Deney, herkesin hatalarına verdiği addır. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Güneş Hanım, her hafta, bizlere dağıttığı konu ekleriyle ve önceki konuların özetini yaparak, yeni arkadaşlarımızın da bize yetişmesine yardımcı oldu. İlk başta dinlediğimiz konularla bağlantılı yaşadığımız anılar, bizlerin aklına gelmiyordu. Ancak seminerler ilerledikçe, kendimizi, yaşantımızı gözlemleyerek, öğrendiklerimizi uygulayarak, eski ve yeni anılarımızı seminerde paylaşmaya başladık. Bir yandan Güneş Hanımın tavsiyesiyle, konularımızla ilgili, elimizde olan kaynak kitapları değiş tokuş ederek, bilgilerimizi pekiştiriyor ve aynı zamanda gelişen bakış açımızla sevdiklerimizi, çevremizdeki kişileri daha iyi anlıyor, onlarla empati kurmayı öğreniyorduk. Bu sayede yavaş yavaş çevremizdeki kişilere karşı, daha anlayışlı, gerçekçi olmaya başladık. Kendimize ve onlara duyduğumuz sevgiyi, saygıyı, daha doğrusu olumlu ve olumsuz duygularımızı onlarla paylaştık ve onların duygularını anlamaya özen gösterdik. Eşlerimizle, büyük ve küçük çocuklarımızla çok daha yakın, samimi, içten ilişkiler kurduk. Kendimizle ilgili farkında olmadan yaptığımız, ancak kendimizin onaylamadığı davranışlar düşünceler olduğunu farkettik. Ve yavaş yavaş, kendi istediğimiz yönde değişip gelişmeye başladık. Olumlu alışkanlıklarımızı çoğalttık. Sevdiklerimize yaşantımızla doğal örnek olduğumuz için, onların olumlu alışkanlıklarının da çoğalmasına yardımcı olduk. Örneğin çalışırken, boş zamanlarımızda bile, kitap okumaktan, bilgi edinmekten ne kadar keyif aldığımızı gören iş arkadaşlarımız da, kitap okumaya daha önem vermeye başladılar. Kendimizi, başka hangi konularda geliştirebileceğimizi, birbirimizden neler öğrenebileceğimizi, hangi kaynakları araştırmamız gerektiğini düşünüp, araştırdık ve uyguladık. İnternetten yaptığımız araştırmalar sonucunda edindiğimiz bilgileri (önce Güneş Hanımın onayını alarak) birbirimizle paylaştık. Hayatımızda, bilgi almaya ihtiyacımız olan konularla ilgili, uzmanların kaleme aldığı kitapları okumaya daha fazla zaman ayırdık ve okuduklarımızı uyguladık. Öyle ki edindiğimiz bilgiler, rüyalarımıza bile girdi. Mesela ben, rüyamda; yolda yürürken, elimdeki birçok kitaptan, birini çalan kişinin peşinden koşarak onu yakalamaya çalıştım. Bir yandan da “Onlar arkadaşlarımın da kitabı, geri ver kitabımı” diye bağırıyordum. Rüyamın devamında, beni taciz eden bir kişiyi, patronuna şikayet ettiğimde, o kişi işinden atıldı. Ancak ben, kişinin işten atılmasının çözüm olmayacağını, kişinin kızarak bu davranışını yine tekrarlayacağını ve bu davranıştan kurtulmasının, uzman kişilerden yardım alınması ile gerçekleşeceğini düşündüğümü söyledim. Bu düşüncelerim, seminerde edindiğim bilgilerle artan farkındalıklarımla, hayatıma kendi istediğim yönde yön verebilmeyi, daha doğal hale getirebildiğimi gösterdi. Seminerdeki, içten, samimi anı paylaşımlarımız, birbirimizin duygularını ve düşüncelerini anlamamıza yardımcı oldu. Olduğumuz gibi, sadece kendimiz olduğumuz için sevildiğimizi ve benzer duyguları, yaşamış, benzer sorunlarla karşılaşmış olduğumuzu anlatarak, yalnız olmadığımızı hissettirdi. Çocuklarımıza, ben dilini kullanarak, duygu ve düşüncelerimizi, nedenlerini ve etkilerini paylaşarak, yaklaştığımız için aramızdaki sürtüşmelerin bazılarının ortadan kalktığını gördük. Gerekliliğine inandığımız ve sevdiğimiz etkinliğe zamanında katılabilmek için, bilinçaltımızın bizi uyandırması, çalar saat ihtiyacımızı ortadan kaldırdı. Seminere geleceğimiz günü, sabırsızlıkla bekledik ve buluşma mekanımıza, yüzümüzde gülücüklerle gittik. Hepimizin paylaşmak istediği duygu, düşünce ve olaylar arttığı için ortak kararımızla seminer saatlerimiz bazen uzadı. İlk başlarda, istemeden olan gecikmeler, azaldı. Aynı anda, iki kitap birden okuyup, her zamankindan kısa sürede kitaplarımızı bitirmeye alıştık. Kendimizi, (genel olarak insanı) daha iyi tanımaya başladığımız, beklentilerimizi, duygu ve düşüncelerimizi, bunların nedenlerini ve etkilerini, uygun zamanlarda paylaştığımız için sevdiklerimizle sürtüşmelerimiz azaldı ve hepimizin hayatında, olumlu bakış açısı yavaş yavaş kendini hissettirmeye başladı. Çocuklarımız, olumlu değişimimizi gördüler. Biz onlara örnek olduğumuz, onlarla empati kurduğumuz için, bize kendi duygu ve düşüncelerini daha fazla açtılar Sevdiklerimizle, çevremizdekilerle konuşurken iletişim engelleri kullanmamayı öğrendiğimiz ve uyguladığımız için, onlar bizi daha fazla dinlediler. Hatta bazı, önemli sorun olarak gördüğümüz durum ve davranışların nedeninin, kişilerin, duygularını, düşüncelerini ve bunların nedenlerini, etkilerini olumlu bir dille ve uygun zamanda paylaşmadıkları için, bilmemekten kaynaklandığını öğrendik. Paylaşımlarımızı öğrendiğimiz şekilde uygulamaya başladığımızda, iki tarafında birbirini anlayarak, çatışmaların ortaya çıkmadan, yok olduğunu ve olanlarında çözüldüğünü gördük. Ayrıca karşımızdaki kişiler engellerle ve bize olumsuz duygular hissettirecek şekilde konuştuklarında dahi, onların niyetinin bize zarar vermek olmadığını anlayarak, sadece doğru yöntemleri bilmedikleri için, alıştıkları şekilde, kendilerini ifade ettiklerini öğrendik. Olumsuz yaklaşımlara bile olumlu karşılık verebilmeyi öğrendik. Ve tüm bunları öğrendikçe, uyguladıkça, bir bütünün özel bir parçası olduğunu bildiğimiz, bizi olduğumuz gibi seven, kendimizi değerli, özel, ait hissettiğimiz yerlerde, hepimizin yüzüne çocukluğumuzda, sosyalleşme adına takmayı öğrendiğimiz maskeleri, çıkardık ve can cana iletişim kurup özel dostlar kazandık. Teşekkürler Güneş Hanım, teşekkürler Açev. İyi ki varsınız. Atatürk: “ Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir demiş. Güzel Atam, her zaman olduğu gibi ne doğru söylemiş. Paylaşılan Kitaplar ve yazarları: Doğan Cüceloğlu: İletişim Donanımları “Keşke” siz Bir Yaşam İçin İletişim, İyi Düşün Doğru Karar Ver , İçimizdeki Çocuk, Yetişkin Çocuklar, Savaşçı, İçimizdeki Biz Üstün Dökmen: Küçük Şeyler, İletişim Çatışmaları Ve Empati, Evrenle Uyumlaşma Sürecinde Varolmak Gelişmek Uzlaşmak Leyla Navaro: Gerçekten Beni Duyuyor musun?İki Boy Ufak Pabuç, Bir Cadı Masalı, Tapınağın Öbür Yüzü Not: Anne Destek Programı katılımcıları, bekar bayanlar, evli ve çocuksuz, evli ve yetişkin çocukları olan bayanlar ve okul öncesi, ilköğretim çağlarında çocukları olan bayanlardan oluşmuştu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Didem Duruöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |