..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
ÝzEdebiyat - Yazar Portresi - Didem Duruöz
Didem Duruöz - Duru Düþünseli
Site Ýçi Arama:


Ana Sayfa
  Sekiz Saniye Yansýmalarým B (Didem Duruöz) 7 Mart 2015 Yüzleþme 

Affet sadece kendini, gerisi ardýndan gelir! Affet önce kalbinin kýrýlmasýna, ruhunda yara açýlmasýna izin veriþini. Unut düþünme, bunlara aracý olan kiþileri. Sadece þunu bil ki her þey sende baþlar sende biter. Desem de biliyorum istesen de istesem de tanrýça da tanrý da deðilsin. Her sorunu oluþmadan engelleyemezsin. Ancak niyetinin, niyetlerinin farkýnda olmayý yaþam biçimin olarak seçebilirsin. Kendini gerektiðinde sadece baþkalarýndan deðil kendinden de korumayý bilmelisin.

  8 Saniye Yansýmalarým A (Didem Duruöz) 4 Mart 2015 Yüzleþme 

Can dostum 8 saniyeye gidelim dediði zaman hakkýnda hiçbir fikrim yoktu. Anlatmaya baþladý. Bir cümlesini bile dinlemedim. Bu filmi hakkýnda hiçbir þey bilmeden izlemek istiyorum dedim. Hayatý önyargýsýz ve beklentisiz yaþama,duyumsama isteðimi bu film izlemek için de tercih ettim. Ve film öyle bir çarptý ki beni, can dostumun göðsünde aðladým. Öyle bir katalizör oldu ki bana, yapmak istediklerimi sorguladým. Yeni hayaller kattý yaþamýma. Bu hayallerimi hedef haline getirme isteðini aþýladý bana. Hayallerini zihninde görsel olarak oluþturmayý baþaramayan ben kendi eserlerimden oluþacak bir sergiyi bile filmin ýþýltýsýyla sarmalandýðýmda ruhumda hissedebildim. Yeteneklerimi anýmsadým onlarý hangi kaynaklarla hangi fýrsatlarla geliþtirip, onlarý var oluþuma katmaktan haz duyacaðýmý sorguladým. Ve adým adým ilerlemeye baþladým.

  Gelen Gülüþ (Didem Duruöz) 26 Aðustos 2014 Sevgi ve Arkadaþlýk 

Bu öykü denemem can dostumun söylediði bir paragrafla baþladý. Sonra kelimeler içimden aktý. Þiirimsi – deneme- öykü karýþýmý bir yazý ortaya çýktý. Can dostum bana bir artý daha kattýn. Yine içimdeki saklý kelimelere çýkan yolu açtýn. Ýyi ki varsýn. Postacý bir mektup getirdi. Üzerinde ismim yazýlýydý. Gönderene baktým. Sevgilimin ismiyle karþýlaþtým. Bir anda aðzým kulaklarýma vardý. Yüzümdeki tebessüm yüzüme bir baþka yakýþtý. Zarfý açýp açmamak arasýnda kararsýz kaldým. Bana mektup yazmak adeti deðildi…

  Ýyi ki Var Can Dostlar (Didem Duruöz) 23 Aðustos 2014 Ýliþkiler 

Yýllar önce Erol Amcam yazýlarýmýn bazýlarýný okuduðunda benden bir rica da bulunmuþtu. Hoþgörü ile ilgili bir yazý yazmamý istemiþti. Amcacýðým sanýrým biraz geç de olsa yaptým. Hoþgörü ile ilgili yazýmý sonunda tamamladým. Üstelik en özel can dostlarým olan sevgili anneciðim, babacýðým, biricik ablamýn hep yaþamlarýnda örnek olarak bana tanýttýklarý hoþgörünün sevinçlerininin tadýna yaþamýmda da bakmaya baþladým. Geçmiþimde bu günümde, þu anýmý paylaþan, geleceðimde tanýþacaðým tüm can dostlarým iyi ki varsýnýz. Ýz edebiyat yazarlarýna yeni katýlan Y. Aynur Öztürk’ ü size tanýtýrken can dostum olduðunu belirtmiþtim. Can dostlarýmýn yüreðimdeki, ruhumdaki yerini sizlere azýcýk da olsa anlatmak istedim. Bakmasýný görmesini bilirse. Kendinden kaçmazsa. Ýçten ve samimi olursa. Birey her an her yerde. Bir can dostla tanýþma þansýna sahiptir. Ýnsan yeter ki istesin. Karþýsýndaki bireyi olduðu gibi kabul etsin. Onda gördüðü güzellikleri. Onun kendisi için önemini. Ona hem sözleriyle hem de davranýþlarýyla hissettirsin. Gözlerden gelen anlayýþ kalbe ulaþtýðýnda ruhlar tanýþmaya baþlar. Ve o gözler artýk birbirini her gördüðünde iyi ki geldin iyi ki varsýn diyerek bakarlar.Benim için can dost: Yanýnda maskesiz olabildiðim. Yanýnda ruhumu çýplak býrakabildiðim.Kendimi ifade ettiðimde öncelikle kendi içseslerini susturup. Düþünce hatalarýndan hem kendilerini hem beni koruyup. Beni anlama niyetinde olan. Sorunuma çözüm bulmak yerine. Kendi sesimi, ruhumun sesini duymama destek olan. Kendimi tanýmama,anlamama kaynak olan. Kendi çözümümü kendimde bulmama rehber olan. Koþulsuzca sevildiðimi. Olduðum halimle hatalarýmla, yanlýþlarýmla kabul edildiðimi sezdiðim.Kendimi güvende, özgür, mutlu hissettiðim.Kendi oluþ anlarýný içlerinden geldiði zaman. Ýçlerinden geldiði þekilde benimle paylaþan. Zor zamanýmda yanýmda olan. Olamadýðý anlarda bile yanýmda olmayý istediðini bildiðim sezdiðim bireylerdir. Can dostlarým benim en büyük hazinemdir. Yaralarýmý gözlerinin önüne. Hatta yeri geldiðinde ayaklarýnýn altýna serdiðimde. Onlarý sevgiyle kucaklayan. Ne yaþarsan yaþa. Ne düþünürsen düþün. Ne hissedersen hisset. Ya da ne yapmazsan yapma. Sen benim için özel, önemli ve deðerlisin sözlerini. Bana ruhumda hissettiren bireylerdir. Yaralarýmýn üzerine basmamakla kalmaz. Sihirli parmaklarýnýn dokunuþlarýyla. Ýyileþmesini kolaylaþtýrýrlar. Ýçlerinden geldiði anlarda. Kendi yaralarýný benim avuçlarýma býrakýrlar. Þifa kadýnlar ve þifa adamlar sadece kendileri olarak. Olduklarý gibi sevildiklerini hissederek. Beraberce yaþam yolunda farklý merdivenlerde bir basamak yukarý çýkarlar.

  Sanatla Soluklanmak (Didem Duruöz) 15 Aðustos 2014 Umut 

Ýzedebiyat yazarlarýna yeni katýlan Can Dostum Y. Aynur Öztürk’ün sanatýndan ilham aldýðým þiirimsimi okuyan herkese teþekkür ederim. Y.Aynur Öztürk' ün ebru ve patenti kendisine ait olan özel bir teknikle hazýrlanan eserlerini facebook da Geri Dönüþüm Projesi olarak girdiðinizde görebilirsiniz.

  Herkes Acýdan Kendi Bildiði Yöntemle Kaçar ve Acýdan Kaçmak Suç Deðildir! (Didem Duruöz) 22 Kasým 2013 Yüzleþme 

Bu yazýnýn ne anlatmak istediðini bu defa tanýtmayacaðým. Bu gerçeði her an kelimelere dökebilseydim, bu yazý belki de oluþmayacaktý. Sadece þunu anlýyorum, bazý acýlarý insan kendini en iyi anlayacaðýný, kendine yardýmý dokunacaðýný düþünenlere bile durduk yere gidip söyleyemiyor, kelimelere dökemiyormuþ. Bu yüzden sevdiklerinizin sevdikleri ile ilgili kötü bir haberi, baþkasýndan duyduðunuzda ona beni neden aramadýn demek yerine sýkýca sarýlýn. Bu daha iyi gelecektir. Hatta o anda olay nasýl gerçekleþti bile diye sormayýn, ona o acýyý tekrardan yaþatmayýn. Bir arkadaþým, çok üzüldüm ve ne diyeceðimi bilemiyorum diyerek elimi tutmuþtu, ve bu gerçekten bir nebze de olsa iyi gelmiþti. Okuyan herkese çok teþekkür ederim. Ýlerleyememek canýmý sýkýyor sadece sýkmýyor ayný zaman da yakýyor da! Mazeretler üretmek, cesaretsizliðimin suçunu hep baþkalarýna yüklemek, kendimi içine týktýðým sürüncemenin sürüp gitmesine, týpký bir kara delik gibi ruhumun emilip tüketilmesine, sadece bir kabuk, bir deri-kemik, et yýðýný parçasý olarak yaþamama, gerçeklerden kaçmama, uykuya saklanmama, en mutlu halimde bile bir hüzün öbeðinin ortasýnda kalakalmama sebep oluyor. Yaþam yeni mazeretler üretmeme yardýmcý oluyor. Kelimelere dökemediðim hasretlere, gözyaþýmda saklayamadýðým acýlara, asla yaþamak istemediðim korkulara kapýlmama neden oluyor. Kaçýþ yöntemlerim çoðaldý, düþünmekten, söylemekten, yazmaktan, dile getirmekten paylaþmaktan korkuyorum. Günlerce iyi haber verebilmek için bekledim. Oysa þimdi umutlarýmýn tükendiði yerdeyim. Ýçim acýyor, kanýyor kalbim, seni þimdiden çok özledim. Ben büyümeyi hiç istemedim Herkes acýdan kendi bildiði yöntemle kaçar ve acýdan kaçmak suç deðildir!

  Bir Çapulcu, Suskunlar Ordusundan Ayrýlan Biri (Didem Duruöz) 14 Haziran 2013 Türkiye 

Türkiyedeki ve dünyadaki tüm çapulcular için. Benim için en deðerli çapulcular olan kalbimde yaþayan canýmýn içi babam, yaþamýmýn her saniyesinde iyi ki varsýn dediðim canýmýn içi annem ve her zaman yanýmda olan,elimi tutan canýmýn içi ablam için. Bana hayatlarýnýn ve hayatýmýn her döneminde insanlýðý çapulculuðu yaþatýp,öðrettikleri için.Yazýmda anlattýðým kadar dört dörtlük çapulcu olamasam da kalbinde, zihninde, ruhunda, sesinde, sözünde çapulculuðun izleri olan biriyim. Bir Çapulcu, Suskunlar Ordusundan Ayrýlan Biri Bir çapulcu için insanlar, kardeþtir. Bir çapulcuya göre, insan onuru eþittir. Bir çapulcu diðerini, ötekileþtirmeyendir. Bir çapulcu, bir diðer çapulcunun fikrine katýlmasa dahi, onun fikrine, fikrini ifade ediþine saygý gösterendir. Çapulcu olmak kolay iþ deðildir. Önceliklerini belirlemeyi gerektirir. Çapulcunun temel deðerleri anlayýþ, hoþgörü, empati, sevgi, saygý, eþitlik, özgürlük, adalet, barýþ üzerine inþa edilmiþtir. Bir çapulcu halkýn parçasýdýr. Bir çapulcu halkýn, tüm canlýlarýn haklarý için bedel ödemeyi göze alandýr. Çapulcu olmak herkesin harcý deðildir, bir tercih meselesidir. Çapulcu olmak, kazan kazan, kazan yaklaþýmýnda olmayý gerektirir. Bir çapulcu yalnýz kendisinin, insanlarýn, hayvanlarýn haklarýnýn deðil, aðlayamayan aðaçlarýn, sesini çýkaramayan topraðýn, yardým çýðlýðý atamayan doða ananýn haklarýnýn da takipçisi ve bekçisidir. Bir çapulcu söyleyecek sözü olan biridir. Bir çapulcu bilgi ve tecrübelerin ýþýðýnda kendi doðrularýnýn peþinden giden kiþidir. Bir çapulcu elini taþýn altýna koymayý seçen kiþidir. Çapulcunun gönül gözü açýk, vicdaný saðlamdýr. Bir çapulcu gerçeðe saygýlýdýr. Bir çapulcu, farklýlýklarýn zenginliðinden çoðalýr. Bir çapulcu geleceðe umutla bakandýr. Bir çapulcunun mayasýnda daha büyük çapulcularýn izleri saklýdýr. Çapulcu olmak için bilmek yetmez, bilgiyi hayatýn içine iþlemek gerekir. Bir çapulcu suskunlar ordusundan ayrýlan biridir. Bir çapulcu savaþmak yerine barýþmayý tercih edendir. Bir çapulcu mizahla, sanatla, orantýsýz zekayla direnen kiþidir. Bir çapulcu herkesin bir hikayesi olduðunu ve bu hikayeleri duydukça geliþeceðini, deðiþeceðini, olgunlaþacaðýný güzelleþeceðini bilen kiþidir.

