Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Hani bitişlerin sonunda bazı ortak cümleler vardır dökülen. Az çok hepimizin gözlerinden dökülen tuzlu yaşlar gibi… ’’Neyleyeyim artık?’’ Neyleyeyim?.. Bana bir daha üzülme sevgilim. Yüreğimi kaplayan acılar kaplamasın senin de yüreğini çünkü artık acılarıma bile ortak olmanı istemiyorum… Anlatamıyorum kendime. Olmadığın, olmayacağın bir yaşamı artık kabul et diyorum… Edemiyorum. Senaryoları koyup önüme, mutlu olabileceğim yolların listesini çıkartırken, her şeyi ortaya koyarken yine de anlamıyorum, anlatamıyorum… Bana bir daha üzülme olur mu sevgilim?.. Yaşamayı ne kadar çok sevdiğimi bilirsin. Acıyla yaşamayı hele hele çok sevdiğimi. Çok mutlu olsam da gözlerimin dalıp gitmesi için bir sebep bulabileceğimi. Kısacası her zaman hüzün taşıyacağımı. Hüznü, ekmek gibi, su gibi sahipleneceğimi bilirsin… Bilirsin… Yüzüm gülecek sevgilim merak etme. Sen hiç merak etme. Sadece bakmazsan öyle derin derin gözlerime mutlu olduğumu göreceksin. Ama eğer bakarsan… Görmek istemediğin seni görebilirsin belki orada. O yüzden bakma. Sensiz olacak sevgilim her şey… Kuşlar sensiz uçacak, bahar sen yokken gelecek, soğuk kış geceleri karlar yağarken caddelere, o koca koca dağlara… Mayıs’a kadar doruklarda kar varken bile sensiz olacak her şey. Ben suya ayaklarımı sokacağım sen yokken. Ellerim kendilerini taşıyabilmeyi öğrenecekler. Tutunmayacaklar bir yerlere… Dua edeceğim, O’na sığınacağım… Direneceğim. Başkalarının dertlerini dinleyip unutacağım kendi derdimi. Çok çok mutlu edeceğim yakınlarımı. En çok da o kış vakti çıplak ayaklarla sokakta yürüyen o çocukları. Onları mutlu gördükçe ben de mutlu olacağım. Başkalarını ısıtarak üşüyen yüreğimi ısıtmayı bileceğim sevgilim. Sen hiç merak etme. Aynı dünyada yaşadığımızı biliyorum. Aynı güneşe baktığımızı, aynı aya,aynı yıldızlara. Aynı varlığa dua ettiğimizi biliyorum. Belki de bilmeden aynı anda dua ettiğimizi… Burada geceyken vakit orada da gece olduğunu, okullar kapanınca memleketine gideceğini, açılırken seminerler için biraz erken döneceğini. Tatillerin olduğunu… Okul çıkış vakitlerinde evde olabileceğini ya da dışarıda herhangi bir yerde olabileceğini… Bütün bunları düşünürken bu kadarını bilmeyi bile kaldıramayacağımı… Öğretmenler gününde öğrencilerinin gününü kutlayacağını ama en çok benim kutlamamı bekleyeceğini biliyorum. Bildiğim halde de kutlamayacağımı biliyorum. Gönlüm heba. Git artık. İçimdeki yabancıyı alıp da git. Her şeyimdin. Her şeyimi alıp da git sevgilim. Ne olur artık git. Çağla GÖKDENİZ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ÇAĞLA GÖKDENİZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |