• İzEdebiyat > Deneme > Toplum |
261
|
|
|
|
Ben bir gün çocuğum olduğunda ona insanları sevmeyi öğreteceğim, ırkları ve dinleri değil. Ben çocuğuma “ İNSAN” olmayı öğreteceğim. Ve kimse inanmasa da ona hepimizin kardeş olduğunu öğreteceğim.
|
|
262
|
|
|
|
Murtaza Efendi bekçilik yaparak evine ekmek götürmeye çalışırken, gece, soğukta, üç kuruş maaşını alırken yalnız olduğunu ne şiddette hisseder sizce? Ölümüne hissetmez mi? Ya da hissettiği yalnızlık değil de çaresizlik mi? Yalnızlık çaresizliğin en kötüsü |
|
263
|
|
|
|
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Çocuklarına armağan edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, onlarca yıldan beri dünya çocukları ile de beraber bir şenlik havasında kutlanmaktadır. Yurdumuz için bundan daha güzel bir dostluk ve kardeşlik örneği ve tanıtımı olabilir mi? Dünya Çocukları bu bayramı size her ne kadar çocuğu olmayan bir büyük insan hediye ettiyse de, bizler Türk Ulusu'nun fertleri hepimiz onun manevi evlatlarıyız... |
|
264
|
|
|
|
Bir ateş ki cihanı nar eyler… |
|
265
|
|
|
|
"Ey su gittin gideli herkes kuyunun taşlarını sayar da,
kimse kuyuya taş atma demez!"
YAPI DAVRANIŞI DOĞURUR!
Öğrenme hızımız değişim hızımızın önüne geçmezse doğru şekilde değişemeyiz. Ama yine de biz kullansak da kullanamsak da fıtratımızın denizler gibi olumsuzlukları, önyargıları dışarı atma kabiliyeti vardır diye düşünüyorum!
...
"umut kesilmiyorsa dostlarım
kesip
barikatlar kurarak kangrenli gövdemizden
şurda güneşe ne kaldı..."İlhami Çiçek
...
Diderot'un bahsettiği genç bir ressamın resim yapmaya başlarken diz çöküp ettiği duaya amin demekten kendimi alamıyorum!: Rabbim beni modelden kurtar! |
|
266
|
|
|
|
okey masasında oturan genç,nasıl ideolojik katil olabiliyor |
|
267
|
|
|
|
Genç Bakış'ta gençleri izliyorum. Gözlerimin önünden bir film geçiyor. Yirmi küsür yaşında gençler Cengiz TOPEL'leri, kürt meselesini, türbanı konuşuyor. |
|
268
|
|
|
|
Bu toprağın insanının yazdığı şiirle, yine bu toprağın insanının yakdığı türkü birleşince, gönül tellerim titredi sevgili günlüğüm. Aynı evde yaşayan üç- beş kişinin bile bir araya gelemediği bi zamanda; salondaki onlarca kişinin aynı türküye alkış dutması, aynı şiiri dinleyip duygulanması, beni kendime getirdi. |
|
269
|
|
|
|
Söz
13/10/2010
Konuştuklarımız nasıl ki yaşadıklarımızın ayak izleriyse, yaşayacaklarımız da konuştuklarımızın izlerini taşıyacaktır. Geleceğimiz konusunda belirleyen olmak için, neyi konuşacağımızı seçmeyi öğrenmek zorundayız.
|
|
270
|
|
|
|
Geçen gece ateşler içinde kavrulurken, rüyamda Barış Sitesi'ndeki sağlık ocağını gördüm. Yüce Rabbim kime ne göstereceğini iyi biliyor. |
|
271
|
|
|
|
Ama asıl çıkmazımız hayatı sürekli birbirimizle yarıştığımız bir arena gibi görmemiz. Bir galibiyet/ mağlubiyet sonrasında ya kazandığımız zaferle esrik, ayaklarımız yere basmıyor; ya da kaybettiğimizi düşündüğümüz her alanda güvensiz, mahcup ve kırgın hayatın iniş çıkışlarında değişik sendromlar yaşıyoruz. Bunu münavebeli olarak bazen kazanan bazen kaybeden çizgisinde yaşadığımız için de sersemliyoruz. |
|
272
|
|
|
|
Hayat, ömrümüzde boşlukları doldurmamız için bir bize verilen en güzel bir fırsattır, bu fırsat bir defa elden gitti mi geri dönüşü mümkün değildir. Hayat bilin ki ömürle dosttan bize gelen bir gülümsemedir, |
|
273
|
|
|
|
Kısa bir tanıtım yazısı minderin üstündeki netbukta hatta belki de 've' netbukla yazılır mı? P,ç,t,k kuralına bak sen, hemen nasıl da yumuşayıverdi... Yumuşayıvermek: Komik... Gerçekten neyi tanıtmalı bu yazı ki kısa olsun... Türkçede ne kadar bağlaç var. Tanıtım yazısına yer kalmadı... |
|
274
|
|
|
|
Mudurnulu Fatma Nine de Günlük Tutmuş |
|
275
|
|
|
|
Her felsefi içerikli metin gibi, şiir de, öncelikle kullanılan dilin, tüm kurallarına uyulması ve dili geliştirme çabası içermelidir.
|
|
276
|
|
|
|
Adalet
25/10/2010
Kendine hakikati eksen almayan düşünce adalete ulaşamaz. Adaletin eşitliğe değil hakkaniyete ihtiyaç duyan doğası, neyi hak ettiğimizi anlamak-görmek için, bizi hakikati bilmeye zorlar.
|
|
277
|
|
|
|
Edebiyat bir toplumun yaşayışını toplumun kültürünü toplumdaki olayları yazıldıgı dönemin askeri siyasi özelliklerinin bir yansımasıdır.Nitekim divan edebiyatı da bu bizim toplumumuzun birçok kültürünü içerisinde barındırmakla birlikte bizim toplumumuzun bir yansımasıdır.Bizim atalarımızın yaraatmış oldugu edebiyat şimdi svilmemekle birlikte arkasndan bir yıgın dedikodu yapılmaktadır.Lisedeki kitaplarda koca 600 yıllık bir geçmişimizi beş altı madde ile geçiştiriyoruz |
|
278
|
|
|
|
Geniş meydanları, tüm şehrin sana gülümsediği büyük parkları olan bir kentin yok ki! Kendi şehrini bir kral gibi seyredeceğin taştan heykellerin yok ki senin! Kendinden kaçmak istediğinde, yorulduğunda ve özlediğinde buluşabileceğin bir ormanın yok; ağaçların sesini dinlemek istiyorsan vermen gerek iki lirayı! |
|
279
|
|
|
|
Aranızda birçoklarınız biliyorum ki benim gibi ticaret erbabı... Ticaret Erbabı olup da ticaret yaptığı kişilerden kazık yemeyen var mı? Kimse kendini kandırmasın... Hiç takanağı olmayanın yine de bir iki kişiye para kaptırmışlığı vardır illa ki... Benimkileri bir saysam dudaklarınız uçuklar... Bir kısmı öldü gitti, ahirette Rahmeti Rahmanın karşısına... Kimisi ile alacaklarımızı alamasak da helalleştik, onlara bir lafımız yok, en azından bunu düşündükleri için... Ancaaaak, öyle beddua ettiklerimiz oldu ki artık onlar ile ahirette nasıl hesaplaşırız orasını Allah bilir... |
|
280
|
|
|
|
Feodal bir çemberin içinde kıstırılmış bir ailenin, Medine'yi canı ciğeri gibi koruyup gözetmesi gerkirken tüm bilinçsel ve akılsal ışıklarını söndürmüş bir şekilde inancını sarsmadan, vicdanını sorgulamadan, bir akla danışmadan cahiliye Arap devrinin şeytani, kara bilmezliğini günümüzde hortlatması ne vahim bir olay?.. |
|