..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
En büyük mutluluk ve en büyük sýkýntý anlarýnda sanatçýya gereksinme duyarýz. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Ruhbilim > Mustafa CÝLASUN




20 Þubat 2008
Hiç Tahkik Edilmeyen Acý Olan Gerçekler!  
Müþahede ettiðim bazý hareketlenmeler dikkatimi çekiyordu etrafýmda.

Mustafa CÝLASUN


Önceleri tanýþ olduðum bazý dostlar bazý sohbetlere iþtirak etmeye baþlamýþlar.


:AIII:


Müþahede ettiðim bazý hareketlenmeler dikkatimi çekiyordu etrafýmda.
Önceleri tanýþ olduðum bazý dostlar bazý sohbetlere iþtirak etmeye baþlamýþlar.

Ýlgililer bazý tavsiyelerde bulunmuþlar, muhabbetin, feyzin kaçmasý konusunda.
Ayný gurubun müdavimleriyle ünsiyet peyda etmenin yaralarý anlatýlmýþ sohbette.

Bir “dersin” alýnmasýnýn gerekleri konusunda nasihatler yapýla gelmiþ ve mürit olunmasýnýn gerekçeleri sýralanmýþ.

Sabah Teheccüt namazýndan sonra “tefekkürü mevt” tasavvurunu öðütlemiþler.

Arkadaþýmdan yýllara sâri olarak duyduðum çok farklý bir açýlým olduðu kesindi.
Bazý düþünceler benliðimi kuþatýyordu sessizliðin muhayyilesinde sorularla…

Evet, tefekkürü mevt diye, rabýta diye, bir olgu bilmiyordum, daha sonra bunlarý kelime olarak öðrendim. Fakat ölümü düþünmek, o kadar basit ve kolay mýydý, yolu, yordamý, bu kadar sýð mýydý?

Son nefesimi vermeden, o ana kadar bütün yaþantým, neye, hangi ölçüye göre þekillendi, mihengim var mýydý veya nasýl olmalýydý.

Ruhlar âleminde bulunurken, verdiðimiz söze iman ettiðimiz, evet Yarabbi sen bizim Rabbimiz sin, ahdine ne kadar ve hangi koþullarda sadýk kalabildim.

Bunlarýn muhasebesini yapmadan, kulluk bilincini kazanmadan, taklitten kurtulup, tahkike ermeden, günü birlik bir hayatýn, sefasýný veya cefasýný nasýl çekerim.

Çaresiz kalýp, hastalandýðýmýz da, yataða uzanýp yatarken, her türlü beþeri isteklerimin açýlýmlarýný saðladýðým bu yataðý, gün evveli, mecalsiz kalmadan, cazibe merkezi olduðumuz zaman, son nefesimizin mekâný olarak, hiç düþüne bildik mi?

Allah’ýn ve sevgili resulünün ve ashabýnýn, müçtehit imamlarýn, tavsiye ve telkinlerine, duyarsýz kaldým, en önemli referans ve müstakim olan bu yolu, yol pusulasý olarak telakki etmedim!

Hayatýmý idame ettiðim sosyal yapý, beni bana býrakmadý, sürükleyip bu hale getirdi, eþim, dostum, çevrem, hep benim gibi yaþýyorlardý diye söylenmem!

Çok canlý ve diriydim, istek ve heveslerim bitmek bilmiyordu, ona yetiþeyim, tatmin edeyim derken, kendimi ansýzýn yatakta buluverdim birden, diyerek figan etmem!

Bunca yýl ve farkýnda olmadan yaþadýðým ömrüm, ansýzýn nasýl geçmiþ anlayamadým ve þu an inanýn þaþýrdým kaldým, diye feryat etmem!

Þimdi ne düþüneceðimi dahi, bilememenin aczini yaþýyorum, evet bu dünyada iþimiz bitti belli ki gidiyoruz, diye kederlenmem!

Ama nereye ve nasýl bir yere, gideceðim hakkýnda mütereddit olarak, tabuta kefenlenip konacaðýz, salaca ya konup arkamýzdan gelenlere bakacaðýz, diyerek hayýflanmam!

Tabuttan çýkarýlýp üç metre kefenle, bizi hasretle bekleyen ve asla reddetmeyen, sergisi topsak olan, meçhulde derinliði bulunan kabir’e bir çýrpýda konacaðýz!

Ruhumuzun terk ettiði dünya ve nimetlerini, bir mühlet sonra da kefen ve etlerimiz çürüyerek, iskeletimizi bir ati olarak neslimize sunacaðýz!

Sorgu meleklerine ne diyeceðiz, bilemiyoruz haþyet ve taaccüple þaþýrýp kalacaðýz, kabir âlemi ve azabý neyse onu mutlaka göreceðiz ve öðreneceðiz!

Cehennem çukurlarýndan olan, bir çukura mý, yoksa cennet bahçelerinden bir bahçeye mi, kapý aralandýðýný amellerimiz ölçüsünde karar verilerek, mahþer gününü beklemek zorunda kalacaðýz!

Korku, panik, haþyet duygularýný, en büyük azýkmýþ gibi, hep yanýmýzda bulacaðýz. Ve bu duygularýn, sadece dünyaya ait olmadýðýný, çok geçte olsa nihayet anlayacaðýz!

Ýmanýmýzý, amellerimizi, hayýrlý evlat ve varsa hizmetlerimizi, çok arayacaðýz beklide bulamayacaðýz, fakat tükenmeyen bir ümitle sürekli arayýp duracaðýz.

Ölümün ne demek olduðunu, ancak o zaman idrak edeceðiz ve en müþahhas biçimiyle öyle anlayacaðýz ki, fakat bunu anlamakta bizlere bir kurtuluþ sunmayacak.

Ýþte akýl ve izan sahipleri bu aþamalarý yaþamadan, hiç vakit geçmeden ve mühlet varken, varlýk ve kuvvetimiz, hatta en canlý hislerimiz, bizleri terk etmeden,

Düþünmek, idrak etmek ve bunun, en büyük sermaye olduðunu bilmek, þan, þöhret ve makamlarýn insana asli yet kazandýrmadýðýný deruhte etmek ve anlamak durumundayýz.

Ölümü, asýl ve bu tespitlerden yola çýkarak düþünmeliyiz, yoksa ölmüþ insanlarýn durumunu, tahayyül etmek, ibret almak için belki uygundur!

Bizimde akýbetimizin, nihayetini bilmemek ve sadece tasavvur etmek ne demek!
Aklederek irdelemek ve bu tespitlerden sonra düþünmek gerek. Gariptir belki, fakat anlayamadýðým, taklide müteallik olgular benim için, bir çýkýþ yolu olarak, görünmüyordu.

Þu an yaþamakta olduðum ve aramakla yorulduðum, problemlere, çözümsüzlüklere, çare olacak bir tek alternatif sunamýyordu. Maþallah, inþallah temennileri, gerekçesiz olduðu sürece, çözümün kendisi olmamalýdýr!

Hayatý anlamlý kýlmak adýna yaþarken, mesnetsiz ve içi boþ saplantýlara kolayýmýza geldiði için niçin bel baðlýyoruz? Düþünün ki, rýzkýný arayan bir insan, çok az bir sermayeyle ve biraz da borçlanarak, akmaz, kokmaz kanaatiyle,

Sakin bir mahallenin, kuytu bir caddesinde, kira bedeli az olduðu için, bir dükkân tutarak, sermayeyi tuhafiye iþine baðlýyor ve nasýl olsa Allah kerimdir niyetiyle, müþteri beklemeye baþlýyor!

Geçimini, dükkân masrafýný ve ödemek zorunda olduðu borçlarýný, buraya gelecek müþterilerden ve kasaya girecek paradan yapacaðýný zannediyor. Bu tevekkel insan, ayný zamanda namaz kýlýyor, tespih çekiyor, dua ve zikir ediyor, hatta boþ kaldýkça kitap bile okuyor, hiçbir kötülüðe dahi bulaþmýyor.

Size göre bu insan, ailesini geçindirir, borçlarýný öder ve sermayesini muhafaza ederek, müþteri kitlesine ulaþmasý mümkün görünüyor mu?

Tabi ki mümkün efenim, rýzký veren Allah’týr, nereye gidersen git, rýzkýn seni bulacak demek, bizlere çözümü sunacak mý?
Peki, öyleyse rýzký aramanýn anlamý nerede kalacak?
O zaman demezler mi ki, sünnetullah ne olacak?

Eðer o saf, samimi ve tevekkel insan, piyasayý araþtýrmaz, pazarda kendine malýný satacaðý piyasayý bulamaz, müþteri kitlesine ulaþamaz ve rekabet ortamýnda, kuvvet dengesini oluþturamaz ise…

Ýþte bu insan, büyük bir þevkle baþladýðý, oldukça umutlandýðý, kendi ve çocuklarýnýn geleceði için, ufuk sandýðý, gözü gibi baktýðý dükkândan ve dolayýsýyla Allah tan umduðunu bulamaz.

Ve bu nedenle, borçlarýný dahi ödeyemez, sermayesinin ve emeðinin hakkýnýn ne olduðunu bilemez. Netice olarak bu insan, karamsarlýða düþer, borçlarýn ödeyemeyince panik baþlar ve maalesef evinde huzuru dahi kaçar.

Düzlüðe çýkmak ve sükûna kavuþmak için, çýkýþ aramaya baþlar,
Fakat alacaklý durmaz kapýya dayanýr ve zili çalar,
Zavallý kaçacak yer arar fakat uðraþmaktan feleði þaþar, takatsiz kalýr.

Þevk, cesaret, sevinç ve ümit bu insanýn gönül dünyasýnda alabora olmuþtur.
Arkadaþ çevresi, boþ ver üzülme Allah kerimdir derler, büyük bir imtihandan geçtiðini söylerler, fakat maddi baðlamda baþka bir alternatif sunamazlar.

Allah’ýn hiç insaný, gücünün yetmeyeceði bir yüke, tabi tutmasý mümkün deðilse ve bizzat yaratan tarafýndan bu bir vaat ise; Ýnsanlarda, akýl, bilgi, tecrübe, istiþare ve tespitlerden oluþan, kuvvet dengesini, azimetini ve iradesini, sabýr ve sebatýný bilerek düþünmeli, buna göre de hareket etmelidir.

Nasýl kendini tehlikeden koruyorsa, yani aslanýn pençesinden, timsahýn diþlerinden, piton yýlanýnýn boðmasýndan, denize düþmekten, saðlam diþini pense ile çekmekten, vagonun altýna girerek…

Allah’ýn izniyle kaldýrýrým diyerek, ahmaklýða düþmüyor ve kendini sürekli korumayý biliyorsa hayatýmýzýn bütününde böyle düþünmek ve olmak zorundayýz, yoksa tedbirsizlik, tevekkellik ve ahmaklýk Allah için, bir imtihan vesilesi olamaz.

Ýþte bu ve benzeri mantýkla hareket edilince;
Rabýta eyleminde, sürekli mürþidi düþünmek, bizlere ne kazandýrýyor ve bizleri nereye doðru sürüklüyor diye sorabilmeliyiz!

Bu dine inananlarýn onca yaþadýklarý zülüm ve çektikleri sýkýntýlar, sadece bir imtihan vesilesi miydi, bunca zaman farkýnda olmadan bulaþtýðýmýz þirk illetinden, nasýl arýnýp, kurtulacaktýk, diye soramaz mýyýz?

Ukba kelimesi, Dareyn kelimesi bizler için ne ifade ediyor, Allah’ýn zatý ve subut’i sýfatlarýný, niçin hakkýyla öðrenip ve idrak edemiyoruz? Neden bunlara yabancý kalýyoruz, okumuyoruz, suya, yemeðe ve bir eþe duyduðumuz ihtiyacý, böylesi hayati konularda neden göstermiyoruz?

Oysaki bizlere bu hisleri veren cenabý Allah olduðunu biliyor ve bunu kabul ediyoruz, o zaman neden, onu tanýmaktan korkuyoruz? Peygamber efendimizi, hakkiyle tanýyor muyuz, Kuran’ý ahenkli bir þekilde okuyanýn, kulaðýmýza gelen hoþ ve güzel sesi haricimde, baþka ne anlýyoruz?

Yeryüzünde en çok okunan kitabýn, Kuraný kerim olduðunu biliyoruz.
Fakat hiç anlaþýlmadan okunan kitabýnda kuraný kerim olduðunu bilmiyoruz.
Bu yüce kitabýn anlaþýlmamak üzere indiðini söyleyebilecek hiç kimse var mý?

Anlayanlar, ne yapýyor, neredeler, niçin sesleri çýkmýyor, niçin bunlarý konuþmuyoruz? Kutbu cihan, gavsý azam diye makam tayin ettiðiniz, fakat hiçbir zaman, benim kendilerinden duymadýðým,

Bu mübarek insanlar, onca zülüm ve tahripleri görmüyorlar mý, neden sürekli maslahat gözetiyorlar, þecaat askýya mý alýndý, öyle bile olsa niçin, kimsenin haberi olmadý?

Yýðýnlarca insanlar, intisap edeli yýllar geçmiþ, ama hala dar görüþlü, ufku kapalý, önünü göremeyen, fakat sorunlarý, baþkalarýna havale ederek,

Kurtulduðunu zannedenler, hat safhada, bunlarý Allah için benden baþka gören kimse yok mu, bu kadar yozlaþma ve erozyon, ne zaman fark edilecek ve önlenecek?

Önderimiz, peygamber efendimizin, her þeyden ziyade, eðitim ve öðretime ne kadar çok önem verdiði malum, bu uðurdaki gayreti ve azmi, niçin dikkate alýnmýyor?

Akýl, mantýk sadece ticaret ve asvata da, acýmasýzca kendini gösteriyor, menfaat ve çýkarcýlýk maalesef fevkine çýkmýþ, ama hala birileri tarafýndan her nedense görülmüyor.

Ýyi niyetli, saf, dayanýþma adýna, cemaat ve ihvan’ým,
Yani ayný yere intisaplý kardeþim diyerek, teslim olmak için gelen insanlarýn, birileri tarafýndan aldatýldýklarýný görmüyorlar, zira uðraþ alanlarý tefekkür ve zikir!

Enteresandýr ama haremlik selamlýk ve mahremiyet öyle anlaþýlmaz bir hal almýþ ki, adeta tezatlar odaðý olmuþ. O kadar farklý ve saklý ki, ilmihal kitaplarýnda dahi, konu olarak yerini alamayan, haremlik, selamlýk bahsi, adeta yarýþa çýkmýþ, koþu atlarý gibi.

Çok daha elzem ve bir o kadar öneme haiz olan, akaidi bilgileri sollamýþ, menzilde yerini almýþ, tesettür giyim diye bir de, yeni pazar oluþmuþ!

Bizim, sizin, bacýmýz dediðimiz haným kardeþlerimiz, bizlerden öyle kaçarlar ki, yüzlerini, gözlerini takva zannederek gizler kaçýrýrlar.

Ve hatta seslerini dahi öyle kýsarak konuþurlar ki; adeta o an melek zannedersiniz mübarekleri. El, yüz ve gözlerin ve hatta sesin haram olmadýðý bir din anlayýþýný bunlar ne hale getiriyorlar, bilinç nerede kalýyor diye sormak lazým.

Fakat ayný hanýmlar, pazardan mutfak masrafýný ve kapýdan geçen seyyar satýcý ile pazarlýðý veya sütçü ile gayet rahat þekilde ve hiç çekinmeden konuþuyorlar.

Ýhtiyaçlarý her neyse onu alýyorlar, bir maðazaya gittiklerinde, çarþý, pazar gezdiklerinde, oldukça rahatlar. Ayný hanýmlar resmi kurumlar dediðimiz, mekânlara gittiklerinde ise, merak ve þaþkýnlýk hat safhada oluyor, çünkü sosyal açýlýmlar öðretilmemiþ, bilmiyorlar ki?

Neden bunlar hiç düþünülmez, geleceðin annelerine kalýcý çözümler üretilemez, her halde çýkmaz sokakta deðiliz? Bu insanlara, yön verenler, hedef tayin edenler, maslahat gözetenler, refahlarýndan taviz vermeyenler, her zaman tazim ve saygýyý hak ettiðini sananlardýr.

Ey beyefendiler neredesiniz, nelerle uðraþýyorsunuz, insanlarýn teveccühleri, çocuklarýndan esirgedikleri hediyeleri, sizleri çok mu meþgul ediyor, diye soramam mý?

Kuran’a, peygambere Ýslam’a susamýþ, yýllarca hasýraltý ettiði ne kadar ezilmiþliði varsa, gözleri kapalý olarak, daldýkça dalmýþ.

Ve böyle çaresizlik içinde, aczi yetini sorgularken, ufukta oldukça sakin görünen ve gönül enginliðinde serinleten, fevkalade huzur veren bir limana çýktýðýnda yaratana teþekkür ederek þöyle bir düþünmüþ.

Ümmeti olduðu ve yýllarca özlem duyduðu sevgili peygamber efendimiz…
Her zaman kendi nefsini deðil, ümmetinin kurtuluþunu ve huzurunu tercih eden, onun için her þeyini vakfeden ve her zaman çözüm üreten, özeli bulunmayan bir insan.

Asliye tinden ve aidiyetinden, taviz vermeyen, teklif edilen dünya ve nimetlerini reddeden, toplumunun her zaman sosyal dengelerini gözeten, her zaman zenginlerle deðil, mazlumlarla olan, varlýðýný suffe sakinleriyle paylaþan, her bir sorunda baþvurulan, çözüm mercii olan...

Rahmet peygamberi olarak gönderilen, hepimizin yüreðini fetheden, þefaat cimiz olacaðýný müjdeleyen, aleyhi selatü vesselam efendimiz. Önderimiz, hiç tereddüt etmeden, uðruna baþýmýzý koyacaðýmýz, o kutlu insanýn, kâinatýn sonuna kadar, mesajýnýn silinemeyeceði efendimizin, asrýydý.

Fakat o kutlu insanlarýn, yaþadýðý saadet asrýný, iyice, anlayamadan, özümsemeden, kýyas etmeden, sosyal dengeleri düþünmeden, duyulduðu gibi yaþamaya kalkarsak, hatalarýmýz, maslahatlarýmýz gün yüzüne çýkarak sýrtarýr.

Ýþte çözümsüzlüðe, keþmekeþliðe, bulanýk suda avlanmaya, o zaman kapý aralamýþ oluruz, o nedenle Allah’ýn veli kullarý, gecenin karanlýðýnda ki bir yýldýz gibi, cazip, çekici ve celbeden olurlar.

Gecenin o kuþatan esrarýnda, yýldýzlar bizler için ne kadar muamma ise, hedefinden sapmadan, fire vermeden vuslata koþuyorsa, Allah’ýn veli kullarý da, ancak o kadar berrak ve þeffaf, olmak durumundadýr.

Olduðunca, züht ve takvayý kuþanarak, dünya ve nimetlerine boðulmadan, efradýnýn felahýný temin ederek, en güzel þekliyle Allah resulünün, ilkelerine azimet dekliðinde yaþayarak hal ehli bulunan bir kimlikte, olmak zorunluluðu vardýr.

Bu ölçü ve mihengi, kuþanmýþ olan, muttaki insanlarý, dareyn saadetine bir muþtu sunan, Allahýn hanif kullarýný, Allah ve resulünün dostlarý olarak elbette aramalýyýz, baðlanmalýyýz, nasihat ve tavsiyelerine uymalýyýz.

Fakat böyle güzide ve müstesna insanlarý bulana kadar, hiç boþ durmadan ve hatta yorulmadan Cenabý Hakkýn lütfettiði, tüm enerjimizi ve asli hislerimizi,

Aklýmýzý, mantýðýmýzý ve vicdanýmýzý, duygularýmýza teslim etmeden, onun emrine vermeden, gerçeðe koþmalýyýz. Bu hedefte olmadýðýmýz an, akýl ve mantýðýmýzý askýya aldýðýmýz zaman, öyle sorunlar çýkar ki, içinden çýkabilmek gayri kabil.

Ýþte o zaman neden bu haným bacýlar neden bizlerden kaçýyorlar, hiç konuþmuyorlar ve bir hoþ geldiniz dahi demiyorlar, diye merak ediyorum.

Bacýmýz, namusumuz, diyerek onu baþ tacý yapmýþýz, bu insanlar, tasada, sevinçte ve baþlarýna bir iþ geldiðinde, bizim dýþýmýzda, kimlerin kapýsýný çalacaklar, seyyar satýcýnýn veya sütçünün deðil herhalde.

Bir kerecik aðabey nasýlsýnýz deseler, kýz çocuklarýmýz köþe, bucak kaçmayarak, amca nasýlsýnýz diyerek konuþsalar, kardeþlerim ne yapýyorlar diyerek, hatýrlarýný sorsalar, eksilirler mi, niçin onlara bu adabý öðretemiyoruz?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn ruhbilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Anlamak Ýsteyenler Neyi Önceliyorlarsa!
Bilinç Yetersizse!

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ne Çare ki Gül Koparýlýnca Muhakkak Solacaktýr!
Aþk Öyle Bir Düþer ki Nasibi Doðrultusunda!
Ýftira!
Bu Hazýmsýzlýk Ne Kadar Kötüymüþ Meðer!
Allahýn Emrinden Edebin Gereðinden Kimler Sorumludur?
Caný Veren Hakk Emri Verendir Muhakkak!
Ýnsanlar Neden Tahakküm Etmeyi Severler!
Anlamaya Çalýþýyorum Lakin!
Ýçselliðimde Yol Alýrken Düþündüklerim.
Oysa Bir Kýzdý…

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Buselerimi, Sessizliðin Pervazlarýnda Gizlerim! [Þiir]
Her Lahzada Bir Fark Var, Sýrrýný Ýçinde Saklar! [Þiir]
Beklemek Kar Etmedi, Nasip Sükût Ettirdi! [Þiir]
Yürekte Düðümlenir Sukut Ettiren An! [Þiir]
Ruhumun Suskun Hicraný ve Ah U Zarý! [Þiir]
Ey Hicran Aldanan Ben Olayým! [Þiir]
Kalp Hata Etmez, Nefs Vuslata Eriþtirmez! [Þiir]
Söyleyemedim, Kalbimin Figanýyla Yetindim! [Þiir]
Kýrdýn Ümidimi, Yýktýn Þu Gönül Lânesini! [Þiir]
Gönül Hüzne Ram Olunca Neyleyim! [Þiir]


Mustafa CÝLASUN kimdir?

Düþünmeye hassaten zaman ayýran, naifliði önceleyen, estetiði seven, güzelliklerden þevk alan, gönüllerin deþifresiyle uðraþan, halin dilinden haz alan, aþk için meþkin zaruretine inanan, hilkatin ve aidiyetin serinliðinde yazmaya çalýþan bir can.

Etkilendiði Yazarlar:
Mehmet Akif Ersoy,Sezai Karakoç,Necip Fazýl Kýsakürek, Cemil Meriç


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mustafa CÝLASUN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.