Dünyaya geldiğinden, dünyada bulunduğundan, dünyadan gideceğinden hoşnut olan bir kimse görmedim. -Namık Kemal |
|
||||||||||
|
Serinin son yazısı olması hasebiyle şu bilgiyi tekrar aktarmak isterim. Hıristiyanlar için kutsal olarak kabul edilen dört incil vardır. Bunlar; Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'dır. Hıristiyan inancına göre bunlar arasında bir ayrım yoktur. Şimdi maddeler halinde bu çelişkilere geçelim. 1. Matta incilinin 5. bölümünün 39. - 40. - 41. kısımlarında, "Kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin. Sizi bin adım yol yürümeye zorlayanla iki bin adım yürüyün." yazılıdır. Böylesine hümanist bir yaklaşımda bulunan bir incil, Luka'nın 12. bölümünün 51. - 52. kısımlarında "Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ayrılık getirmeye geldim" şeklinde bir yaklaşıma dönüşüyor. 2. Matta incilinin 7. bölümünün 21. - 22. - 23. kısımlarında, Hz. İsa'nın (A.S.), "Beni kabul eden herkes değil, göklerdeki Babam'ın isteğini yerine getiren Göklerin egemenliğine girecektir" dediği yazılıdır. Ancak, yine Matta'nın 10. bölümünün 32. kısmında "Beni kabul eden herkesi, ben de göklerdeki Babam'ın önünde açıkça kabul edeceğim" yazıyor. 3. Matta incilinin 10. bölümünün 34. - 35. kısımlarında Hz. İsa'nın (A.S.), "Yeryüzüne barış getirdiğimi sanmayın! Barış değil, kılıç getirmeye geldim. Çünkü ben babayla oğulun, anneyle kızın, gelinle kaynananın arasına ayrılık sokmaya geldim." dediği yazılıdır. Fakat, Matta'nın 15. bölümünün 4. kısmında "Çünkü Tanrı şöyle buyurdu: 'Annene babana saygı göstereceksin' ; Annesine ya da babasına söven kesinlikle öldürülecektir." yazmaktadır. Yukarıdaki cümlede, aile içerisine ayrılık soktuğunu söyleyen birisi, hemen ardından neden anne ve babaya saygıdan, hatta kötü söz kullananların öldürülmesi gerektiğinden bahsediyor. Bu bir peygambere yakışmayacak bir çelişkidir. Yine, Matta'nın 26. bölümünün 52. kısmında "O zaman İsa ona, 'Kılıcını yerine koy' dedi. 'Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek'." yazmaktadır. Yeryüzüne kılıç getirmeye geldim diyen birisi, neden kılıç çekenleri kötülüyor?! 4. Matta incilinin 1. bölümünün tamamında Hz. İsa'nın (A.S.) soy ağacı verilir ve doğumu anlatılır. Soy ağacı verilirken, üst kuşaklarla, annesi Hz. Meryem'den değil, Hz. Meryem'in kocası denilen Yusuf isimli birisinden bağlantı kurulur. Halbuki, incilin aynı yerinde, Yusuf'un Hz. Meryem'e Hz. İsa (A.S.) doğmadan önce dokunmadığı yazılıdır. Buna göre, sözü edilen Yusuf ile Hz. İsa (A.S.) arasında hiçbir kan bağı bulunmaz, incildeki bilgiye göre aralarındaki ilişki sadece üvey baba - üvey evlat ilişkisidir. Böyle olunca da, o soy ağacındaki yer alan kişilerle Hz. İsa (A.S.) arasında bir kan bağı bulunmadığı anlaşılıyor. Yani, Matta'nın ilk bölümündeki soy ağacında yer alan Hz. Davud, Hz. İbrahim gibi peygamberlerle bir kan bağı meydana gelmiyor. Ancak, buna rağmen, Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'nın çeşitli yerlerinde Hz. İsa'dan (A.S.) "Davudoğlu" diye bahsediliyor. Bu şekilde, incil kendi kendini yalanlamış oluyor. Kan bağı olmayan birisine onun soyundan geldiğinin işareti olan "...oğlu" denilemez! 