Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Zaman öyle sırlarda saklı,bizler onu bilmiyoruz,neyin nezaman karşımıza çıkabileceğini önceden kestirmek düşünülemez bir şey,ben seneler çok seneler öncesi anılarımda yazmış olduğum,ilk aşkım hayallerimin kadını sultanım YASEMİNİM bana çok sevgi dağarcığımda çiçekleri sundu,sevmeyi gülmeyi öğretti bana sabrı gösterdi,en önemlisi sadakati kalbime en derin yerine bıraktı,sevmek hem de benim onu sevebileceğim gibi sevmek,onun için sevgiye önem veriyorum hayatımda insanları kırmamaya özen gösteriyorum ama bazen hiç istemeden istem dışı kırabiliyorsunuz,kendinizden nefret ettirebiliyorsunuz aslında istemeden onun kırılabileceğini bilmediğinizden size sonradan garip gelebiliyor,çünkü ona okadar sağlam güven duymuşsunuzdur fakat her nedense bazen olabiliyor ve karşınızdaki insanı nekadar sevseniz bağrınıza bassanız bile kırılabilir o insan,sizi de üzebiliyor nekadar doğruyu söylemeye çalışsanız da olmuyor inandırmak ne mümkün çünkü o sizi sevdiğiniz kadar belki sevmiyor düşünüyorsunuz,olabilir mi diye asla diyebilecek kadar saf sevgi var yüreğinizde ama kırılmıştır,nekadar bu böyledir deseniz bile olmuyor eliniz ayağınıza dolanıyor diliniz bir şeyleri söylemeye çalışsa da belki daha da hatalar yapabiliyorsunuz,bu da YALAN oluyor YALANCILIKLA itham oluyorsunuz hem de bağrına bastığınız dünya tatlısı en sevdiğinizden geliyor istemediğiniz kelimeler ne yapsanız dünyaları önüne serseniz belki yine inanmayacak tır kahroluyor ağlıyorsunuz,beklentiniz sadece dostluk sevgi için de olsa hep onu merak ediyorsunuz bütün merağınız,düşüncenizde artık o vardır yapmanız gerekenleri yapamaz oluyor gülemiyorsunuz,dostlarınız o yüz ifadenizde neler oluyor diye sizi merak ediyorlar dışarıya çıkamaz oluyorsunuz bütün güzel gördükleriniz size hoş görünmüyorlar insanlar kahkahalarla gülseler siz morarıyorsunuz,hayatınız çekilmez oluyor ama siz onu nasıl sevmiştiniz YASEMİNİN aşkıyla onun bütün güzelliklerini görerek sevdiniz onun kadar ince düşünebilir diye sevdiniz,ama hep hep bu düşünceler kaygılar bütün olumsuzluklar birgün sizi inanılmaz bir yere sürükleyeceğini bilmeden içten içe yıkımınızı görmüyorsunuz beklide,bu beklenmeyen hastalığın başlangıcı olabiliri düşünmüyorsunuz birgün o gün geldiğinde sadece sevgisinden sana olan bağlılığın karşılığını görmez iken,o umulmadık çaresizce ölüyor bunu oda belki görmüyor sadece acaba acaba beni anlarmı,beni ararmı bana yine sevigilim diyebilirmi,bana ton tonum dermi,onu bekliyorsunuz,nafiledir beklediği belkide neyazık ki o çok güven duyduğu aşkına her fedakarlığı yapabilen sevgili artık amansız bir hastalıkla boğuşmaya onun belirtilerini hissetmeye başlıyordur,asla sevdiğine belli etmemek tek isteğidir,onu da üzmek istememektir amacı,bir gün kapıya acilen ambulans gelir komşular ve yakın dostları üzülmektedir,hepsi hastane kapılarında beklemektedirler bir doktor çıksa da ne olduğunu söylese nitekim doktor bey kapıyı aralar o kalabalığa hastanız ölümcül kanserdir,nekadar uğraşsak sonuca varamıyoruz bugün yarın her şeye hazırlıklı olun,en sevdiklerine haberler verin der,kimse en yakınını bilmez kapı bir daha aralanır hemşire hanım elinde birkaç kağıt,cüzdan la gelir bunu kime teslim edicem der elimize aldığımız kağıt parçasında sana yazılan son şiiri vardır ‘’Elveda Sevgilime’’ şiir açıklıdır sevgi dolu kelimeler içeriyordur,bitimin de ben seni unutmadım sende beni unutma oldu mu? sevgilim,şımarığım der,adını,tlf nu yazar hemen orada yazılan numara aranır,bir zaman sonra telefondaki ses senin sesindir size bu kişiyi tanıyor musunuz denir,sizde evet dostumdu arkadaş yani,size şuan hastanede çok kısa ömrü var olduğu söylenir,çığlıkla ağlar bağırırsınız nerde nerde,oraya gelirsiniz ne yazık ki sizi deliler gibi seven DEV ADAMINIZ ölmüştür,onu son olarak görebilirmiyim dersiniz gördüğünüzde hala size gülüyordur,sanki sevgilim ben seni kırmak istemedim neden beni yalnış anladın yinede seni seviyorum,seni cennetimde bekliyorum dercesine,dona kalırsınız iş işten geçmiş yorumlar yaparsınız.Eğer inancınız varsa sevdiğine yok hala inanmadım diyorsanız mutlaka hesap gününde doğruyu göreceksiniz orada yalan yoktur onun size doğrularını filim gibi izleyebilirsiniz.. Sami Arlan
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sami, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |