Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Belki de onu en çok biz meşhur etmişiz..Sert bir kış akşamı, yine hamsi koydum tavaya başladı oynamaya misali hamsilerimiz tavaya dizildi.,hele bir kızarsın ev ahalisi de sofranın etrafına dizilecek inşallah.Bugün ayrı bir heyecan var ,dünkü çıtlatma hamsiden sonra bugün nar gibi kızarmışı süsleyecek sofrayı..Ben bir yanımla of ne güzel koktu mis gibi mis derken bir yanımlada of yinemi hamsi var havasındayım.Midem bayram öncesi arife telaşı yaşarken ruhum hep hamsi yemenin ezikliğinde.O sıralar ruhumda birde çocukluk aşkı rüzgarları esmekte. Uzaktan akraba Yadigar ağabeyin yeğeni gelmiş memleketten. Esmer sert duruşlu hoş bir çocuk..sert duruşlu yeğen her akşam dayı evine gitmeden bize bir uğruyor yeni gelmiş ya tanıdık edinme çabasında., bende ona tanıdık olma çabasında..Bizde bir çaba bir çaba. Böyle gidip gelmelerle günler günleri kovalıyor ,çocukta bana karşı ses yok..düzenli geliyor babamla annemle sohbet ediyor ben konular ilgimi çekmiş gibi pür dikkat dinliyorum.Hoş dinliyorum da anladığım mı var.O memleketin yeşilini, bağını bahçesini anlatıyor, ben hemen orda onunla yeşillikte koştuğumu hayal ediyorum. Sert bakışlı sevdiğimin haberi yokken ben Evliya çelebi gibi gezip duruyorum onunla yurdumun her köşesini..Bu gelip gitmelerde birkaç bakış yakaladığımda ‘’hah tamam o da benim için geliyor’’ heyecanıyla bu sefer bulutlarda geziyorum onunla memleket havaları eşliğinde. Hamsilerimizin kızardığı akşam yemeğin tam ortasında yeğen yine bizde.Annem her akşam ki ezberiyle ''oğlum gel ye bak kaynanan seni seviyor'' diyor.''Eh anne bu kadar olur yani şimdiden sevdiğini belli etme diyorum damadına.,zaten o bakıyor diye kılçık yuttum kaç tane’’ .Her akşam hamsinin varlığının ezikliğiyle sofra başında küçülüp yok olasım geliyor. Ne zaman gelse evde hamsi kokusu’’hayır beni hamsi tüccarının kızı zannedecek evin durumu bu tanıma uygun değil.’’..Ben ezilip büzülüp eh arada da gözlerimi süzerken, yok teyze tokum ben diyor. Annem ısrar ediyor o yok diyor tam bitti davet ret faslı derken .bizimki boğazını temizliyor gayet dik bir şekilde ‘’şu hamside iyi ki var yani ne güzel ucuz, ucuz fakir fukara yemeği diyor. Benim elimdeki hamsi ateş oluyor o an kor olup yakıyor elimi ,deminki küçülmenin yerine yok olma isteğiyle kıvranıyorum. Yerin yarılmasını içine girmeyi istiyorum..Yok önce onu hamsilere yem etmeyi hatta nazlanıp yemediği hamsileri boğazına sokup boğmayı sonra yok olmayı istiyorum.Elimde sıktığım hamsiye aşkımın kurban gitmesiyle, usulca sofradan kalkıyorum. Duygu Hakalmaz -------------------------------------------------------------------------------- --------------------------------------------------------------------------------
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © duygu hakalmaz, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |