Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
Sabahın köründe kalkar çırılçıplak denize girerdim. Ama öyle iki kulaç atmalık falan değil. Deniz tuzu tenime değil ruhuma işleyene kadar. Ta ki, polis amcalar beni teşhircilikle suçlayıp merkeze götürene kadar. Kabul ediyorum bu iyi bir fikir değilmiş. Başkasına geçiyorum. Sabahın köründe kalkıp bomboş sokaklarda avazım çıktığı kadar koşardım. Sabahın çiği düşerdi üzerime ama aldırmazdım ıslaklığa. Fırından yeni çıkmış sıcak ekmeğin kokusuna bile kanmaz devam ederdim koşmaya. Nerede olmak istiyorsam orada olduğumu hissederdim. Kapardım gözlerimi koşardım içimden geldiği kadar. Ta ki, gizlerim kapalı olduğu için görmediğim sabah trafiğine yakalanmak istemeyen kamyoncu amcanın kullandığı araç bana çarpana kadar. Tamam, kızmayın, fazla kötümserim sanırım. Hemen değiştiriyorum. Sabahın köründe (neden hep sabahın köründe kuruyorsam hayallerimi) , tamam öğlen vakti olsun, küçükken oynadığım tüm oyunları oynamak isterdim. Gazoz kapaklarını taşla ezip, kiremitleri üst üste dizip, bilyeleri sokacağımız ufak çukuru kazıp gönlümce oynamak isterdim. Herkesin bilyesini almak hatta iddiaya girip gazozlarını da içmek isterdim. Ta ki, önce “sen büyüksün amca” diyip beni maça almayan çocukla, ardından da çocuğun babasıyla kavga edip hastanelik olana kadar. Hayatımın son günü olması hoşgörülü olacağım anlamına gelmez değil mi? Pis dalarım abi… Ama son gün olduğu için güzel bir şey olması lazım. Hemen geliyor yenisi. Dünyada yapılabilecek her türlü macera sporunu denemek isterdim. Paraşüt, bungee jumping, paragliding, rafting, snow boarding (Bi tane de Türk menşeli macera sporu olsun ya! ) yapmak isterdim. Adrenalinin damarlarımda kol gezip beynimi uyuşturmasını isterdim. Ta ki, snow boarding yaparken üstüme çığ düşene kadar. Yok yok, hayatımın son gününü kar altında geçirmek istemiyorum ben. Hem soğuğu da sevmem ki. Hemen başa sarıyoruz. Dünyada yardıma ihtiyacı olan herkese yardım etmek isterdim. Açları doyurup savaşları bitirmek, sellerde çığlarda mahsur kalanları kurtarmak isterdim. Kötü düşünmeyin, Cennete gitmekle sevapla alakası yok, sadece vicdanımı rahatlatmak maksat. Tamam kabul ediyorum diğer sebep de aklıma gelmedi değil. Kocasından dayak yiyen kadınları kurtarmak, bağımlı gençleri ve çocukları tertemiz yapmak isterdim. Ama bu hayal için bile çok ütopik oldu sanırım. Gerçekçi olmam lazım. Ne yapmak isterim ben o zaman ya? O olmaz, bu olmaz, şu olmaz. Ne zormuş kardeşim beni mutlu etmek de. Mutluluk mu? Doğru şeyi buldum sanırım sonunda… Sabah gözlerimi seninle açmak isterdim. Son günüm de olsa kıyamazdım uyandırmaya seni. Yüzüne düşen saçları toplamak kulaklarının arkasına ve ufacık kaçamak bir öpücük kondurmak isterdim dudağının kenarına. Her nefes alışında tekrar aşık olurdum sana. Ve hayata küfrederdim sena doymam için sadece bir gün verdiği için bana. Elini tutup dolaşmak ve dudağına o kadar insana rağmen kaçamak öpücükler kondurmak isterdim inadına. Ve işte o zaman polislere aldırmaz seninle çıplak yüzer, kamyoncu dayıya da aldırmadan gözlerimi kapayıp koşmak isterdim. Ve en çok da sana uzun yaşamış bir adamın bile ömrüne fazla gelecek kadar “seni seviyorum” demek isterdim karşılık beklemeden. Ama beklemesem de sen de söyle isterdim. Ve eminim, sende söylerdin. Ertesi günün sabahında kollarında ölmek isterdim. Son nefesimi senin kokunla çekmeyi isterdim içime. Ama ben çok seninle yaşamak isterdim. Bu sefer oldu sanırım. Son günümü nasıl geçirmek istediğimi buldum sonunda. Polislerle merkeze gitmek ve çocuğun babasıyla kavga etmek de favorilerim arasında olsa da son günümü sevdiğim kadınla geçirmek benim tek gerçeğim. Son gününüzü bile sadece onu severek geçirmek isteyeceğiniz birisine sahip olmanız dileğiyle, hoşça kalın.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Soner BAYRAM, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |