 • İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey |
541
|
|
542
|
|
|
|
Doğanın yok olmasını istemiyorum!... |
|
543
|
|
|
|
Toplum insanları nedense hep aşağı çekiyor.
Eşitlik iyi ama, sıradanlaşma kötü! |
|
544
|
|
|
|
İnsan düşündüğü, tahkik
Ettiği ve kimliğini tanımladığı ölçüde,
Bir kıymet bularak, bilgi seviyesini artırır. |
|
545
|
|
|
|
Padişahlıkla dışarıya pijamalı olarak çıkmak arasında gidip geliyoruz. Ne hoş bir kültür :). |
|
546
|
|
|
|
Hayatımızı yaşarken, akıl, bilgi, tercübe ve idrakin oluşumunda yaşanan zorluklar ve bu zorlukları çözmek adına katlandığımız çileler. |
|
547
|
|
|
|
Bu âleme anlam kazandıran şaheseri, hangi ölçülerle tespit ederek, yaratanın azametini idrak edeceğiz!
Bu azamet ve haşmet karşısında, kul olabilmenin şuuruna nasıl varacağız?
|
|
548
|
|
|
|
Koca bir toplumun herhangi bir mensubunun kendince topluma bakışının sonunda ortaya çıkan alelade düşüncelerin birleşmesinden oluşan öylesine bir yazı... |
|
549
|
|
|
|
Sonuç bir felaket; milli değerlerimiz zafiyet geçirmekte ve atomun çekirdeği gibi parçalanmakta. Her insan adeta bir “canlı bomba” gibi ortalıkta dolaşıyor. Dokunsan ağlıyor, söylesen seni yanlış anlayıp, sesini yükseltip, tartışma çıkartıyor, vb... |
|
550
|
|
|
|
Dar kot giyenlerin varikosel ameliyatlarına neden olduğu gibi erkeklerde "kısırlık" meydana geldiğini öğrendim. |
|
551
|
|
|
|
Günlük yaşamımızda ne kadar çok gereksiz, haksız, durumlarlarla karşılaşırız da; acaba kaçımız bu yanlışlığı düzeltmek için girişimde bulunuruz? |
|
552
|
|
|
|
Ne zaman bir genç görsem, içim cız ediyor ve üniversitede Almanca Öğretmenliği okumakta olan; oğlumun dört yıl sonraki geleceği gözlerimin önüne bir kabus gibi düşüyor. |
|
553
|
|
|
|
Bir zindana atılmakla bir camiye, bir kiliseye veya bir ideolojinin içine zorla sokulmak arasında hiçbir fark yoktur. Özür dilemek zorunda bırakılmak, sözle, gözle, tacize uğrayıp bütün bunları sineye çekmek zorunda bırakılmak hapse atılmaktan farklı değildir. Yetkiler ve güçler putlaştırılır ve bunlara boyun eğme mecburiyeti önüne dilekçelerle, yönetmeliklerle, kanunlarla bir seccade gibi serilir. |
|
554
|
|
|
|
Varlık içinde yokluğu düşünerek kendini mutsuz eden insan |
|
555
|
|
|
|
hukuk düzenimizin ne kadar adil olduğu hakkında sizi yönlendirecek bir yazı değil sadece kafamızda birtakım sorular uyandırmak için yazılmış bir yazı... |
|
556
|
|
|
|
"...Gerçeği kabul etmiş ve derin bir sessizliğe dalmıştı.
O akşam gardiyanlar mahkûmları işkenceye götürmek için koğuşa gelince adamın ölüsünü bulmuşlardı; zavallı, gerçeğe dayanamamıştı.”
Hikâyeleri yazarken bile ürperdim, inanın…" |
|
557
|
|
558
|
|
|
|
Ekranlarda önce Irak'tan sonra Haiti'den yağmalama görüntüleri gelince, aklıma bunlar takıldı! |
|
559
|
|
|
|
Deli keçinin bir boynuzu her zaman kırık olur. Bir deli miyim acaba? Yüreğim kırık her zaman. Kafamda her daim uzayan baş ağrısı. Nedir bu çileli duruş? Keçi gibi inatçı değilim? Üstelik ne etimden fayda var ne de derimden... |
|
560
|
|
|
|
Fransızca'dan dilimize geçmiş ve din ve devlet işlerinin ayrılması manasındakı bu kelimenin aslı Latince "laicus" yani din adamı olmayan kimse, din adamı dişında kalan halktır.
Atlantik ve sanayii devrimlerinin arkasındaki esas iteneklerden biri de kilise ve feodalitenin saf dışı bırakılması gerçeğidir ki Avrupa teknolojik kalkınmayı böyle başarmıştır. Ama şu unutulmamalı ki büyük Fransız devriminin akabindeki mahkeme mantığı devrimin amacına ulaşmadığı fakat kilise ve derebeyliğin önünün kesilmesi teknolojik devrimin önünü açtığı muhakkaktır. Kilise muharref bir dini baskı aracı olarak kullanmakla ve para merkezli yapısıyla ilerlemenin önüne engel teşkil ediyordu.
Her ne kadar dinsel baskı azalmış gibi gözükse de şu an belki tüm Hiristiyan Avrupa ülkeleri Hiristiyanlığın etkisi altında bir nevi teokratik devlet durumundadırlar.
Onların resmi ideolojilerinde kilise, Hiristiyanlık (ve mezhepleri), İncil rahatça telaffuz edilebilirken; Vatikan üzerine düşeni yaparken maalesef Türkiye'de esasen din istismarcılarının neden olduğu tutkulu laisizm uygulanmaktadır.
Atatürk'ün "Türkiye laikliği"ne aykırı ve Atatürkçülük maskesi altında yasakçılık yapanlar ve din sömürücülerinin arasında kalan vatandaşlar faturayı ödemektedirler. İşte başörtüsü bu açmazın simgesidir de!
Aslında laikliği bir bakıma en iyi uygulayanlar Hz. Muhammed, Fatih Sultan Mehmet ve de Atatürk'tür.
Artık yasakçıların, başörtücülerin, 68'lilerin, particilerin hatalarını anlayıp optimal diyalektik çerçevesinde çözüm üretmeleri gerekiyor. |
|