..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlýk, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayýda artmasýdýr -Mark Twain
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Þiir > Aþk ve Romantizm > Sami




14 Aralýk 2008
1 Asýr (Yüz Yýl) Sonrasýnda...  
Sami

:ACHD:

1 Asýr (Yüz yýl) sonrasýnda…

Yýl 2108 Haziranýn bir pazarýnda “Mel” ve sevgili eþi ilk aþký “Tem” ile…
Bundan bir asýr öncesinde yaþayan Þair “Mel” ve sevgili aþký “Tem”, Akçay’ýn en güzel zamanlarýnda yaþamýþ olduklarý, dillere destan beraberlikleriyle herkesin örnekler aldýðý mutluluklarý taklit ediliyormuþ, çok mutlu hayat tarzýný yaþamýþlar.
Beraberlikleri gizli aþk, o kadar mutlu yaþantýlarý varmýþ ki bu gizliliklerinden bir erkek çocuklarý olmuþ, herkesten habersiz bir yerde yavrularýný büyütmüþler okutmuþlar ve evlendirmiþler, ondan doðan çocuklarýný, torunlarýný görmüþler onlardan doðan çocuklarý da ve ondan da doðan torununu torununu görmüþler, iþte bu çocuðun adý da”Mel” imiþ sevgilisi de “Tem” ne tesadüf ki bir asýr öncesinde kurt dedeleri ve ninelerinin isimlerini almýþlar.
“Mel” Türk Sat uzay mühendisi imiþ sevgili aþký araþtýrmacý tarih profesör’ü yazarýymýþ, uzay çaðýnýn en güzel günlerinde aþkýyla, atalarýnýn anýlarýnýn geçtiði yere dünya kenti metropol Akçaya gelmiþler müze olarak gezilen evlerinde bir sandukanýn içerisindeki hatýralarým saklý diye yazýlan (Mel ve Tem) imzalý defteri okumaya baþlamýþlar.
2008 yýllarýnda kaleme alýnmýþ bir anýsýnda, bir gün yine iki sevgili yazýn en güzel sýcaðýnda o meþhur kordon boyunda el ele kol kola geziyorlarmýþ. Sanki dünya umurlarýnda deðil, bulutlarda “dans ediyorlarmýþ” gibi endamlarýyla ve muhteþem güzellikleriyle Tem’in kahkahalarýyla, çevresine mis kokularýný býrakarak, insanlarýn arasýnda yürüyüþlerini yaparlarken, gecenin bir saatinde hava o kadar güzelmiþ ki ayýn denize vurduðu o müthiþ yakamoz eþliðinde limana doðru giderlerken, yeni sevgililer yeni aþklarla “ne olur müsaade eder misiniz” deyip fotoðraflarý çekiliyorlarmýþ,
Tem, etrafý yakarcasýna cazibesiyle, neþeli, gülen o güzel suretiyle insanlara pozitif enerjisini veriyormuþ. Akçay’ýn hafif esen rüzgârýnda omuzlarýna varan simsiyah saçlarý ona baþka bir güzellik veriyorken biricik aþký Mel,büyük bir zevk ve þefkatle onu dolu gözleriyle izliyormuþ…
Oda çevresinde oldukça sevilen güvenilen koca yüreðiyle yardým seven biriymiþ…
Gezmeleri esnafý, satýcýlarý coþturuyor derecesinde daha da avazlarý çýktýðý kadar mallarýný satmak için baðýrýyorlarmýþ.”Tem abla, Mel aðabi buyurun buyurun” diyorlarmýþ her durduklarý yerde insanlar alýþveriþ yapýp imzalar alýyorlarmýþ, o günün anýsýna hatýra için, herkes mutlu, sevecen, gülen bir Akçay’da yaþamanýn mutluluðunu hissederek yaþarlarmýþ.
Her akþam olmasa da geceleri ve sabahýn ilk saatlerinde gemi turlarýna giderler doðanýn müthiþ renklerine ortak olurlarmýþ, hafta sonlarýnda sahilin kalabalýðýnda herkesin arasýnda denize girenler havanýn sýcaklýðý ve denizin serinliðini hissederlermiþ…
Ýnsanlar, sahil kenarlarýnda “inþallah burada denize girerler” diye þemsiyelerini açmaz beklerlermiþ. Ne zaman görünseler “buraya Tem Haným buraya” diye davet ederlermiþ…
Ýnsanlar evlerinde yaptýklarý börekleri ikramda yarýþlar ederlermiþ, o kadar dolu dolu günleri geçiyormuþ, radyolar televizyoncular kendileriyle “mutluluklarýnýn sýrlarý nedir? ” diye programlar yaparlarmýþ…
Aþklarý ÝDA’ da dillere destan konuþulur, emlakçýlarýn da yüzleri gülüyor, bütün insanlarý ev aldýrmaya sürüklüyormuþ. Sebep “Mel ve Tem’in” aþklarýný gözleriyle görmek, hayatlarýna bir aný býrakabilmek amacýn dalarmýþ…

Çocuklarýna isimlerini veriyorlar, lunaparktan çýkan müziklerin coþkusunda çarpýþan arabalara, gondola, binerek güzel bir günüde yaþamýþlýðýn mutluluðunu anýlarýnda býrakýyorlardý.
Kaz daðlarýn o muhteþem havasýnda oksijenin doruðunda þarýl þarýl akan suyundan içmeleri de ayrý bir zevkti. Sahilde içilen bir çayýn zevkine doyum olunmazken, git gide yaþlanmanýn farkýnda deðillerdi, kordondan aldýklarý kaynamýþ mýsýrýn tadý hala dudaklarýnda hissediyorlardý ki her gün yerlerdi, sanki “yeni aþýklarmýþ” gibi parmaklarý birbirine geçmiþ olarak genç aþýklar gibi coþkuyla gezmeleri dillere destandý.
Ömür otelin bahçesinde yedikleri yemek biricik aþký Mel’in ona yaptýðý iltifatlar görülebilecek üst derecedeydi. Coþkularý yüzlerindeki þakaklarýndan belli oluyor o “nur” endamýnda ki yüzü hiçbir zaman soluk durgun deðildi.
Hep gülen yüzüyle Tem’i ve Mel, gizli aþklarýn en doruðundaydý, bir birine yaptýklarý iltifatlarda “aþkým müsaade eder misin? ” veya “tabi ki sultaným, ay parçam elini verir misin? ” ve “tabi ki erkeðim tut ellerimi, yüzüne kurban olduðum aþkým, bir ihtiyacýn var mý? ” gibi mutluluklarýn doruklarda dolaþýrlardý.
Gece gezmelerinde yine bir baþka deðiþik kýyafetleriyle gözleri kamaþtýrýyorlardý, o gün bir baþka güzellerdi. Deðiþik renklerdeki abiyesiyle, anlaþýlan bir gece ziyaretine gidiyorlardý, sorulduðunda bir dostlarýnýn düðününe baloya gideceklerdi o taksiciler “Mel baba Tem ablacýðým benimle gidiniz” diye birbirleri ile yarýþýrlardý, adeta.
Her seferinde bir baþka taksiye binerler baþka mutluluk verirlerdi, gittikleri yerde ayrý bir sevgi yumaðýyla karþýlaþýrlar sohbetler ederlerdi, dans etmeleri o kalabalýkta bile kendilerini belirtirlerdi.
Coþku, neþe onlar içindi sanki gelin ve damat sanki düðünlerini unutmuþlar gibi onlarla sohbetleri koyulaþýr, örnekler alýrlardý. Sorular sorar, sanki beyinlerine yazarlardý.
Akþamýn ilk saatlerinde baþlayan eðlence “hiç bitmesin” diye saatlerce danslar ediliyordu. O ayýn üzerlerine bir baþka ýþýk yansýmasý, onlara dekor veriyormuþçasýna renklerini gönderiyordu, herkesler gibi muhteþem mutluluklarý zaten gözlerinden belliydi.
Sabaha kadar sanki hiç yorulmamýþçasýna ayný sevgi selinde yüzleri gülüyor müsaadeler alýnýp evlerine gidiyorlardý. Ýnsanlar coþkulu hep mutlulardý.

Bir günleri diðer günlerden çok farklýydý, akþama yakýn her gün günün batýmýný görebilmek için sahile kordon boyuna gelirler, insanlarla sohbetler ederlerdi.
Bazý gençler, “Sarý Kýzýn” önünde fotoðraflar çektirmek için sanki yalvarýrcasýna, Tem ablalarýndan sevgilisi Mel aðabeylerinden müsaadeler alýr, çektirirlerdi.
Her seferinde o meydanda kumrulara yemler atarlar, “sýla özlemi” bir günün baþlangýcýna merhaba derlerdi.
Yaz sona ererken insanlarýn Akçay’ý birden boþaltýr sanki kendi kendine býrakýrcasýna tenhalaþýrdý.
Ýnsanlar daha tenhayken daha bir baþka sohbetler eder, o hýrçýn dalgalar sahilleri dövercesine baþka bir manzara görüntüsüyle, ayýn batýmý bir baþka olurdu.

Zaman günler hýzla aslýn da geçiyor zamanýn geçtiðini fark etmeksizin hayatlarý sürüyor ve bir baþka yazda onlarý baþka coþkular bekliyordu, ama saçlarda beyazlýklarý gözükür derecesinde beliriyordu onlarda her canlý gibi yaþlanýyorlar ama asla sevgileri sohbetleri mutlu beraberliklerinden tavizler vermiyorlardý…

Elbet onlarda biliyorlardý hayattan göçüp gideceklerini onlar mutluydular insanlar onlarý seviyor, hep yeni beraberlikleri taþýyorlardý, yeni yeni insanlarla tanýþýyor dillere destan aþklarýný baþka yerlere taþýyan elçileri oluyorlardý sanki.
Zaman gelmiþ, torunlara karýþmýþ, cennetin güzelliklerinde buluþmayý bekliyorlardý. Sanki gelenler, hep dengi veya yaþlýlarý ziyaret edenlermiþçesine evleri dolup taþýyordu.
Bir gün yürekleri daðlayan tüm ÝDA gözyaþlarýna boðulacak acý haberle sarsýlýyordu.
Genci, yaþlýsý sevenleri aðýtlar yakarcasýna dualar eþliðinde Tem ablalarýna, ninelerine eþsiz o insana aðlýyorlardý. O ölmüþtü! ..
Camilerde selalarý okunuyor, sanki tüm sevenleri Akçaya hücum edercesine büyük kalabalýklarla dolup taþýyorlardý.
Festival yoktu. ÝDA’ da bir konser de yoktu. Tem ablalarý hayata gözlerini yummuþ ona aðlýyorlardý. Yazýn kavurucu sýcaðýnda aldýrýþ edilmeden, terler su deryasý gibi üzerlerinden boþalýyordu. Onun eþsiz sevgilisi, biriciði hayatýnýn en mutlu anlarýný onunla geçiren “baba Mel” in gözlerinden yumuk yumuk bakýþlarý arasýnda, sanki seller akýyordu aðlýyordu. Hayat arkadaþýna, ona belki son görevini yapacaktý.
Ýçi, belki kan aðlýyordu dýþarý ya pek belli etmek istemezmiþ gibi dalýp gidiyordu ta onunla olan mutlu günlerine gözleri bir “ölü deniz” misali durgundu.
Hep derdi “benim ikinci baharým Tem’di,onunla çok mutlu mesut günlerimiz oldu” diye diye, anlatmakla da bitiremezdi. Hatta “O benim kelebeðim, o bir deryaydý” derdi.
Ýnsanýn yüzüne baktýðýnda bütün güzelliðini sana verir hoþ kokusunun derinliðinde sanki bayýltýr gibi serinlikler verirdi. Her yönüyle hanýmdý, hani derler ya halk arasýnda, “eller anasý” iþte o oydu hayatýný sanki “insan sevgisine” adamýþ bir insanlýk elçisiydi.
Günler sayýlý gelip geçiyorken tam 1 yýl sonra sanki çaðýrýrmýþçasýna sevgili koca dev adamý da o acý haberle insanlarý aðlattý. Mel babada gitmiþti insanlar belki aðlýyordular fakat hep dillerde þu konuþuluyordu.

“O gideceði yere gidiyor, onu bekleyen aþkýna kelebeðine biriciðine gidiyor” derlerdi.
Akçay sessizdi, Akçay hüzünlüydü, ÝDA dillere destan aþký konuþuyor festivaller düzenleniyor, yarýþmalar oluyordu, kültür etkinlikleri yapýlýyor þiirler okunuyor, adlarýna öyküler yazýlýp tiyatrolar sergileniyordu…
ÝDA sanki onlarsýz boþ gibiydi rüzgâr sanki bir baþka esiyor güneþ bir baþka yakýyordu, akþamlar durgundu, sanki esnaf zevksizdi…
Balýklar bile denizde aðýtlar yakýyorlardý, sahiller coþkusunu kaybetmiþti, gün batýmý öyle hareketli geçmiyordu, insanlar bir yerlere bakýyorlardý, ama ta derinlere bakýyorlardý, sanki o müthiþ aþký gözlerinde yaþýyorlardý gibi dalýyorlardý…

Seneler seneleri kovalamýþ, geçerken evleri müzeye dönüþmüþ, sevenleri bir baþka sevenlerle geliyor, babalar anneler çocuklarýna hikâyeler eþliðinde aþklarýný o güzellikleri anlatýyorlardý. Büyüdüklerinde, onlarda geliyorlar, ziyaretlerini dualarla iletiyorlardý. Akçay onlarýn aþklarýyla efsaneleþmiþ, yeni doðan çocuklara adlarý veriliyordu.
Akçay’da artýk bir Sarý kýz heykeli, birde denize bakan tüm ÝDA’ ya merhaba diyen uzun simsiyah saçlý ablalarýný, aðabeylerini görüyorlardý.

Ýþte aþklarýn en büyüðü kabul edilen bu serüven uzadýkça uzuyor, torunlarýn torunlarý onlarda ziyarete bu zaman diliminde gelmiþler belki onlarda aðlýyorlardý. Ve öyle bir zaman geldi ki, bu aþkýn adý birleþti. “Meltem” oldu…

Þimdi her denizden ýlýk ýlýk esen rüzgara “Ýþte Meltem bu…” derler ve þairlere esin olmuþtur…
Meltem, her sýladaki yarin özlemi, her kaptanýn yüreðini ferahlatan bir umudu ve her vuslatýn baþlangýcý olmuþtur.

Sanki okuduklarý roman misali kitapta kurt dedelerini ninelerini yad ediyorlardý. O kitabýn içinde görünüyorcasýna mis gibi kokularý daðýlýyordu odalarýna…
Zaman uzay zamanýydý, hala aþklarý uzayýn deðiþik yerlerinde sohbetlerde aþklarda anýlýyorlardý. Gitme vakitleri gelmiþ özel araçlarýna binerek büyük bir hýzla kayboldular belki de bilinmeyen uzaklýklarda Akçay nasýl gözüküyordu.

Sevgili dostlar; þimdi gelelim bizlere, ayný onlar gibi her iki cinsler tartýþmalarý býrakarak sevsinler, aþk çok yüce bir hazdýr aþký yaþayýnýz, hem de sonsuza kadar sonsuzluk derecesinde, þunu hep deyiniz birbirinize, “aþkým seni çok ama çok seviyorum” deyiniz. Gözlerinin derinliklerinde onu görünüz içiniz den bir ses ben “eþimi çok seviyorum” diyerek haykýrmalý, sevgi daðarcýðýnýz asla daralmasýn. Sevgisiz kalmayýnýz, hep ama hep sevilen siz olunuz…

Saygýlarýmla…

Sami Arlan



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gözümün Bebeði….
Hani Ben Kelebeðindim...
Gör, Duy Artýk...
Aaaþþk
Gece Yürüyüþü…
G Ý Z L Ý / A Þ K...
Özlüyorum Seni.
Ölmedim Bak….
Mutlu Son...
O Duygular…

Yazarýn þiir ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Barýþýk Olmak…
Aþk Bizi Nerelere Sürükledi...
Çek Git Güzelim….
Teþekkür Etmek Zor Mu?..
Asýl Olan Ben mi Körüm...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Pembe'li Geçen Zamalarýmdan... [Öykü]


Sami kimdir?

Dost canlýsý,dürüstlük,seffaflýk,duygusallýk.

Etkilendiði Yazarlar:
Yazar adý asla seçmem güzel olan herþeyi okurum.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Sami, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.