  Sarmaþýk Sakal Yansýmalarý (Didem Duruöz) 2 Kasým 2011 Yüzleþme 

Bir arkadaþýmýn yazýsýnýn bende uyandýrdýðý yansýmalarý, kendisine yazdýðým not ile birlikte sizlerle paylaþmak istedim. Okuyan herkese teþekkür ederim. Arkadaþýmýn farklý yazýlarýný http://sakalliperi.blogspot.com sitesinde görebilirsiniz. SarmasikSakal Ahmet Elgin; Þöyle güzelce dur da seni resmedeyim… Sakallý Peri; Ne resmi bu karanlýkta? Beni dahi göremiyorsun… Ahmet Elgin; Orada var olduðunu biliyorum… Sakallý Peri; Sen aklýný kaçýrmýþsýn, bir vagon dolusu ilaç gerekli sana… Þöyle çýk bir hava al. Ahmet Elgin; Hava mý? Gerek yok… Sakallý Peri; Yine her tarafý batýrdýn. Annen sana kýzacak… Þu duvarýn haline bak, kaktüsün iðnelerinde geberip gitmiþ fareler, bir yandan da mide asit’iyle eritilmiþ sabunlar… Ahmet Elgin; Yaþamaktan korkuyorum ben… Sakallý peri; Seni korkutan ne? Beceriksizliðin mi? Yoksa hala ayakkabýlarýný ters mi giriyorsun? Ya da kemiklerin sýzlasýn da gör… Týrnaklarýn dökülsün, sokaktaki çýplak adamlar kaçýþsýn… Ahmet Elgin; Yaþamak dedim ya beni korkutanýn… Sen saðýr mýsýn? Yoksa benimle dalga mý geçiyorsun? Sakallý Peri; Þuan nerede olduðumuzu biliyor musun? Ahmet Elgin; Seni resmedeceðim yerde… Sakallý Peri; Evet, bu doðru… Þimdi ýþýklarý açacaðým ve þiþman bir adam ölecek… Ahmet Elgin; Çok susadým… Sakallý Peri; Bende… Bu yazýnýzdaki cümleleri Didem’in Duru’ya, bazen de Duru’nun Didem’e sözleri olarak düþündüðümde, aþaðýdaki yansýma ortaya çýktý. Ýkisi de bu sefer biraz fazla dobra, hatta ukalaca konuþtular. Hoþgörünüze sýðýnarak, sansürce ve olageldiði gibi yazdýðým, bilinen ayrýntýlardan oluþan bu konuþmayý, sizinle paylaþmak istedim. Bu arada ikisinin sesleri artýk birleþmeye baþladý, artýk onlarý birbirinden ayýrt etmekte zorlanýyorum ve bu hoþuma gidiyor. Sizin yukarýdaki yazýnýza benzer ruh hallerimi kapsayan baþka yazýlarým var, onlarý yazdýktan sonra içimden bir yük kalktýðýný, hafiflediðimi hissetmiþtim, umarým sizde bu yazýnýzýn ardýndan benzer hisleri deneyimlemiþsinizdir. Bedenin gözü görmez oldukça, ruhun gözü daha iyi görür. Plato Bir de, baþka açýdan: Görmek deðil bakmak istiyorum sana, seni anlamak deðil, kendi anlamýmý yapýþtýrmak, kendimi seninle anlamak, senden bana, benden sana akmak istiyorum. Sana bakmak için ýþýða, hatta sana bile ihtiyacým yok aslýnda. Var olduðunu bilmem yeterli, kendince, kendimce olsa bile... Akýl nedir, insana neden gereklidir? Akýllý olsam kime ne, deli olsam zararý kime? Ýlaçlar diyorsun, ilaçlar sadece; rahatsýz bir kanepenin üzerinde oturuyorsan sýrtýna, kolunun altýna, her neren aðrýyorsa, hangi kýsmýn eksik kalýyorsa, neresi denge( kime göre nasýl þekillendiði belirsizlikte kaybolan)-ni bozuyorsa, o kýsma koyduðun yastýklardýr. Saðladýðý faydalar zaman zaman sabun köpüðünden farksýzdýr. Yine de sabun köpükleriyle oynamanýn verdiði keyif ve rahatlamanýn hazzý, verdiði sýkýntýnýn yanýnda, kardýr. Kendine beceriksizin tekiyim diyorsun, bu yüzden yapmak istediklerin için bile harekete geçmiyorsun. Bir davranýþ, bir sýfat, bir taným, seni ne sana, ne de baþkalarýna anlatmaz. O sadece bir anlýktýr, sadece bir koþulda yapýlan bir durumu anlatýr. Senden, diðer yaptýklarýndan baðýmsýzdýr, bir baþkasýnýn ayný olacaðý kehanetini oluþturmaz. Bunun böyle olduðuna inanýr ve ona göre davranýrsan sadece senin paçana yapýþýr. Onun paçana sarýlmasýna da engel olabilecek sensin, sarýldýðýnda paçandan savrulmasýný da saðlayacak olan da sensin. Yeter ki niyetinin farkýnda ol. Her neyse yaptýðýn ya da yapmadýðýn bu niyet kendini savunma niyeti mi yoksa, öðrenme- aný yaþama- niyeti mi? Öðrenme niyetiyle yaþamayý seçmek zordur, insan incinmelere daha da açýk olur. Ýncinebilirsin, ancak incinmeni kendin tedavi etmeyi öðrenerek, incinmeden kazandýklarýnýn ya da kaybettiklerinin deðerini bilerek, yaþamda ilerleyebilirsin. Ayakkabýlarýmý ters giyiyorum diyorsun. Varsýn baþkalarý ters desin, belki de þu an için, senin doðrun bu, -denemeden- , ne biliyorsun. Belki de, sana göre de ters olduðunu hissedebilmen için, önce o ayakkabýlarla yürümelisin. Sadece düz yollarda deðil, engebeli arazilerde de gezmelisin. Yokuþlar çýkmalý, dereler geçmelisin. Ve en önemlisi de duyduðun olumsuzluklara bazen boþ verebilmeli, kararýný kendin vermeli, sonuçlarýndan mutlu ya da mutsuz olacaðýný kendin görmelisin. Hem bazý kýsýmlarý seni mutlu ederken, bazý kýsýmlarý da mutsuzluk ya da bir çok baþka hissi, kazancý sana getirebilir, neden bir de böyle düþünmüyorsun?

  Anlamlandýrma Arayýþý (Didem Duruöz) 23 Ekim 2011 Ýliþkiler 

: Anlamlandýrma arayýþlarýmdan birini, bölük börçük olsa da sizlerle paylaþmak istedim. Okuyan herkese çok teþekkür ederim. Belki de insan sevilmekten çok, anlaþýlmayý istiyordu.. George Orwell Bazen, anlaþýlma isteði bir tutku, yerine göre de saplantý olarak yer alabilir kiþinin hayatýnda. Suç iþleme nedeni, vaz geçme nedeni, kaçýþýn baþlangýcý olabilir yerine göre de. Bizden baðýmsýz gibi görünen ne çok þey, bizim içimizde anlamýný bulur aslýnda. Sadece bakarsak görürüz, ararsak onu buluruz, bakýþlarýmýz baþka yöne çevriliyse, onun girdabýnda dönüp durduðumuzu bilmeden dönüp dururuz olduðumuz yerde. Ruhumu özgür býraktým, benliðim parmaklarýmýn ucunda, akýp geçen kelimeler zihnimden olduðu gibi dökülüyor kaðýdýn üzerine. Kendim ile paylaþmak niyetinde deðilim þu an yazdýklarýmý, her düþünceden, özgür ve azade, sadece, ben varým. Derken týkandým, ben kelimesini ne çok önemsediðime takýldý aklým. Es verme zamaný… * Düþündüðünüz, Söylemek istediðiniz, Söylediðinizi sandýðýnýz, Söylediðiniz, Karþýnýzdakinin duymak istediði, Duyduðu, Anlamak istediði, Anladýðýný sandýðý, Anladýðý… Arasýnda farklar vardýr. Dolayýsýyla insanlarýn birbirini yanlýþ anlamasý için en az 9 ihtimal var. Sylviane Herpin Bilgelik; görmek istersek her yerde, tutup onu kucaklamak, sadece, bizim elimizde! Var olmak mý, yok olmak mý, bütün sorun bu! Düþüncemizin katlanmasý mý güzel, zalim kaderin yumruklarýna, oklarýna, yoksa diretip bela denizlerine karþý dur, yeter! demesi mi? Hamlet-William Shakespeare Hayat görmek istediðinde, yeni ve güzel geliþmelere gebe. Her deðiþim içinde, en az bir fýrsatý barýndýrýr. Hayat, görmek, duymak, anlamak, yaþamak isteyenlerin yanýndadýr! Sorular, sorgulamalar, yanýtý bulmaktansa, bazen, yeni sorulara kapý aralar. Kapýlarýn aralanmasý iyidir, kapalý kapýlar ruha aðýrlýk verir. Kalýn bir halat vardýr, içi boþtur elinde kalýr. Bir de incecik bir ip vardýr, seni en tepelere taþýr. Ýp canbazýnýn bazen, ipten düþmesi gerekir. Yerde mi ipte mi yaþayacaðýna, bir tek böyle karar verebilir. **Usta sana hakikati veremez ama hakikate çaðýrabilir. Ýçinde bir þeyi harekete geçirebilir. Bir ateþ yakacak süreç baþlatabilir. Gerçek sensin; yalnýzca çevrende çok fazla toz birikmiþtir. Ustanýn iþlevi olumsuzdur: Seni yýkamasý gerekir, böylece toz yok olur. OSHO “Olmak ya da olmamak; iþte bütün mesele, bu.” dese de büyük üstad. Kendi isteðinin yönünde, var olmak ya da olmamak, dile getirdiðin ve uyguladýðýn farkýna varýþtýr. Not: Eðer bu konu ilginizi çektiyse, þayet henüz okumadýysanýz Sayýn Aysel Aksümer’in “Anlamaktan Ne Anlýyoruz” baþlýklý yazýsýný, konuya farklý derin ve anlamlý bir pencereden bakmak adýna okumanýzý öneririm.

  Cem Mumcu - Kendine Bakma Kitabý (Didem Duruöz) 8 Ekim 2011 Yapýtlar 

Okuduðum kitaplarýn, -satýrlarýnýn altýný çizmeye kýyamasamda- önemli bulduðum kýsýmlarýný ve sayfalarýný iþaretleme huyum vardýr. Bu iþaretli kýsýmlarda, bazen cevabýný bilemediðim sorularýn tanýmýna, neden oluþtuklarýna, nasýl çözülebileceklerine dair kývýlcýmlara hatta yýldýzlara rastlarým. Cem Mumcu’nun Kendine Bakma Kitabý da, bunlardan biri. Bana göre, kitabýn her bölümünde, yaratýcýlýðýn konuþturulduðu, farklý bir bakýþ açýsýnýn kazandýrýldýðý, hatýrlatýlan farkýndalýklarýn olduðu birçok kýsým var. Hatta çoðunlukla bölümlerin hepsi, baþlý baþýna kiþinin anlam arayýþýna ýþýk, ayný kitabýn kapaðýnda da vurgulandýðý gibi ayna tutuyor. Cem Mumcu, aslýnda, güçlü kalemi, eðitimi, bilgileri, tecrübeleri ve belirtemeyeceðim birçok vasfýyla insanýn iç dünyasýnýn röntgenini çekiyor. Ve bence insanda iz býrakýyor, hatta kiþiyi kendi parmak iziyle tanýþtýrýyor. Yazýlarýmda alýntýladýðým ve beni en derinden etkileyen Cem Mumcu’nun Kendine Bakma kitabýndan iki bölümü sizlerle paylaþmak istedim. Okuyan herkese þimdiden teþekkür ederim. Ýzedebiyat yazarlarý olarak, hepimizin -kendi doðrularýmýz, önceliklerimiz, ihtiyaçlarýmýz, alýþkanlýklarýmýz bazýnda- anlam arayýþýnda olan bireyler olduðumuzu düþünüyorum. Þayet, kitabý okuduysanýz ve paylaþmak isterseniz etkilendiðiniz bölümleri öðrenmekten mutlu olurum. Kitabý okumadýysanýz ve okumayý tercih ederseniz, bazý bölümlerin sizi de çarpma olasýlýðý olabileceðini tahmin ediyorum. Kafesin Güvenliði! Kimi ruhlar çarmýha gerilidir. Kadim yaralarý yüzünden yeniden ve yeniden gerilirler her iki koldan birer çiviyle. Birisi paslýdýr çivinin. Onu çýkarmak hem zor hem acýlýdýr. Ýki kolun asýldýðý ve ruhu geren; gerdikçe çatlatan bu çarmýhýn çivilerinden biri arzu diðeri gereklilik; ya da biri aþk öteki onaydýr çoðu zaman. Ýçin için yansa da istediði yöne meyletmek için öteki paslý çivi tutar biteviye. Birini koparmalý, birini sökmelidir. Yoksa daha fazla dayanamayacaktýr. Sökülmeye aday olan taraf çoðu zaman yeni çividir. Arzu çivisi, onay çivisinden daha kolay sökülüp atýlýr. Daha az korkutucudur onu sökmek. Kendini yok etmek de olsa daha az suçluluk vardýr o yanda. Eski esarete boyun eðmek yine de çarmýhtan kurtulmak olacaktýr çünkü. Ve fakat yeni bir çarmýh daha vardýr: Nasýl yapmalý? Sorumluluk almadan, suçluluk hissetmeden… Kendini yok etmek isteyen, bunun da bulur bir yolunu. Bilir, öðrenmiþtir çünkü paslý taraftan bunu yýllar boyu. Hataya zorlar ite kaka taze tarafý. Böylece kendi yapmamýþ olacaktýr olaný biteni; kendi almayacaktýr ne suçu, ne de sorumluluðu... Aslýnda ortada tek çivi vardýr. Geçmiþin çivisi… Hiç kopamadýðý… O yüzden yerleþemez ruh yeni bir eve, yeni birine, yeni bir “biz”e. Ne kadar yerleþse o kadar çarmýh olacaktýr. Bilir bunu içten içe… Geçmiþin bilindik acýsýndan daha aðýr ve fazla gelir özgür ve sorumlu olmanýn acýsý zira.

  Hayal Kafesi (Didem Duruöz) 23 Ocak 2011 Düþler 

Eski bir þiirimsimi okurken, duygu ve düþüncelerimi farklý bir bakýþ açýsýyla gözden geçirdiðimde aklýmdan geçenleri sizlerle paylaþmak istedim. Renkler Alemi Bu renkler aleminde bir gezi. Belki mutsuz bir kýzýn hayali. Siyahlar, beyazlar bütün renkleri yok etti. Yeþil gri ve mavi içimdeki tek özlemdi. Güzellikler ve çirkinlikler içiçeydi. Ruhum siyahý seçti. Griyi paylaþmayý bilemedi. Oysa istediðim mavi ve yeþildi. Gözyaþlarýmý serbest býraktým bu gece, bir hayalimi daha kafese týkmanýn þerefine. Artýk o hayal baþka bir evrende yaþýyor dilediðince, gönlünce. Gecikmiþ bir hayale vedayý da gerçekleþtirdim ardýndan. Ben hayallerimi seviyorum, kafesinde bile olsa onlarý sýmsýký kucaklýyorum. Gerçekleþme ihtimali olsa, yaþantýnýn ardýndan belki de bana verdiði mutluluk bir süre sonra ilk günkü etkisini yitirecek. Hayatýn gerçeklerinin içinde ilk gün yaþattýðý heyecan sönecek. Hayal kýrýklýklarý, yanlýþ anlamalar, baþarýsýzlýklar karþýsýnda kendi deðerinden deðilse de, baþkalarýnýn gözünde etkisini kaybedecek. Oysa þimdi o, en engin yerde; hayal gücümde, zihnimde, yüreðimde. Kimse karýþamaz ona, kimse son veremez onu düþünürken yaþadýðým mutluluða. Aslýnda hiçbir hayalin kafese týkýlmamasý taraftarýyým. Ancak gerçekler ýþýðýnda düþünüldüðünde, kiþilerin saðlýk problemleri gibi önemli nedenlerle kendi hayatlarýný riske atacaklarý durumlarý gerçek hayatta yaþamaktan kaçýnmalarý gerektiðini düþünüyorum. Ve yansýtma burda devreye giriyor, ben bu yazýdaki karaktere hayalgücünü kullandýrmayý seçtim, hedefi benzer olguya yönlendirmek de baþka bir çözüm olurdu sanýrým. Okuyan herkese çok teþekkür ederim.

  Korkularýn; Engellerindir Yaþam Sevinçlerinin! (Didem Duruöz) 9 Ocak 2011 Yüzleþme 

Yazýmý okumadan önce Ali Yerli Beyin Kýrýlma baþlýklý yazýsýný okumanýzý öneririm, yazým da kendisinin önerdiði bir düþünceyi de sorguladýðým için. Sadece kendimi harekete geçirmeye çalýþýyorum, hayatýn içine doðru, doðru bir adým atmak için güç topluyorum. Okuyan herkese teþekkür ederim. “Kol kýrýlýr yen içinde kalýr” durumu deðil bu. Çoktan yýrtýlmýþ yen ve býrak kolu kemikler bile çýkmýþ dýþarý. O kemiklerin yerine oturtulmasý bir de kaynamasý var sýrada. Hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaðý da malum üstelik. Bir anlýk düþüncesizlik ve ardýndan gelenler. Bazen hatalar affedilir. Bazen de hatalarý affetmek, insanlara aðýr gelir. Oysa ki; affetmedikçe üstümüzde birikenler bizi ezdiði gibi, enerjimizi de tüketir. Peki hangi hatanýn affedilip, hangisinin affedilmeyeceðine karar veren içimizdeki hangi sesdir? Bu kararý, kendisine bile dillendirip, dillendirmemeye insan neye göre karar verir? Düþüncelerimi duymamak için müziðin sesini sonuna kadar açtým, yine de onlardan kaçamadým. Gözleri, kulaklarý kapatmak, bilginin girebileceði her yolu týkamak gerçeklerden kaçýþ için yeterli deðil. Duyulan bir söz, hiç duyulmamýþ gibi zihinden silinemiyor, “ Sen bunu duymamýþ say “demek yetmiyor. Kýrýlan bir vazonun yapýþtýrýldýðýnda eskisi gibi olmadýðý gibi, bazý þeyler de geride býrakýlamýyor. Ali Yerli Bey’ in önerdiði gibi su gibi olmak lazým aslýnda, sadece insanýn kalbinin deðil, baþka þeylerin de su gibi olmasý lazým.Olumsuz duygular ruhu istila ettiðinde kýrýldým ya da incindim demek yerine bulandým demeyi seçtiðinde kazanan kiþinin kendisi ve yýkýlmayan iliþkileri olacak, dünyanýn dönüþü durmayacak. Yeni bir adým, yine bir adým daha kolay atýlacak. Ýnsanýn kendi içinde yarattýðý hastalýklardan kendini arýndýrma yolu açýlmýþ olacak.

  Kendimi Kaybettim, Hükümsüzdür! (Didem Duruöz) 17 Temmuz 2010 Yüzleþme 

Þu sýralar Larry ile birlikte Zar Adam’ýn peþindeyim. Luke Cumhuriyetinde geçen bir günün ardýndan, bu gün daireyi silmenin bir yolunu denedim ve zihnimden geçen sorularý sizlerle paylaþmak istedim. Okuyan herkese çok teþekkür ederim. ------------------------- Kendimi terk etmeye ihtiyacým var! Birgün uyansam ve hiçbirþey hatýrlamasam, alýþkanlýklarýmý da arkada býrakmýþ olurmuyum? Nefret ettiðim kendimden kurtulur muyum? Kýyafet deðiþtirir gibi, yeni bir tarz dener gibi, baþka bir insan olur muyum? Yoksa ayaklarým yine bildik yerlerde mi dolaþýr, yine ayný sesleri mi arar kulaklarým? Her gördüðüm þeye -artýk bilmediðim eskiden kalan aynýlýðý arayarak- farklý bir gözle mi bakarým? Yoldan geçen gözüme aþina gelen birini durdurup mesela ” Beni tanýyor musunuz” diyebilir miyim ya da hiçbir þey anýmsatmayan birine yaklaþýp, “Kendimi arýyorum, beni benimle aramaya var mýsýn?” der miyim? Eski korkak halimden sýyrýlýp, cesurca bir adým atýp, eskiden ölesiye korktuðum bir þeyi yapmayý deneyebilir miyim, mesela bir boa yýlanýný boynuma sarmalarýna izin verebilir miyim? Ya da yükseklikten deli gibi korktuðum halde, bungee jumping yapmak ister miyim?

  Kýsalara Selam (Didem Duruöz) 10 Temmuz 2010 Yaþam 

Bu yazým Tanrýlar Þehri ve Motosiklet Günlüðü filmlerini izledikten sonra oluþmuþtur.Tabii etkilendiðim baþka þeyler de var, örneðin Yiðit Okur’un Piç Osman’ýn Pabuçlarý adlý kitabý. Ýki film için de söylenecek çok þey var. Acý ve nedeni üzerinde kýsa bir süre düþündüm sadece ve düþüncelerimi paylaþmak istedim sizlerle. Okuyan herkese vakit ayýrdýðý için çok teþekkür ederim. Cee oyunu gibi deðil hayat, sað gösterip, soldan vuruyor. Saklansan da kaçamazsýn bulur seni her yerde, çöküp göðsüne indirir sillesini, sesin soluðun kesilir, duyulmaz olur nefesin. Düþün, düþün yarýlsa da baþýn, açlýktan þiþse de karnýn, yok baþka çaresi, sende herkes gibi yaþamak zorundasýn. Madem ki geldin bu hayata, bir baltaya sap olmalýsýn. Ne iþ yaptýðýnýn önemi yok, kimliðinin, cinsiyetinin, milletinin, inançlarýnýn da önemi olmadýðý gibi. Sadece sen de herkes gibi üzerine düþeni yapmalýsýn. Olmayan iþi yoktan var edip, çekip çýkarmalýsýn. Boþuna arama bir umut, yaslanýlacak bir omuz, gözünün yaþýný silecek bir el, sen de herkes gibi mahrumsun bundan. Artýk anne diye aðlamalarýn bitti, annen duyabilecek olsa bile sesini, zaman o zaman deðil þimdi. Öl ya da öldür diyecekler yeri geldiðinde sana. Hatta ödüllendirecekler belki seni, can vermenin senin iþin olmadýðý, almanýn da sana düþmediðini bildiðin halde, yaþamak gerektiðinde ya çekeceksin tetiði ve öldüreceksin karþýndaki ile birlikte kendi benliðini, ya da” Ýnsan bir kere;korkaklar her gün ölürmüþ.” diyerek kurþunu çevireceksin kendine ...

  Öylesine (Didem Duruöz) 19 Nisan 2010 Yüzleþme 

Öylesine, belki biraz da Kayýp Gül’ün etkisiyle… Sorularýmdan2 Beni bir tek siz merak ettiniz. Ne de olsa kayýp gitmelerime alýþýk deðilsiniz. Ben kendimi merak etmekten geçeli yýllar oldu. Hayýr aslýnda yýllar önce deðil, tüm olanlar; bir anýn içinde oldu. Donar bakýþlarým benliðim kurur, denize varmayan nehir iþte böyle olur. Olur da ne olur, ne deðiþir sanki? Sadece kaybeden nehirdir, denizliðin enginliðini yüceliðini bulamadan kaybetmiþ, eremeden kendi içinde yitip gitmiþtir. Nehir nedir, kimler içindir, deniz nedir, kimlerin içindedir?

  Duru Sohbetler 2 (Didem Duruöz) 3 Mart 2010 Yüzleþme 

Yazýmý okumadan önce Ali Yerli Bey’in Ýki Darbe Bir Kitap adlý yazýsýný okumanýzý öneririm. Yazým, bu yazýnýn içindeki bir kýsým hakkýnda olduðu ve kendimi sorgulamamla oluþtuðu için. -Hayda! Yine gözlerim yaþlý ne oluyor bana, özgürlük ve soru sorma hakkýnda etkili, anlamlý ve güzel bir yazý okudum. -Ýçinde kendini bulduðundandýr. En çok etkilendiðin de yazmaktan en çok kaçýndýðýndýr. Evet iþte o paragraf, hadi zorla kendini önce yaz ve sonra düþün hakkýnda. Kendine duygularýna kapýlma, onlarý ifade etme özgürlüðünü yaþat. Kimse duymasa da, bilmese de, görmese de, sen dertleþ, Hayýr Hayýr, Paylaþ kendinle! Sen deðil miydin sevgi ve bilgi paylaþtýkça çoðalýr diyen? Ýþte onlara, birini daha ekliyorsun bu akþam. Duygularýný önce kendinle, sonra duymak isteyenlerle, onlara ihtiyacý olanlarla, sana benzeyenlerle paylaþ. Ve duymak istemeyenlere hiçbir þey anlatma, nasýlsa boþa gidecektir kelimelerin, bari boþlukda dolanýp, senin huzurunu kaçýrmasýnlar. Bilirsin hevesle anlatýrsýn ve karþýnda saðýr kulaklarla karþýlaþýrsýn, içindeki heves, arzu, ümit yavaþ yavaþ söner. Onun için en iyisi duymak istemeyenlerle paylaþmamak, böylece sonradan da kötü olmamak. ----------------------------------------------------------------- - Ýyi ukala dümbeleði, söyledin de bir gýdýmlýk bilgini, baþýn göðe erdi. - Ne oluyor ya, ne kýzýyorsun be! - Yaa deðil yoðurt. - Anlaþýlan, Eleþtirmen Duru yu ele geçirdi. - Hayýr bilemedin, sana hatalarýný sadece eleþtirmen söyler sanýyorsan çok yanýldýn. Sen ne kadar bana küçük kýz desen de benim içimdeki bilgelikten bii habersin, bi de seni duyuyorum diye þiþinirsin. - Peki, mesaj alýndý, gözüm kulaðým açýldý, seni dinliyorum. - Öyleyse, ben de kýzmayý býrakýp anlatýyorum. Derin bir nefes alýp, ilk cümlemle baþlýyorum. - Dur! Önce Ali Yerli Bey in yazdýðý Ýki Darbe Bir Kitap’ý yeniden okumalýyým. -Okudum ve tutuyorum öðüdünü, dinliyorum sözünü, iþte beni vuran paragraf: Özgürlüðe ve sorulara takýntýlýyým… Tatmadýk çünkü. Soru sormayý bilmiyoruz. Özgürlük kenarýmýzdan bile geçmedi. Ben özgürlüðü gördüm. Yaþamadým ama gördüm. Bir insanýn kendisine nasýl düþüncelerden duvarlar ördüðünü biliyorum. Çünkü o benim. Korkularýyla yaþayan, düþündüðünü sanan ama aslýnda bir rayda gidip gelen…

  Gözlem Yansýmalarým2 (Didem Duruöz) 21 Ocak 2010 Anýlar 

Oyun odasý öðretmeni olarak çalýþtýðým kýsa sürede 2.5 yaþýnda iki tane dünya þekeri oðlum vardý. Biri çevresine gülücükler saçarken, diðeri annesinin eteðine yapýþýr, oyuncaklarýn yüzüne bile bakmazdý.3 yaþýndan küçük olan öðrencilerim sadece istedikleri zaman oyun odasýnda oynar ve ne zaman annelerini isteseler, diðerlerinin aksine onu yanýnda bulurlardý. Gülücükler saçan Hasan, her sabah beni gördüðünde ötmenim diyerek kollarýma koþardý. Bir gün Hasan yanýndaki sessiz sakin arkadaþý Oðulcan’ý öpmek istedi.Ve þaþýrdý, Oðulcan ona vurmaya baþladý, Hasan aðlayarak uzaklaþtý. Elindeki oyuncaðý havaya kaldýrmýþ, kýzgýnlýkla bakýyor ve benden oyuncaðý arkadaþýnýn kafasýna atmasý için ona izin vermemi bekliyordu. Bir yanda öpücüðe tokatla karþýlýk veren, bir yanda kýzgýnlýðýný göstermek için izin isteyen. Oðulcan’ý annesi sakinleþtirirken, ben de Hasan’ý kucaðýma alýp saçlarýný okþadým, önce kýzgýnlýðýný dile getirmesine izin verdim. Arkadaþýnýn, kendisinin onu sevmek için yaklaþtýðýný anlamadýðýný, kendisine dokunulmasýndan hoþlanmadýðýný söyledim. Okuyan herkese vakit ayýrdýðý için teþekkür ederim. Biliyor musunuz bir bebek, anne karnýndayken bile þiddeti hissedebilir. Doðduðunda, canýnýn parçasýný yakana, tekrar el kaldýrýldýðýnda, - hatta o kiþi kendisini sevmek için bile yaklaþmýþ olsa - çýðlýklarla karþýlýk verir. Bundan daha can yakýcý ne olabilir? Artýk o bebek gerçek sevgiyle kuþatýlýp, güvende olduðunu iliklerinde duyuncaya kadar, onu sevmek için kendisine yaklaþana, - kendisi gibi bir bebek olsa bile- saldýrarak karþýlýk verecektir. Sevmek isteyenin þaþkýnlýðý ve sevgisizliðin tutsaðýnýn korkaklýðý, tanýk olanýn kalbini eritecek ve elinden bir þey gelmemesinin hüznü ile, ne yapacaðýný bilemeyecektir. Kimsenin ne dediði, neye inandýðý önemli deðil. Özgür deðiliz hiçbirimiz, hatta Sezen Aksu’ nun dediði gibi “Masum da Deðiliz” hiçbirimiz. Hiç düþündünüz mü, masumiyetimiz ilk yarayý ne zaman alýr?

