Pek çok doktorun yardýmý ile ölüyorum. -Büyük Ýskender |
|
||||||||||
|
Türkiye’de ki gündemine çok uygun bir kitap yazmýþsýnýz. Diriliþ Operasyonu’nu biraz anlatýr mýsýnýz? Bordo Bereliler konusunda özel bir araþtýrma yaptýnýz mý? Diriliþ Operasyonu’nun, Türkiye’deki gündemi, yakýn zamanda direkt içine alan bir konusu olmasa da, ileriye dönük bir zaman diliminde tamamen içine alabilecek bir reel kurgu olacaðýný düþünüyorum. Son zamanlarda dünya gündemini meþgul eden A.B.D’nin baþýný çektiði Hýristiyanlýk dünyasýnýn on bin kilometreden kalkýp orta doðuya yerleþmesinin nedeni Ýncil’de geçen Armageddon’da yapýlacak son savaþý, er ya da geç gerçekleþtirme düþüncesi olduðunu söylemek yanlýþ olmaz sanýrým. Kitabýmda, var olduðuna inandýðým bu düþünceyi Diriliþ Havarileri þeklinde yer verdiðim gizli bir tarikat boyutuna indirgeyerek irdeledim. Ancak, bir Hýristiyan tarikatý olsanýz bile, Vatikan merkezli Hýristiyanlýk dünyasýndan ayrý bir þekilde hareket etmenize asla izin verilmez ve inanca zarar verdiðiniz düþünülerek çökertilirsiniz. Kitapta yer alan ikinci bir tarikatýmýz olarak yine Lucifer’i(Þeytan) yeryüzüne hakim kýlmak isteyen baþka bir sapkýn tarikat olan Lucifer’in Iþýk tarikatý var. Yine bu tarikatta kitapta yer alan bir efsaneden yola çýkarak Lucifer’i tekrar maddesel olarak canlandýrmak suretiyle dünyayý ele geçirmeyi amaçlamaktadýrlar. Yine kitapta üç ayrý ana bölümü de birbirine baðlayýcý olan kahramanlarýmýz Türk Silahlý Kuvvetlerimizin göz bebeði olan bordo berelilerimiz var. Evet, diriliþ operasyonu: A.B.D, Ýsrail, Ýtalya ve de Türkiye’den oluþan dörtlü bir ittifakýn; az önce bahsetmiþ olduðum gizli tarikatlara karþý istihbari ve askeri anlamda bir araya gelerek ortaklaþa düzenledikleri iki ayrý ve de farklý bölümden oluþan tek bir çökertme operasyonudur. Sorunuzun devamýndaki Bordo Bereliler konusunda araþtýrma yaptýnýz mý sorusuna gelince. Elbetteki çok fazla geniþ bir açýlýma sahip olmasa da bazý araþtýrmalarým olmadý deðil. Ýçinizde katledilmiþ bir duygu var mýydý? Bu kitabý bitirdikten sonra neler hissettiniz? Ýçimde böyle bir duyguyu barýndýrýyor olmuþ olsaydým þayet, bir çok karýþýk duygunun yer aldýðý böyle bir romaný oluþturamazdým. Yani sadece katledilmiþ duyguya yönelecek tarzda bir eser ortaya koyardým ki bunu da dikkatli her okur anýnda anlayabilir. Oysa ki Roman içerisinde sevgi, baðlýlýk, birliktelik, nefret, hüzün, ihanet vs. kýsacasý hemen hemen bir çok duyguya ve düþünceye romanýn bir çok deðiþik yerinde rastlayabilmeniz mümkündür. Özelliklede bordo berelilerin günlüðü adlý kitabýn ilk bölümünde deðiþik duygu ve düþünceler fazlasýyla yer almaktadýr. Bu kitabý bitirdikten sonra hissetmiþ olduðum tek duygu: toplumumuza gerçekten önemli bir eser kazandýrmýþ olduðum gerçeðine inanmýþ olmamým bana vermiþ olduðu bir gururdu. Kitabýnýzda bahsetmiþ olduðunuz tarikatlarýn gerçekle bir ilgisi var mý? Konuþur gibi yazmak çok akýcý, deðil mi? Günümüzde sapkýn ya da deðil, o kadar çok radikal tarikat ve örgüt var ki,yine bu var olan tarikat ve örgütler; inanýn, aklýnýzýn, hayalinizin sýnýrlarýnýn alamayacaðý derecede çok deðiþik inanç ve de idealler çizgisinde hareket etmektedirler. Kitabýmda adý geçen tarikatlar, dünya üzerinde; deðiþik bir isim altýnda ayný inançlar ve düþünceler doðrultusunda varlýklarýna devam ediyor olabilirler. Böyle bir þey mümkün deðildir ya da gerçek olamaz demek tamamen yanlýþ bir düþünce olur kanaatindeyim. Konuþur gibi yazmak; evet söylediðiniz gibi gerçekten akýcýlýk vermektedir. Bu þekilde yazmamýn nedeni okuru sýkmamaktýr. Yani amacým,bir kitap havasýndan çok bir sohbet havasý ile okuru kitaba baðlayýcý kýlmaktýr. Bilinçaltý korkularýmýzý yok etmek için ne yapmamýz gerekiyor. Gizli tarikatlar ve örgütler çok tehlikeliler, deðil mi? Öncelikle þu kesin kez bilinmesi gereken bir gerçektir ki bilinçaltý korkularýmýzý yok edebilmek diye bir þey söz konusu olamaz. Çünkü, bilinçaltýmýz var olduðu sürece korkularýmýz bir gölge misali bizlerle var olacaktýr. Ancak, bilinçaltý korkularýmýzla barýþýk yaþama þansýmýz vardýr. Bu ne demek? Bu þu demek, korkularýmýzdan kaçmak yerine onlarla yüzleþtiðimiz zaman bizi korkutmak adýna takip etmekten sýkýlacak ve rahat býrakacaklardýr. Fakat, bizler yani insanlar, çareyi kaçmakta saklanmakta arýyoruz ki; bu kendi adýmýza yapacaðýmýz en büyük kötülüktür. Korkulardan kaçmak bir zaman sonra onlarýn maddesel olarak yaþadýðýmýz dünyayý paylaþacaðýmýz karakterler haline getirir. Evet, gerçekten de gizli tarikatlarýn ve örgütlerin devletlerden çok daha tehlikeli olduklarýna inanýyorum. Çünkü, sýnýrlarý yoktur. Bu cümle söylenirken, kendisini iki anlamda ön plana çýkarmaktadýr. Birincisi sýnýrlarý yoktur: Çünkü, þu noktadan baþlar þu noktada son bulur þeklinde bir doðal sýnýra sahip deðillerdir. Yine sýnýrlarý yoktur diyorum: Çünkü, sahip olduklarý amaçlarý idealleri yada saplantýlarý doðrultusunda legal yada illegal yollardan yapabileceklerinin gerçekten sýnýrý yoktur… Sizin kitabýnýzda þeytanla ilgili çok fazla bilgi var. Þeytan yani Lucifer’e kimler inanýyor? Günümüz modern satanizmi olarak bilinen inançta dahi, tam olarak þeytani bir inanýþ söz konusu deðildir. Þeytan, günümüz satanizminin sadece bir sembolü yani aracýdýr ancak, ama asla amacý deðildir. Fakat eski Pagan dinlerine baktýðýnýzda burada gerçek manada þeytana bir baðlýlýk ve inanýþa doðru meyil etme olduðunu görürsünüz. Bugünkü satanizmde Tanrýsal bir inanýþ yoktur. Ancak, bunun yaný sýra þeytani bir inanýþ da asla söz konusu deðildir. Modern satanizmde “Kiþinin Tanrýsý yine kendisidir’’ inanýþý, hakim olan yegane düþüncedir. Bu baðlamda sorunuzun cevabý da kendiliðinden ortaya çýkmýþ olmaktadýr. Yani günümüzde, en azýndan bilinen manadaki satanizm inanç sisteminde inanýlan varlýk Lucifer (þeytan) deðil kiþinin kendi hür iradesi ve benliðidir. Kitabýmda yer alan Lucifer’in Iþýk Lordlarý da günümüzde var olan satanizmden çok çok uzak bir noktada tamamen Lucifer’e (þeytan) inanan, biat eden bir inanç çizgisi içerisindedirler. Yani satanizmin gerçek manada olmasý gerektiði þeklini bire bir yaþamaktadýrlar. Diriliþ Operasyonu adlý kitabýnýzýn , Türkiye’de yazýlmýþ, tarikat, mafya, asker ve savaþ iliþkileri konulu diðer macera türü kitaplardan farký nedir? Genel yapý itibariyle pek bir farký yokmuþ gibi görünse de bence en büyük farký romanda adý geçen hemen hemen tüm karakterlerin duygu ve düþüncelerin ayrý ayrý iþlenmesiydi. Yani klasik anlayýþtan öte bir anlatým tarzý var. Elbette her romanda olduðu gibi Diriliþ Operasyonunda da bir baþ kahraman var. Ancak, romandaki diðer kahramanlarda en az baþ kahraman kadar “Biz de bu romanýn içinde varýz ve bu romaný bütünleþtiren bir parçayýz’’ diyebilecek kadar ön plana çýkmaktadýrlar. Örneðin: Romanýmýn baþ kahramaný Bordo bereli bir Türk subayý fakat, onun en Yakýnýndaki eli ayaðý, gözü kulaðý pozisyonunda bulunan karakterlerden bir tanesi yine cesur bir baþka Türk subayý ve yine yürekli bir Türk astsubayý ve bir diðeri de