Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine |
|
||||||||||
|
Etrafındaki herşey hızla akıp geçiyordur yanından, sen ise sadece şaşkın bakışlarla olanları izliyorsundur. Telaşın ve hengamenin arasında birşeyler düşünmek istersin, yavaşça kenara çekilirsin. Kimse seni görmüyordur ya da farketmiyordur. O an tek başına, oracıkta kalakaldığını hissedersin... Onlar gibi olmayı hiç bir zaman istemedin. Hayatın gidişatına kapılıp öylesine yaşamayı, düşüncesizce günlerini tüketmeyi... Olmadın da zaten ve hiçbir zaman olmayacaksın. Çünkü, senin amacın farklı, kimse anlayamasa da. Neden anlayamıyorlar diyorsun bazen! Belki de bazen kendine kızıyorsun. Ben niye böyleyim, diye... Bu senin doğan... Değiştirmen çok zor belki de imkansız. Ama iyice düşündüğünde anlayacaksın ki bununla yaşamak çok da zor değil hatta diğerlerinden farklı olman senin daha da mutlu olmanı sağlayabilir. Nasıl mı? Çok basit aslında. Her şeyi olduğundan farklı görmen, onun güzel yönlerini de derinliğine görmen anlamına geliyor. Çoğu insanın göremediği o gerçekler, seni tahmin ettiğinden daha da çok mutlu edecektir. Bir çiçeğe baktığında onun sadece yapraklardan ve dallardan oluşmuş bir bitki olduğunu düşünmeyeceksin. Gördüğünde seni mutlu edip güldürebilecek derecede sevimli olan o çiçeğin bu dünyadaki mucizelerden biri olduğuna inanacak ve mutlu olacaksın. Bazen mutlu olmanın ne anlama geldiğini de soruyorsun kendi kendine. Mutlu olmak, sadece iyi şeyleri görüp onlarla avunmak değil... Fırtınalı bir günde, bulutların arasından sızan güneş ışınlarını farkedip onların çabalarına hayran kalmaktır mutluluk. Bazen, sokağın kenarındaki kaldırımda oturan, bebeği olmadığı ve arkadaşları onu oyuna almadığı için gözlerinden akan yaşlara engel olamayan minik bir kız çocuğunun ellerindedir, bazen sürünerek kendinden 4000 kat daha büyük ve yüksek bir ağaca çıkmaya çalışan bir kurtçukta. Ama unutma ki her zaman küçük şeylerdedir mutluluk, minicik bir ayrıntıda, bir odanın en kuytu köşesinde... Şimdi sen bunu da sorarsın, neden saklanmaya mı çalışıyor bizden, diye! Mutluluk, hakedenlerin yanındadır hep. Dünya onu da korkutur bazen ve gidip minik bir kelebeğin kanadının altına ya da bir çocuğun gözyaşına saklanıverir. Onu ancak arayanlar ve sabredenler bulur. Sabretmek yeteneği herkese bahşedilmemiştir ki o yüzden mutluluğu da çok az kişi tadabilir. Sen tadabildiysen ne güzel! Demek ki o şanslı kişilerdensin. Aramaya devam et öyleyse! Kim bilir daha ne güzelliklerle karşılaşacaksın ki bulduklarını biriktirdikçe bir de bakacaksın kendine içinde mutlu olabileceğin bir evren yaratmışsın...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Figen Kandemir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |