yüzünden savaşmışlar ya da savaşın eşiğine gelmişlerdir defalarca. Sınır aşan sularla ilgili olarak uluslar arası genel kabul gören bir hukuk sistemi ortaya konana kadar da bu sorunlar devam edecektir.Bu konuda çoğu devlet tarafından kabul gören bazı ilkeler vardır ki, bunlardan biri; Tam Egemenlik İlkesidir.Bu ilkeye göre yukarı çığır ülkesi, su üzerinde egemenlik sahibidir ve aşağı çığır ülkesini düşünmek zorunda değildir.Bu durum Amerika ve Meksika arasında çıkan anlaşmazlıkta ortaya atılmıştır.Adına Harmon doktrini de denmektedir.Yani Amerika kendi ülkesinde doğan bir nehrin sularını canının istediği gibi kullanabilir.Bu durumda benim aklıma takılan ilginç bir nokta varki, komşumuz Irak Amerika işgali altındadır.Yani Irak devletinin değil Amerika’nın çıkarları söz konusudur.Öyleyse sizce Amerika Türkiye’ye, “Bu akarsular senin ülkenden doğuyor ve sen nasıl istersen öyle kullanırsın.” Diyecek midir? Hiç sanmam.Ya sizce? Yukarıda sözünü ettiğim ilkelerden ikincisi Tam Egemenlik ilkesine karşıt olarak ortaya konan görüştür;Doğal Birlik İlkesi.Bu ilkeye göre suyun kaynaklandığı ülke suyu kullanamaz, bütünlüğünü bozamaz.Bütün suyu aşağı çığır ülkesi kullanmalıdır.İşte bu tam da Irak ve Suriye’ye uygun olan ilkedir.Yani Türkiye’nin Fırat ve Dicle üzerindeki hakkı su kenarında manzaraya bakmaktan ibaret olmalıdır.Nesine gerek baraj yapmak, santral kurmak. Bütün Dünya üzerinde asıl kabul gören ülke ise Adaletli Kullanım İlkesidir.Bu ilkeye göre de ülkeler nehre yaptıkları katı, kullanım ihtiyacı, yatırımları, işbirliği planları çerçevesinde suyu kullanırlar.Bunun da kullanımda uyulması gereken detayları var tabii ki.Ama bulandırmayalım şimdi iyice. Türkiye nehirler üzerinde kurduğu barajlar sayesinde aynı zamanda suları düzenli bir yapıya kavuşturup ıslah etmiştir.Yani Suriye ve Irak debisi değişken değil uyumlu nehirlerle yüzyüze kalmaktadır.Ülkemiz bu ıslah için pek çok zahmete girerken, Suriye ve Irak bedel ödemeden hizmet edinmiş oluyorlar. Türkiye sahip olduğu değerleri iyi pazarlayamıyor. Mısır ülkesini sulayan Nil’i paylaştığı yukarı çığır ülkelerine kendisine verecekleri su için bedel ödemektedir.Hatta bu ülkelerin kalkınmasına yardımcı olmak için bir organizasyon kurmuştur . Peki biz n’apıyoruz? Komşularımıza amme hizmeti veriyoruz.Kıymet biliniyor mu?Ne gezer? Fırat ve Dicle olmasa Irak kavrulur, ölürdü açlıktan.Biz sularımızla onlara hayat veriyoruz.Onlar ne yapıyorlar? Onlara verdiğimiz hayat karşılığında gelip bizim gencecik canlarımızı alıyorlar Besle kargayı oysun gözünü durumu söz konusu. Türkiye artan nüfus ve yükselen hayat standardına bağlı olarak artan su kullanımına bağlı olarak çok yakın bir gelecekte su kıtlığı yaşama tehlikesiyle karşı karşıyadır.Bu nedenle yatırımlarını iyi yapmalı ve sahip olduğu su kaynaklarını bedel karşılığı satmalıdır, diye düşünüyorum naçizane… Sağlıcakla…NALAN.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © nalan gök, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |