 • İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey |
41
|
|
|
|
Faust üzerine bir kaç not. |
|
42
|
|
|
|
Bu sözleri ilk duyduğumda hem şaşırdım hem de sinirlendim sanırım. Bir akşam çok sevdiğim bir dostumla yemek yerken duydum bu sözleri.
|
|
43
|
|
|
|
İnşatta Kaba İnşaatın Önemi: Bir inşaatta en önemli etken kaba inşattaki proje uygunsa ondan sonraki en önemli etken malzeme ve işçiliktir... |
|
44
|
|
|
|
İspanya’da, çok uluslu bir plazanın toplantı salonunda olduğunuzu farz edin. İşi kapmaya çalışan dört aday var. Diğer üçünü eleyip o çok istediğiniz işi almanız lazım. Ama bu sıradan bir iş görüşmesi değil. Olay bir iş görüşmesinden çıkıp bir “yarışmaya” dönüşüyor. İki seçeneğiniz var. “Ben, bu zırvalığa tahammül etmek zorunda değilim, canınız cehenneme!” deyip orayı terk edersiniz. Ya da başınıza neler geleceğini bizzat yaşayarak görürsünüz. Burada adaylar arasında “hangimiz daha vahşiyiz?” kıvamında bir yarışma söz konusu. |
|
45
|
|
|
|
Ezelden beri süre gelen sapkınlıkların her türlüsünden faydalanan devrin sapkınları, yaşadıkları devre ve/veya zemine göre yeni sapmaların/sapkınlıkların da bizzat müellifi ve icracısıdırlar… |
|
46
|
|
|
|
Okumak, okumak ve yine okumak ile insanlar kariyer yapıyor ve mesleklerinin en tepe noktasına çıkıp bir mesleğin profesörü oluyorlar. Son zamanlarda gerek basın yayın organlarında olsun, gerek sokak hayatının içinde ya da sosyal hayatta sık sık olmasa da rastlıyoruz, hiç alakası olmadığı halde insanlar etiketlerine profesör unvanını yapıştırıveriyorlar... |
|
47
|
|
|
|
Bu hafta günü hatırlamamakla beraber 2004’ün Mayıs ayında Bandırma’da tanık olduğum bir durumu ele almak istiyorum. |
|
48
|
|
|
|
“Münevver Karabulut” filminde madalyonun öteki yüzünü değerlendirdik. Yorum sizin! |
|
49
|
|
|
|
Insanoglu bolunmeyi seviyor ne yazik ki. Yaratilisi bu. Kimi aslandir gucu kendine ister, kimi cakaldir baskalarinin ayagini kaydirir, kimi kurttur otoriteye kafa tutar, kimi de karincadir. Garibim sormaz sorgulamaz onunden yer hatta ogluna da buyuk kiyafet alir ki seneye de giyebilsin. |
|
50
|
|
|
|
Bir mutluluk köşemiz olmalı ve bu köşemizde yalnız kendimiz olmalıyız. İçinde sevgi çiçekleri olan hayal kurduğumuz bahçemizi, baharın çiçekleri ile donatmalı, ruhu o çiçeklerin kokularıyla doldurmalıyız. |
|
51
|
|
|
|
Oyunun adı “O YÜZ”. Oyun bir ayna. Kirli hayatlarımıza tutulan insafsız bir ayna. Bu aynadan kaçış yok. Orada, çokça şiddet, bolca küfür, akıl hastalıkları, kaybedilen hayatlar, ensest ilişkiler, bağımlılığa dönüşen tutku yüklü sevgiler, sevgi yoksunluğunun içini seksle, uyuşturucuyla, alkolle doldurmaya çalışmalar var. Bu hayatın ta kendisi. Bin bir tane yüz var bu aynaya yansıyanlarda. O yüzlerden herhangi biri pekala siz olabilirsiniz. İnsanlar kendilerine biçilen yüzlerden birini bu oyunda görüyorlar. Peki, sizin yüzünüz hangisi ?
|
|
52
|
|
|
|
Hep derim:’ İnsan ilişkileri zor.’ Narsist yanımız peşimizi bırakmadığı sürece belli ki daha çok üzüleceğiz. Soğukkanlı, sağ duyulu, sabırlı, hoşgörülü olmak işin en can alıcı noktası. Ölümcül olmayan her şeyin çözümü var. Yeter ki çözmek isteyelim. |
|
53
|
|
|
|
Elbette yalnızca bizi ilgilendiren bir çarpıklık değil bu. Alexander Graham Bell’in hikayesini hepimiz biliriz. Telefonun icadında bile Hristiyan halk, İncil’i bahane ederek karşı çıkmış, bugün iletişim konusunda elimizden düşürmediğimiz böyle bir buluşa. İskoç mucit John Logie Baird televizyonu icat ettiğinde önce kimse ciddiye almamış onu. |
|
54
|
|
|
|
-Sende olanları neden başkalarına veriyorsun?Bilgilerin sende kalsa daha iyi olmaz mı?
- Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez.
|
|
55
|
|
|
|
Son söz:Ekmeklerini çöpten çıkaran bu insanlarımızın o öpülesi kirli elleriyle verdikleri yaşam mücadelesini takdirle karşılıyorum ve onları saygı ile selamlıyorum.
|
|
56
|
|
|
|
Atalarımız “Gez dünyayı, gör Konya’yı” demiş. Bununla ne kastedetmişler diye biraz düşünmekte yarar var kanısındayım. |
|
57
|
|
|
|
Neler bekliyor bu yuvarlak dünyayı daha? Bu biranın sloganı ise şu : “Hayat çocuklar için bile içki olmazsa çekilmezdir.” Ne denir ki? Bu dünyayı içkisiz çekilir kılmaya çalışmak bu kadar zor mu? |
|
58
|
|
|
|
Oysa büyük şehirlerde daha çok kalabalıklar var.
Büyük şehirlilerin/kentlilerin bu konuda yoğunluğu bizimkilerden kat be kat fazla olmasına rağmen onlar bizim bindiğimiz gibi binmiyorlar otobüslere…
Onlarda kural; herkes sırasına bekleyecektir…
Otobüs var ya da yok; tek sıra halinde, (ya da çift sıra) ama nizami, ama hiç kimse kimseyi arkadan itmeden, kakmadan, ayaklamadan (güçlü göçsüzü ezmeden) sırasını bekler….
Lütfen ama… |
|
59
|
|
|
|
Evet! memleket hepimizin ve tabii vatan ve toprak uğruna tıpkı ecdadımızın yaptığı gibi can da vereceğiz,vermeliyiz de zaten toprağı vatan yapan verilen bu canlar değilmi... |
|
60
|
|
|
|
Cenab- Hak nurunu tamamlamak için insanı yarattı. Düşünen, tefekkür eden bir mahlük... |
|