İsrail’in yaptığı bu insanlık dışı saldırı içinde azıcık insani duygusu olan tüm insanlık tarafından şiddetle kınandı. Kınandı kınanmasına ama sanal dünyada biraz gezince görüyoruz ki ne kadar İsrail’i seven varmışta bizim haberimiz yokmuş. İsrail ve ona yakın yandaş medyaların son derece masum bu yardım seferini “Bunlar teröristi” o yüzden müdahale ettik sözünü ortaya dökmelerine şaşırmamak gerek.

ARGÜMAN 1

Bir insanlık ayıbı işleniyor, uluslar arası hukuk çiğneniyor yetmiyor insanlarımız öldürülüyor.Görmüyorlar. Olayı saptırabilmek için zihinlerini en çarpık şekilde çalıştırmaktan çekinmiyorlar. Neymiş efendim. Avrupa’dan bir grup serseri Pkk’ya yardım etmek için Türkiye’ye gelmek isteseymiş biz de aynı şeyi yaparmışız. Zihnin çarpıklığına bakın. Birincisi Mavi Marmara’daki saldırıya uğrayanlar serseri değil İnsani yardım gönüllüsü. İkincisi Filistinliler terörist değil. Ha şöyle bir sorun var bu görüşleri serdedenler İsrail vatandaşı ise ona diyecek bir lafımız yok. Kaldı ki İsrail’de bile bu katliamı şiddetle kınayan vicdan sahibi insanlar var.


ARGÜMAN 2

İsrail gemiye kendi karasularına girdiği için müdahale etti. Yaptığı doğrudur.”Peki BM’ninİsrail aleyhine aldığı yüzlerce kınama kararı varken bu uluslar arası hukuk uzmanları nerede idi? Gemilerdekileri insanları uluslar arası hukuka aykırı davrandıkları için ölmelerini meşru görenler bugüne kadar işgal ile ilerleyen İsrail’e karşı ne yapılmalının da cevabını vermelidir?


MUHAFELETİN GARİP KINAMA BİÇİMİ
Ülkemizde bulunan siyasi partilerin hepsi bu iğrenç saldırıyı şiddetle kınadı çok şükür. Kınamada bile kendilerine oy tahvil edecek bir şeyler bulmaya çalışmalarını yakışıksız bulduğumu belirtmek istiyorum. Muhalefet partileri Sinekten yağ çıkaracaklarına gönüldeşlerini Filistin sorunu hakkında bilgilendirerek ve uluslar arası hukuku harekete geçirecek hamleler yapmasını beklerdim. Mesela “Gandi Kemal” pekâlâ bu meseleyi Sosyalist İnternasyonel’e taşıyabilirdi.

İKİ ADAM ve BİR TEŞEKKÜR

Bu katliam olduktan sonra devreye giren iki adama dikkat çekmek istiyorum. Başbakan Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu. Uluslar arası arenada yıllardır hakkımız çiğnenir ama sesimiz bir türlü çıkmazdı. Bu sefer öyle olmadı. İsrail sert kayaya çarptı. Türkiye Krizi başından sonuna kadar meşru kanallarda savunarak adeta uluslar arası ilişkiler öğrencilerine ders olarak okutulacak mükemmel bir diplomasi örneği gösterdi. Hem başbakana hem de dış işleri bakanına gösterdikleri bu yürekli tavırlarından dolayı teşekkürü bir borç biliyorum. Yapılan itidal çağrılarını anlamlı bulmakla birlikte oluşan bu enerjinin olumlu bir sonuca tahvil edilmesi gerekmektedir. Filistin’e yapılan abluka derhal kaldırılmalıdır. Bu kriz şunu da göstermiştir ki BM’nin bugünkü yapısı Uluslar arası krizleri çözmeye yetmemektedir. Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyindeki geçici üyeliği daimi üyeliğe dönüşmelidir. Siyaset adamları bu meseleyi gündeme almalıdır.İkinci dünya savaşı sonrası olmuş bu garip yapılanma gözden geçirilmezse 3. dünya savaşı kaçınılmaz olacaktır.



İÇİMİZDEKİ İRLANDALILAR ve İSRAİLLİLER

Vakti zamanında Milli Takımlar teknik direktörü Mustafa Denizli İrlanda ile yapacağı maç öncesi medyadaki muhaliflerine “İçimizdeki İrlandalılar” diye seslenmişti. Biz de buradan “İçimizdeki İsraillilere” seslenelim :
“ Kan dökülmüştür ve acımız büyüktür. Acımızı küçük görüp kendinizi büyük görmekten vazgeçin. Dünyayı cehenneme çevirmeden azıcık susun ve saygı gösterin. Cenazemiz var…