Soytarılar
Prof. Dr. Mina Urganın Elizabeth Devri Tiyatrosunda Soytarılar adlı eserinde; soytarılık güç meslektir der. Gerçekten de soytarılık sanıldığı gibi öyle kolay bir meslek değil, aksine çok güç bir meslektir.
"Tanrı öldü. Yaşasın Tanrı!" - Friedrich Nietzsche (kurgusal)"
"Tanrı öldü. Yaşasın Tanrı!" - Friedrich Nietzsche (kurgusal)"
Prof. Dr. Mina Urganın Elizabeth Devri Tiyatrosunda Soytarılar adlı eserinde; soytarılık güç meslektir der. Gerçekten de soytarılık sanıldığı gibi öyle kolay bir meslek değil, aksine çok güç bir meslektir.
Kitaplık yararlanmaları içinde hele de Dostoyevski'den Suç ve ceza, Ecinniler, Karamazov kardeşler. Ölüler Evinde Anılar. Bir başka yazardan Dostoyevskinin Dünyasını vs. okumuştum.
Başarının sırrını kölelik metaforuyla anlatan bu yazı, bir işte ustalaşmanın yolunun o işe tam anlamıyla kendini adamaktan geçtiğini savunuyor. Yazar, bahsettiği köleliğin geçici bir süreç olduğunu ve kişisel gelişimin başkalarıyla rekabetten değil, kendini geliştirmekten geçtiğini vurguluyor.
Yine bir 24 Kasım, dillerde ve gönüllerde öğretmen… Zaman ona akıyor, gözler ona bakıyor. O başların tacı, dertlerin ilacı, gönüllerin sultanıdır. Eli öpülesi mübarek bir insandır o… Kutsal peygamberlik mesleğini icra etmektedir. Her büyük işte onun şerefli imzası vardır. O; güzel gönüllerde yeşeren sevgidir, hoşgörüdür. Kuş uçmaz, kervan
Nazım Hikmet yazım, 2004'de 'Gün Aşımı, kitabımda, şiir ise 1996 yılında aynı ismi taşıyan kitabımda yayınlanmıştır. Az da olsa değişiklik yapıldığı, anı eklendiği için günümüz tarihi verilmiştir.
Kişisel olmak ve kullanıcıya mantıklı ve anlamlı gelen konular yazmak her daim kazandırır
Ahh! Öğretmenlik... Sen ki bolca hayal kırıklığı, hayatını başkalarına adama işi, bol bol sabır, çokça cesaret isteyen, epeyce örnek alınacak bir kişilik sahibi olmayı gerektirensin. Sen ki öğretmenin sıklıkla başını avuçlarına aldığında yine bir yeniliğin geleceği kesin olan, sürekli değişim hali ve içi dışı huzur dolu olansın. Sen
o günü hiç unutmam.1974’ün kasım ayının ilk günlerinden biriydi. eylül ayında, ladik akpınar öğretmen okuluna kayıt olmuş, aşağı yukarı da iki ayı aşkın da okuldaydım. ağabeyim bafra’dan yanıma gelmişti. bana sarı bir zarf uzatarak, çankırı astsubay okulu sınavlarını kazanmış olduğumu söyledi
Şu Mart ayı gerçekten dert ayı olsa gerek beni de dertlendirdikçe dertlendirdi, yazdıkça yazdırdı. Kazma kürek yaktırmadı ama bana ne gemiler yaktırdı ne kazmaları kırdırdı:) Düşe kalka bitirdik bu ayı da, geride ne kaldı bilmeden.
Asgari ücretle çalışan insanların karşılaştıkları sorunlar ve sıklıntılar
Türkiye’de fotoğraf ve belgesel denince ilk akla gelen birkaç isimden biridir Coşkun Aral. Bu benim içinde böyledir, sanırım büyük bir çoğunlukta benimle aynı kanaati taşıyordur. ..
Yazar ve şairler için bulunmaz bir fırsat. Ağustos ayında sizlerle paylaştığım öykü seçkisi hazırlama aşamamız sonuca ulaştı. Adımlar yayınevinden "ZİHİNLERDEN BEYAZ DÜŞÜNCELER" adlı seçkimiz hafta sonu raflarda olacak.
Bilir misiniz köylerde ailesinden çok uzaklarda yaşayan öğretmenlerin bu ülkeye katkılarını.
İş görüşmelerindeki klasik ve sinir bozucu bazı soruların, bir zaman sonra bireylerin, özellikle de biz gençler üzerinde nasıl bir etki yarattığını, gerçekleşme olasılığı olan ancak sayın işveren ve insan kaynakları yetkililerinin bazı tutum ve davranışlar nedeniyle hayal olmaktan öteye geçemediğini bu insanlar biliyorlar mı? Yoksa bunlar da denenmenin
YMM --- maneviyatın tam mı senin???