|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Sevdalanalım
Orhan Bani
Şiir > Garip
Hadi, yine öyle bak seviyor gibi, yeniden yak yüreğimi
Kızarsın yüzüm, tutulsun dilim, bir garip olalım, sevdalanalım
Vakit çok mu geç, sevemezmiyiz, ağarmış saçlarımın suçu benimmi?
Varsın geçsin yıllar, ağarsın saçlarım, yine öyle bak, beraber yanalım
Pek bir şey söyleme, seviyorum deme, yıllar çok şey aldı, sözüm yok kendime
Ben yine suskunum, ben yine sensiz, bir nedeni yok, seviyorum nedensiz
Gönül had bilmiyor, yak ki yanalım, dö
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Deneme > Toplum |
61
|
|
|
|
KABUL GÖRMEK..ONAY ALMAK... |
|
62
|
|
|
|
Aynı Dünya farklı karakterde insanlar ve ortak yaşam. |
|
63
|
|
|
|
Dilimiz gittikçe zehirleniyor. Tabelalardan tutun, sokakta insanların konuşmalarına kadar Türkçe’yi tanıyamaz olduk. Haber spikerleri bile Türkçe’yi doğru kullanmıyorlar. .. |
|
64
|
|
|
|
tesadüf, insanoğlunun var olduğuna inandığı; fakat kendini kaptırmaktan geri durmadığı bir hayal ürününden ibarettir. |
|
65
|
|
|
|
Doktorlar dediğiniz zaman, bir sürü doktor giriyor işin içine. Bu isteyen doktorların içinde pratisyen olanı vardır, uzmanı vardır, uzmanların içinde operatörü vardır, kulak burun boğaz uzmanı vardır, nöroloji uzmanı vardır, hatta nöroşirurji uzmanı da olabilir, dahiliyecisi vardır...
Aynı şekilde mühendisten mühendise de fark vardır. Elli çeşit mühendislik var. İnşaat mühendisi var, makine mühendisi var, elektrik elektronik mühendisi var, bilgisayar mühendisi var, malzeme mühendisi var. Elini sallasan mühendise değiyor... Sallamasan yine değiyor... |
|
66
|
|
|
|
Nereye ve ne kadar hızlı gidiştir bu? |
|
67
|
|
|
|
..isttt...istt..isttt....İstanbul değil ama!.:) |
|
68
|
|
|
|
Bodrum’a doydum desem sokakları denize çıkmayan bir şehirde yaşayan olarak maviliklere doymak pek de mümkün değil ama Bodrum da rantçı insanlar çok yordu beni çok ve eski tadı alamıyorum maalesef. |
|
69
|
|
|
|
İyi de yuvayı sadece yapmakla bitmiyor ki iş. Yuvaya mobilya, koltuk, kanepe de almak lazım. Televizyon, radyo almak lazım. Yuva da çocuklarda olursa, bir de onların ihtiyaçlarını karşılamak lazım. Bunlar da yine dişi ve erkek kuşun birlikteliği ile oluyor yani... |
|
70
|
|
|
|
Kaht-i ricâlin tam da zirvesindeyiz…
Yaşadığımız bugünlerde ‘kıtlık’ kelimesi ve kavramı gündemi
haylice neşgul ediyor..
Gıda kıtlığı,
Enerji kaynakları kıtlığı,
İklimsel bazlı yağış kıtlığı
vs diye sıralayıp gidiyoruz..
Fakat asıl kıtlığı ;
yani eskilerin ifadesiyle ‘Kaht-i ricâl’
günümüz diliyle ‘Adam kıtlığı’ndan bahseden pek yok ya da diğer kıtlıklardan olsa
gerek insanlar bunu unutmuş ve ihmal etmiş görünüyor.. |
|
71
|
|
72
|
|
|
|
Biliyor musunuz, benim hiç sevgilim olmadı genç kızlık dönemimde. Büyüklerimin, öğretmenlerimin telkinleri, yanlış yönlendirmeleri yüzünden..... |
|
73
|
|
|
|
Bilmem diyebilmek cesaret ister.... |
|
74
|
|
|
|
İnsan bu bağlanıyor.Bir eşyaya, bir düşünceye, bir insana...
|
|
75
|
|
76
|
|
|
|
Her ülkenin içinde yaşayan insanlarının yetişme tarzına göre güzellikleri, tatları ve nevi şahsına münhasır belli çizgileri vardır.
Bu sebeple o ülkenin tüm şehirleri birbirine benzerlik gösterir.
Örneğin, Isparta’nın pembe gülü, Bursa’nın kırmızı gülü, Amasya’nın kırmızı elması, Tokat’ın sarı elması, İzmir’in beyaz çekirdeksiz küçük üzümü, Antep’in siyah iri çekirdekli üzümü sevilir. Bir şehrin halısı, öbür şehrin kilimi; aynı şehrin dut pekmezi, öbürünün pestili; diğerinin fındığı, öbürünün cevizi; birinin divan sazı, diğerinin bağlaması ünlüdür… |
|
77
|
|
|
|
Toplum ve kişilerin yaşamış oldukları tüm olumsuzlukların ana kaynağı, içerisinde bulundukları çağın ilke ve şartlarını kavrayamamaları ya da buna ayak diremelerinden kaynaklanmaktadır. Doğru ve bilimsel bakılması bilinse, sorunların büyük bir çoğunluğu tamamen yok olacaktır. Bunu çağa göre yaşayan toplumlardan rahatlıkla görebiliyoruz. |
|
78
|
|
|
|
- Yaşı küçük ama kalemi güçlü Sevgili Duygu Ergun’a.........-
|
|
79
|
|
80
|
|
|
|
Evet karşılıklı geniş bir pistte şimdi her ikisi de asfaltı ağlatacaklar, bakalım bu ağlayan asfaltlarda ne kadar hasar oluşacak. Ha bir de şu var tabi kazık attıkla.... yani pardon ne kazığı yahu yanlış söyledim hizmet ettikleri vatandaşlarda asfaltlar ağlarken, ne kadar ağlayacaklar... Hadi ağladılar ağlamaya da başlarını duvarlara da vuracaklar mı, bir de ona bakmak lazım.. |
|
|
|