• İzEdebiyat > Deneme > Toplum |
21
|
|
|
|
İyice Charles Bukowski’ye bağladığım şu saatlerde gönül rahatlığı ile diyebilirim ki biz iyi bir toplum falan değiliz… Bizim içimiz fesat… Beraberinde de korkaklığımız ve bencilliğimiz kol kola yürüyor. |
|
22
|
|
|
|
Şu an sadece bir yudum ve bir lokma ile başlıyorum. |
|
23
|
|
|
|
Çılgınlık mı? Tembellik mi? |
|
24
|
|
|
|
Sadece canlılar mı ölür, peki ya kitaplar? Kitapların da bir ruhu yok mudur?
Kitap sektörünün ve yayıncılığın zor günler geçirdiği günümüzde, acilen bir şeyler yapılmazsa eğer kitaplar ölecek ve kültür büyük bir darbe görecektir. Kitapların ölmesi demek, toplumun hafızasının ölmesi demektir ki bu da ciddi bir zihin krizi yaratır. Bizler sadece iklim krizi ve küresel salgınlar değil farkına varamasak da, zihin krizleri ve teknolojik salgınlar da yaşarız. Kitapsız kalan bir milletin hayat damarları yavaş yavaş kurur ve fikir yakıtıyla aydınlanamayan beyinler gün geçtikçe karanlıklarda boğulmaya başlar. Buna ben ‘’modern cehalet’’ adını veriyorum. Bizler kitaplardan uzaklaşıp modern çağın cahilleri hâline gelirsek eğer, geçmişle bağlarımız kopar; kültürel mirasımız ve geleneklerimiz yok olmaya başlar, düşünce ve bilinç eksenimiz ise gittikçe daralır.hâlde -kitaplar ölmesin, fikirler ve eserler silinmesin- parolasıyla çıktığım bu yolda hem bu projeme hem de doğaya katkı sağlayacağını düşündüğüm projeme destek veriniz ki güçlü bir sinerjiyle sağlam köprüler kurup geleceğimizi koruyabilelim.
Tüm bu önemli noktalardan hareketle ve çok daha güçlü bir sesle diyoruz ki: ‘’Kitaplar ölmesin, fikirler ve eserler silinmesin’’
Yolu kitaptan geçen herkesle bir gün bir yerlerde görüşmemiz ve sinerji yaratmamız dileğiyle...
Haydi katılın bize, kitap ve doğa sevgisiyle el ele, gayece.
Gaye Dilek GEZER. (Kitap kalpler)
|
|
25
|
|
|
|
Yanlış yazmadım doğru okuyorsunuz : Bakış Açısı değil "Bakış Acısı". |
|
26
|
|
|
|
Yaşasın Mevlid Kardeşliğimiz! |
|
27
|
|
|
|
Bütüncül düşünmüyor, gayretlerimizi birleştirmiyoruz ülke olarak içimizde gayret birliği ve o sinerji hatta o aşk yok; fazla bireyseliz ve bu yüzden de teknolojik vb olarak daha da fazla ilerleyemiyoruz oysa lider devlet olmanın yolu teknolojik üstünlük ve de zihin inkılabı ile mümkündür. Bu faktörlere yeni şeyler de eklenebilir ama önce zihinsel devinim şarttır. |
|
28
|
|
|
|
Umarım ben ölmeden insanlık dirilir. |
|
29
|
|
|
|
Düşündüğünde Yunus’un zamanını yedi Taptuk Emre
Yetmez idi herkes gibi Yunus’a da söylediği masallar ile
Haliyle her Ademoğlu yaşar bu hayatı kendi bildiği ile
Gün sonunda sonuna kadar ilerlemeli güvendikleri ile |
|
30
|
|
|
|
Bu gün 19 Eylül Gaziler Günü. Bildiğim kadarı ile İstiklal Savaşı gazilerimizin hiç biri kalmadı hayatta. Bir iki tanesini üç beş sene önce televizyonlara da çıkarmışlardı. Aksakallı, onlarca oğlu, torunu torbası olan, nur yüzlü, buram buram Anadolu kokan dedelerimiz, mübarek insanlar. Onlara çok şeyler borçluyuz. Hayatımızı, namusumuzu, vatanımızı, geleceğimizi, cumhuriyetimizi...
|
|
31
|
|
|
|
Pazarda ve markette sebze ve meyve alırken ‘doğal’ olanını arıyor,
hızlı büyüme seansına maruz kalmış hormonlularından kaçmaya çalışıyoruz.
Niye ? Çünkü biliyoruzki onu pre-matüre olarak sofralarımıza sunan katkılı karışımlar
vücudumuza sirayet ettiğinde yıllar içinde bizde tamiri mümkün olmayan arızalara yol açacaklar, |
|
32
|
|
|
|
Torpil, Türkiye’nin en büyük toplumsal sorunlarından biridir. Torpil, bir kişinin akraba, arkadaş, tanıdık veya yandaş olan kişilere hak etmedikleri avantajlar sağlaması veya sağlanmasına aracılık etmesi şeklinde tanımlanabilir. Torpil, hem torpillenen hem de torpil yapan kişi veya kurumların yasal sorumluluklarını ihlal ettiği hem de torpillenmeyen kişi veya kurumların haklarını gasp ettiği için toplumsal barış ve güveni tehdit eder. Bu denemede, torpilin toplumsal boyutlarını anlamak için, torpilin arkasında yatan sosyal nedenleri, tarihsel ve kültürel faktörleri ve önlenmesi için gereken sosyal değişimleri irdeliyoruz. Ayrıca torpilin bilim ve sanat üzerindeki etkisini de sorguluyoruz. Bu denemeyi okuyarak torpilin Türkiye’nin Nobel ödülü engeli olduğunu göreceksiniz. |
|
33
|
|
|
|
Demokratikleşmek ve barış içinde yaşamak için, devlet ve toplum, artık birbirlerini suçlamaktan vazgeçmeleri; öncelikle hatayı kendilerinde arayan bir sorgulama sürecini başlatmaları şarttır. Dile getirdiğimiz barış, tarafların demokratik değerler temelinde, kendi muhasebelerini yaptıkları bir projenin adıdır. |
|
34
|
|
|
|
isyan, yürekleri taştan farkı olmayan şahısların sığındığı göz önünde bulunan bir limandır. |
|
35
|
|
|
|
Son 40-50 yıldır süren dil yozlaşması-yozlaştırılması faaliyetinin mahsullerini son yıllarda topluyoruz: artık hepimiz İngilizce konuşuyoruz! |
|
36
|
|
|
|
Türk solunun yerinde saymasının nedenlerini açıklamaya çalıştım. |
|
37
|
|
|
|
Televizyonda röportaj yapıyorlar şoförle''Beyefendi emniyet kemerinizi niye takmıyorsunuz?''. Belli ki adam hayatında ya bir ya iki kere takmış, daha nerede olduğunu bilmiyor gözleri ile arıyor, bulunca da başını çift kayışın arasından geçiriyor.
|
|
38
|
|
|
|
Şu gerici pislik karanlık bir tümördür Türkiye içinde ve üstünde kara bir perdedir, yırtıp atalım şunu arkadaşlar, Atatürk milliyetçiliğiyle. |
|
39
|
|
|
|
Küçücük çocuklara hırsızlık yaptırıyorlar, anne ve babaları, biliyorlar ki onlar yakalanırsa fazla da ceza almazlar. Ama ya ahlak, ya onur, gurur, namus bunlar ne olacak. Bir kere ayaklar altına alındı mı tekrar onları kazanmak çok zor, hatta imkansız hale gelecek... Böyle olaylar yaşanır da keçilerim durur mu? İllaki kaçacaklar...
|
|
40
|
|
|
|
Hepinizin bildiği gibi Holywood uzun bir süredir dünya sinemasının merkezi olmayı sürdürüyor. Bu gün ABD, insanlık olarak olmasa bile, dünyanın teknoloji bakımından gelişmişlik düzeyi en üst seviyede ki ülkelerinden biri. Haliyle sinema sanatlarında, kendi emperyalist düşüncelerini de filmler yoluyla, gelişmekte olan ülkelere çaktırmadan ya da alenen dayatmaya etmeye çalışıyorlar. Filmlerin içinde bir dolu subliminal mesaj olarak adlandırılan yapılanmaları da gözümüze gözümüze sokarak hem de... |
|