Sansüre Karşı Sansür
Günlük yaşantımızı artık pekçok yönüyle saran Sansür ve kurumları bizi ne yerine koyar? Akılcı bir sansür mümkün mü? Sansüre karşı neler yapılabilir?
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Günlük yaşantımızı artık pekçok yönüyle saran Sansür ve kurumları bizi ne yerine koyar? Akılcı bir sansür mümkün mü? Sansüre karşı neler yapılabilir?
Taklidi değil, tahkiki iman esastır. İnsanlara öncelikle namazı nasıl kılacağını değil, neden kılacağını... Orucu nasıl tutacağını değil neden tutacağını anlatmalı. Zamanın en büyük sorunu iman zafiyetidir.
Bizler, yüzlerce yıldır bu topraklarda Alevi,Sünni,Kürt,Ermeni,Yahudi,Türk birlik ve beraberlik içinde yaşamış, kız alıp vermiş, birbirimizin cenazesine,düğününe,sünnetine,bayramlarına iştirak ederek, gönül ilişkilerimizi sürdürmüşüz.
Şermin Yaşar
Kına mı Yaktın (Eline)
Güzel bir geleneğimizdir kına yakmak. Evlenenlere, askere gidenlere, sünnet olan çocuklara bir de kurbanlık koyunlara yakılır bildiğim kadarıyla...
Batıyı kendine model almaya çalıştığı halde ne batılı olabilen ne doğulu kalabilen ülkelerdeki dostluk-düşmanlık anlayışı ise cıvık mı cıvıktır. Tarih kitaplarına bile bu renksiz ve kimliksiz bakışı hepinizin okuduğuna eminim. Düşmanlar topraklarımıza göz dikti, Düşmanlar, ülkemizi işgal etti, düşmanlar şunları yaptı, düşmanlar bize bunları yaptı ... Ama, Allah
Kur’an, iman edenlerin hep az sayıda olduğunu haber verir. Neden insanların çoğu iman etmez?.. Kuşkusuz bunun pek çok nedeni var. Ancak en temel iki nedenden ilki, insanın...
Bu yazı Dido Sotiriyu'nun "Benden Selam Söyle Anadolu'ya" adlı eseri hakkında yazılmış bir incelemedir.
Metalden, plastikten, kemikten yapılmış üzeri noktalar halinde rakamlandırılmış taşlarla oynanan bir oyun domino. Dedemler oynardı oradan biliyorum. Onların oyunlarını bitirip masayı bize...
Türkiye’nin diğer yüzü, çorak topraklar, mevsimlik işçiler, diz boyu sefalet, yoksulluğun içinde yüreklere umut kıvılcımları düşüren kocaman gözlü çocuklar. Daha moda olmadan çekilen belgeseller, sahici insanların, sahici hikayelerini anlatan, sahici bir adamın Fikret Otyam’ın 60 yıllık serüveni yansıyor “Gözler ve Yüzler” sergisine. İçinden hüzün akan fincan gibi iri
İbrahim Hamdi Efendi'nin Kaleminden Devrek ve Bölgemiz
1970’li yıllardan itibaren alternatifsiz gibi gösterilerek uygulanmaya başlayan neo-liberal iktisat politikalarının artık sürdürülemez hale geldiği bu krizle birlikte çok net bir biçimde ortaya çıkmıştır. Düzenlenmemiş piyasaya olan inanç artık sarsılmaya başlamıştır. Kapitalist sistemin dışarıdan bir müdahaleye gerek olmadan kendi kendini düzenleyeceği, Adam Smith’in meşhur tabiriyle “görünmez el” in
“Paris Paris olalı böyle zulüm görmedi” Diyorum. Evin dadısı yüzüme bakıyor anlamsızca. Tarkan’ın en sevmediğim şarkısının sözleri dökülüyor dudaklarımdan “ Kıl oldum abi!”
Ahmet Ümit