Nerede bir güzel görsem
bir kız geçer
usul usul yüreğimden
titrerim, ürperirim
sıkılır, bunalırım
içimde
ta içimde duyarım hüznünü
içim yanar
alevden sıcak olur ellerim...
Asırlardır yalnız gibi
dağ başında bir başına mahpus gibi
içlenir hasret çekerim
kaparım gözlerimi...

Ne zaman bir güzel görsem
yüzü bir hayli silik
bir kız geçer yüreğimden.
Bir kız; gelincik gibi, çitlenbik gibi
yıkıntılarda, harabelerde
yahut dağ başlarında, tepelerde
belki bin yıldır unutulmuş
göz ulaşmaz
bir çiçek gibi...

Geceleri bir ses
beni çağırır
zayıf, ağlamaklı
"sokağa çık, bana gel
kimseye sezdirmeden
usulca"
daynamam, duramam
alırım ellerimi
alırım gözlerimi
alırım yüreğimi
fırlarım sokağa
"gir koynuma, gir koynuma"
soluk soluğa koşarım
çığlık çığlığa koşarım
geldim derim
görün derim
kır çiçekleri topladım senin için
al tut derim
şiirler yazdım sana
al oku derim
sabırsız ellerimi okşa
sönmeye yüz tutmuş gözlerimi süz
al işte yüreğim..sev derim
sesim boşuna yankılanır sokaklarda
ellerim hep böyle mahzun
gözlerim hep böyle ağlamaklı
ve yüreğim hep böyle hüzne batık
kalırım evrende bir başıma...

Ne zaman bir güzel görsem
saçları alev almış
bir kız geçer yüreğimden
uzaklarda, çok uzaklarda
kimselerin bilmediği
göz değmemiş bir adada
beni bırakır suya,
şarkılar söyler
hep hüzünlüdür
hep umutsuz
hep kırık
sinirlenir durmadan
durmadan tepinir
şarkılar söyler, şarkılar
suları okşar
çığlık çığlığa.
Gruplarda yanan odur
suları yakamozlar içinde bırakan o...

Ne zaman o sesi duysam
yüreği hüzne batık
bir kız geçer yüreğimden
yüzü bir hayli silik..
     /sabahında korkuyla uyanılan
      düşlere benzetir beni.../