Hala çevrende bulabileceğin güzellikleri bir düşün ve mutlu ol. -Anne Frank |
|
||||||||||
|
Bu kısa bir hikaye olacak diye başladı yazmaya. Kısa bir hayatın kısa bir hikayesi. Uzun hayatlar görmüştü, kısa bile olmayan hikayeleri olan. Her hikaye gibi bu da karakterin tanıtılmasıyla başlamalıydı. Karakter tamamen hayaldışıydı aslında ve hayatını kısa yapacak olan da karakterin kendisinden başkası değildi. Kayıtlara göre soğun en soğuk olduğu bir yerde en soğuk bir zamanda zor bir doğumla gelmişti dünyaya. Herkes gibi seçme hakkı olmaksızın. Sonrasında, güneşin en güneş olduğu şehre taşınmış ve soğuğu geride bıraktığını sanmıştı. Oysa soğuk tam da içindeydi. Aile adı verilen “kutsal birliktelik” sık sık kesintiye uğruyor, çocuk kafasıyla anlamlandıramasa da bu durumların ortasında kalmak içini üşütüyordu. Sıcaklığı bulduğunu sandığı anda karlardan tepesi görülmeyen bir dağın zirvesinde buluvermişti kendini. Yanlış birşeyler vardı ve üşüyordu, iliklerine kadar. Ve ne zaman ısınmak istese anı karlı dağ onu çağırıyordu artık. Bundandı belki sıcak dokunuşlardan kaçışı, onunki soğuk korkusuydu. Öyle bir soğuk ki, onu nefessiz bırakacak, donup kalmasına neden olacak bir soğuk. İşte böyle büyüdü hayal dışı kahramanı. Büyüdükçe içindeki soğuk da, soğuk korkusu da büyüdü. Her incinişinde kendini aynı karlı dağda bulması da bundandı belki. Bazen kendini koruyabiliyordu soğuktan, nasıl yaptığını bilemese de, kimi zaman aylarca uğramıyorudu o karlı tepeye. Yine de bir yerlerinde tüm heybeti ve soğukluğuyla durduğunun farkındaydı. Ve onu çağıyorudu. Böyle zamanlarda, kulaklarını tıkıyor ve güneşe sığınıyordu. Ama güneş her zaman yardımcı olmuyordu ona, kah bulutların arkasına gizleniyor, kah yerini aya bırakıyordu. Ayın beyazlığı soğuğu hatırlattığındandı belki gecelerinin zor geçmesi. Hele bir sabahı etsin üşümeden, karlı dağın tepesinde donup kalmadan, başka bir şey istemiyordu artık. Bu böylece sürüp gitti. Kimileri hastalık dediler buna. O da kabul etti, öyle ya madem hastalıktı iyileşebilir ve artık üşümeksizin, güneşin tadını çıkararak yaşayabilirdi. Ama öyle olmadıi hiçbir şey istediği gibi gitmedi. Her defasında daha çok üşüyor ve artık tamamen “çıldırmış” olmaktan korkuyordu. Tüm bunlara ve üşümeye yeter demenin zamanı geldi diye düşündü. Artık aynı şeyleri yaşayıp durmak, aynı duvarlara çarpmak, daha fazla üşümek istemiyordu. İşte böyle bir gecede, karlı dağın tepesinde soğuktan donup kalmışken, tek bir adım atıp sonlandırmaya karar verdi kısa ve soğuk hikayesini. Ve cehennemde yanacağını bile bile son adımını attığında tek bir söz çıktı ağzından, şimdiye dek onu farkedenler ve etmeyenlere hitaben “özür dilerim!”.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © sonsuz travma, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |