..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kendi görüşlerim var -sağlam görüşler-, yine de her zaman onlara katılmıyorum. -G. Bush
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > gürsel çolakoğlu




8 Mart 2011
Emekçi Olmayan Kadın Var mı?  
gürsel çolakoğlu
Çocuk doğurma, büyütme, besleme, hasta olan yakınlarını bakma, temizliğini yapma, evde erkek olarak bulunan baba, kardeş yada koca gibi ‘reislerin’ hizmetlerini sağlama…


:BCFI:
     
New York’ta 129 işçi grev yaptıkları fabrikada çıkan yangında polisin kurduğu barikatları aşamayınca yanarak öldüler. Ölenlerin büyük çoğunluğu kadındı. 1910 yılında yapılan uluslar arası sosyalist kadınlar konferansında, 8 Mart 1857 yılında ölen bu işçilerin anısına, bu günün “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanması kabul edildi. 1921 yılından itibaren ise daha yaygın olarak kabul gördü. Ancak yakın zamanlarda birçok kadın örgütü tarafından “Dünya kadınlar günü” olarak kutlanmaya başladı.
***
Türkiye ve Dünyada bazı sosyalist ve komünist dernek ve örgütler ise ısrarla bu günün ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olduğunu vurgulayarak farklı eylemlerle kutlamaya çalışıyorlar. Kapitalist sistemin emekçilere bir darbe daha vurarak bu günün isminden “emekçi” kelimesinin çıkarılmasına isyan ediyorlar. Haklılar mı? Kısa ve net cevap; hayır…
***
Sorum şu; emekçi olmayan kadın var mı? Varsa oranları ne kadar acaba? Benim aklıma emekçi olmayan kadın olarak bir Paris Hilton geliyor.
Bir iş’te çalışıp çalışmaması önemli değil baba evinde başlayan “emekçiliği” ölünceye kadar devam ediyor aslında. Köyde, şehirde yaşamasına göre yaptığı işlerin miktarı ve harcadığı enerji değişiyor. Yaşadığı her çağda, her coğrafyada emek kelimesinin ne olduğunu bilmeden yaşam biçimi olarak algıladıkları işler… Çocuk doğurma, büyütme, besleme, hasta olan yakınlarını bakma, temizliğini yapma, evde erkek olarak bulunan baba, kardeş yada koca gibi ‘reislerin’ hizmetlerini sağlama… İşin sonu yok, emekleri ölünceye kadar devam edecek. Kırsal kesimde yaşayan kadınların emeğini ise hiç yazmayalım. Bu kadar işi yapan kadının; “yoruldum” demesini dikkate alan kaç “reis” vardır?
Bugün bile bazı ülkelerde yeni doğan kız çocuklarının öldürüldüğü, açlık çekilen ülkelerde ailedeki erkeklerin yemeğin paylaşımında korunduğu, kadına karşı şiddet ve cinsel istismarın oranının yüksek olduğu bir çağda sadece “emekçi” kadınların hatırlanmasını doğru bulamam.
***
Dünkü haberleri bugün gazetelerden okuyacaksınız. Bakalım neler var; kutlama yapan kadınların; kaç tanesinin arabası yolda sıkıştırılmış, kaç tanesine sözlü tacizde bulunulmuş? Kaç tanesine kuma gelmiş? Kaç tanesi şiddete maruz kalmış? Kaç tanesi berdel, kaç tanesi töre kurbanı olmuş? Kaç tanesi başlık parasına satılmış? Kaç tanesine saçı uzun aklı kısa, kaç tanesine kaşık düşmanı, kaç tanesine kızını dövmeyen dizini döver gibi yakıştırmalar yapılarak ezilmiş?
***
Bir günle helallik alma merasimlerinden biri daha dün yapıldı. Öyle kolay ki bu iş, vicdanlar pir pak oluyor sadece bir gün ile…
(Gürsel ÇOLAKOĞLU- Karadeniz Gazetesi)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gelincik Çiçeklerini Gözyaşıyla Sulamak...
Anlamsızlıklarla Kavga Etmiyorum Artık
Deve Kuşundan Özür Diliyorum.
Düğün Mevsimi ve Havai Fişekler...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kadınım Yalnızlık Kokuyordu...
Devlet Adamına Öğüt...
Vitrin Gibi Hisseden...
Issızlıkta...
Aynaya Yorgunca Bakan Kadın...
Gardiyan Gölgeler...
Anneler ve Şehitleri...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ah... [Şiir]
Solduk Ama Ölmeyeceğiz... [Şiir]
Damla Gibi... [Şiir]
Bir Çınar Altında Mesela... [Şiir]
Feleğin İşbirlikçisine... [Şiir]
Aşure Gibi Biri İşte... [Şiir]
İsyanım Var... [Şiir]
Libya'dan... [Şiir]
Şehitlerin Asenaları... [Şiir]
Merhaba Arkadaşım... [Şiir]


gürsel çolakoğlu kimdir?

gurselc@hotmail. com


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © gürsel çolakoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.