• İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey |
321
|
|
|
|
Ez dinalîm…
Oy oy dinalim..
Dinalîm’in ne olduğunu bilir misiniz?
Aslında yalnız hastalıkta değil, derdi olan herkes dinale/inler, anlatabiliyor muyum? |
|
322
|
|
|
|
Komşuluk kalmadı artık.Millete günaydın yada iyi akşamlar deyince cevap vermek bir yana insana kötü bir şey söylemişsin gibi bakıyorlar.Atalarımız ne güzelde söylemiş "Ev alma komşu al" diye Helede bir sitede oturuyorsanız geçmiş olsun. |
|
323
|
|
|
|
Şimdi internette dolaşırken, Ayten Mutlu'nun bir paylaşımında rastladım bu kitaba ve şöyle bir göz gezdirdim.
Kadir Mısıroğlu denilen fitneci alçağın farklı bir versiyonu bu kitabı kaleme almış. Aklıma ilk gelen Hz. Muhammed'e “Ebter” diyen Ebu Leheb oldu. Hakkında bir sure iniyor ve kendisinin soyu kesildiği için bugün evi ayakyolu olarak kullanılıyor. |
|
324
|
|
|
|
Bir iki hafta önce ki skeçte adam dedesini anlatıyor. Önce dedesini cepheye savaşa gönderiyor. Savaşa giden dede Sakarya Meydan Savaşında, bir bakıyor sonra tak topukkkk... Yine devam ediyor anlatan arkadaş. Dedesi Çanakkaleye gidiyor orada da cepheye ulaşıyor şöyle bir bakış fırlatıyor karşı tarafa, tak oradan da topukkkk.... Sonra başka bir cepheye gidiyor orada da aynı olay yaşanıyor dede yine tak topukkkk.... |
|
325
|
|
|
|
Şehrimizin gözbebeklerinden biri olan Tekayder, Trabzon’da güzel işler yapıyor. Bu öğretmenler gecesi de onlardan biriydi. Her kesimden insanı büyük bir sevgiyle ve hoşgörüyle kucaklıyorlar. En güzel günlerinde öğretmenleri hatırlayan ve onları eğlendiren bu derneğin kıymetli elemanlarına en küçüğünden en büyüğüne kadar teşekkür etmeyi bir borç biliyoruz.
|
|
326
|
|
|
|
Köylü Murat 'öküz' der suç olur, şair Osman 'öküz' der sanat olur. Peki neden? Çünkü şair Osman, öküzü Kadıköy'de sanat yapar, köylü Murat ise öküzü Bağdat Caddesi'nden aşağı salar. Aradaki fark budur. Bu bir ayrıcalık değil aslında. Ayrıcalıklardan oldum olası nefret ederim. Farklar, renklilik içindir, ayrıcalık için değil. Ben de bu farkıma istinaden öküzlü bir yazı yazmaya karar verdim. Umarım öküzler kızıp, bana samanlıkta iğne aratmaz. |
|
327
|
|
|
|
Çiğ süt en başta midenizi bozar yahu! Mideniz bozuldu mu aklınız başınızdan gider, aklınızda başınızdan gitti mi, her ne iş yapıyorsanız yapın saçmalarsınız, diyeyim size... Onun için yeni bile doğdu iseniz, annenizin memesini bile emiyor iseniz, o süt helal mi haram mı, diye annenize sorun, yok sormadınız, başkasına sordurun... |
|
328
|
|
|
|
İçim temizdir billahi... Hatta içimi temizleyeyim, içimde ki mikroplar ölsün diye geçen gün dezenfektan içecektim ki tam arkadaşımın biri, oğlum senin içini dua ve şükür ile Rabbim temizler dedi... Bilemedim ben de, içim temizlensin keşke de dua da ederiz şükürde... |
|
329
|
|
|
|
-Esbab-ı Nuzülden, Tefsirden, Buhariden, Tırmiziden, Bakaradan, Nisadan, Ahzaptan ıslanmadan; iki salla, bir bağla yaparak Müslüman olduğunu sanan Sen.
-Rönesans ve Reformdan, 1789 dan, Tanzimattan, Cumhuriyetten kana kana içmeden; denize girip, bira içmeyi çağdaşlık sanan “elhamdülillah atatürkçüyüm” ya da “Allah laiklikten ayırmasın” diye absürd dualar eden Sen.
Sen oyunu kime vereceksin?
|
|
330
|
|
|
|
4000 yıl evvelki zihniyet buysa şimdilere nasıl geldik anlamak çok zor... |
|
331
|
|
|
|
Hem yangını çıkaran olup, hem de yangından kaçarak kurtulacağını sanmak, bir açmazdır. Üstelik yangını söndürme iddiasıyla kaçmak, açmazın çok ötelerine uzar. Yangından kaçarak kurtulabilir, ancak söndüremezsiniz. |
|
332
|
|
|
|
Otobüste uyuyan ya da uyuma numarası yapan delikanlılar, genç kızlar ayrı bir numune, iletişim kuramadıklarımız arasında... Bahanelerde hazır, hemen üstünüze boca ederler ’’Yok sınavları varmış da sabahlamışlar, mış da mış mış.’’ Seksen yaşında ki bir yaşlı teyzeden ya da otobüse bastonu ile binmiş yetmiş beş yaşında ki bir amcadan, daha yorgun olamazsınız herhalde? Onlar hayat yorgunu... Sizin ki kısa zamanda geçer gider... |
|
333
|
|
|
|
Hiçbir insan, kimlerin çocuğu olarak nerede ve ne zaman doğacağını seçmez. İstese de seçemez. Gerçek böyleyken, insanın nereli olduğu, rengi ve kökeni hata olamaz, olmamalı. Suç, hiç olmamalı. Teorik olarak bu yaklaşımı doğru bulanlar çoğunluktadır. |
|
334
|
|
335
|
|
336
|
|
|
|
İnsanların önemli bölümü kaybetmedikleri eşeklerini yeniden bulmanın sevinciyle yetinmeyip, coştukça coşmuştu. |
|
337
|
|
|
|
tarihi ve kültürel bir oto-kritik... |
|
338
|
|
|
|
İzedebiyata yeni üye oldum. Amacım, engellerle karşılaşıp yazılı basında ses duyuramayan sanat ve düşünce insanlarını tanımak, okumaktı. Gerekirse yorumlar yazarak yalnızlıklarını paylaşabilir, sevgiyi, saygıyı en çok hak etmiş böyle bir emeğe desteğimi sunarım belki, diyordum. Çünkü politik ve ekonomik ortamın egemenleri, kendi “Hık deyicileri”nden başka seslere artık hiç dayanamaz hale gelmişti, bu sesleri boğmak için her yolu dener olmuştu.
Yıllardır çok okur, az yazar, yazdıklarımı da çöpe yollarım. Beğenmem kendi yazdıklarımı.
Yazgı mı demeliyim, rastlantı mı, bilemiyorum. Selçuk Üniversitesi’nden İslam Hukuku profesörü sanıyla maruf, Orhan Çeker adlı zat, günlerce kamuoyunu meşgul eden açıklamasını yapmasaydı, ben de İzedebiyat’ta bu yazıyı yazmak zorunda kalmayacaktım belki de. Çeker şöyle buyurdu:
|
|
339
|
|
|
|
Aslında bütün suç, Batının reform ve rönesanslarla bilim devrimi yapıp kimsenin bileğini bükemeyeceği bilim ve teknoloji devi haline gelmesi ve tahrif edilmiş Hıristiyanlık-Antik Yunan kaynaklı aşırı dominant kültürünü dünyaya dayatmasında. Yoksa öncelikle biz Müslüman Türkler ile doğu Müslüman halkların suçu neydi ki?
|
|
340
|
|
|
|
Hep şikayet ederiz şehir hayatından ama tatillerde bile kalabalık şehirleri tercih ederiz. |
|