..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Didem Duruöz




17 Temmuz 2010
Kendimi Kaybettim, Hükümsüzdür!  
Didem Duruöz
Şu sıralar Larry ile birlikte Zar Adam’ın peşindeyim. Luke Cumhuriyetinde geçen bir günün ardından, bu gün daireyi silmenin bir yolunu denedim ve zihnimden geçen soruları sizlerle paylaşmak istedim. Okuyan herkese çok teşekkür ederim. ------------------------- Kendimi terk etmeye ihtiyacım var! Birgün uyansam ve hiçbirşey hatırlamasam, alışkanlıklarımı da arkada bırakmış olurmuyum? Nefret ettiğim kendimden kurtulur muyum? Kıyafet değiştirir gibi, yeni bir tarz dener gibi, başka bir insan olur muyum? Yoksa ayaklarım yine bildik yerlerde mi dolaşır, yine aynı sesleri mi arar kulaklarım? Her gördüğüm şeye -artık bilmediğim eskiden kalan aynılığı arayarak- farklı bir gözle mi bakarım? Yoldan geçen gözüme aşina gelen birini durdurup mesela ” Beni tanıyor musunuz” diyebilir miyim ya da hiçbir şey anımsatmayan birine yaklaşıp, “Kendimi arıyorum, beni benimle aramaya var mısın?” der miyim? Eski korkak halimden sıyrılıp, cesurca bir adım atıp, eskiden ölesiye korktuğum bir şeyi yapmayı deneyebilir miyim, mesela bir boa yılanını boynuma sarmalarına izin verebilir miyim? Ya da yükseklikten deli gibi korktuğum halde, bungee jumping yapmak ister miyim?


:BCIH:


Kendimi terk etmeye ihtiyacım var! Birgün uyansam ve hiçbirşey hatırlamasam, alışkanlıklarımı da arkada bırakmış olurmuyum? Nefret ettiğim kendimden kurtulur muyum? Kıyafet değiştirir gibi, yeni bir tarz dener gibi, başka bir insan olur muyum?

Yoksa ayaklarım yine bildik yerlerde mi dolaşır, yine aynı sesleri mi arar kulaklarım? Her gördüğüm şeye -artık bilmediğim eskiden kalan aynılığı arayarak- farklı bir gözle mi bakarım?

Yoldan geçen gözüme aşina gelen birini durdurup mesela ” Beni tanıyor musunuz” diyebilir miyim ya da hiçbir şey anımsatmayan birine yaklaşıp, “Kendimi arıyorum, beni benimle aramaya var mısın” der miyim?

Eski korkak halimden sıyrılıp, cesurca bir adım atıp, eskiden ölesiye korktuğum bir şeyi yapmayı deneyebilir miyim, mesela bir boa yılanını boynuma sarmalarına izin verebilir miyim? Ya da yükseklikten deli gibi korktuğum halde, bungee jumping yapmak ister miyim?

Beni sevenler etkilenmez mi bu durumdan? Kendini kaybetmiş benin yanındayken- ne kadar eskisi gibi- kendileri olurlar? Ya beni tanıdığını iddia edenler, onların anlattıklarının ne kadarı gerçek beni yansıtır? Eski ben kendini ne kadar doğru anlamış ve ne kadarını onlarla paylaşmıştır?

En çok üzülen kim olur artık onu hatırlamadığımda? Beni sevenler, yanımda olmak isteyenler, bana beni hatırlatmak için hangi yollara başvurur? Fotoğraflar gelir herhalde önüme, özel bir günde çekilen kamera kayıtları belki de. Güzel anıların yaşandığı güzel yerlere gitmemi de isterler onlarla birlikte.

Peki hangisi doğrudur, geçmiş beni yakalamaya mı çalışmak, yoksa açılan yeni sayfada, içimden geldiği gibi bir kimlik mi yaratmak? O anda bile içimden geleni yapmak ne kadar olasıdır? Hafızam silinmiş olsa bile, kısıtlamalar yok mudur içimde ve önümde?

Peki ya tersi olsa, canımdan çok sevdiğim biri beni hatırlamasa, benim ona karşı tavrım ne olur? Nasıl hatırlatırım ona kendini ve kendimi? Nasıl hisssettiririm ona olan sevgimi, nasıl sağlarım beni yeniden sevmesini? Hiçbir şey olmamış gibi mi davranırım? Yoksa bu yeni duruma alışmak için ona ve kendime zaman mı tanırım?

Ya benden uzaklaşır ve başkalarını seçerse, ya yeni bir hayat kurursa kendine. Ben de onun gibi yeni bir hayat kurmayı başarır mıyım? Onun gibi zihnime bir perde çekip, hayat beni nereye götürürse oraya akar mıyım? Ondan farklı mı olur acılarım, ne de olsa ben geçmiş günlere yad edip, o eski anıları kafamda yeniden yaşarım? Belki onun acısı da yalnızlık olur, belki de yalnızlıkta hayat bulur. Yeni tutarsız, kararsız haliyle bilerek ya da bilmeyerek kırabilir eski kendisini sevenleri. Ya benim gücüm yeter mi onu kırmaya, terk edip giderse beni? Bir gün döneceğini umarak eskisi gibi mi yaşarım? Yoksa onun gibi hayata yeni baştan mı başlarım?

Kaybedecek birşeyi olmayanlar- tercih ederlerse- önlerine gelen fırsatları daha iyi kullanırlar. Riskli, zararlı ya da karlı olup olmadığına daha az bakarlar. Ve tecrübelerden yararlanırlar. Yaşar ve zevk alır ya da yaralanır, sevinç madalyaları gibi hüzün armalarını da göğüslerinde aynı gururla taşırlar. Onları kınayacak ya da alkışlayacak kişiler yoktur ya da olsa da alkışlanan ya da yuhalanan onları umursamıyordur.

İnsan sadece kendi için mi yaşar? Ya da başkaları için yaşadığında kendine ne kadar yaşam payı bırakır? Kendine bıraktığı yaşam payı onu mutlu etmeye yeter mi? Zor bir denge işi.

İki tarafı da memnun etmek mümkün müdür?
                                 

.Eleştiriler & Yorumlar

:: hemde ne zor bi denge işi
Gönderen: ayşe kaya / , Türkiye
5 Ağustos 2010
iki tarafıda mutlu etmek mükündür bence. insan sevdiklerini mutlu ettiği zaman yüzüne bir gülümseme geliyorsa, bu onunda mutluluğudur. ama sınır ve denge elbette çok özemli başkalarını mutlu ederken kandinden taviz veriyorsa buda çekilmez bi hale gelecektir, dediğiniz gibi zor bir denge. yazınız için tşkkrr. ellerinize ve yüreğinize sağlık.Sevdiklerimizin mutluluğundan mutluluğu yaşama fikrinize katılıyorum Ayşe Hanım,karakterin kendine yarattığı sorunu da doğru tanımlamışsınız, kendinden taviz,sanırım ana kazanç kişinin kendini bilmesinde yatıyor,o ise çok derin bir konu.Yorumunuz için çok teşekkür ederim.Sevgi ve Saygılarımla.Didem

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
18 Temmuz 2010
Sitenin anasayfasında bir başlık gözüme takıldı: "Kendimi Kaybettim, Hükümsüzdür!" Güzel bir başlık dedim içimden. Şu yazıyı okuyayım diye düşündüm. Bir de baktım ki yazarı Didem hanım!... Ehh, bu yazıya da bu hanım uygundu dedim sessizce ve için için sevinç de duydum. Okudum, okudum ve çok çok beğendim. Kutlarım. Saygılarımla. Ömer Faruk Bey, değerli ve anlamlı yorumunuz için çok teşekkür ederim,yazımı beğendiğinize çok sevindim. Sevgi ve Saygılarımla.Didem

:: Ego
Gönderen: Hulki Can Duru / , Türkiye
18 Temmuz 2010
Sn Duruöz, insan salt kendi için yaşar. Son çözümlemede yüzümüze çarpılan "tehlikeli belki" budur. Gerisi teferruattır ! :)Hulki Can Bey, yorumunuzla beni onurlandırdınız, çok teşekkür ederim. İnsan, salt kendi için yaşar demişsiniz,genel olarak size katılıyorum, ancak istisnaların da olabileceğini düşünüyorum.Tabii, başkaları için yaşarken bile insanın önce kendi egosunu düşünmeden düşündüğünü biliyorum. Sanırım benim yazımdaki karakter mış gibi yaşayanlardan biri.Yazıda emekleme döneminde olan ve kendi içinde zaman zaman yaşadığı beyin fırtınalarını izedebiyat okurlarıyla paylaşarak,kendini geliştirmeye çalışan biriyim.Umarım, birkaç yüz fırın ekmekten sonra, ayrıntıdan ileriye de gidebileceğim.Değerli ve anlamlı yorumunuz için tekrar teşekkür ederim.Sevgi ve Saygılarımla.Didem




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Duru Sohbetler 2
Korkuların; Engellerindir Yaşam Sevinçlerinin!
Sarmaşık Sakal Yansımaları
Gündüz Düşlerim 2
Sekiz Saniye Yansımalarım B
Öylesine
8 Saniye Yansımalarım A
Hataya ve Hayata Dair
Ölen Hangisi?
Siz=ben

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cem Mumcu - Kendine Bakma Kitabı
Duru Sohbetler 1
Anlamlandırma Arayışı
Hayal Kafesi
Bir Aldanışın Ardından
Gözlem Yansımalarım2
Kısalara Selam
Gözlem Yansımaları
Gündüz Düşleri 1
İyi ki Var Can Dostlar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kırılmak [Şiir]
Yaşam yakında yakala [Şiir]
Sanatla Soluklanmak [Şiir]
Haykırmak İstiyorum [Şiir]
Anne Çocuk Eğitim Vakfı - Anne Destek Semineri [Öykü]
Gelen Gülüş [Öykü]


Didem Duruöz kimdir?

Kendini arayan, dünyayı ,hayatı anlamlandırmaya ve onun içinde etkin olarak var olmaya çalışan, suskunlar ordusundan ayrılmaya çabalayan biriyim. Yazılarımda bazen; aklımdan, yüreğimden, içimden geçenleri, bazende farklı kişilikleri deneyimleme örneklerimi görebilirsiniz.

Etkilendiği Yazarlar:
Doğan Cüceloğlu, Jülide Sevim, Üstün Dökmen, Louise Hay,Allice Miller,Leyla Navaro,Emre Kongar,Kemal Sayar, Milan Kundera, Engin Geçtan,Türkay Demir, Gabriel Garcia Marquez, J.R.R.Tolkien,


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Didem Duruöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.