Bizler, yani Türk ulusu öylesine karakter öylesine sağlam temeller üzerine oturtturulmuş bir milletiz ki, bu büyük milletin temelleri şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış yıkılmaması için etten duvarlarla örülmüş koskoca bir Türk ulusu inşasıdır bu millet.
Gerek manevi gerekse maddi açıdan yüce Rabbimizin bonkör davrandığı bu topraklar, gerek doğal güzellikleri gerekse zengin kaynakları ile her daim dünyanın ilgisini üzerine çekmeyi başara bilmiş, dünya üzerinde nadiren bulunan beklide eşine rastlanmayan nadide bir ülkedir bizim topraklarımız.
Manevi açıdan dünyada eşi benzeri olmayan, kültürel bir geçmişi olan ve hala bu kültür geçmişini, her daim her yöresinde çeşitli mozaikler halinde sergileyen, aile yapısı, örf ve adetleri ile dimdik ayakta durabilen, saygı ve sevgiyi kendilerine ilke edine bilmiş, her zor durumda birbirlerine kenetlene bilen bir millettir bu millet.
Bizleri örnek alarak kendilerine yalandan tarih yazmayı bile, sırf biz Türklerin tarihinin altında ezildikleri o günlerin kuyruk acılarını bir nebze de olsa dindirmeyi marifet sayan, dünyanın kıskançlık ve hasetle baktığı eşsiz bir milletin, böyle bir ulusun evladı olmak bile gurur verici bir olgu değil mi dir?
Maddi açıdan her türlü doğal kaynaklarımız ve her bölgesinde bonkör davranan verimli topraklarımız olan ülkemizin hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.
Yine de kendi yağı ile kavrulmayı istemeyen ve haklı olarak dünya globalleşme rüzgârına kapılmış giderken ve bu anlamda dünya düzenine ayak uydurmaya çalışan bu ülke yıllardır Avrupalı misyonerlerin kurmuş olduğu topluluğa girmek için oradan oraya savrulmuş ve onların sözde kriterlerine ayak uydurabilmek adına mücadelelerde bulunmuş ama yine de bir sonuç alamamıştır.
Sadece bir sonuç almamakla kalmayıp o topluluğun daha ülke işlerimize kadar karışmasına yıllarca müsaade edilmiş her attığımız adım onların rızası alınarak atılmıştır.
Öylesine içimize girmeyi başarmışlardır ki daha damak tadımıza dahi müdahale etme cüretini göstermekten kaçınmaz hale gelmişlerdir.
Ülke bütünlüğü ve güvenliği söz konusu iken dahi ellerini üzerimizden çekmeyip adeta karşımızda bile olma saygısızlığını gösterebilmektedirler.
Komşumuz dediğimiz ve gerek ihracat ve gerekse ithalat yönünden alış veriş yaptığımız ülkeler dahi bizlerin bu mücadelelerinde bizlere karşı olmuşlar adeta meydan okuma cüretinde bile bulunaktan kaçınmamışlardır.
Son zamanlarda yaşanan doğuda sözde komşumuz olan ve topraklarında eli kanlı Terör örgütünü barındırmaktan çekinmeyen, en acısı da Müslümanlık ahkâmları kesen bu ülkeye biz yıllardır su ve elektrik vermekte ve karşılığında astarı yüzünden pahalıya mal olan petrol almaktayız. Bizler petrolsüz yaşarız gerekirse kendi topraklarımızdan o petrolü çıkarırız ama onların unuttuğu bir şey var ki insanoğlu susuz yaşayamaz. Hala neye zar atıklarını bilmeyen o zavallı sözde komşumuz olan ve batıda bizleri kendilerine uydurmaya çalışan tüm dünya ülkelerine kanımızın son damlasına kadar biz olmazsak onlarında birer hiç olduğunu anlatmak için gelin sevgili büyüklerimiz kapatalım kapılarımızı.
Doğuda Habur’u, batıda Kapıkule’yi, hava sahamızı ve tüm dünyaya her ne kadar zor olsa da bedellerini ödemek çok güç olsa da, dünyaya Türk yoksa yaşam yok mesajını vermek adına yeniden tüm dünyaya dostluğumuzla övünün ve düşmanlığımızdan korkun mesajını vermek adına kapatalım kahrolası tüm kapıları.
                              Murat TEMÜROĞLU
Yorum ve önerileriniz için murattemu@gmail.com