Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
X ormanlığında Y kuşlarının fazla üremesini gözlemleyen bir bilim adamı, bir süre sonra kuşların ormana zarar vereceğini düşünerek, üremelerini kontrol altına almaya başlar, şöyle ki beş yumurta varsa yuvada, üçü alınıp, ikisi yuvada bırakılır. Y kuşlarının üremeleri kontrol altına alınmıştır ancak beş yıl gibi bir süre içinde ormandaki ağaçlar kurumaya başlamıştır… Nedeni ise araştırıldığında görülmüş ki kurtçuklar ağaçları sarmıştır… Kurtçuklar neden bu kadar çoğalmış da, ağaçları kurutmaya kadar işi vardırmıştır diye araştırırken de, Y kuşlarının besin kaynağının o kurtçuklar olduğu anlaşılmıştır!... ….. Doğanın bir dengesi var, evrenin de elbette!... Bu dengeler bozulduğunda bir şekilde, elbet bedeli de ödeniyor! ….. Keneler neden bu kadar çoğaldı diye pek de uzun düşünmeye gerek yok bence… Kuş gribi nedeniyle, ki hala şaibeli bir durumu vardır nezdimde, tavuklar ve kuşlar katledildikten sonra kenelerin VIP salonlarına teşrifi bir denk geliş olmasa gerek! …. Naylon ve hormonların gıdalarımızla tanışmasından sonra kanser hastalığının adını duymuşluğumuzda denk geliş olamaz! Radyoaktif çalışmalar ve patlamalar… Atıklar… Böcek ilaçları… Dozunda kullanılabilir elbette, ancak o dozu kim bilecek ve uygulayacak, laf aramızda ihraç ederken belgelemek durumundasınız, belgeyi alırsınız, insanını önemseyen ülkeler detaylı ilaç kalıntı analizi isterler, Türkiye’de tam analizi yapacak merci de bulamazsınız, yurt dışında bu tam analizi yaptırmak zorunda kalırsınız. O ilaçlar nelerden yapılır, yapılan ilaç nelere mal olur… ….. Arsa amaçlı ormanlar katledilir, sonra da erozyon oldu diye dövünülür… Kuraklıktan şikayet edilir… …. Ozon tabakası delinir… İnsanlar çeşitli kanser türleriyle tanışır, hortumlar binlerce insan alır, depremler ile tsunamiler yarışır… Türkiye’de bozuk çıktı diye bir kız kurşunlanır! ….. Bazı yerlerde insan doğasıyla da uğraşılır… İnsan doğası yok sayılır! Her dengesizlikteki gibi, bunun da bedeli ödenir!... Bakınız: Genç kız katliamları, cinayetler, intiharlar, psikolojik ve sosyolojik rahatsızlıklar… …… Evrenin, doğanın ve her canlının gerek kendi içinde gerekse de birbirleriyle muhteşem bir dengesi var, bakıp da görmemek, görüp de bilmemek imkansız! ….. Kızılderili’nin biri en kalabalık caddelerinden birinde yürürken Amerika’nın, durur aniden ve yanındaki arkadaşına der ki, ağustos böceği var yakınımızda bir yerde! Arkadaşı şaşırır, ne arasın ağustos böceği böyle bir yerde… Kızılderili döner, etrafına bakır ve kuytuda kalmış bir ağacı gösterir, işte orada! Bu gürültüde nasıl duyabildin o sesi diye meraklanır arkadaşı… Kolay der Kızılderili, metal bir para atar caddeye, herkes dönüp bakar… Gördün mü der Kızılderili, herkes tanıdığı sesi duyar!... ….. Evrenin sesini duymamız… İnsanlığımızdan utanmamamız, utandırılmamamız dileğimle, sevgilerimle… Gülgün Karaoğlu Mayıs,30/08
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gülgün Karaoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |