..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuştuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Çağdaş Sanat > osman demircan




1 Şubat 2011
Kurda Kuzu Heykeli Yapsan, O Sadece Saldırır  
osman demircan
Ülkenin her yerinde çaydanlık, fincan, domates, biber patlıcan heykelleri var. Neden çünkü sanat yok. Alçıdan şekil yapmak var. Çünkü ülkemizde sanatın insan hayatına bir şey katmadığı düşünülür. Böyle kişilere şunu demek lazım eminim Picasso da, Monet de, hatta Osman Hamdi bile sizin hayatınızda bir şey değiştirmemiştir. Bırak anıtı, dünyada dikili bir ağacı bile olmayanların bir ülkesinde yaşamak kim ister. Biz bunu isteriz işte.


:BAJF:
Ülkenin her yerinde çaydanlık, fincan, domates, biber patlıcan heykelleri var. Neden çünkü sanat yok. Alçıdan şekil yapmak var. Çünkü ülkemizde sanatın insan hayatına bir şey katmadığı düşünülür. Böyle kişilere şunu demek lazım eminim Picasso da, Monet de, hatta Osman Hamdi bile sizin hayatınızda bir şey değiştirmemiştir. Bırak anıtı, dünyada dikili bir ağacı bile olmayanların bir ülkesinde yaşamak kim ister. Biz bunu isteriz işte. Pek filozofumuz yok diye sitem ederiz. Sanatı olmyan bir ülkenin filozofu olmaz, bunu bilmeyiz. Eğitimsiz kişilerin ya da köpek dişiyle eti parçalar gibi bilgi parçalayan kişilerin bir sonuca varması her zaman daha kolaydır. Hayat onlar için siyah ve beyazdır. Böyle insanlar kalkıp bir sanat eseri hakkında hemen bir sonuca varırlar. Genelde sonuç hüsrandır. Heykeltıraş yaptığı heykelin ne anlama geldiğini yüz defa anlatsa da, anlattıkları anlamsız kalır. Çünkü sanata diş geçirenler genelde dağda kuzu kovalayanlara benzer. Kurda kuzu heykeli yapsan, o sadece saldırır. Hayatta hep et, şiş kebap yemiş insanlar, koyundan fazla anlam çıkarmaz zaten. Akıllarına yünden elde edilen kilimler çoraplar gelmez. Aklına kuzunun güzelliği gelmez. Bu yüzden emek de bilmez böyle insanlar. Türkiye aslında bir susam ülkesidir. Susam ise en çok simitte kullanılır. Bu ülkede de hep simit pazarlığı yapılır. Aslında simitin şekil itibariyle değeri sıfırdır. Şekil itibariyle sıfıra benzeyen simit, hem şahsım hem üklem için nasıl çok önemliyse, isterim ki daha tamamlanmamış ve şekil itibariyle de on bire benzeyen bir heykelin en az simit kadar değeri olsun. Ama ne yazık ki olmamıştır. İnsanlar çayla simit arasında insanlığı yıkmıştır. Simit fakir için önemli olabilir. Fakirlik sadece parasal değildir. Ülkemizin düşüncelere, çağrışımlara, sembollere de ihtiyacı vardır. Çünkü bu ülke en çok düşünme fakiridir. İnsanlarımız artık at gözlüğünü bırakırken daha tehlikesini gözüne amade etmiştir. İnsanlarımız kara kışın ortasında güneş gözlüğü takmaya başlamıştır. Bu gidişle güneşli günlere de gerek kalmayacaktır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Köpekler ve İt Herifler
Üç Türlü İnsan
İnce Bir Tülüm
Tüm Aşklar Faşizm Kokmaz
Başka Bir Yol Yoksa İnancın Seni Nereye Kadar Götürür
Keyfin Bilir
Örümcek ve Kelebek
Dünya
Tüm Evli Sevgililerin, Sevgililer Günü Kutlu Olsun
Olan Dağdaki Garibana, Karakoldaki Garibana Olmakta

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
En Ateşli Anımda Gel Yanıma [Şiir]
Öperek Beni Öldür [Şiir]
Cayır Cayır [Şiir]
Kar Yangınları [Şiir]
Söyle Neden Konuşmuyorsun [Şiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Şiir]
Gözlerim Kan Davalıdır Her Geceye [Şiir]
Martı Beyazı [Şiir]
Gül Şarabı [Şiir]
Varlığın Sevda Yokluğun Fırtına [Şiir]


osman demircan kimdir?

Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.

Etkilendiği Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.