..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > sefa keçeci




28 Mart 2010
Mucize Gemi  
kavimler savaşlar ve saf altından dev bir şifreli gemi

sefa keçeci


Konsept:tamamen saf altından yapılmış bir gemi gizemli korkunç orman. denizin ve havanın değişik haller alması şifreli sözler. .savaşlar akrepli zindanlar kızgın ateşten taşlar taşıyan kuşlar.dev .bir yılan. efekler. melekler. ruhani güçler. gemin şifreleri 11 iyi savaşçı kavimler.savaşlar


:CBFC:
Yıl M.ö.300 Göçebe bir hayat yaşayan seben kavmi uzu yürüyüşler ve aylar sonunda
artık kendilerine çok uygun bir yer bulmuşlardı seben haklkı bölgeyi çok beğenmişti
hemen tüm hazırlıklar yapaılmaya başlandı,herkes bir tarafta var gücüyle çalışıyordu sebende herkese yardım ediyordu elşnden geldiğince
seben kavmin öncüsüydü ve iyi bir silahşördü seben bir ara yaşılar heyetinin yanında oturdu yaşlar ona burasını çok uygun olduğunu artıö burayı kendilerine bir yurt edinebileceklerine söyledir
sebende elbetteki artı göç etmeyiz dedi,halk çok sevinçliydi sebende mutluydu
bu arada kavmin en yetenekli gençleri seben tarafından eğitici olrak görevlendirilmişlerdi
bunların her biri kendine 10 kişi alarak sarp arazilerde savaş sanatı öğreniyorlardı
bunu bölgedeki diğer kavimle izliyordu zamanla diğer kavimler yanı başlarında bir savaşçı kavim olmasını çekemediler ve korkmaya başladır
kendi aralarında diğer kavimlerle bereber yalanlar uyalan uydurmaya başladır
tüm kavimlerde söyleyen söz seben kavminin tüm köyleri kendisine katmak isteyeceğini ve sizleride öldüreceğini
herkesi duyurdular artık her geçen gün sebenin kulağına can sıkıcı duyumlar gelmeye başlamıştı
seben tüm kavimlerin içine öğrencilerinden küçük çocukları pazarlarda bir satıcı olarak haber toplaması
için görevlendirdi çocuklar tüm kavimlerde konuşulanları sebene yetiştirdiler hazırlık yaptıklarını hepsi birlikte seben kevimine salıracaklarını söyledir
seben o gece tüm kavmiyle hazır bekledi tüm araziye yayılmışlardı kimse gelmedi diğer kavimler böyle güçlü bir kavimle savaşmak istemiyordu
çok kayıp vereceklerini biliyorlardı sabah olunca 3 atlı seben halkının köyünün ortasına gelerek bir duyuru yaptı
sizlere üç gün süre tanıyoruz bu sürede eğer buradan aryılmassanız sizleri yok ederiz.dediler ve ordan hızla ayrıldılar
seben yaşlılar heyetini yanına alarak çadırına girdi dışarda kavmin tüm gençleri tüm silahlarıyla içerden çıkacak bir haber bekliyordu hepsi savaşmaya ölüme susamış birer cengaverdi
içede uzun konuşmalar sonucunda seben dışarı çıktı ve toparlanın buradan ayrılıyoruz sizleri bir savaşa sokmak istemiyorum
sizlere söz veriyorum bu topraklara bir gün geri döneceğiz.herkes hazırlığını yaptı seben artık yaşlanmıştı kendisinden sonra
kavmin yönetimini yaşlılar heyetine komutasınıda karuna bırakmak istediğini söyledi uzun zaman geçimişti bu bitmek bilmeyen göçün sonunda artık bir yer kendilerine bir yurt ednimek istiyordu
seben bir ormanlık alana vardılar burada bir hafta kadar kalacaklardı o sırada kavmin en iyi savaşçısı olan karun tüm öğrencilerini toplayarak onlarla bie gemi yapmak istedi
karun ve tüm kavmin erkekleri gemi inşası için çalışmaya başladır tüm ormana yayıldır herkes karınca gibi çalışıyordu bunlrın azmine gören ve inanan tüm seben halkı karuna yardım etti
seben de bu azimlerden ötürü onlara gamiler bitene kadar burada kalacaklarını söyledir uzun çabalar sonucunda gemiler denize indirildi tüm seben halkı gemilere binmye başladı
artık denizlere açıldılar karun kavmi komuta ediyordu deniz havası iyice sohumuştu hamile kadınlar ve küçük çocuklar vardı yiyecekte azalmıştı seben buna çok sıkılmaya başlamıltı
şartlar gittikçe kötüleşiyordu yaşılar heyeti sebenin yanına gelerek ilk gördükleri adaya inmelerini aksi halde büyük sıkıntılar olabileceğini söyledi günler geçiyordu
nihayet bir ada göründe tüm halk buna çok sevindi aartık mutlu olacaklardı seben bu adaya yanaşılmasını burada bir süre kalacaklarını söyleri,gemiler adaya yaklştıkça
adanın güzelliği göz kamaştırıyodu girişte iki büyük dev heykeller bunlar yanyana bir kuş görünümündeydi oraya yanaştılar tüm halk gemiden inmye başladı
seben bir ara heykelere dönüp baktı ve sessizce bu adada birileri var dedi,adanın bir kıyısına doğru ilerlerdiler seben uygun bir yer gördü ve burada kalacağız dedi,halk hazırlıklara başladı
herkes kendine uygun bir yer bulup konaklayacağı yerleri hazırlamaya başladı kbu sırada karun yanlız başına bir köşede oturuyordu
karun artık bir göç istemiyordu bir yeri yurt edinmek istiyordu bunun içinde ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı
gün batımına doğru karun bir ara adanın sıkı ormanlık bölümlerine doğru yürüdü karun gittikçe adanın güzelliği onu büyülemişti
farkında olmadan uzun yol gelmişti havada kararmak üzereydi nasıl geri döneceğinide nerden gideceğinide bilmiyordu etrafda binlerce hızla geçen garip ışıklar ve sesler yükseliyordu blunduğu terde bir şeyler oluyordu
hızla oradan tepe bir yere çıkarak bir kayanın üstünde oturup sabağı beklemek istedi çıktığı ve bulunduğu yer ormadaki korkunç yaratıkların lideri (heranın)tüm adaya seslendiği yerdi tüm ada karunun ayaklarının altındaydı
ada adeda bir elmas gibi parlıyordu o sırada adanın kıyısından gök yüzüne parlak mavi ince bir ışık uzanıyordu
karun bunu merak etti ve onun nerden geldiğini bulmak istedi ışığa doğru hızla yürümeye başlaldı ışığa doğru yaklaştıkça sesler yükseliyor
önünde binlerce ışık kümesi oluşuyordu tüm korkun ortamın en şiddetli anında bir yerde düşerek bir barakanın dibine yuvarlandı seszice kalkarak yürümeye başladı
iki odası olan bir kulübeydi birince kapıyı açtı seszice etrafına bakındı bu sırada tüm sesler kesilmişti mütüi bir seszlik vardı karun iyice ilerlerdi etrafına bakında
bir kapı daha görünce onunda hafifçe açmaya başladı kapıyı araladıkça o ışığın oradan geldiğini anlamıştı oda parlıyordu yere saplanmış bir kılıç ışığı gök yüzüne vuruyordu
yerde yatan bir yaşlı vardı son nefesini vermekte olan ,karun ona sende kimsin dedin,yaşlı adam,ben adanın ve hazinlerin koruyucuyum yanına oturmasını söyleyeceklerini iyi dinlemsini belirtti
yaşı adam karuna;bu ada sizleri bir yurt edineceğiniz büyük güce sahip olacağınız tüm savaşları kazanacağınız hazinlerle doludur ve şifreli bir gemi vardır bu gemi mucize bir gemidir
sizden önce nice halklar geldi ve helak oldu hera onların hepsini yendi fakat yaptıkları bir hatadan tümü belirli bir vakte kadar lanetlenmişlerdir.yarın sabah güneş doğumuyla hepsi uyanacaktı onları yenerseniz
hazinelere varabilrisiniz onlar tüm insanları yenebildiler çok güçlüler ama akılları yok sizler yenerseniz aklınızla bunu başarabilirsiniz şidmi sen hemen buradan güneş doğmadan kavimine ulaş ve halkınla konuş

karun yaşlı adama;ben nasıl gideceğimi bilmiyorum dedi;yaşlı adam karuna seni dışarda bir at bekliyor o seni kavmine götürecek
dedi;karun ata bindi yaşlı adama son kez gülümseyerek hoşçakalın tekrar döneceğim dedi karunun atı o o sımsıkı ormanda okadar hızlı gidiyorduki karun inanamıyru aslında at uçuyordu ayakları yere değimiyordu
karun gecenin bir yarısı kavmine ulaştı sebenle konuşmak istedi gördüklerini yaşadıklarının hepsini sebene anlattı sebend karuna;bunları sabah tekrar konuşuruz dedi,
karun sebenden beklediğini alamadı ama o uyumadı bir ağacın dibinde oturarak elinde okuyla beklemeye başladı bir güneş doğumuna çok az bir süre kala uyur gibi oldu tam o sırada ormandan korkunç sesler yüskelmeye başladı
tüm hayvanlar ürekmüştü seben halkıda hemen uyanıp dışarıya döküldü o sırada bir çocuk,hayvanları parçalıyorlar die bağırdı bunlar büyük kanatlı uçan bir akbaba göünümlü büyük yaratıklarırdı karun onlara saldırdı
ve yaraladı seben karuna dönerek sen iyi bir komutan olucaksın sana güveniyorum söylediklerine akşam aldırmadım
ama artık görünen oki bu adada yanlız değiliz karunda ;sebene burada onlarla savaşmalıyız dedi seben hayır dedi biz burada konaklamak için durduk savaşa gimenin bir anlamı yok dedi bir gece daha kalıp gideceğiz dedi
akşam hava karardığında adada durulması imkansızdı adada yer yerinden oynuyordu yaratıklar insanlara salıramıyordu sadece hayvanlara dokunabiliyordu bu yüzden korkun sezler ve gürültüler çıkararak onların oradan ayrılmasını istiyordu
tüm halk bir birine sarılmış beklyordu güneş doğana kadar bu böyle devam etti güneş doğunca seben tüm hazırlıklar yapıldı ve adadan ayrıldıllar.
gördükleri ilk karaya yanaştılar vardıkları topraklar (fira)adında zalim bir krak tarafından yönetiliyordu kendisinin önünde diz çökmyenleri ve en ufak hatası olanları
akrepli zindanlarında akrelerin içine atıyordu çok zalim bir karaldı bu sırada ülkeye kendisi içn yapılan bir heykel ve saray için tüm köylerden zorla köleleri götürüyorlardı
sebenin vardığı yerde kölerin en büyük köyüydü köleler seben ve kavmini sevgiyle karşıladı hemen kölelerin önde geleniyle seben oturup uzun uzun konuştu kölelerin lideri de sebene olan biten herşeyi anlatmıştı ömrü booyunca bağımsız yayaşamış olan seben buna çok şaşıdı
seben ve karun hemen bir kölelerin lideriyel bir plan yapmaya karar verdiler bu zalim kraldan herkes kurlulmak istiyordu
akşam firanın askeerleri köleleri almaya geldiğinde askerler çok şaşırdı karşılarında hiç zorlanmyayan hazır köler bekliyordu
bu aslında bir taktikti seben firanın adamlarına her gün düzenli olarak bir gurup veriyordu geriye kalan tüm köleleri karun ve öğrencileri boş arazilerde savaş sanatı öğretiyordu
günler geöiyordu köleler artık her biri usta savaşçı olmuştu bir kale yapımı için çalışmaya götürülen bir köleye firanın adamları kırbaç vurunca o köle oradaki firanın bir çok adamını
öldürmüştü bunu duyan fira o aciz kölenin nasıl böyle savaştığına şaşrıp kalmıltı onu öldürmedi
kendisinin yanında sarayında kendisine yakın bir üst düzey asker yaptı
tüm köleler buna çok sevnmişti sebende karunu onlara vediği üstün eğitimden dolayı taktir edip ödüllendirdi.firanın yanında görev alan köle tüm habeleri karuna yetiştiriyodu
her şey yolunda gidiyordu sebenin ve köleler köyünün yaptıkları çalışmaları diğer tüm köylere yayılmıştı her şey en gizli şekilde yürütülüyordu sebenin karunun öğrencileri
diğer köylere giderek tüm kölelere üstün savaş teknikleri öğretiyordu karunda köleler köyünde bir köle gibi gyinmişti
askerleriyle denize yaklın bir yere doğru yürürken bir anda önünden bir ışık geçip ormana girdi diğerleri bunu farkedemediler
karun;askerlere sizler beni orada bekleyin dedi ve hemen ormana doğru koştu ormana girdiğind beyaz bir ışık bir noktadan bir noktaya geçiyordu karun bunun takip eti ve bir şelanin dibinde büyük bir kayanın üstünde
adadaki gördüğü yalşı adamı gördü,karun ona siz evet siz ;sizi hatılıyorum;yaşlı adam karuna bulunduğun bu toprakların lideri
olmak halkını ve bu insaları bu zalim kraldan kurtman için yanına 11 en iyi savaşını al ve yola çık ben sana bir yere kadar eşlik edeceğim dedi
karun hemen sebenin yanına gelerek ulup biteni anlattı seben karuna izin verdi karun en iyi savaşçıllarından oluşan 11 kişilik bir ekip kurdu gece tüm seben halkının uğurlamasıyla gemiye bindiler yola çıktılar bir süre sonra yaşlı adama onlara eşlik etti
beliri bir yere kadar sonra ayrıldı karun uzun günlerin sonunda adayı gördü adaya yanaştılar karun yanındakilere adanın durumumunu iyice anlatmıştı.gemi yanaştı bir
merdiven attılar merdivenden sırayla inmeye başladılar ilk inen kişi adaya tek ayağını bastığında korkunç sesler yüsekliyor adada ve havada değişik haller oluyordu
ve gemide batmaya başladı artık geri dönüş yoktu tek çıkar yol savaşmak etraflarını gökten bir sürü gelen yarasa şeklinde yaratılar sardı saldırmaya başladır ormana doğru savaşarak girdiler kuşşardan kurtluldular onlar ilelerdikçe arkaları otlarla kapanıyordu geri dönüş
imkansız olacak şekilde sıkı otlar sarıyorudu her yeri bir ara susadışar bir suya eğilmek istediyselerde tam o sırasa su yemyeşil bir zehir
ve yılanlarla doluyordu sularıda kalmmamıştı.hava kararmaya başladı o sırada bir arkadaşları titriyordu karun onun zeğirlendiğini fazla gidemeyeceğini söyledi
hava kararmaya başladı bir köşede sessizce beklemeye başladılar güneşin doğmasını gece hava iyice kararmıştı gök yüzünden binlerce kuş ayaklarında kızgın ateşten taşlar taşıyordu her yer meranın adamlarıyla doluydu bir
gurup (meranın13)askerleri tam karunu gördü işaret ettiğinde güneş doğmya başlıyordu karun onların kendisini gördüğünü çok acele etmeleri gerktiğini akaşam hava karardığında tüm adadada kendilerini aramaya başlayacaklarını söyledi o hemen kalktılar ama birisi kalkamadı çünkü bir adamı
zeğirlenmişti o öldü on kişi ormanda hızla ilelerdiler bir tekkarşılarına bir mahara çıktı karanlıktı içerisi görüünmüyordu
tek geçebilecekleri yol burdandı karuna göre bir ses yükseliyordu içerden karun herkesin sessizolmasını giç kıpırdamamasını söyledi içerden dev bir yılan kafasını çıkardı bu kördü
onları göremedi geri çekilde karun maharaya sesiszce girip oradan geçmeyi başardı karşılarına binlerce böcek çıktı hemen eteş yaktılar böcekler onlara yaklaşamıyordu
oradan uzaklaştılarkarşılarına bir dere çıktı karun onlara burada her şeyin bir şifre olduğunu unutmamalıyız o yüzden bu dereyide en kısa zamanda yüzerek geçeceğiz dediher kez hızlı bir şekilde dsuyua atladı su ısınmaşaya başladı gitttikçe ısınıyordu bir kaçı geride kalmıştı karunu onlara yardım etmek istediysede onlara yardım edemedi su çok ısınmya başlamıştı herke
artık sudan buğarla çıkıyordu suyun kaynamasına çok az bir süre kala karun ve sekiz arkadaşı kıyıya çıkmyı balarıd diper iki arkadaşı yanarak orada eridiler
karun çok üzülde artık sekiz kişilerdi gün batımına az bir zaman kalmıştı gök yüzünde büyük bir delik oluştu adanın üzerine doğru yakşlaştı rüzgar esmeye başladı iyice şiddetlendi adadaki her şeyi içine çekiyordu binlerce yaratık böcekler dev yılanlar ne varsa hepsini kendisine çekiyordu
sonunda gök yüzü normak bir hal aldı ve ada tamamen temizlenmşşti çok seszizdi artık karun evet bittii dedi karun ve arkadaşlarıda bu şiddşetli rüzgarda yere sapladıkları kılçlara tutunarak kurtulmaya başardılar
gün batmak üzereyidi gök yüzüne büyük bir ışık yansıyordu karun arkadaşlarına dönerek,evet bu dedi tepeye doğru koştular
büyük kayalıkların denizin kıyısında saf altından yapılmış bir gemi etrafında binlerce koruyucu vardı karun ve arkadaşları gemiye yakşlştığında
bir gemin etrafındakiler başları yere eğip diz çöktüler karun ve arkadaşları bir an duraksadı garip bir şekilde bakınırken gemiden bir kapı bir merdiven açıldı içinden ao yaşlı adam çıktı karuna;artık gemi senin ve halkınındır
yüzlerce şifresi vardır size yarımcı olacak kişiler çıkacaktır gemide tüm savaşları kazanacağınız savaş malzemeleri vardır
karun ve arkadaşları gemiye binerek oradan ayrılırlar yüzbinlerce kişi adadan gemiye el sallıyordu bunların yüzleri görünmüyordu bir ışık gibi parlıyan birer canlılardı
karun duygulanmıştı ve çok sevnçliyidi gemi hiç bir insan gücü olmadan kediliğinden istenilen yere kendisi gidiyordu
artık günler denizde geçiyordu sebende karununun yenilmiş olabileceğini düşünüyordu çok üzülüyordu her gün onu gönderdiği yerden bir kayanın üstüne çıkarak bekliyordu
seben yine bekliyordu güneş batmış akşam olmak üzereydi denizde büyük bir ışık göründe iyice yaklaşıyordu seben yerinden heyecanla hayretle yavaşça kalkarak büyük bir sevinçle işte evet bu o karun dedi asasını havaya kaldırarak
sevinç çığlıklarıile haykırmya başladı tüm köleler oraya toplandı herkes büyük bir şoktaydı çünkü gemi çok büyük ve tamamen alıntandı
gemi karaya yanaştı karun ve arkadaşları sevinç çığlıkları ile karşılanıp gemiden inmeye başladır hemen savaşa hazırlıklarına başladır.



1.bölüm.göçler ve gemiye varış.

2.büyüler sihirler.

3.bölüm.savaşlar.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Fıkıh [Şiir]
Türkler [Deneme]
Fıkıh [Eleştiri]
Özlü Söz [İnceleme]
Özlü Söz [İnceleme]
Liderlik [İnceleme]
Tasavvuf [Bilimsel]


sefa keçeci kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © sefa keçeci, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.