• İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey |
381
|
|
|
|
Delikanlılığın Kitabında da yazar mı bilmiyorum, harbilik? Belki de yazıyordur. İlla ki Delikanlılığın Kitabını okumadan da delikanlı olunmuyor mu? Öyle bir kural mı var? Her yaşta da delikanlı olunur bunu da iyi bellemek lazım. İnsan yirmi yaşında da delikanlı olur, yeri gelir yetmiş yaşında da delikanlı gibi hareket edebilir. Yirmi yaşında olup da delikanlılık ile alakası olmayan insanlarda vardır ayrıca bunu da biliyor ve gözlemliyoruz...
|
|
382
|
|
|
|
Gözler, eller, yüzler, bakışlar sürü sürü... Hiçbirinde yok bir anlam ve bütünlük. Hepsi bütünüyle masal kitaplarındaki yaratıklar gibi. Sürü sürü yüzler başıma üşüşen gagaları kocaman kuşlar gibi. Yırtık bir gömlek kalır geride bana hediye edilen. Bağrımı açtıklarım, göğsüme indirir bir yumruk. |
|
383
|
|
|
|
Ya okursun ya razı olursun...
Ya bu dünyada bu dünyayı; yani kendini, ya bu dünyada öbür dünyayı yaşarsın. Öbür dünyada bu dünyayı veya öbür dünyada kendini yaşaman olanaksızdır...
Ya seversin ya nefret edersin...
|
|
384
|
|
|
|
Devletimizin halkıyla barışması ve kaynaşması bağlamında gelinen nokta... |
|
385
|
|
|
|
Bazen geçiştirmeyeceksin insanları. Sonra kendilerini, Roma askeri sanmaya başlarlar. Karşına zekalarıyla değil, aptallıklarıyla çıkarlar bu tip insanlar. Nasıl Archimedes kum üzerine çizdiği çemberlerle hesaplar yapmak üzereyken, elinde boynuna vurulmak üzere kaldırılan bir kılıçla yaklaşan Romalı askere aldırmayarak başını hesaplarından kaldırmadan "çemberlerime dokunma" der; ama Archimedes kesik başı çemberlerin arasına düşerse, işte böyledir geçiştirmeler. |
|
386
|
|
|
|
Bu güneş altında söylenecek çok söz, yapılacak çok iş, keyifli sürdürülmesi insana bağlı yaşamlar vardır. Yaşam inatçı ve dirençliyken, insanlık uzun bir öyküdür. İnsan makroya doğru gelişerek sürebilecek uzun bir yolculuğun ilk anlarındayken, evren ölçeğinde dokusal hücresinin içindeki mikro bir yaşamdır, şimdilik. |
|
387
|
|
|
|
Kendini bilmeli insan.
Bilmiyorsa öğrenmeli.
|
|
388
|
|
|
|
Ben, 1972’de okula başladığım zaman da eğitim sistemiyle ilgili sorunlar gündem tutuyordu ve hâlâ aynı sorunlar her yıl olduğu gibi gündem tutmakta. Bunun iki önemli nedeni var; biri toplumsal kutuplaşma, diğeri de bu kutuplaşmada, gelen iktidarların kendi yandaşlarını yetiştirme, mevcut yandaşları ise memnun edebilme yönündeki politik düşüncelerini gerçekleştirme çabaları. |
|
389
|
|
|
|
Uçurum insanlar tarafından her zaman korkunç bir yer olarak bilinir . Her insan aynı değildir anlamlar insandan insana göre değişir . |
|
390
|
|
|
|
İnsanın maddi değeri şudur:
Bir insanda 7 kalıp sabun yapacak kadar yağ bulunuyor.
Orta boy çivi yapacak kadar demire sahip.
Bir kahve fincanını dolduracak kadar şeker bulunuyor.
Küçük bir tavuk kümesini badanalayacak kadar kireç var.
2000 kibrit yapacak kadar fosfor bulunuyor.
Ufak bir topun atımına yetecek barut için potasyum var.
Bir insan ortalama 70 yıl yaşar.
Bunun yarısını gece yaşar ve bu süreçte genelde uyur.
Geriye 35 yıl kalır. |
|
391
|
|
|
|
İnsanoğlu garip, insanoğlu tutarsız, insanoğlu bencil ve acımasız... |
|
392
|
|
|
|
‘Bu gün yapılanın, yarın beğenilmemesi ilerlemenin en önemli nedenidir.’ ( Oruç Baba’dan Aforizmalar-17)… |
|
393
|
|
|
|
Başkası olmayı, kimliklere bürünmeyi hiç sevmez çocuklar. İçindeki çocuğu muhabbetle besleyip, aşkla büyütenler safiyane duygularını hiç yitirmezler.Cesurdur çocuklar! Yere, zamana, muhataba bakmaz entrika bilmez çocuklar.Çabuk küserler ama kin tutmaz çocuklar. Onlar sadece ama sadece kendileri gibi olurlar. Bir çok düş katili var;büyüdükçe, umutlarını, güvenini, masumiyetini kaybedenler var.Hayata çocuk yüreği ile bakmayı başarabilmek; içindeki çocuğu besleyen ve ona değer verene gülümser...
Neden güveni değil de, kuşkuyu öğretiyoruz çocuklarımıza "onlar bizim geleceğimizin neferleri" diyoruz da. Neden sevgiyi değil de, sevgisizliği öğretiyoruz neden?
|
|
394
|
|
|
|
Dünyanın silahlanmaya bu kadar astronomik rakamlar ayırıp da kainattaki açlığı, fakirliği, savaşları yok etmek için, barışa yatırım yapmak için, kıllarını bile kıpırdatmamasını zaman zaman çok kafaya takarım gerçekten... Sizde de vicdan varsa, siz de takın mutlaka... İyi insanlar olarak sesimizin daha yüksek çıkması lazım diye düşünüyorum... |
|
395
|
|
|
|
Olmadı bu şimdi olmadı hiç. Saygıyı gönderdiniz, sevgiyi gönderdiniz hani selamlar, o da gitmek istiyor birilerinin yüreğine doğru ya da ruhuna benliğine doğru... |
|
396
|
|
|
|
Ey milli eğitimi yöneten zilli eğitim mensupları! (Sayın Cumhurbaşkanı hitap ederken hep bu üslubu kullanıyor ya... Sanırım bu üslup beni de sardı) Tanrı’m bu yüzden başıma bir iş gelmese bari… Gelmez gelmez, Yılmaz Özdil’in başına bir şey gelmediğine göre...
|
|
397
|
|
|
|
Hadi Hindistan’dakilerin, reankarnasyon inançları var, peki bizim derdimiz ne ki, yalnızca bir kere gelebileceğimiz şu hayatta, doyumsuz hırslarımıza yenilip giderken, yanımıza kâr kalacak tebessümlerimizi herkesten saklıyoruz? |
|
398
|
|
|
|
Reşit Galip’i rahmetle anarak ve o günkü şartlar içinde çok iyi bir şey yaptığını düşünerek bu andı yazdığı için bugün ve bundan sonrası için de teşekkür ediyorum. Ve bugün Reşit Galip’i eleştiren ve kendisine Müslüman diyen birçok kimseden de daha fazla Müslüman olduğuna inanıyorum. |
|
399
|
|
|
|
"Baba bizim bayrağımızda sizin zamanınızda Ay-yıldız varmış neden
şimdi haç işareti ve anlamını bilmediğim renkler var? |
|
400
|
|