• ÝzEdebiyat > Deneme > Toplum |
301
|
|
|
|
Nâzým Hikmet’in düþüncelerine inanan insanlara sözüm: Býrakýn olduðu yerde kýrýlmadan, dökülmeden saygý görsün, dünya emekçileri adýna ’’rüzgâra karþý’’ yürüsün. Materyalist ya da metafizik dünya görüþü yanlýlarýnýn her ikisi de: evrende her yerin ayný olduðunu düþünürler. Biri doða adýna, diðeri tanrý adýna, bu iki görüþte de insanýn bedeninin nerede gömülü olduðu o kadar önemli deðildir. Önemli olan insanýn düþüncelerinin aydýnlýðýnýn ne kadarýnýn insanlara ulaþtýðýdýr. |
|
302
|
|
|
|
Ötenazi hakkýný tanýmamakta ýsrar etmek yaþamak istemeyen, yaþam alaný tanýnmayan insana tüketim ekonomisini beslesin diye sözde inançlar adýna iþkence etmektir. |
|
303
|
|
|
|
Toplumumuzun eþek ile muhabbetini bilmeyenimiz yoktur. Hele kýrsal bölgelerde doðmuþ ve büyümüþlerimiz bana daha yürekten hak verir inanýn... |
|
304
|
|
|
|
Aydýnlanma Çaðýný bilmeden nasýl aydýn olunur? Kendini " aydýn" diye tarif eden herkes aydýn mýdýr? |
|
305
|
|
|
|
Sevginin hoþgörünün, saygýnýn inþasý için neler yapmalýyýz? Bizleri yönetenlerin, toplumu oluþturan dinamiklerin görev ve sorumluklarý nelerdir?
Topluma faydalý birey yetiþtirmekle görevli aile kurumu ne kadar bu görevini yerine getiriyor? |
|
306
|
|
|
|
Þiddetli gök gürültüsüyle birlikte gözlerinden birkaç damla yaþ düþtü yere.. Kýþ, bir sokak hayvanlarýný bir de kendi gibi kimsesizleri vuruyordu iþte.. Bir anda bastýran yaðmuru iliklerinde hissediyordu. Titreyen elleriyle yýrtýk paltosunun önünü iyice kapatmaya çalýþtý. Fakat aðzýndaki diþler gibi önündeki düðmeler de yýllara yenik düþmüþtü. Kalan iki tane düðmeyi bile iliklemeye dermaný yoktu. |
|
307
|
|
|
|
Fransa'da "hayýr"ýn anlamý. |
|
308
|
|
|
|
Ne güzeldir korkularý bir kenara iterek, düþünce kýrýntýlarý toplamak, aramak ve yürümek hep. Farklý bir ýþýk görmek her bir düþünce de. |
|
309
|
|
|
|
Alýþveriþ merkezinin yürüyen merdivenlerinden yukarý doðru çýkýyorum. Bir anlýðýna müþterisine siyah paltoyu satmaya çalýþan sarýþýnla göz göze geliyorum. Hatun kiþi gayet tatlý ama sesindeki farklýlýðý ve hareketlerindeki anlamsýzlýðý yürüyen merdivenlerden bile fark edebiliyorum |
|
310
|
|
|
|
Hatanýn maliyeti ne kadar aðýr! Sýfýr hatalý üretimin mucidi bu iþin ne kadar önemli olduðunu þimdi bize bir örnek verir gibi yeniden öðretiyor. Toyoto'dan da önce biz dünyanýn en büyük denetçi kadrosuna sahip olup ayný zamanda yolsuzluklar þampiyonu olarak hatanýn daha baþtan önlenmesi gerektiðini zaten ispat etmiþtik.
|
|
311
|
|
|
|
Ýnsanýn kendi bedeni, kendisinde saklý ve özeldir. Kendisinden baþka hiç kimseye, hele devlete ait olamaz. Eðer ki devlet insan bedenine, insanýn ruhuna ve bedenine ait bir karara böylesine bir müdahale yapýyorsa ve bunu kamusal alana taþýyarak yaptýrým gücünü artýrmaya çalýþýyorsa bunun adý doðrudan faþizmdir. |
|
312
|
|
|
|
Orhan Hançerlioðlu' na en derin saygýlarýmla..