  Bir Aldanýþýn Ardýndan (Didem Duruöz) 11 Ocak 2010 Ýliþkiler 

Çocukluðumdan beri hayatýmda, tanýmak istediðim ancak sevilmeme korkusuyla uzak durma kararý aldýðým, böylece tanýyamadýðým deðerli kiþiler oldu. Bir de ayný þekilde, benden uzaklaþmayý tercih eden bazý arkadaþlarým, dostlarým oldu. Zamanla edindiðim farkýndalýklarla, istemeden bu kiþileri kendimden, benim uzaklaþtýrdýðýmý anladým. Her biriyle yaþadýðým tüm anlar için þanslýyým. Onlara kýzdýðým, olanlarý anlamlandýramadýðým, hatayý kendimde ancak yanlýþ yollarda aradýðým, zamanlar oldu. Þimdi sadece, birlikte geçirdiðimiz güzel anlarý, sevgiyle hatýrlýyorum. Kimbilir dünya küçük, günün birinde belki onlardan birileriyle tekrar karþýlaþýrým. Karþýlaþmasam bile hepsinin kalbimde ve zihnimde özel bir yeri var.Benden uzakta olan sevdiklerime, benim için önemlerini hissettirmeyi baþaramamýþ da olsam, onlarla , kavga da etmiþ olsam, vefasýz da davranmýþ olsam, terk etmiþ ya da terk edilmiþ de olsam, birbirimizi anlayamadýðýmýz anlarýn, artýk hiçbir önemi yok gözümde. Onlarý düþününce sadece bir ýþýk parlýyor gözlerimde ve yüreðimde. Her aldatma sevgililer arasýnda gerçekleþmez. Sizi býrakýp giden, yerinize baþkasýný seçen bir dostta, bazen insana kendini aldatýlmýþ hissettirir. Nedense insan, kendisi ile ilgili, iyi olan her þey, sonsuza kadar sürsün ister. Sürekli dünyanýn kendi çevresinde dönmesini bekler. Oysa sevgi gerektiðinde, sevdiðinin gitmesine izin vermek ya da yeri geldiðinde býrakýp gidebilmektir. Varlýðýn ona huzur saðlamýyorsa, artýk seninle mutlu olamýyor, seninle paylaþacak bir þey bulamýyorsa. Ya da içinde yüzdüðün hüzün denizinde kendisinin de boðulduðunu hissediyordu, baþka birine yönelmesini anlayýþla karþýlamak gerekir.

  Duru Sohbetler 1 (Didem Duruöz) 10 Ocak 2010 Ýliþkiler 

Ýçimdeki küçük kýzýn adý Duru. Bazen caným sýkkýn olduðunda, kafama bir þeyler takýldýðýnda birbirimizle konuþmak ikimize de iyi geliyor. Bana hatýrlattýðý bazý basit ve önemli farkýndalýklarý sizlerle paylaþmak istedim. Okuyan herkese çok teþekkür ederim. - Kendini nasýl hissediyorsun? -Þu an kendimi gergin, üzgün, çaresiz hissediyorum. Eleþtirmenim bana korkak olduðumu söylüyor. Ve bende bunun doðru olduðunu biliyorum. -Eleþtirmeninin senin içindeki olumsuz yanýn olduðunu hatýrlýyor musun? -Evet, benim çevremde dönerek korkak korkak diye mýrýldanýyor. - Ona nasýl karþý çýkacaðýný da hatýrlýyor musun? -Evet -Yap o zaman. -Kes þunu ben korkak deðilim. Sustu, ama yine baþlamak için güç topladýðýný düþünüyorum. - Onu seninle el ele vererek yenebiliriz. Þunu bil ki ; her ne yaparsan yap ya da yapmazsan yapma ben seni çok seviyorum. Söylediðin, düþündüðün, yaptýðýn ve yapmadýðýn hiçbirþey bu gerçeði deðiþtirmez. Üstelik yalnýz da deðilim, eþin, annen, baban, ablan ve can dostlarýnda benimle ayný fikirde ve hiçbirimiz de fikrimizi deðiþtirmeyeceðiz.

  Anne Çocuk Eðitim Vakfý - Anne Destek Semineri (Didem Duruöz) 8 Ocak 2010 Aný 

Aþaðýdaki yazým, gerçekleþmiþ olaylarý konu almaktadýr. 15 Aralýk 2005 tarihli Eyüp de düzenlenen programa katýlan tüm dostlarýma, ayrýca teþekkür ederim Konu hakkýnda ayrýntýlý bilgiye http://www.acev.org/index.php?lang=tr adresinden ulaþabilirsiniz.Okuyan herkese sevgi ve saygýlarýmla ve teþekkürlerimle

 

 



Bazen farkýna varýlan farkýndalýklarýn aðýrlýðý, ezip geçiyor insaný. Hele ki, sevdiklerinin bunlarý görmeye niyetleri olmadýðýný anladýkça. Ve kayýplarýnýn farkýna vardýkça, baþka bir hayat olsa, herþey yeniden baþlasa diyor. Hayal gemilerinde yüzüp, hayal ülkelerinde geziyor. Ama kiþi, kendi istemeden, hiçbirþey deðiþmiyor.

Ýçimizdeki küçük kýzlar, küçük oðlanlar, içimizdeki ana baba ve kendimizle, benliðimizle her zaman bir bütün olup, hayat yolunda yaþamla dans ederken, ait olma ve birey olma dengesini kurmuþ insanlar olarak yaþamamýz ümidiyle.


  12.11.2009 12:58:47 duru 




  22.09.2009 17:00:54 duru 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

�zEdebiyat bir �zlenim Yap�m sitesidir. � �zlenim Yap�m, 2024 | � Didem Duru�z, 2024
�zEdebiyat'da yay�nlanan b�t�n yaz�lar, telif haklar� yasalar�nca korunmaktad�r. T�m� yazarlar�n�n ya da telif hakk� sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktad�r. Yazarlar�n ya da telif hakk� sahiplerinin izni olmaks�z�n sitede yer alan metinlerin -k�sa al�nt� ve tan�t�mlar d���nda- herhangi bir bi�imde bas�lmas�/yay�nlanmas� kesinlikle yasakt�r.
Ayr�nt�l� bilgi icin Yasall�k b�l�m�ne bkz.

 

Bu dosyan�n son g�ncelleme tarihi: 28.03.2024 21:59:28