Hayatın elinden tutarken sonsuzluğu kucaklamak...Yüce Rabbimizin bizden istediği de bu olsa gerek.Çocukluğumuzdan itibaren hep denenmeler,imtihanlar la sınanırız. Bunları bazen çok zayıf bazen ise çok daha güçlü YAŞARIZ Fakat bizim için en büyük ve en acıtıcı sınav ölümdür.En bitkin en yorgun en ümitsiz zamanımızdır bir yakınımızın bir dostumuzun ölümü nereye dönseniz onunla ilgili bir hatıra ile karşılaşırsınız.Uykudan uyandığınızda ilk onun acısı açılır yüreğinizde, göz kapaklarınızdan önce,sonrasında bütün ümitllerinizi yitirdiğinizde aklınızın hafsalanızın yaşadıklarınızı almadağını düşündüğünüz zamanlarda inancınız manevi duygularınız yetişir imdadınıza VE öyle güzel duygulardırki sözler tarifine yetmez bir anda kor gibi yanan yüreğinize buz damlaları serpilmiş sanırsınız ki yaralı kalbiniz size şunu fısıldar;üzülme!! o yokluğa değil varlığa yürüdü ve eninde sonunda buluşmanız muhakkaktır geriye kalansa onun imanlı olarak bu yolda yürümüş olması sizinse imanınızı muhafaza ederek ebedi yolculuğun sarp ve dikenli yollarından DAİMİ yurdunuza zaferle ulaşabilmek kalır... ( bir kaç gün önce aramızdan ayrılanSevgili arkadaşım Mukaddes'e ithafen kaleme aldığım yazım ,Rabbimin rahmeti onunla olsun...)