Okuma hayatým, Kemalettin Tuðcu’nun eserleri ve o dönem çok yaygýn olan çizgi romanlarla baþladý. ..
|
|
313
|
|
|
|
Taze fasulye ayýklarken ellerimin otomatiðe baðlandýðýnýn farkýna bile varmadan aklým uçup uzaklara gitmiþ. Daðlarý aþmýþ, yollarý tüketmiþ, zamanýn çok ötesinde bir yere ulaþmýþ. Ama suç benim deðil ki. Kaç defa söyledim, bu iþleri bana yaptýrmayýn diye. Dinleyen kim. Akþam olunca sen de bizimle yemek yemiyor musun? Öyleyse sende iþlerin bir ucundan tutacaksýn. Ýyi ama ben de pazara gittim. Burada genelde erkekler deðil bu iþi kadýnlar yapar. Bir daha dünyaya gelirsem Amazonlardan evlenmeyeceðim. Hepsi de kýlçýklý iþte. Bi çuval para verdik üstelik. Taneleri de kapkara, zenci gibi… |
|
314
|
|
|
|
Cennetten kaçmak ister mi insan? Cennet yurdum, yedi iklimim, dört kýtam üzerinde biz biraz çýkýntý mýyýz? Biz depremlerde, çürük binalarýn altýnda karýncalar gibi ölürüz. Sel olur bizim sokaklarýmýz göl olur. Askere gidip biz ölürüz. Kar bizim çatýlarýmýza yaðar, öfkeli rüzgârlar bizim çatýlarýmýzý söküp atar. Biz ölürken birileri zengin olur. Neden böyle oluyor diye soramayýz. Biz hep yayayýz, hep aylýk faturalarý ödemenin derdinde. Hep iþsiziz, hep yoksul, hep hastane koridorlarýnda kuru kalabalýk… Biz hep kuyruklarýyýz. Hep otobüslerde ya da yaðmurdan korunaksýz duraklarýn önünde… Hep bekliyoruz. Biz bu cennette karýncalar kadar çok ama hep kuru kalabalýðýz. |
|
315
|
|
|
|
Karýþarak onlarda ebeveyn olmuþlar..
Söz dinlerken onlar söz atmaya baþlamýþlar bu sefer..
Yaþlandýðýný insan o zaman mý anlar
|
|
316
|
|
|
|
Öylesine bir gündü. Öylesine yürüdüm sokaklarda. Gülen yüzler de gördüm, caný sýkýlanlar da. Yaþamýn aðýr yükü altýnda eðilmiþ olanlarý da, lüks aracýnda caka satanlarý da. |
|
317
|
|
|
|
Tekel Ýþçilerinin direniþi gerçekten de tüm toplumu ilgilendiriyor. Çünkü ülkemiz elden gidiyor. Emperyalist devletlerin yeni sömürü stratejilerinin kurbanlarýndan biri oluyor. |
|
318
|
|
|
|
Yetmedi mi, neden bir de mezarlýkta ki yakýnlarýnýzý ziyaret etmiyorsunuz. Hayatýn ne kadar kýsa ve sorunlarý büyütmenin anlamsýzlýðýný anlayacaksýnýz.
|
|
319
|
|
|
|
Acý neydi? Ya duyan var mýydý? Ben saðýr oldum. Ýnsan kendi sesinin çýðlýðýndan saðýr olurmuþ. Ben deli oldum. Neydi televizyonlarda gördüðüm.. Üzülürdüm.. Ben talan oldum.. Sen Þehit oldun.. |
|
320
|
|
|
|
Hayatýn yokuþunu týrmanýrken veya çýkmak için çýrpýnýrken, aslýnda düz olan yolu yokuþ yapan bizleriz kendi elimizle desem hadi oradan diyen çok çýkacak, ”çýrpýnmak” derken, son nefesi verirken çýrpýnmaktan söz etmiyorum, yüzmek içinde söylemiyorum,”çýrpýnmak “ derken acý içinde yuvarlanarak çýkýlan yokuþ yolunda, aþaðýya doðru düþmek çýkamamak, ne yapacaðýný þaþýrmak anlamýnda söylüyorum. |
|