Ruhumun içinde kocaman bir mezarlık oluşturuyorum. Birikmiş, bütün işe yaramaz duyguları buraya bırakıp, üzerini örtüyorum. Gömüyorum. Bu yüzden ara sıra garip seslerle irkiliyorum. Korkunç olmayan, ama can yakıcı solukları hissediyorum derinlerde bir yerde. Kin duyduğum zamanları çok yaşıyorum. Ama ben bunu istemiyorum. Nefretin bende yeri yok diyorum. Öldürüp, binlerce kez katil oluyorum. Sonra onu mezarlığıma gömüyorum... Tekrar mı diriliyor, benimle alay mı ediyor bilemiyorum, ben güçsüz değilim diyorum; sevgiyi damarlarımdan bedenimin her zerresine kadar yayıyorum. Ben güçlüyüm diyorum. Neydi istediğim? Böyle bir mezarlığa sahip olmak mı? Hayır. Binlerce kez hayır... Böyle olmasını ben istemedim. Hayatın kanunlarında yazılı böyle bir kural olmalı ki, istemediğim halde böyle bir mezarlığa sahip oldum.