5. Matta incilinin 12. bölümünün 19. kısmında Hz. İsa'nın (A.S.) özelliklerinden bahsedilirken "çekişip bağırmayacak, sokaklarda kimse onun sesini duyamayacak" yazıyor. Ancak, aynı bölümün 34. kısmında Hz. İsa (A.S.), Ferisiler'e hitaben "Sizi engerekler soyu! Kötü olan sizler nasıl iyi sözler söyleyebilirsiniz?" diyerek bağırıyor. Yine, Matta'nın 15. bölümünün 7. - 8. kısmında Hz. İsa (A.S.) bir grup insana "Ey ikiyüzlüler!" diye hitap ediyor. 16. bölümün 23. kısmında ise Hz. İsa (A.S.), Petrus'a "Çekil önümden, Şeytan!" diye bağırıyor. Luka'nın 11. bölümünün 40. kısımda da "Ey akılsızlar!" diyerek çıkışıyor. Şimdi ilk cümleyi tekrar okuyalım, hani çekişip bağırmayacaktı? 6. Matta'nın 28. bölümünün 15. kısmında "Bu söylenti Yahudiler arasında bugün de yaygındır." şeklinde bir cümle vardır. Bu cümlenin sonradan eklendiği açıkça belli olmaktadır. Çünkü, cümlede "bugün de" denilmektedir. Bu cümleden önceki cümleleri de okuyunca, tamamen eklenti bir cümle olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. 7. Markos incilinin 12. bölümünün 29. kısmında Hz. İsa (A.S.), "Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab'dir." demektedir. Ancak, incillerin pek çok yerinde Hz. İsa (A.S.) içinde (haşa) "Rab" kelimesi kullanılmıştır. Mesela, Markos'un 2. bölümünün 28. kısmında "İnsanoğlu, Şabat gününün de Rabbi'dir." demiştir. Yani, Hz. İsa (A.S.), kendisine hem "insanoğlu" hem de (haşa) "Rab" demiş oluyor! 8. Luka incilinde 26 benzetme vardır. Bunların 16'sı incil'in öbür kısımlarında yer almaz. 9. Luka incilinin hemen başında "Yahya'nın Doğumu Önceden Bildiriliyor" başlığında bir bölüm yer alıyor. Ancak bu bölüm, Matta ve Markos incilinde bulunmuyor. 10. Luka'nın 1. bölümünün 15. kısmında "O, Rab'bin gözünde büyük olacak. Hiç şarap ve içki içmeyecek." yazılıdır. Yani, Rab'bin gözünde büyük olmanın içki içmemekle bir alakası olduğu söyleniyor. Fakat, Hıristiyan inancına göre içki içmek günah sayılmıyor. Buna sebep olarak da, incilde geçen "Dışarıdan insanın vücuduna giren hiçbir şeyin yasak olmadığı" cümlesi gösteriliyor. 11. Luka incilinin 2. bölümünün 36. - 37. kısımlarında, Anna adında çok yaşlı bir kadın peygamberin varlığından söz ediliyor. Ancak, bu kişiden diğer incillerde hiç bahsedilmiyor. 12. Yuhanna incilinin 3. bölümünün 17. kısmında "Tanrı, Oğlu'nu dünyayı yargılamak için göndermedi, dünya O'nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi." yazılıdır. Buna rağmen, Luka'nın 5. bölümünün 22. kısmında "Baba kimseyi yargılamaz, bütün yargılama işini Oğul'a vermiştir" yazmaktadır. Aynı incilde geçen ve birbirine taban tabana zıt iki ifade. Şimdi nasıl olur da bu metne kutsal diyebiliriz? 13. İncillerin, bilhassa Matta ve Yuhanna'nın birçok sayfasının altına dipnotlar düşülmüştür. Bu dipnotlarda, ilk incil yazmaları olarak kabul edilen Grekçe El Yazmalarında yer alan farklı cümleler yer almaktadır. Yani, buradan hareketle bazı cümlelerin açıkça değiştirildiği ortaya çıkıyor. Bütün bu maddeleri toparlarsak, ortaya şöyle bir tablo çıkıyor; eğer, inciller kutsal bir metinse, yani ilahi bir metinse hiç bir yanlışın ve çelişkinin bulunmaması, hiçbir cümlenin değiştirilmemesi gerekmektedir. Yukarıda yer alan çelişkilerin, incillerde yer alan bütün çelişkiler olmadığını da göz önünde bulundurarak şöyle bir düşünelim; bu nasıl bir ilahi metindir, biz buna nasıl inanıp güveneceğiz?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hasan Hüsnü Güner, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |