..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Pek çok doktorun yardımı ile ölüyorum. -Büyük İskender
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Kütüphaneler - Geometrik Aydınlık

Hulki Can Duru - Geometrik Aydınlık
Site İçi Arama:


- GEOMETRIK AYDINLIK -

Şiirsel, sürrealist, sıradışı yazılar




  Hücre (lacivertiğnedenlik) Yeraltı 

O

  Ay İçilmiş Beyaz Şaraptır (osman demircan) Lirik 

Dolanır geceye karanlık Işık hüzmeleri uç ucadır Bir keyfin son deminde Ay içilmiş beyaz şaraptır

  Nesneler ve Nehirler (lacivertiğnedenlik) Deneysel 


  Öykünme (İkbal Elvan Türkel) Bireysel 

"öykünme iç güdüsü insanda çocukluğundan beri vardır, ve hayvanlarla aramızdaki en büyük ayrım, insanın yaşayan varlıklar arasında en öykünmeci olanı olmasıdır " Aristotales

  Albatros (Hulki Can Duru) Çeviri 

Charles Baudelaire (1821-1867), yaşadığı devirde görmezden gelinmeye çalışılmış, aşağılanmış, anlaşılamamış, Fransız toplumunca lanetlenmiş ozanlardandır. Oysa, asıl lanetlenmesi gereken Fransız toplumunun ta kendisiydi. Zaten Baudelaire de bunu yapmış, onların pisliklerini, suratlarının tam ortasına yapıştırmıştır. “Kötülük Çiçekleri” isimli şiir kitabıyla ünlenen Baudelaire için “Ozan” sıradan insanlardan çok farklı, değişik bir düzlemde yaşayan, uçsuz bucaksız tinsel okyanuslarda, çok arı, çok üst yüksekliklerde gönlünce uçan, fırtınalarla sarmaş dolaş ve yıldırımlara gülüp geçen, o açık denizlerin korku nedir bilmeyen Albatros kuşu gibidir. Ancak, yere konduğunda kanat genişliği 3.5 metreye kadar ulaşan Albatros, o büyük kanatlarını toplayamadan paytak paytak yerde sürüklenir, adeta komik ve beceriksiz bir yaratığa dönüşür. İşte Ozan, insanların küçük kavgaları, bağırışlar, çağırışlar, hengame içinde, yeryüzüne yabancı, lanetli topraklar üzerine sürgün edilmiş bir mahkum gibidir. Kuşkusuz burada gerçek ozandan söz ediyoruz, çalakalem şiir yazan tatlı su kazlarından değil !

  Elsa'nın Gözleri (Hulki Can Duru) Çeviri 

Şiir çevirisi dünyanın en zor işidir, öyle loppadanak bir günde olmaz. Bekleyeceksin. Duracaksın. Kısık ateşte ağır ağır pişecek. Esin perisinin sosuyla özümseyeceksin. Şiiri sezgilerinle uslamlayacaksın. Aşkı düşüneceksin, düşleyeceksin. Kendi aşklarını anımsayacaksın. Ozan ile aynı düzleme çıkıp o esintiye ulaşacaksın. Ta ki gönlündeki o dev dalgayı yakalayana dek. O zaman o şöyle fısıldayacak kulağına: Tamam, oldu !

  Hayal Kafesi (Didem Duruöz) Düşler 

Eski bir şiirimsimi okurken, duygu ve düşüncelerimi farklı bir bakış açısıyla gözden geçirdiğimde aklımdan geçenleri sizlerle paylaşmak istedim. Renkler Alemi Bu renkler aleminde bir gezi. Belki mutsuz bir kızın hayali. Siyahlar, beyazlar bütün renkleri yok etti. Yeşil gri ve mavi içimdeki tek özlemdi. Güzellikler ve çirkinlikler içiçeydi. Ruhum siyahı seçti. Griyi paylaşmayı bilemedi. Oysa istediğim mavi ve yeşildi. Gözyaşlarımı serbest bıraktım bu gece, bir hayalimi daha kafese tıkmanın şerefine. Artık o hayal başka bir evrende yaşıyor dilediğince, gönlünce. Gecikmiş bir hayale vedayı da gerçekleştirdim ardından. Ben hayallerimi seviyorum, kafesinde bile olsa onları sımsıkı kucaklıyorum. Gerçekleşme ihtimali olsa, yaşantının ardından belki de bana verdiği mutluluk bir süre sonra ilk günkü etkisini yitirecek. Hayatın gerçeklerinin içinde ilk gün yaşattığı heyecan sönecek. Hayal kırıklıkları, yanlış anlamalar, başarısızlıklar karşısında kendi değerinden değilse de, başkalarının gözünde etkisini kaybedecek. Oysa şimdi o, en engin yerde; hayal gücümde, zihnimde, yüreğimde. Kimse karışamaz ona, kimse son veremez onu düşünürken yaşadığım mutluluğa. Aslında hiçbir hayalin kafese tıkılmaması taraftarıyım. Ancak gerçekler ışığında düşünüldüğünde, kişilerin sağlık problemleri gibi önemli nedenlerle kendi hayatlarını riske atacakları durumları gerçek hayatta yaşamaktan kaçınmaları gerektiğini düşünüyorum. Ve yansıtma burda devreye giriyor, ben bu yazıdaki karaktere hayalgücünü kullandırmayı seçtim, hedefi benzer olguya yönlendirmek de başka bir çözüm olurdu sanırım. Okuyan herkese çok teşekkür ederim.


 

 



 






| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yaratıcı Yazarlık | Akademika Kitabevi

| Katılım | Okur Üyeliği | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Sahne Arkası |

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Eser sahipleri, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin —kısa alıntı ve tanıtımlar dışında— herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.