Akıntıda kayığımı ilerletmede ters yöne, biliyorum fazla dayanamıyacak kürekçiler...
IUnutmalıyım suyun akışını. Aslında ben bir göl kenarındayım, etrafın seyrindeyim... Biliyordum buraya geleceğimi, her gün aklımdaydı, her görmeye içim gidiyordu...
Orayı sevecek miyim, artık yeni bir yer daha tanımak, özümsemek istiyor muydum?Gölün sessizliğine kanım çağladı bir solukta.Hiç ses yoktu ama sanki bir şey çağırıyordu beni. Ben yürüdükçe gölün kenarında, gül yüzünün ışığı parıldıyordu suyunda. Ben ilerliyorum, o da bana gülümsüyor... O da benimle ilerliyor...
Sıcacık bir rüzgar esti,yaprakların melodileri...Ve bir dakika bakıştık.O derin sevgi dalgalarını anlıyorum, kırık mavi, bazen de yeşile çalan gözlerinden...
Bu kadar saf ve içten bir bakış görmemiştir daha gözler... O kadar ki, önce tenimde alev aldı ateş ve içten içe eridiğimi hissettim. Bir yudum su oluverdim!Nasıl oldu birden anlamadım... Ben onun içindeydim, o da benim...