Vazgeçemedim
içmeden sarhoşum geceler boyu
sensiz sabahlara erdemi sonu
ay tutuldu gece yıldız uyudu
bir tek senden vazgeçemedim
"Modern insanın en büyük icadı, kahveyi icat etmeden önce yatağa girme saatini bulamamış olmasıdır." - Franz Kafka"
"Modern insanın en büyük icadı, kahveyi icat etmeden önce yatağa girme saatini bulamamış olmasıdır." - Franz Kafka"
içmeden sarhoşum geceler boyu
sensiz sabahlara erdemi sonu
ay tutuldu gece yıldız uyudu
bir tek senden vazgeçemedim
“Bir fas-lı gül deminde gönlümün gülşeninde.
Açan gülürana sen aşk gülü desen desen.”İ.K
Milletimiz Müslüman olduktan sonra onun inançları topyekûn kültür ve edebiyatımıza yansımıştır. Bin yılı aşkın bir zamandan beri şairlerimiz ve yazarlarımız eserlerinde bu dinin inançlarına vurgu yapmışlardır. Bunlardan birisi de şair Yahya Kemal Beyatlıdır.
Puslu bir Ankara sabahı. Yüreğimin cidarlarında benek benek süveydalar. Elim, tuşlara korkarak dokunuyor. Yazacaklarım da mektubun adresi gibi meçhul. Sanki, tuşlara dokununca bir keder yumağı çözülmeye başlayacak yüreğimden.
Mümbit yürek tarlasını yıllarca ekip biçen usta bir bahçıvandır öğretmen… O ki tipide, boranda ve kışta elinden tutup selamet sahiline çıkarır körpe bedenleri. Aşsızlara aş, umutsuzlara umut, huzursuzlara huzur olur en zor zamanlarda. Bir meşale gibi ışık saçar bütün karanlıklara. Tohumu fidan, fidanı ağaç yapar öğretmen… Bir aslan
İnternette gezinen Anadolu süvarileri Hürriyet’in çala kalemlerinden -internet diliyle- “yozdil”, “Sezaryenge” adlı köşe yazısıyla, Sayın Başbakanımızın; “her kürtaj bir Uludere’dir” sözünü hazmedemediğinden dolayı kusmuklu bir yazı (!) kaleme aldığı görüldü.
Yapılan inceleme sonucunda ilgili insan müsveddesi yozdil’in “baba adayı”nın cebinde prezervatif çıktı. “Uludere bombalarıyla prezervatiflerin seri
Kuşlar, hilkatin incileri. Onlar, gökyüzünde süzülürken de dallarda cıvıl cıvıl öterken de. Sükut ederken de güzel. Her kuş, bir kavrama remiz olsa da biz Süleyman değiliz ne fayda. Ancak; onların adları etrafında efsaneler düzer, türküler yakar; anlatır, söyler , dinleriz. Onlar da dile gelir sevinçlerimiz, enînlerimiz.
Duygusallık, cahiliye toplumunda iyi insanlara has beğenilen bir özellik olarak görülür. Oysa duygusallık, en önemli özelliklerden biri olan ’aklı’ tamamen devreden çıkarır, kişiyi tutkularına, öfke ve zaaflarına göre yaşamaya yönlendirir.
Her fani bir gün bu suret âleminden hakikat âlemi olan ahrete göç edip gidecektir. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Biz Allaha aidiz ve (yine) Ona döneceğiz)(Bakara 156) ayeti de bu gerçeği bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor, en büyük tonda kulaklarımıza haykırıyor. Fakat basiret nazarları felç olmuş, duyma
Ne kararsın gökyüzü ne sessizlik çöksün geceye
Işıl ışıl olsun her yer sevdalımın gözleri gibi ışıl ışıl
Var mı benden daha adisi
Her sabah utanmadan kalkan
Güneşe bakıp, işe başlayan
Felaketleri ayağıyla, halının altına iterken
Utanmazlığı dağlara çıkan. Ag