..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsan özgür doðar, ama her yaný zincire vurulmuþtur. -Rouesseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yüzleþme > Didem Duruöz




2 Kasým 2011
Sarmaþýk Sakal Yansýmalarý  
Didem Duruöz
Bir arkadaþýmýn yazýsýnýn bende uyandýrdýðý yansýmalarý, kendisine yazdýðým not ile birlikte sizlerle paylaþmak istedim. Okuyan herkese teþekkür ederim. Arkadaþýmýn farklý yazýlarýný http://sakalliperi.blogspot.com sitesinde görebilirsiniz. SarmasikSakal Ahmet Elgin; Þöyle güzelce dur da seni resmedeyim… Sakallý Peri; Ne resmi bu karanlýkta? Beni dahi göremiyorsun… Ahmet Elgin; Orada var olduðunu biliyorum… Sakallý Peri; Sen aklýný kaçýrmýþsýn, bir vagon dolusu ilaç gerekli sana… Þöyle çýk bir hava al. Ahmet Elgin; Hava mý? Gerek yok… Sakallý Peri; Yine her tarafý batýrdýn. Annen sana kýzacak… Þu duvarýn haline bak, kaktüsün iðnelerinde geberip gitmiþ fareler, bir yandan da mide asit’iyle eritilmiþ sabunlar… Ahmet Elgin; Yaþamaktan korkuyorum ben… Sakallý peri; Seni korkutan ne? Beceriksizliðin mi? Yoksa hala ayakkabýlarýný ters mi giriyorsun? Ya da kemiklerin sýzlasýn da gör… Týrnaklarýn dökülsün, sokaktaki çýplak adamlar kaçýþsýn… Ahmet Elgin; Yaþamak dedim ya beni korkutanýn… Sen saðýr mýsýn? Yoksa benimle dalga mý geçiyorsun? Sakallý Peri; Þuan nerede olduðumuzu biliyor musun? Ahmet Elgin; Seni resmedeceðim yerde… Sakallý Peri; Evet, bu doðru… Þimdi ýþýklarý açacaðým ve þiþman bir adam ölecek… Ahmet Elgin; Çok susadým… Sakallý Peri; Bende… Bu yazýnýzdaki cümleleri Didem’in Duru’ya, bazen de Duru’nun Didem’e sözleri olarak düþündüðümde, aþaðýdaki yansýma ortaya çýktý. Ýkisi de bu sefer biraz fazla dobra, hatta ukalaca konuþtular. Hoþgörünüze sýðýnarak, sansürce ve olageldiði gibi yazdýðým, bilinen ayrýntýlardan oluþan bu konuþmayý, sizinle paylaþmak istedim. Bu arada ikisinin sesleri artýk birleþmeye baþladý, artýk onlarý birbirinden ayýrt etmekte zorlanýyorum ve bu hoþuma gidiyor. Sizin yukarýdaki yazýnýza benzer ruh hallerimi kapsayan baþka yazýlarým var, onlarý yazdýktan sonra içimden bir yük kalktýðýný, hafiflediðimi hissetmiþtim, umarým sizde bu yazýnýzýn ardýndan benzer hisleri deneyimlemiþsinizdir. Bedenin gözü görmez oldukça, ruhun gözü daha iyi görür. Plato Bir de, baþka açýdan: Görmek deðil bakmak istiyorum sana, seni anlamak deðil, kendi anlamýmý yapýþtýrmak, kendimi seninle anlamak, senden bana, benden sana akmak istiyorum. Sana bakmak için ýþýða, hatta sana bile ihtiyacým yok aslýnda. Var olduðunu bilmem yeterli, kendince, kendimce olsa bile... Akýl nedir, insana neden gereklidir? Akýllý olsam kime ne, deli olsam zararý kime? Ýlaçlar diyorsun, ilaçlar sadece; rahatsýz bir kanepenin üzerinde oturuyorsan sýrtýna, kolunun altýna, her neren aðrýyorsa, hangi kýsmýn eksik kalýyorsa, neresi denge( kime göre nasýl þekillendiði belirsizlikte kaybolan)-ni bozuyorsa, o kýsma koyduðun yastýklardýr. Saðladýðý faydalar zaman zaman sabun köpüðünden farksýzdýr. Yine de sabun köpükleriyle oynamanýn verdiði keyif ve rahatlamanýn hazzý, verdiði sýkýntýnýn yanýnda, kardýr. Kendine beceriksizin tekiyim diyorsun, bu yüzden yapmak istediklerin için bile harekete geçmiyorsun. Bir davranýþ, bir sýfat, bir taným, seni ne sana, ne de baþkalarýna anlatmaz. O sadece bir anlýktýr, sadece bir koþulda yapýlan bir durumu anlatýr. Senden, diðer yaptýklarýndan baðýmsýzdýr, bir baþkasýnýn ayný olacaðý kehanetini oluþturmaz. Bunun böyle olduðuna inanýr ve ona göre davranýrsan sadece senin paçana yapýþýr. Onun paçana sarýlmasýna da engel olabilecek sensin, sarýldýðýnda paçandan savrulmasýný da saðlayacak olan da sensin. Yeter ki niyetinin farkýnda ol. Her neyse yaptýðýn ya da yapmadýðýn bu niyet kendini savunma niyeti mi yoksa, öðrenme- aný yaþama- niyeti mi? Öðrenme niyetiyle yaþamayý seçmek zordur, insan incinmelere daha da açýk olur. Ýncinebilirsin, ancak incinmeni kendin tedavi etmeyi öðrenerek, incinmeden kazandýklarýnýn ya da kaybettiklerinin deðerini bilerek, yaþamda ilerleyebilirsin. Ayakkabýlarýmý ters giyiyorum diyorsun. Varsýn baþkalarý ters desin, belki de þu an için, senin doðrun bu, -denemeden- , ne biliyorsun. Belki de, sana göre de ters olduðunu hissedebilmen için, önce o ayakkabýlarla yürümelisin. Sadece düz yollarda deðil, engebeli arazilerde de gezmelisin. Yokuþlar çýkmalý, dereler geçmelisin. Ve en önemlisi de duyduðun olumsuzluklara bazen boþ verebilmeli, kararýný kendin vermeli, sonuçlarýndan mutlu ya da mutsuz olacaðýný kendin görmelisin. Hem bazý kýsýmlarý seni mutlu ederken, bazý kýsýmlarý da mutsuzluk ya da bir çok baþka hissi, kazancý sana getirebilir, neden bir de böyle düþünmüyorsun?


:BEJG:


Sarmaþýk Sakal

Ahmet Elgin;
Þöyle güzelce dur da seni resmedeyim…
Sakallý Peri;
Ne resmi bu karanlýkta? Beni dahi göremiyorsun…
Ahmet Elgin;
Orada var olduðunu biliyorum…
Sakallý Peri;
Sen aklýný kaçýrmýþsýn, bir vagon dolusu ilaç gerekli sana… Þöyle çýk bir hava al.
Ahmet Elgin;
Hava mý? Gerek yok…
Sakallý Peri;
Yine her tarafý batýrdýn. Annen sana kýzacak… Þu duvarýn haline bak, kaktüsün iðnelerinde geberip gitmiþ fareler, bir yandan da mide asit’iyle eritilmiþ sabunlar…
Ahmet Elgin;
Yaþamaktan korkuyorum ben…
Sakallý peri;
Seni korkutan ne? Beceriksizliðin mi? Yoksa hala ayakkabýlarýný ters mi giriyorsun? Ya da kemiklerin sýzlasýn da gör… Týrnaklarýn dökülsün, sokaktaki çýplak adamlar kaçýþsýn…


Ahmet Elgin;
Yaþamak dedim ya beni korkutanýn… Sen saðýr mýsýn? Yoksa benimle dalga mý geçiyorsun?
Sakallý Peri;
Þuan nerede olduðumuzu biliyor musun?
Ahmet Elgin;
Seni resmedeceðim yerde…
Sakallý Peri;
Evet, bu doðru… Þimdi ýþýklarý açacaðým ve þiþman bir adam ölecek…
Ahmet Elgin;
Çok susadým…
Sakallý Peri;
Bende…


Bir arkadaþýmýn yazýsýnýn bende uyandýrdýðý yansýmalarý, kendisine yazdýðým not ile birlikte sizlerle paylaþmak istedim. Okuyan herkese teþekkür ederim. Arkadaþýmýn farklý yazýlarýný http://sakalliperi.blogspot.com sitesinde görebilirsiniz.

Bu yazýnýzdaki cümleleri Didem’in Duru’ya, bazen de Duru’nun Didem’e sözleri olarak düþündüðümde, aþaðýdaki yansýma ortaya çýktý. Ýkisi de bu sefer biraz fazla dobra, hatta ukalaca konuþtular. Hoþgörünüze sýðýnarak, sansürce ve olageldiði gibi yazdýðým, bilinen ayrýntýlardan oluþan bu konuþmayý, sizinle paylaþmak istedim. Bu arada ikisinin sesleri artýk birleþmeye baþladý, artýk onlarý birbirinden ayýrt etmekte zorlanýyorum ve bu hoþuma gidiyor. Sizin yukarýdaki yazýnýza benzer ruh hallerimi kapsayan baþka yazýlarým var, onlarý yazdýktan sonra içimden bir yük kalktýðýný, hafiflediðimi hissetmiþtim, umarým sizde bu yazýnýzýn ardýndan benzer hisleri deneyimlemiþsinizdir.

Bedenin gözü görmez oldukça, ruhun gözü daha iyi görür. Plato

Bir de, baþka açýdan: Görmek deðil bakmak istiyorum sana, seni anlamak deðil, kendi anlamýmý yapýþtýrmak, kendimi seninle anlamak, senden bana, benden sana akmak istiyorum.

Sana bakmak için ýþýða, hatta sana bile ihtiyacým yok aslýnda. Var olduðunu bilmem yeterli, kendince, kendimce olsa bile...

Akýl nedir, insana neden gereklidir? Akýllý olsam kime ne, deli olsam zararý kime? Ýlaçlar diyorsun, ilaçlar sadece; rahatsýz bir kanepenin üzerinde oturuyorsan sýrtýna, kolunun altýna, her neren aðrýyorsa, hangi kýsmýn eksik kalýyorsa, neresi denge( kime göre nasýl þekillendiði belirsizlikte kaybolan)-ni bozuyorsa, o kýsma koyduðun yastýklardýr. Saðladýðý faydalar zaman zaman sabun köpüðünden farksýzdýr. Yine de sabun köpükleriyle oynamanýn verdiði keyif ve rahatlamanýn hazzý, verdiði sýkýntýnýn yanýnda, kardýr.


Evet hava almalý, yüzümü, bedenimi güneþin sýcaklýðýyla ýsýtmalý, içimdeki karanlýðý aydýnlýkla buluþturmalýyým. Ýçerisi, dýþarýsý, bu þehir ya da bir baþkasý, kendimi de götürdükten sonra yanýmda, fark eden ne? Söyle!

Evet, her tarafý batýrdým, iyi ki de yaptým, biraz da olsa rahatladým. Bu benim özgürlüðüm ve benim sorumluluðum. Artýk, her zaman aradýðým anlaþýlma, benimsenme, sevilme, onay, takdir arayýþýmdan kendimi arýndýrdým. Hiç beklemediðim sonuçlar yaþatsa da bu kararým, bu benim hakkým.

Ýyi nedir, kötü nedir, kim tarafýndan, kime göre, hangi amaçla, nasýl, neden belirlenir? Yaþam hakkýný bir canlýnýn elinden almak, ve bu yaptýðýndan ötürü onu kýnamak, suçlamak hatta yargýlamak. Kim veriyor sana bu hakký? Üstelik nerden biliyorsun bir gün, baþka bir yerde, baþka bir koþulun eþliðinde, kendi kýnadýðýn her hangi olumsuz bir davranýþý, bir gün senin de yapmayacaðýný. Ne yapacaðýný ne de yapmayacaðýný, o an gelene kadar, - gelirse þayet- bilemezsin! Aslýnda þimdi düþündüklerin, hissettiklerin, davrandýklarýn, takýndýðýn tutumlarýn haricinde, hem geçmiþinde, hem de geleceðinin içinde, varsayýmlardan ibaretsin. Ýçinde, karanlýk ve aydýnlýk iç içe, bir durumda bazen biri bazen diðeri galip gelmekte. Hangi tarafý beslediðin bile, her zaman sonucu tam olarak belirleyememekte. Önemli olan önemsemek, olan durum her neyse, ardýndaki niyeti fark etmek. Ve kendi gitmek istediðin çizgiden, bir þekilde saptýðýný anladýðýn anda, kendini olmak istediðin çizgiye geri çekmek. Tüm bunlarýn yanýnda; olmakta olan bazen acý verici hatta haksýz bile olsa gerçek ve geçerlidir. Olmakta olaný engellemek çoðunlukla mümkün deðildir. Olmakta olanýn da vardýr bir amacý, yaþananýn yaþatýlana göstereceði vardýr bir anlamý.

*Korkularýn; Engellerindir Yaþam Sevinçlerinin! *Ve sen zaten bunu bilmekte, korkularýnýn üstüne -gidebildiðin kadar- gitmektesin. Ne demiþtin bana ve kendine bir hatýrla, sadece hatýrlamakla kalma, uygulayabildiðince uygula!

* Ýnsanýn kendine yapacaðý en güzel yardýmlardan biri ki bu ayný zamanda olgunluðun iþaretlerinden biri; insanýn kendine raðmen, kendini aþmasýdýr. Ve herkes kendi yolunu, kendi bulmalýdýr. Reçetesi yok bu iþin, her sorun kiþiye özel ve çözümü kiþinin içinde saklý.Yeter ki doðru çözümün sesini duyabilsin ve onun gereklerini yerine getirmeyi kolaya kaçmadan gerçekleþtirsin.
Duygular yönlendirir çoðunlukla insaný, bazen göz önünde olan, bile bile tercih edilen duygular, bazende zihnimizin, yüreðimizin derinliðinde kök salmýþ, onlarýn farkýnda olmadýðýmýz için bizi yöneten duygular. Ýþ onlarý görebilmekte, duyabilmekte, bize kazandýrdýklarýnýn ve kaybettirdiklerinin farkýna varabilmekte. Ve ne istediðine karar verip, ona göre kendini yeniden programlayabilmekte. Ah, bir de terzi kendi söküðünü dikebilse…
Suçluluk duygusu ile kývranmak ve harekete geçmemek... Neden kendine eziyet ediyorsun, kimden ve nasýl, neyin intikamýný aldýðýný sanýyorsun?Korkma artýk kendinden ve diðer her þeyden!
Yaþam seni çaðýrýyor her an, her dakika! Yardým her an yanýnda. Bazen duysan da onun “Bana Katýl” diyen sesini, korkak kulaklarýn kapatýyor kendini ve elinin tersi ile tepmiþ oluyorsun en güzel þeyleri. Korkularýn; engellerindir yaþam sevinçlerinin!
Kaçýp gidiyor ömrün ellerinden ve sense rüzgara kapýlan uçurtmasýný kaybetmiþ çocuk gibi aðlýyorsun sadece onun peþinden. Kaldýr baþýný ve yakala uçurtmanýn ipini, yeniden dalgalandýr göklerde uçurtmaný. Sýký tut bu sefer hayatýn ipini elinden kaçýrma! Hayal Et, Ýste, Dene, Baþar Baþarama ama Yine De Yaþa!
Bil ki; en büyük korkun engeller, baþkalarýna zarar verecek bir þeyi, fýrsat olarak görmeni. Fýrsatý deðerlendirmek için yapman gerekenlerden kaçýnma. Korku hakim olduðu için kararlarýna, yapýp yapamayacaðýný düþünme, farkýna vardýðýn an atla üzerine, bir fýrsatý daha kaçýrma!
Yaþa Hepsini, Tüm Duygularý, Aný, Anýnda Yaþa! Hisset; sevinci, acýyý, hüznü, kýzgýnlýðý, kýrgýnlýðý, haksýzlýðý, adil olmayý, þaþkýnlýðý. Kýrýl,Yýkýl, Düþ, Kýr Duvarlarý ve Yeniden Doð, Yeniden Yaþa, Yeniden Baþla Hayata. Deneyimlerinle var olursun, acýlarýnla büyür olgunlaþýr kendini bulursun.
Zamaný geldiðinde, yaþam kýrýklýklarýnýn karþýsýnda kalbinin, zihninin, ruhunun ve benliðinin cam gibi kýrýlmasý yerine, Ali Yerli Bey’ in dediði gibi “Su Gibi Bulanmasýný” deneyimleyeceksin, deneyimlerin sayesinde.
Kalbindeki, zihnindeki, ruhundaki yaralar belki de yeniden kanamayacak ya da en azýndan kanadýðýnda doðru pansuman yapmayý öðrenmiþ olacaksýn yaralarýna.
Ve en önemlisi de Prof. Dr. Kemal Sayar’ ýn da dediði gibi “Yaralarýndan Ýbaret Olmadýðýný” hatýrlayacaksýn. Hayatýn içinde piþecek ve yeni yaralardan korkmanýn hayatýna taþýdýðý zararlar yerine; yaþam acýlarýný yeri geldiðinde yenmenin keyfine varacak, yeri geldiðinde yaþam acýlarýna yenilmenden aldýðýn derslerle yola devam etmeyi bileceksin.
Merak etme yaþam yolunda yalnýz deðilsin. Tercih edip, sevgini ve senin için önemini onlara hissettirdiðinde, sevdiklerini iyi gününde de kötü gününde de imkanlarý ölçüsünde, yanýnda bulacaksýn. Yandýðýnda, yýkýldýðýnda, yaþamýn yükü aðýr geldiðinde kollarýna, bazen bir telefonla bazen bir mesajla sevdiklerinin yükünü hafifletmeye çalýþtýklarýnýn farkýna varacaksýn. Kiminin omzunda aðlayacak, kimine sarýlacaksýn. Kimi ile bazen bir bakýþla, bazen bir mimikle anlaþacaksýn. Sevildiðini hissedecek ve içini dökerken karþýndakine, belki sana uygun olan çözümü, kendin bulacaksýn.*

Korkunun kendisidir bizi aslýnda -her neyse istediðimiz istediðimiz önemsemediðimiz, onun karþýsýnda- baþarýsýzlýða uðratan. Mr. Nobody filmini hatýrla. Onun gibi, bir an için bile olsa, geleceði görme þansýna da sahip deðiliz. Bilinmeyeni bilinenle tamamlamaya aç olan zihnimiz, sevmeye, sevildiðini hissetmeye programlý ve bunun ihtirasýyla yanan yüzümüzle, olasýlýklar hatta olasýlýksýzlýklar denizinde yüzerken, kararsýzlýk girdabýna kapýlýp, kendimizi kendimizden mahrum etmekteyiz. *Davetsiz Tanýk* da söylediðin gibi, bir gün bir otobüste hiç tanýmadýðýný zannettiðin biri, hayatýnýn gerçeðini hiç beklemediðin bir yerde fýsýldamýþtý gözleriyle. Kapat gözlerini, aç ruhunun kulaklarýný, dinle, hisset, gör, tad, onun sözlerini benliðinin en derin yerinde.

*Ellerini tutup, ona sýmsýký sarýlýp: “ Ýyi ki varsýn, ve sen kendin olarak, sen olarak hayatta baþarýlýsýn, seni sevenler gerçek seni de sevecekler, maskelerin yükünden kendini arýndýrmayý tercih ettiðinde bunun sen de farkýna varacak ve ruhunu geri kazanacaksýn. ” demek istiyorum. *

Ruhunun kapalý kapýlarýnýn kilidine uyacak mý bu anahtar? Dene!

*Kendine Ýhanet kadýn ve erkekte özerklik korkusu - Arno Gruen

*Kendiliðimizi kazandýrmaya yarayan bir yöntem veya teknik yoktur. Böyle bir çözüm beklentisi, insanýn týpký bir makina gibi düðmesine basýlýnca çalýþtýðýný zanneden bir benliðin düþüncesidir. Zihin özerkliðin anahtarýdýr. Sevgi ve duygudaþlýðýmýzý diðer insanlara hissettirirsek, ayný þekilde karþýlýk görürüz. Özerkliðe giden yollar ne kadar çeþitliyse, birey de bu yolda o kadar yalnýzdýr. Refakat ve arkadaþlar gereklidir, ama seçeceðimiz yolun sorumluluðu kendimize ait olmalýdýr. Bu yolda kimse bizi kollamaz; bize engel olan korku hayaletlerinin aslýnda etkisiz olduðunu görmek için kendiliðimizi uyandýrma cesaretini göstermeliyiz.*

Kendine beceriksizin tekiyim diyorsun, bu yüzden yapmak istediklerin için bile harekete geçmiyorsun. Bir davranýþ, bir sýfat, bir taným, seni ne sana, ne de baþkalarýna anlatmaz. O sadece bir anlýktýr, sadece bir koþulda yapýlan bir durumu anlatýr. Senden, diðer yaptýklarýndan baðýmsýzdýr, bir baþkasýnýn ayný olacaðý kehanetini oluþturmaz. Bunun böyle olduðuna inanýr ve ona göre davranýrsan sadece senin paçana yapýþýr. Onun paçana sarýlmasýna da engel olabilecek sensin, sarýldýðýnda paçandan savrulmasýný da saðlayacak olan da sensin. Yeter ki niyetinin farkýnda ol. Her neyse yaptýðýn ya da yapmadýðýn bu niyet kendini savunma niyeti mi yoksa, öðrenme- aný yaþama- niyeti mi? Öðrenme niyetiyle yaþamayý seçmek zordur, insan incinmelere daha da açýk olur. Ýncinebilirsin, ancak incinmeni kendin tedavi etmeyi öðrenerek, incinmeden kazandýklarýnýn ya da kaybettiklerinin deðerini bilerek, yaþamda ilerleyebilirsin. Ayakkabýlarýmý ters giyiyorum diyorsun. Varsýn baþkalarý ters desin, belki de þu an için, senin doðrun bu, -denemeden- , ne biliyorsun. Belki de, sana göre de ters olduðunu hissedebilmen için, önce o ayakkabýlarla yürümelisin. Sadece düz yollarda deðil, engebeli arazilerde de gezmelisin. Yokuþlar çýkmalý, dereler geçmelisin. Ve en önemlisi de duyduðun olumsuzluklara bazen boþ verebilmeli, kararýný kendin vermeli, sonuçlarýndan mutlu ya da mutsuz olacaðýný kendin görmelisin. Hem bazý kýsýmlarý seni mutlu ederken, bazý kýsýmlarý da mutsuzluk ya da bir çok baþka hissi, kazancý sana getirebilir, neden bir de böyle düþünmüyorsun?

Sýzlayan kemiklerden ( yürekten, benlikten, gözlerden, kelimelerden, düþüncelerden, v.s.) kaçýþ yok, sadece anýn içinde, en acýsýz, en rahat olabileceðin hali buluyor, kendini o hale uyarlamayý öðreniyorsun. Ameliyat sonrasý eðilmen yasaklandýðýnda, pantalonunu giyebilmen için yere atman, çorabýný çekebilmek için keratayý kullanman, duyduðun geceyarýsý çýðlýklarýnýn yarattýðý endiþeyi giderebilmek, tekrar uykuya dalabilmek için uyku ilacý içmen, çocuðunun aðlamasýný durdurabilmek için onun duygularýný betimlenen o duyguyla onu sevdiðini hissettirebilmen, v.s. gibi.

Acý çekme isteði, bazen içerdeki daha büyük acýnýn etkisini bastýrmak için, bazen de suçluluk duygusunu gidermek için olabilirmiþ. Ýlkini Prof. Kemal Sayar’ýn bir yazýsýndan öðrenmiþtim, kendine jiletle zarar veren bir kýz çocuðu içinde bir bomba taþýdýðýný hissediyor ve söylüyormuþ. Ýkincisi ise Debbie Ford’un “Niçin Ýyi Ýnsanlar Kötü Þeyler Yaparlar”ve “Iþýðý Arayanlarýn Karanlýk Yaný” kitaplarýndan aklýmda kalanlar. Baþkalarýný korkutma isteði ise daha derin bir konu Arno Gruen “ Kendine Ýhanet kadýnda ve erkekte özerklik” kitabýnda bu konuyu iþliyor. Bu isteði bir iki cümle ile tanýmlamaya þimdilik gücüm yetmiyor. Bir bilene danýþmanýn tam sýrasý:

Hayatýn gerçekten yaþadýðýmýz bölümü çok kýsadýr.Seneca

Korkularla yüzleþmek kadar, karþýmýzdakinin korkusunu kabullenmek de aðýr gelir insana. Çünkü o zaman insan kendi ruhunun çýðlýklarýna da kapý aralar. Kapýlarýn gýcýrtýsý ayrý korkutur insaný. Bilinmeyenin beklentisinin yükünün aðýrlýðý da boðar bir yandan. Kapýlarý açabilmek için korkuyu kendi içinde boðmak gerekir, korku ile ayný anda cesaret devreye girmelidir. Barýþ Müstecaplýoðlu’ nun “Perg Efsaneleri’ nde belirttiði gibi: “Korkak ve Canavar” adlý serinin ilk kitabýnda korkak, beceriksiz, sünepe, karýsýnýn intikamýný bile alamayan Gluorin ile tanýþýr okuyucu. Kitabýn ilerleyen bölümlerinde, sihirli kýlýcý kullanarak kazandýðý baþarýlarla þaþýrtýr bizi. Yüzleþtikçe hayatýn içindeki tehlikelerle, korkunun kendisinden korkmaktan vazgeçip harekete geçmeyi seçtikçe, yaþamýn hediyeleri ile karþýlaþýr ve kendine yapýþtýrdýðý olumsuz etiketten kendini sýyýrýr.



-Þu an nerde olduðumu bilmenin yanýnda, o yerde ne yapmayý ya da yapmamayý, hangi amaç, ihtiyaç, inanç ve öncelikler ýþýðýnda seçtiðimin farkýnda olmak da ilgilendiriyor beni. Bunlarýn olumlu ya da olumsuz sonuçlarýný, gerçekçilikten uzak kendini oluþturacak kehanetlere çevirmeden, gerekli tedbirleri alarak yaþamayý seçiyorum sadece.

Korku Bilinçle Yenilir... Bilinçli korku; koruyucu bir duygudur. Saldýran bir köpekten duyulan korku insaný kurtarýr. Ancak, ‘köpek saldýrýr’ diye sokaða çýkmamak saðlýksýzdýr. Bu durumda bilinç devre dýþý kalmýþtýr. Koruyucu sistem ‘yanlýþ alarm’ vermektedir. Nevrotik davranýþlar, panik ataklar böyle oluþur. Çözüm; bilinçli olmaktýr. Korkulan nesne, durum, her neyse ‘önce tanýnýr’. Sonra da ‘gerçek boyutlarý’na indirgenir. Korku artýk, baþa çýkýlabilir bir duruma indirgenmiþtir. Bilinç korkuyu yenmiþtir. Korkunun biliþsel terapisinin psikolojik anahtarý da budur. Saldýrabilecek bir köpek gene korkutur, ama artýk kaçabilir ya da siz köpeði korkutabilirsiniz. Korkunun yarattýðý ‘zihinsel felç’ sona ermiþtir. *** Korkuya karþý üç önemli aþamamýz geliþir. Bilinçlenme. Örgütlenme. Harekete geçme. Bireysel ölçekte de toplumsal ölçekte de yapýlmasý gereken, bu üç aþamanýn gerçekleþtirilmesidir. Birey ölçeðinde; korku nesnesini tanýyarak ‘bilinçleniriz’. Duygularýmýzý, düþüncelerimizi, davranýþlarýmýzý ayný doðrultuda yeniden örgütleriz. Buna gerek vardýr. Çünkü korku olgusunda duygularýmýz ile düþüncelerimiz çatýþmakta, davranýþýmýz da hareketsiz kalmaktadýr. Dengemizi kurduktan sonra da harekete geçeriz. Bu üç aþama ile korkumuzu yenmiþ, irademize yeniden egemen olmuþuzdur. Toplumsal ölçekte de gene üç aþama vardýr. *** Öncelikle, korkumuz konusunda bilinçlenmemiz ilk koþuldur. Nelerden korkmaktayýz? Neden korkmaktayýz? Ne zaman ve nasýl oluþmuþtur korkumuz? Bunu öðrendikten sonra ‘örgütlenmemiz’ zorunludur. Toplumsal ölçekte güçlerin birleþmesi ancak örgütlenme ile olur. Örgütlenemeyen hiçbir toplumsal güç baþarýlý olamaz. Örgütlenemeyen gruplar ancak baþkalarýný eleþtirmenin kolaylýðýna sýðýnýr ve baþarýsýzlýklarýna (kendilerinden baþka) herkesi neden gösterirler. Bu tutum, baþarýsýzlýðýn inkârýdýr. Bilinçli olanlar gerçeklerden korkmazlar. Gerçeðin inkârý sadece bilinci sislendirir, karartýr. Örgütlerin de hareket edebilmesi gerekir. Gerçekçi hedefleri belirleyen örgütlerin kararlýlýkla harekete geçmeleri korkularýn yenilmesinin anahtarýdýr. Korkuyu yenecek olan, kararlý harekettir. Böylece; bilinçli olunmazsa hiçbir þey yapýlamaz. Bilinçli olunur ama örgütlenemezse sadece konuþan ama hiçbir þey yapamayan grupçuklar oluþur. Bilinçli gruplar örgütlenir ama hareket etmezlerse gene varacak hiçbir hedefleri olmadýðýndan baþarýsýz olurlar. Korku baþarýsýzlýða neden olmamýþtýr. Baþarýsýzlýk korkuya neden olmuþtur. Sonra da bu kýsýr döngüden kurtulmak zorlaþýr. Çünkü; hareketin atalete dönüþmesi, zihinsel felce yol açar. Zihinsel felç de, ‘her þey bitti, artýk hiçbir þey deðiþmez’ kötümserliðine yol açar ki içine düþülebilecek en büyük felaket budur. ‘Bilinçli örgütlenme’nin hareketsiz kalmasý, yaþam alanýný ‘bilinçsiz örgütlenme’ye býrakýr. Bu da bir toplumun felaketi olur. Bu felaket, ‘bilinçsiz örgütlenme’nin baþarýsýndan deðil, ‘bilinçli örgütler’in baþarýsýzlýðýndan kaynaklanýr. Duruma doðru taný koyamama, sorumluluk almada kayýtsýzlýk gösterme, yapýlacak iþleri baþkalarýndan bekleme, hiçbir þey olmayacaðýný sanma, olan biteni görmezden gelme, gerçekleri kabul edememe, zamanýnda toparlanamama, baþlýca yanlýþlardýr. Sonucu da, ‘toplumsal korku’nun büyümesi ve yaygýnlaþmasýdýr. Yapýlmasý gerekenler bellidir ve yapýlmalýdýr. Yapýlmasý gerekenlerin sorumluluðu kimlerde midir? Hepimizde. Bende. Sende. Onda. Hepimizdedir. Gelecek hepimizin ortak geleceðidir. Geleceðimizi korku üzerine kuramayýz. Güncel görev korkularý aþmaktýr. Geleceðimiz bu baþarýyý bekliyor…
2000'LÝ YILLARDA Erdal Atabek erdalatak@superonline.com Cumhuriyet 17 Ekim 2011

Nerde olduðumuza geri dönünce ; evet beni resmettiðin, kendince anlamaya, var etmeye, kendindeki anlamlarý bana bulaþtýrmaya niyetlendiðin yerdeyiz. Kendimize ve diðerlerine karþý taktýðýmýz maskeler nedeniyle hepimiz yarým yüzlüyüz. Ve aslýnda, kendimiz bile kör alanlarýmýz nedeniyle sadece yüzlerimizin yarýsýný biliyoruz. Sen ki, kalkmýþ karanlýkta: “Seni resmedeceðim, senin gizlerini sana anlatýp, benim gizlerimi sana aktaracaðým.” diyorsun.
Ýþte buna izin vermiyorum. Olmaz yapamazsýn, aynanýn üzerindeki sýrlarý aralayamaz, eti kemiðinden ayýramazsýn. Ben buna hazýr deðilim, ancak sana söz, bir gün bunu yaþamaya da hazýr olursam, ilk sana söyleyeceðim. Israr edersen, söndürürüm bu karanlýðý! Kayýp kuyularýn içinde bulursun kendini. Ne olur yapma bunu, hem bana hem sana hem de bize. Býrak kendi anlamýmý, kendim bulayým, býrak kendi yaralarýmý, kendim kanatayým. Akýtacaðým kanýmýn miktarýný ben ayarlayayayým. Biliyorum niyetin iyi. Sadece, hem beni hem de kendini geliþtirmek, týkanan yollara yeni dönemeçler, yeni kavþaklar, yeni barajlar, yeni yan yollar açmak istiyorsun. Ancak þunu unutma ki, cehenneme giden yollar da iyi niyet taþlarýyla döþeliymiþ. Nedir, cennete cehenneme inanmýyor musun? Peki o zaman kendi düþüncemi belirteyim, cennet de cehennem de hayatýn içinde, insan da benim tanrý da benim içimde, ben nasýl ister, oluþturursam öyle.

-Düþünceler denizinde kulaç atmaktan yoruldum, biraz dinlenmeye ihtiyacým var.
-Haklýsýn, benim de.

Ve son olarak;

Ayný dili konuþanlar deðil, ayný duyguyu paylaþanlar anlaþýr.Mevlana

Sevgi ve Saygýlarýmla

Didem Duruöz
                                                         



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yüzleþme kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Duru Sohbetler 2
Korkularýn; Engellerindir Yaþam Sevinçlerinin!
Gündüz Düþlerim 2
Sekiz Saniye Yansýmalarým B
Kendimi Kaybettim, Hükümsüzdür!
Öylesine
8 Saniye Yansýmalarým A
Hataya ve Hayata Dair
Ölen Hangisi?
Siz=ben

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cem Mumcu - Kendine Bakma Kitabý
Duru Sohbetler 1
Anlamlandýrma Arayýþý
Hayal Kafesi
Bir Aldanýþýn Ardýndan
Gözlem Yansýmalarým2
Kýsalara Selam
Gündüz Düþleri 1
Gözlem Yansýmalarý
Ýyi ki Var Can Dostlar

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kýrýlmak [Þiir]
Yaþam yakýnda yakala [Þiir]
Haykýrmak Ýstiyorum [Þiir]
Sanatla Soluklanmak [Þiir]
Anne Çocuk Eðitim Vakfý - Anne Destek Semineri [Öykü]
Gelen Gülüþ [Öykü]


Didem Duruöz kimdir?

Kendini arayan, dünyayý ,hayatý anlamlandýrmaya ve onun içinde etkin olarak var olmaya çalýþan, suskunlar ordusundan ayrýlmaya çabalayan biriyim. Yazýlarýmda bazen; aklýmdan, yüreðimden, içimden geçenleri, bazende farklý kiþilikleri deneyimleme örneklerimi görebilirsiniz.

Etkilendiði Yazarlar:
Doðan Cüceloðlu, Jülide Sevim, Üstün Dökmen, Louise Hay,Allice Miller,Leyla Navaro,Emre Kongar,Kemal Sayar, Milan Kundera, Engin Geçtan,Türkay Demir, Gabriel Garcia Marquez, J.R.R.Tolkien,


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Didem Duruöz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.