Türk ordusunun yine gözünü budaktan esirgemeyen korkusuz bir uzman çavuþudur. Ýþte bu ve benzeri noktalarda rütbe, makam, mevki gözetmeksizin romanda bir birliktelik ve bütünlük oluþturma havasý vermeye çalýþtým. Bu da haliyle, baþrol karakterleri hariç, diðer bir çok karakterin de; romanda ön plana çýkmasýný saðladý. Böylece bilinen bir çok ayný tarz kitaptan farklý olmak üzere daha bir ön plana çýkmýþ oldu. Roman karakterlerini yaratýrken, nereden ilham aldýnýz? Bildiðiniz üzere roman üç deðiþik ana bölüm üzerine þekillendirilmiþ bir yapýya sahip. Ýlk bölümde yer alan Bordo Bereli karakterleri kitaba adapte etmek benim için çok zor olmadý desem hani, yalan olmaz. Çünkü, her insanýn, çocukluk döneminde gönlünde, gelecekte olmayý hayal ettiði bir meslek vardýr. Benim de çocukluk yýllarýmda, gönlümde yatan ideal mesleðim askerlikti. Ancak, yaþamýþ olduðunuz hayat bazen sizi ideallerinizden uzaklaþtýrýp çok farklý yönlere doðru kanalize etmektedir ki; ben de ideallerinden çok farklý bir yöne kanalize olmuþ bu insanlardan birisiyim. Ýþte bu yüzden idealinizdeki mesleðiniz ya da sevdiðiniz þey doðrultusunda çocukluktan beridir yapmýþ olduðunuz araþtýrma ve incelemeler sonucu sahip olduðunuz bilgi birikiminiz; yazacaðýnýz kitapta çok fazlasýyla iþinize yarayacaðý için pek fazla zorlanmýyorsunuz. Metal Fýrtýna’yý okudunuz mu? Bu romaný nasýl deðerlendiriyorsunuz? Sizin okurlarýnýz kimler olacak? Metal fýrtýnayý okumadým. Sadece okuyan arkadaþlardan kulaktan dolma bazý þeyler biliyorum. Bu yüzden kitabýn içeriði hakkýnda tam olarak bir yorum yapmam yanlýþ olur kanaatindeyim. Neden okumadýðýma gelirsek þayet bu soruya þöyle cevap verebilirim: Diriliþ Operasyonu, Metal Fýrtýna ile her ne kadar kurgu tarzýnda ayný yada benzer bir hava estiriyorlarmýþ gibi görünseler de yinede bu iki eserin içerik bakýmýndan çok farklý kulvarlarda olduklarýna inanýyorum. Ýþte bu yüzdende kitabýmý yazarken okurlarýma karþý herhangi bir etkileþim olmuþ havasý vermemek adýna Metal Fýrtýnayý okumama kararý aldým. Yani romanýmýn, okurun kafasýnda tamamen bana özgü bir hava estirmesi gerekiyordu ki; sadece bu nokta Kurgu olmasý benzerliði haricinde, Metal Fýrtýnadan ayrýlarak farklý bir kulvarda yer almasý için yeterliydi. Benim okurlarým kimler olacak sorunuza gelirsek þayet. Kendisini yaþamýþ olduðu Dünyanýn huzurunun ve mutluluðunun sürekliliði adýna dünyaya karþý sorumlu hisseden herkes dersek kýsaca, yerinde olur sanýrým. Sizin bir ideolojiniz var mý? Kitabýnýzdaki þiddeti nasýl tanýmlýyorsunuz? Elbetteki herkesin sahip olduðu bir ideoloji olduðu gibi benimde sahip olduðum bir ideoloji mevcut. Sahip olduðum ideolojiyi kýsaca özetleyecek olursak þayet din, dil, ýrk ayrýmý yapmaksýzýn ulusal bir milliyetçilik anlayýþý taþýdýðýmdýr sadece. Kitabýmdaki þiddete gelince uzantýsý Operasyon þeklinde devam eden bir kitap yazýyorsanýz elbetteki gerektiði ölçülerde ve dozlarda belirli bir þiddet içeriði taþýmak zorundasýnýzdýr ki yazmýþ olduðunuz konuyu tamamlayýcý bir unsurdur bu. Ayrýca Stephen King gibi korku, gerilim roman tarzýnýn büyük üstatlarýnýn yazmýþ olduðu romanlarda havalarda uçuþan baltalar, çekiçler ve testerelerin yanýnda benim kullanmýþ olduðum dil ve anlattýklarým romaným için yazýlmasý gerekli olan þeyler olarak çok fazla masumane kalmaktadýr.Bu, mercimek çorbasýna biraz pul biber ekmek gibi bir þeydir hani.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Sayým Çýnar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |