"Edebiyatın büyüsü, okurun beynini kendi çöplüğünde dans ettirmesidir; biraz çöp, biraz peri tozu neşesi." – Umberto Eco"

Deneme

Annelerin Gölgesindeki Babalar

Annelerin gölgesinde kalan bir babalar günü daha geride kaldı. Nedendir annelere verilen değer babalardan esirgeniyor. Annelere dizilen methiyeler zerresi babalara yapılıyor. Babalara yetim muamelesi yapıldığımı düşünüyor.

Duygu Komşuluğu

Bazı günler, dün akşam ne yemiştik, bugün günlerden neydi, ayın kaçıydı hatta biz hangi aydaydık yahu! gibi utanası sorular soran bizler, nedense iç dünyamızın günlüğünü tutmaya gelince hafıza profesörü kesiliriz. Hele canımızı yakan olayları mumyalamakta üstümüze yok. Öyle arada bir de değil sık sık geçmişe döner bizi rahatsız

Kafası Karışık Bir Kent

Malatya, çok yer değiştiren bir kent.
İlk yerleşim yeri Fırat Vadisi olan Malatya, ikinci yerleşkesi Asklantepe Höyüğü, ardından bu gün “Battalgazi” değdiğimiz Eskimalatya ve en son yerleşkesi Azpuzu’nun bir yazlık bölgesi olan şimdiki modern Malatya…
Peki Fırat Vadisi’den Azpuzu’nun bir yazlık bölgesi olan şimdiki

Aşık, Istırap Yumağıdır

Bazı aşklar vardır ki o hakiki bir ıstırap yumağıdır. Konu aşk ve yanan bir gönül ise ıstırap yoksa zaten bu duruma aşk demenin de bir kıymeti-harbiyesi yoktur. Aşkı göğsünde taşıyan da yumağın sarıldığı kirman (yünün sarıldığı tahtadan araç)dır. Aşık, aşk karşısında kıla bağlı değirmen taşını taşıyan derviş teslimiyeti

Orta Doğu Hiç mi Yüzün Gülmeyecek

Ey Orta Doğu hiç mi yüzün gülmeyecek, hiç mi huzur gelmeyecek, uğramayacak senin oralara... Kudüs hep mi yetim kalacak, öksüz kalacak? Selahattin Eyyubi'nin kemikleri hep mi sızlayacak? Hep mi yaralarımıza tuz basacağız? Hep mi kan kusup da kızılcık şerbeti içtik diyeceğiz? Hep mi bu herzeleri yiyeceğiz?

Malatya Asimile mi Oluyor

Ben Malatya’yı Şirket İşhanı ile tanıdım.
Ahşaptan iki katlı, çok çeşit esnaf ve zanaatkârın iş yaptığı bir ğandı/handı.
Manufer’in dükkânı bizim dağ kesimin bir buluşma noktasıydı.
O bir Ermeni’ydi ancak Türkçe ve Kürtçe’yi çok iyi bildiği için bizim dağ adamlarına, -bir zamanlar

Sinemanın En Figüranı

100-150 filmde en küçük roller de yer almış. filmlerde ağzını açıp da konuşmamış veya bir veya iki kelime ancak söyleyebilmiş. figüran figüranlığı yapmış. filmlerde istenmeyen, nefret edilen, dikkati çekmeyen kişileri canlandırmış. hep dayak yiyen, kızılan bağırılıp çağırılan kişileri canlandırmış...

Güle Güle Canım

Olmazdı sana mihnetim nede hasretim
Yada eğilmezdim önünde yerlere kadar
Seviyorum demezdin yüzüne karşı
Kalbime ve aklıma söz geçirebilseydim

Zaman Daralıyor İnsan Darlanıyor

Yaş kemale erince, eskisi gibi hızlı adımlarla yürüyemiyorsunuz, merdivenleri çıkarken zorlanıyorsunuz. Belki ağır bir şeyler kaldıramıyorsunuz... Zaman zaman kalbiniz, zaman zaman mideniz size kötü şakalar yapıyor. Kimi zaman çok iyi bildiğiniz şeyleri unutuyorsunuz... Alzheimer başlangıcı başlıyor... Kısaca zaman daraldıkça, siz de darlanıyorsunuz, daha da darlanacaksınız belli ki...

Başa Dön