• İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey |
421
|
|
|
|
Sanki bu dünya başkalarının malı ve ben o mala izinsiz girmişim. Nereye gidersem gideyim sanmayın ki kapıda köpekler beni karşılar. Her adım atışımda insanlar bana hırlar, kuyruklarına basmışım gibi diş gösterir ve havlar. Onlara desem ki sizin dünyanızda gözüm yok. Hırlayarak derler ki biz de bu dünyada kalıcı değiliz, taşınmadan önce bu dünyadan bitlerimizi dökelim ve biraz da eğlenelim. Desem ki onlara neden benimle eğlenirsiniz? Derler ki köpeklerin adetidir illa bir insana sürtünürler ve havlarlar. Biz de başka bir yaşam tarzı bilmeyiz. |
|
422
|
|
|
|
Muhalif ve tarafgirliğin özünde aynılığı ve kurumsal olarak muhalefetin asılsızlığı üzerine |
|
423
|
|
|
|
Milyonlarca canlı çeşitinden, sadece biriyiz. Doğadaki tüm canlılardan en önemli farkımız zekamız ve beynimizin salgıladığı duygu hormonlarımız...
|
|
424
|
|
|
|
Bu gün gazetenin birinde bir haber dikkatimi çekti. Orta sayfalarda.''Aman dikkat tuvalet kapısına düzeysiz yazılar yazılması son derece tehlikeli'' devamında şöyle cümleler var yine.''Bir işyerinde yaşanan olayda, işçinin işyeri tuvalet kapısına, ahlaka aykırı sözler yazdığı tespit edilince, işverenin kıdem tazminatı ödemeden o işçiyi işten çıkarması için haklı neden kabul edilmiş.'' |
|
425
|
|
|
|
Araba tutkusu, sürat motoru tutkusu hemen hemen hepsinde bir tutku ve alışkanlık haline gelmiş. Sadece onlar olsa iyi, her türlü kötü alışkanlık da peşinden geliyor. Sigara, alkol artık rutin şeyler. Esrar, hap, her türlü uyuşturucu ve çarpık ilişkiler almış başını gidiyor... Hayır içten içe çürüyorlar da farkında değiller... Sonra da kırkını bile bulmadan hayatları sönüyor ya da sakat kalıyorlar...
|
|
426
|
|
|
|
Bana Türkiye'nin bugünkü hali, western filmlerindeki altın arayıcılarını anımsatıyor. Onlar da olmadık yerlerde altın bulacağız diye elde kazma küreklerle köstebek misali her yeri kazıyorlar. Aralarında az ya da çok bulanların bir kısmını da etraftaki çapulcular kapıyor. |
|
427
|
|
|
|
Biri gelip de dibimde hem de hiç gerek yokken zart zart kornaya bastı mı ben şahsen gıcık oluyorum. Benim gibi bir sürü insanda biliyorum ki hiç hoşlanmıyor ve gıcık kapıyor bu duruma... Bildiğim kadar bir çok Avrupa Ülkesinde öyle gelişigüzel her yerde kornaya basamazsınız... Okul gibi, hastane gibi, Huzur Evi gibi yerlerden geçerken, korna yasakları vardır. Bu yasaklara da uymadığınız zaman oranın bilinçli halkı tarafından hemen polise ya da jandarmaya şikayet edilir ve para cezası ödemek durumunda kalırsınız... |
|
428
|
|
|
|
Dünya da kaç tane İslam Ülkesi varsa hepsi dahil, bilim de teknikte ilerleyemediğimiz müddetçe, ekonomik değer olarak bir bilgisayar, silah, bir araba, bir uçak, ''Ki bir çok İslam Ülkesi bunları yapmaktan yoksun.'' yapamadığımız müddetçe, gelişmiş batı, bizim ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynamaya devam edecektir, bunu da böyle bilelim. |
|
429
|
|
|
|
biz insanlar aşık olduğumuzu sanırız... |
|
430
|
|
|
|
Su Samurlarının daha iyi şartlarda beslenmesi ve diyet yapmalarına yardımcı olunması adlı projeye katılmadıysanız siz de ki sosyal sorumluluğu ve bilinci sorgulamak lazım en ince ayrıntısına kadar... Su Samuru deyip geçmeyin doğaya büyük faydaları vardır... |
|
431
|
|
|
|
Kadınlarımız,adımız sizinle anılmakta beşikten mezara. Siz kendinizle anılıyor musunuz? Nasılsınız? İyi misiniz? İyi olmanızı cenab-ı Allah'tan dilerim (hükümetten fırsat bulursam)
|
|
432
|
|
|
|
siz büyükler, siz çocuklar! |
|
433
|
|
|
|
Eleştirimizi önce kendimize yapalım. Kendimizin muhasebesini yapalım hiç tembellik etmeden. Allah'ın kanunlarına yaşantımız ne kadar usulüne uygun. Var olan usulsüzlükleri gözü açık bir muhasebeci gibi örtmeden olduğunca bir bakalım durumumuza. |
|
434
|
|
435
|
|
|
|
Tabi bizim medya “def-i hacetinde boncuk bulmuş deli ibraam gibi” konuya kör kötük bir milliyetçi anlayışla hatta yer yer ırkçı yaklaştıkları için, konun aslı astarı sizlere rahmet. Yani bu zâti muhterem Hollandalı en azılısından ırkçı olabili |
|
436
|
|
|
|
Hayır yani, şu tek mersi ile birden fazla çokça mersi arasında ne fark var, onu da anlayabilmiş değilim, aslında... Ayrıca illa bir demet mi olması lazım mersilerin? Üç beş mersi de bir arada olabilir... Ya da bir çift mersi, iki çift mersi de niye denilmesin? |
|
437
|
|
|
|
Bir gün ansızın duvarların çizili olduğunu görüyorsunuz. Küçücük çocuğunu almış pastel boyaları eline ressamlığa soyunmuş. Bütün duvarları neredeyse boydan boya çizmiş rengarenk kalem boyalarla…
Ne yapacaksınız? Kıyamet mi koparacaksınız? Çocuğa mı kızacaksınız? Hayır. Sadece bakıp gülümseyeceksiniz. Çünkü bunu yapan sizin canınız. Olsun diyeceksiniz. Hoşgörüyle bakacaksınız. Hem kim bilir ileride belki de dünyanın en iyi ressamı yapmıştır bunu…
|
|
438
|
|
|
|
Bazen, benim bile duymak istemediğim sözcükler dökülür dudaklarımdan. Siz buna ‘dilin keskinliği’ diyebilirsiniz ama asla art niyet taşımam, kin hiç gütmem; ne varsa dilimin ucundadır benim. Dilin keskinliği, bir anlık öfkenin zehriyle bütünleşince şalterlerim atar, özene bezene yaptığım gönül saraylarına bir tane kor, yerle tuzla-buz ederim. |
|
439
|
|
|
|
Mevzu bahis yalnızca bireysel ilişkiler değildir. Ali ile Ayşe'nin veya İngiltere ile Amerika'nın dostluğu. Kirli ruhlar ve ihanet bin bir kılıkta.. İlişkiler ve politikalar.. Her kılıkta da yakar içimizi. |
|
440
|
|
|
|
"Neyi yanlış, neyi doğru anladık?" diye bir soru soruyorum, hem kendime, hem sizlere. Ben şimdi cevaplandırayım, sizin bana değil, kendinize cevap vermeniz yeterli olacaktır. Ben bilsem de, bilmesem de cevabınızı önemli değil. Kişi nasıl olsa, kendisi dışında herkese yalan söyleyebilmekte... |
|