..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > Didem Duruöz




23 Ağustos 2014
İyi ki Var Can Dostlar  
Didem Duruöz
Yıllar önce Erol Amcam yazılarımın bazılarını okuduğunda benden bir rica da bulunmuştu. Hoşgörü ile ilgili bir yazı yazmamı istemişti. Amcacığım sanırım biraz geç de olsa yaptım. Hoşgörü ile ilgili yazımı sonunda tamamladım. Üstelik en özel can dostlarım olan sevgili anneciğim, babacığım, biricik ablamın hep yaşamlarında örnek olarak bana tanıttıkları hoşgörünün sevinçlerininin tadına yaşamımda da bakmaya başladım. Geçmişimde bu günümde, şu anımı paylaşan, geleceğimde tanışacağım tüm can dostlarım iyi ki varsınız. İz edebiyat yazarlarına yeni katılan Y. Aynur Öztürk’ ü size tanıtırken can dostum olduğunu belirtmiştim. Can dostlarımın yüreğimdeki, ruhumdaki yerini sizlere azıcık da olsa anlatmak istedim. Bakmasını görmesini bilirse. Kendinden kaçmazsa. İçten ve samimi olursa. Birey her an her yerde. Bir can dostla tanışma şansına sahiptir. İnsan yeter ki istesin. Karşısındaki bireyi olduğu gibi kabul etsin. Onda gördüğü güzellikleri. Onun kendisi için önemini. Ona hem sözleriyle hem de davranışlarıyla hissettirsin. Gözlerden gelen anlayış kalbe ulaştığında ruhlar tanışmaya başlar. Ve o gözler artık birbirini her gördüğünde iyi ki geldin iyi ki varsın diyerek bakarlar.Benim için can dost: Yanında maskesiz olabildiğim. Yanında ruhumu çıplak bırakabildiğim.Kendimi ifade ettiğimde öncelikle kendi içseslerini susturup. Düşünce hatalarından hem kendilerini hem beni koruyup. Beni anlama niyetinde olan. Sorunuma çözüm bulmak yerine. Kendi sesimi, ruhumun sesini duymama destek olan. Kendimi tanımama,anlamama kaynak olan. Kendi çözümümü kendimde bulmama rehber olan. Koşulsuzca sevildiğimi. Olduğum halimle hatalarımla, yanlışlarımla kabul edildiğimi sezdiğim.Kendimi güvende, özgür, mutlu hissettiğim.Kendi oluş anlarını içlerinden geldiği zaman. İçlerinden geldiği şekilde benimle paylaşan. Zor zamanımda yanımda olan. Olamadığı anlarda bile yanımda olmayı istediğini bildiğim sezdiğim bireylerdir. Can dostlarım benim en büyük hazinemdir. Yaralarımı gözlerinin önüne. Hatta yeri geldiğinde ayaklarının altına serdiğimde. Onları sevgiyle kucaklayan. Ne yaşarsan yaşa. Ne düşünürsen düşün. Ne hissedersen hisset. Ya da ne yapmazsan yapma. Sen benim için özel, önemli ve değerlisin sözlerini. Bana ruhumda hissettiren bireylerdir. Yaralarımın üzerine basmamakla kalmaz. Sihirli parmaklarının dokunuşlarıyla. İyileşmesini kolaylaştırırlar. İçlerinden geldiği anlarda. Kendi yaralarını benim avuçlarıma bırakırlar. Şifa kadınlar ve şifa adamlar sadece kendileri olarak. Oldukları gibi sevildiklerini hissederek. Beraberce yaşam yolunda farklı merdivenlerde bir basamak yukarı çıkarlar.


:AFCG:
Bakmasını görmesini bilirse. Kendinden kaçmazsa. İçten ve samimi olursa. Birey her an her yerde. Bir can dostla tanışma şansına sahiptir. İnsan yeter ki istesin. Karşısındaki bireyi olduğu gibi kabul etsin. Onda gördüğü güzellikleri. Onun kendisi için önemini. Ona hem sözleriyle hem de davranışlarıyla hissettirsin. Gözlerden gelen anlayış kalbe ulaştığında. Ruhlar tanışmaya başlar. Ve o gözler artık birbirini her gördüğünde. İyi ki geldin iyi ki varsın diyerek bakarlar.

Benim için can dost:
Yanında maskesiz olabildiğim. Yanında ruhumu çıplak bırakabildiğim.Kendimi ifade ettiğimde. Öncelikle kendi iç seslerini susturup. Düşünce hatalarından hem kendilerini hem beni koruyup. Beni anlama niyetinde olan. Sorunuma çözüm bulmak yerine. Kendi sesimi, ruhumun sesini duymama destek olan. Kendimi tanımama, anlamama kaynak olan. Kendi çözümümü kendimde bulmama rehber olan. Koşulsuzca sevildiğimi. Olduğum halimle hatalarımla, yanlışlarımla kabul edildiğimi sezdiğim. Kendimi güvende, özgür, mutlu hissettiğim.Kendi oluş anlarını içlerinden geldiği zaman. İçlerinden geldiği şekilde benimle paylaşan. Zor zamanımda yanımda olan. Olamadığı anlarda bile yanımda olmayı istediğini bildiğim sezdiğim bireylerdir. Can dostlarım benim en büyük hazinemdir.
Yaralarımı gözlerinin önüne. Hatta yeri geldiğinde ayaklarının altına serdiğimde. Onları sevgiyle kucaklayan. Ne yaşarsan yaşa. Ne düşünürsen düşün. Ne hissedersen hisset. Ya da ne yapmazsan yapma. Sen benim için özel, önemli ve değerlisin sözlerini. Bana ruhumda hissettiren bireylerdir. Yaralarımın üzerine basmamakla kalmaz. Sihirli parmaklarının dokunuşlarıyla. İyileşmesini kolaylaştırırlar. İçlerinden geldiği anlarda. Kendi yaralarını benim avuçlarıma bırakırlar. Şifa kadınlar ve şifa adamlar sadece kendileri olarak. Oldukları gibi sevildiklerini hissederek. Beraberce yaşam yolunda farklı merdivenlerde bir basamak yukarı çıkarlar.
Birbirimiz için var oluşumuzdan başka bir şeyin önemi yoktur. Ne yaşımızın ne cinsiyetimizin ne nereli olduğumuzun ne yaşam rollerimizin birbirine benzemesi gerekmez. Can dostlara nasıl ulaştığınızın. Onları ne kadar tanıdığınızın da önemi yoktur. Bazılarının yüzünü bile görmemiş, sesini bile duymamış olabilirsiniz. Bazen size mısralarla, kelimelerle ulaşırlar. Bazılarını hayatınız boyunca sadece bir kere görmüş bile olabilirsiniz. Önemli olan o bir anın içinde birbirinize ve kendinize nasıl davranmayı seçtiğinizdir. Ve o anın size yaşattığı duygulardır. Birbirinize özünüzle ulaşmış. Gerçekte aranızda kmlerce mesafeler olsa bile ruhlarınıza dokunmayı başarmış olmanızdır.
Can dostlarınızın sizinle aynı türden olması da gerekmez. Evinizin bir üyesi ailenizin değerli bir parçası olan, yaşamınızı paylaştığınız her canlı da sizin can dostunuzdur. Üstelik onlarla aynı dili konuşmayı bilmediğinizden. Sadece gerçekleri ifade eden. Yanlış anlamaya izin vermeyen beden dili ile anlaştığınız. Birbirinizin kalbini bilmeden yaralamayı da başaramadığınız için. Can dostlarınızla aranızda sadece saf sevgi vardır. Zaman zaman çelişen ihtiyaçlarınızdan kaynaklanan inatçılıklardan oluşan anlık kızgınlıklarda. Bu sevgi yumağının içinde unutulacak. Hafızanızda iz bıraksa da gülümsenerek hatırlanacaktır.
Can dostlar bazen yüreğinizdeki bir kırıklığı. Bazen yaşam kırıklıklarını içten samimi sevgileriyle onarırlar. Can dostlarınızla anı yaşamayı başardığınızda yaşamınızda yeni kapılar açılır. Farkındalıklarınız, kendinize güvenininiz çoğalır. Hatta kendinizden bile sakladığınız benliğinizin kapıları bile hiç beklemediğiniz bir anda açılır. Özünüz bazen sizinle barışır. Hiç düşünmediğiniz bir şeyi fark edersiniz. Bazen de bildiğinizi sandığınız bir doğrunun bir başka kısmı ile tanışırsınız. Madalyonun diğer yüzünü de görmeye başlarsınız.
Can dostlarınız sizi pohpohlamaz. Sizin yüzünüze gülüp arkanızdan kuyunuzu kazmaz. Onlar her zaman hoşunuza gidecek şeyleri de söylemezler. Bazen onlardan duyduklarınız canınızı da yakabilir. Ancak onları duyarken bile bu sözlerin sizi üzmek için değil. Onlara göre doğrular. Onların gözü ile görülen farkına varılan gerçekler olduğunu bilirsiniz. Belki o an tam olarak ne dediklerini acınız yüzünden anlayamayabilirsiniz. Ruhunuz sakinken düşünebildiğinizde. O sözlerin sizin bakış açınızda eksik kalan bir noktayı tamamladığını anlayabilirsiniz. Ve o her neyse can dostunuzun sözlerinin ışığında ona tekrar baktığınızda. O durumun içinde bir minik ışık yakmış. O konunun göremediğiniz bir noktasını aydınlatmış. Ve o aydınlıkta bir başka gerçekle karşılaşmış. Benzer bir durum gerçekleştiğinde farklı bir adım atmanın yolunu bulmuş olmanın sevincini yaşarsınız.
Can dostlarınızın size her zaman olumlu duygular beslemesi de gerekmez. Sonuçta hepimiz insanız. Hepimiz hata yaparız. Bazen ne kadar dikkat etsek de. Hiç beklemediğimiz bir şekilde can dostumuzun canını da fena yakarız. Ancak can dostlar kendi canının sızısı ile uğraşırken. En sevdiğinin istemeden gönderdiği okun açtığı yarasına merhem bulmaya çalışırken bile farkındadır. Kalbi yaralanmış bile olsa. Can dostu ona o oku bilmeden istemeden fırlatmış. Düşüncesizliğiyle bencilliğiyle hem sevdiğinin hem de kendi canını yakmış. İkisinin de ruhunu dağlamış. Ve yaptığından bin pişman. Zamanı geri almanın yollarını aramaktadır. Şimdiki zamanın farkındalığında olamadığı için kendinden utanmakta, kendine hayıflanmaktadır.
Can dostlarınızın sizi her zaman affetmesi de gerekmez. Sonuçta onların sabrının da bir sınırı vardır. Sabretmiş, sabretmiş. En sonunda kendini korumaya almış. Bazen sizi tamamen hayatından çıkarmayı seçmiş. Bazen de yaşamınızdaki yerini değiştirmeyi tercih etmiştir. Başınıza gelen her ne olursa olsun. Can dostunuza can dost olmayı becermiş biri olmak niyetindeyseniz. Tıpkı onun size yaptığı gibi. Siz de onu olduğu gibi kabul edebilmelisiniz. Duygusuna, düşüncesine, acısına, kararına saygılı olabilmelisiniz.

Geçmişim de olan Can dostlarım:
İyi ki sizlerle yaşamımın bir noktasında karşılaşmış. Bakışlarınızın sıcaklığı ile ruhum ısınmış. Bir anlığına bile olsa uzattığım elimi tutmayı tercih etmiş. Yaşam yolunda kesiştiğimiz anlarda birbirimize ışık olmayı bilmişiz. Sizlerle anı yaşadığımız her dakika kalbimde, zihnimde, ruhumda kayıtlı. Zaman zaman ruhumun albümünden bakıp sizleri ve eski kendimi görüyorum. Ve kendimi şanslı hissediyorum. Sizlerle bazen rüyalarımda buluşuyor. Bazen geçmişi yad ediyor. Bazen de kendi gerçekliğimde sizlerle yeni anları paylaşmanın tadını yaşıyorum. Ne artık hayatımda olmayışınızın önemi var. Ne birbirimizden gidiş sebebimizin.
Biliyorum ki; bir gün yaşamın farklı bir noktasında bir şekilde yine birbirimizi bulsak. Birbirimize yine aynı sıcak bakışlarla bakarız. Bu sefer de farklı an zenginlikleri yaşarız. Ve yine birbirimizin hatrına bir şekilde düştüğümüzde aynada kendimize gülümseyerek bakarız.
Hem hayatın size ne göstereceği hiç belli olmaz. Belki bir gün cezanız dolar. Can dostunuzla eskisi gibi olmasa da. Farklı bir şekilde, bir anlığına bile olsa bir araya gelebilirsiniz. Bu bir daha hiç olmasa bile. Can dostunuz nasılsa sizin kalbinizde, ruhunuzda, zihninizdedir. En önemli zenginliğiniz olan onunla anılarınız. Ona ihtiyacınız olduğu her an. Benliğinizin albümününden çıkıp yine sizin elinizi tutacak. Saçlarınızı okşayacak, gözlerinize sevgiyle bakacaktır. Hem de bilirsiniz ki o da sizi düşündüğünde. Sadece ona yaşattığınız acı anıları değil. Birbirinize ışık olduğunuz nice tatlı anıyı da anımsayacak. Hatta belki o da size ihtiyacı olduğu anlarda. Kendi benlik albümünden size ulaşacak. Sizin dokunuşunuzla tıpkı sizin onunla yaptığınız gibi ruhunu ısıtmayı deneyimleyecektir.
Can dostlarınızla bir araya gelmek. Onları hissetmek için. Aynı dünyada olmanız da gerekmez de. Eğer niyet ederseniz. Onlar artık farklı bir dünyada olsalar bile. Siz onları istediğiniz an hissetmeye devam edersiniz. Ruhunuzun albümü yetişir imdadınıza. Onlara dair her veri kayıtlıdır gönül bankanızda. Ve bilirsiniz ki onlar da her neredeyseler. Sizde onların düşüncelerinde, hayallerinde özlemlerindesiniz. Ve onlar da tıpkı sizin onlarla yaptığınız gibi. İhtiyaçları olduğunda. Kendilerini sizinle sarıp sarmalamayı seçmişlerdir.

Bu günümde olan can dostlarım:
Umarım sizlerle yaşam yolumuz her zaman kesişir. Sizlerden biriyle bile: Geçmişte kendi düşünce hatalarım, çarpık algılarım, eksikliklerim, bencilliklerim, düşüncesizliklerim yüzünden kaybettiğim can dostlarım gibi yollarım ayrılmaz.
Eskiden daha kalın kafalıydım. İnce göndermelerden, imalardan ve bazen sessizce atılan yardım çığlıklarından. “Dikkat et canımı yakıyorsun, bak beni kaybediyorsun”u kendi dilince anlatan uyarıların ışıklarının farkına. Kendi karanlıklarım yüzünden varamazdım. Bazen anlamadığımda soramaz. Kendi anlamıma sığınıp. Durumu kendimce ancak eksik algılardım.
Şimdi gerektiğinde en anlamsız soruları da sorarak.Utancım yüzünden kendimi. Sizi yanlış anlama olasılığından kurtarmayı deniyorum. Hatta algılamam yavaşladığında bunu da size söylüyorum. Yapıcı eleştirilerinizden yararlandığım gibi ders almayı biliyorum.
Görebilmeyi başarıp. Artık bırakmayı tercih ettiğim yanlış inanışlarımdan biri olan:” Beni sevenler, ne düşündüğümü, ne hissettiğimi beni tanıdıkları için bilirler. Üzüldüğüm, onlara kızdığım, kırıldığım zaman. Bunu onlara söylememe gerek yoktur. Nasılsa beni tanıdıkları sevdikleri için. Bunun onlar farkına varacak. Beni kırmayı, kızdırmayı, üzmeyi bırakacaklardır. Eğer böyle davranmıyorlarsa bana değer vermiyorlar demektir.” Düşüncesini anımsadım şimdi. Bu saçma, anlamsız, bilinçaltımda saklanan. Kendi kendime ruhumda yaralar açmama neden olan. Eski gerçeği artık reddediyor. Ve ona yaşamımda yer vermemeyi seçiyorum.
Sizinle bağlantılı olan her hangi bir olumsuz duygu kırıntısı yakaladığımda bile. İkimizde sakinken. Ortada bir sorun yokken. Sizinle başbaşayken. Hislerimi, düşüncelerimi sizinle paylaşıyorum. Hem durumu, hem sizi hem de kendimi doğru anlayıp. Bitmemiş bir işi oluşturmamın önüne geçiyorum. Size bunu her zaman yeri geldikçe söylüyorum. Bilmeden sizi üzecek sizi kıracak bir şey söylersem. Bana bunu söylemenizi. Hatamı telafi etmeme izin vermenizi rica ediyorum.
Şimdi biliyorum bazen en acı şeyler yaşansa da. Duygular özgürce ortaya konulduğunda. İçten pişmanlıklar yaşandığında. Bazen kalbimiz kırılsa da. Yaşam yollarımız kesişmeye her şeye rağmen devam edebiliyor. Ve ruhum bir can dostu daha kaybetmemiş olmamın mutluluğunu yaşıyor. Bu can yakıcı anların hiç yaşanmamış olmasını tercih etsem de. Yaşayan her kişiye onun ihtiyacına göre farklı bir armağanı oluyor.Ve sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yemeyi de öğreniyor.
Sonunda içimdeki ışığı yakmayı. Önce kendi karanlıklarımı aydınlatmayı seçtim. Düşünce hatalarımdan yanlış inanışlarımdan kaynaklanan. Bilinç altımın oyunlarını görmeyi bildim. İsteklerimle meraklarımla barışmayı öğrenip. Onları bastırmaya ayırdığım enerjimi doğru yönlendirmeyi öğrenince. Debbie Ford’ un dediği gibi kendi önümden çekilmeyi bilince. Yaralardan korkmamayı. Yeri geldiğinde risk almayı. Hatta isteklerim doğrusunda yeni yaralardan, acıdan kaçmamayı. Yüzleşmeyi ve yaralarımı sarmayı. İhtiyacım olduğunda yardım almayı öğrendim. Farkındalıklarım ve bugünki doğrularım, değerlerimle. Sadece kendim için değil. Sizler içinde yaşamda iyi güzel anlamlı etkin olmaya niyet ettim.
Kendime o kadar da haksızlık etmeyeyim. Ben sevgili ailemde hep sadece kendi iyiliğininin değil. Önce kendi sevdiklerinin. Sonra da durumla ilgili tüm bireylerin canlıların iyiliğinin istendiğini. Her an gördüm, sezdim, yaşadım, hissettim. Hatta kendi isteklerinin sevdiklerinin istekleri oranında. Seve seve geri plana itildiğini deneyimledim. Hal böyle olunca ben de yaşamımda. Her zaman sadece kendimin değil. Tüm sevdiklerimin hatta o durumla ilgili tüm canlıların iyiliğini istedim.
Ancak malesef bunu geçmişimde kaybettiğim can dostlarıma hem her zaman hissettirmeyi bilemedim. Hem de düşünce hatalarımdan kaynaklanan durumlarda. Niyetimin dışına istemeden taştığım. Hatta kendi olduğunu bile bilmediğim ihtiyaçlarım yüzümden. Niyetimin tam tersi durumları yaşattığım anları görmeyi bilmedim. Yaşattıklarıma mazeret, bahane, affedilme nedeni olmasa da. Yeri gelmişken bunları size itiraf etmek istedim. Bilirim siz de benim sizlere isteyerek kötülük etmediğimi bilirsiniz. Neyse içimden geldi söyledim. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Oldurduğum duru didemin ruhuna uyan yeni düşüncem: “ Can dostlarımızla birbirimize ihtiyacımız olduğu anlarda birbirimize ulaşmayı bir şekilde başarırız.” Bu düşüncemin yansımalarımın. Yaşamımda çoğaldığı anlar. Gözlerimin parıltısını arttırıyor.Can dostlarımın bana ihtiyacı olduğu anlarda. Yanlarında olduğumu sezebilmek. İçimdeki huzuru, mutluluğu çoğaltıyor.

Şu anımı paylaşan can dostlarıma:
Bu satırları okuduğunuza göre. Sizde insana, canlıya sevgiye, saygıya, hoşgörüye, içinizdeki çocuğa değer veriyor. Kendi doğrularınız, bilginiz, deneyimleriniz, istekleriniz, amaçlarınız ve ihtiyaçlarınız doğrultusunda. Sadece kendinizin değil, tüm sevdiklerinizin yaşamda kazanmasına. Kendinizi ve insanı anlamaya. Düşüncelere, dürüstlüğe, içtenliğe ve samimiyete önem ve değer veriyorsunuz. Yazımı vakitinizi ayırıp okumayı tercih ederek. Siz de bir an için bile olsa benim can dostlarımdan biri oldunuz. Belki yazımdan bazı cümleleri kendi can dostlarınızla paylaşarak. Hislerime tercüman olan biri var diyerek. Bilmeden beni sevindireceksiniz. Tıpkı benim bazı değer verdiğim özel eserleri sevdiklerimle paylaştığımda hissettiğim gibi. Bana ulaşmayı deneseniz de denemeseniz de. Yazımı okuyarak beni sevindirdiğiniz için size teşekkür ederim.
Son söz olarak: Umudum tüm can dostlarımın her açıdan olamasa da can dostları olabilmek. Tüm can dostlar; kendinize ve sevdiklerinize değer ve özen göstermeyi tercih ettiğiniz için mutluyum. Geçmişimde bu günümde, şu anımı paylaşan, geleceğimde tanışacağım tüm can dostlarım iyi ki varsınız. Ve benim yaşamımda olmasa da bir başkasının yaşamında can dost olmayı tercih etmiş tüm canlılar sizler de iyi ki varsınız.

Duru Didem


                                                                           



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İlişkiler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Duru Sohbetler 1
Anlamlandırma Arayışı
Bir Aldanışın Ardından
Gündüz Düşleri 1
Yıkıcı Eleştiriler
Mutluluk Anahtarlarına Örnekler

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cem Mumcu - Kendine Bakma Kitabı
Duru Sohbetler 2
Korkuların; Engellerindir Yaşam Sevinçlerinin!
Sarmaşık Sakal Yansımaları
Hayal Kafesi
Gündüz Düşlerim 2
Sekiz Saniye Yansımalarım B
Gözlem Yansımalarım2
Kısalara Selam
Kendimi Kaybettim, Hükümsüzdür!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kırılmak [Şiir]
Yaşam yakında yakala [Şiir]
Sanatla Soluklanmak [Şiir]
Haykırmak İstiyorum [Şiir]
Anne Çocuk Eğitim Vakfı - Anne Destek Semineri [Öykü]
Gelen Gülüş [Öykü]


Didem Duruöz kimdir?

Kendini arayan, dünyayı ,hayatı anlamlandırmaya ve onun içinde etkin olarak var olmaya çalışan, suskunlar ordusundan ayrılmaya çabalayan biriyim. Yazılarımda bazen; aklımdan, yüreğimden, içimden geçenleri, bazende farklı kişilikleri deneyimleme örneklerimi görebilirsiniz.

Etkilendiği Yazarlar:
Doğan Cüceloğlu, Jülide Sevim, Üstün Dökmen, Louise Hay,Allice Miller,Leyla Navaro,Emre Kongar,Kemal Sayar, Milan Kundera, Engin Geçtan,Türkay Demir, Gabriel Garcia Marquez, J.R.R.Tolkien,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Didem Duruöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.