Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
Boş verin onu bunu da ne diyorsunuz ülkemizin son günlerdeki gündemine….. Senaryosu bu topraklarda yazılmayan, çizilmeyen bir dolu sinema filmi (aslında gerçek hayattır ama Türk halkı dizilere ve TV’lere abone olduğundan hayatın gerçek kısmı da dizi film gibi izlenmektedir. Bu yüzden tarafımca, bilinçli olarak senaryo ve film kelimeleri kullanılmaktadır.) ülkem topraklarında çevriliyor… Hele tam da bu günlerde neyi görmemiz gerekiyorsa arka arkaya ve bir bir görmeye başladık. Ama biliyorum ki, gördüğümüz, aslında görmemiz gerekenin önüne ustaca eklenmiş farklı sahneler manzumesidir. Ya da daha acısı tam görmeye hazırlandığımız gerçeğe eklenmiş ve gerçeğin saptırılmış bir başka versiyonudur…. Üniversitedeki uçuk bir hocamızın bir lafı vardı….. “belirleyiciliksizleştirme” hatırlayan, duyan veya ilgili kitabından okuyan var mı ? Ben de tam burada; ülkenin içinde olduğu gündemi özetleyen, benzer bir laf buldum…. “Gerçeksizleştirme” Nedir ? Bu annem nedir ? Gerçek gibi görünmeye başlayandan gerçekten çok farklı başka neticeler elde etmeye yarayan, tam anlamıyla bir taşla iki kuş vuran bir yeni oyun…. İçinde olmayanları da sona eklediğiniz, vaktiyle başka işlevler gören zerzevat kimseler eliyle ve başka amaçlarla görülen işleri olayın dışındakilerle bağlayarak yeni bir sonuca ulaşma sanatı…….Olanı, olmayanla karıştırarak, anlam ve değer yargılarına zerk edilmiş gerçek bir psikolojik savaş….. Gerçeksizleştirmeler sonucunda elde olunanlar, gerçeklerle aynı sonucu verir. Kimyası farklı da olsa görsel sonuç gerçek sonuçmuş gibi geri kalmış ülkelerin vatandaşlarına yutturulur. Biz gerçeksizleştirmeyi, küçük küçük gerçeklerin gerçek olmayanlarla birleştirilerek ortaya atıldığı büyük sonuçlar olarak görürüz. Bu anlamda ne 27 Mayıs bir ihtilaldir. Ne 12 Eylül darbe…. Ne Derviş'tir, çözüm olan ekonomiye… Ne ekonomidir, aslında çözülen…… Ne seçimdir kazanılan, Ne kaledir, kaybedilen…. Lafı uzatmaya gerek yok… Sahnelene sahnelene bitmez ülkemin çilesi, Bu, bizim gibi dizi izleyicilerin kaderi, Bilmediğimizden neyin gamı, neyin kederi, İşte Mustafa Kemal’e verdiği sözü: İzindeyiz….. İyi tatiller, İyi uykular, Türkiye….. Ahmet Dosdoğru
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Dosdoğru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |