• İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey |
121
|
|
|
|
Günümüzde Türkiye’de büyük kentlere hızlı bir göç söz konusudur. Memleketlerinde iş ve aş bulamayanlar büyük şehirlerin yolunu tutmaktadır. Küçük bir Anadolu kentinden büyükşehirlere gelen kişilerin buralarda tutunması hiç de kolay değildir. Onun içindir ki sanayinin ve istihdamın yoğun olduğu şehirlere göç edenler buralarda teşkilatlanmaktadır.
|
|
122
|
|
|
|
Kan kokusu burnumuzun dibine gelmeden neden hareket etmiyoruz ki ?
|
|
123
|
|
|
|
Adam olmasına yardımcı olmak için küçükken hiç çocuğunuza vurdunuz mu? Vurmak derken kaba etlerine hafifçe vurmaktan bahsetmiyorum, hani gazetelerde de görmüşsünüzdür, çocuklarını eşek sudan gelinceye kadar döven, hatta eşek sudan geldikten sonra dövmeye devam eden anne ve babalar bahse konu olanlar...
|
|
124
|
|
|
|
Şu meşhur Bodrumu hepiniz bilirsiniz. Bodrumda bir lahmacunun fiyatı 200.00 Türk Lirasıymış. Buna söylenecek cümle ohaaa ve de çüşşşş olurdu ama, hadi söylemeyelim yine. Düşünsenize beş kişi girmişsiniz Lahmacuncuya, beş kişi, ikişer lahmacun yeseniz on çarpı, iki yüz, eder 2000.00 Türk Lirası... Gidin kredi alın bankadan. Bazı bankalar da varmış lahmacun kredisi... |
|
125
|
|
|
|
Cenab- Hak nurunu tamamlamak için insanı yarattı. Düşünen, tefekkür eden bir mahlük... |
|
126
|
|
|
|
Yasal olmıyan at eti kesimi it eti kesimi derken Yasal olan KABAK AŞILI KARPUZ lada tanıştık ya. Daha neler görüp duyacağız kimbilir.. Görelim MEVLA NEYLER..... |
|
127
|
|
|
|
’’Osman Sülün’ün, 20 Nisan 1962’de hapisteyken ‘Alınteri ile Yaşamak’ konulu konferans verdiği söylenmektedir. Hayatı ve dolandırıcılıkları birçok filme konu olan Sülün Osman, kitapta geçen bir sözün manevi duygularını rencide ettiği gerekçesi ile Aziz Nesin’e dava açmıştır.’’ Herhalde Aziz Nesin de bu davaya kıçı ile gülmekten ölmüştür, diye düşünmeden edemiyor insan... |
|
128
|
|
|
|
Arapça bir kelime olan caminin sözlük anlamı “toplayan”dır. Müslümanların ibadet mekânı olan camiler kulluk görevlerimizi ifa ettiğimiz yerlerdir. Camiler Müslümanlığın şiarıdır. Camiler Müslümanların toplu halde veya tek başına namaz kılıp, ibadet ettikleri umuma açık mübarek mekânlardır. Türkiye’de 80 bin civarında cami bulunmaktadır. Bu camilerin tamamına yakını halkın hayırlarıyla yapılmıştır. Devlet bu camilerin çoğuna imam atıyor ama camilerin elektrik, su, bakım ve onarım giderleri hayırseverler tarafından karşılanıyor. Türkiye’de camiler bir türlü dolmuyor, insanları camilere bir türlü çekemiyoruz.
|
|
129
|
|
|
|
Gül asil bir çiçektir.Kutlu Doğum Haftası etkinliklerindeki tanıtıcı pankartlarda hep GÜL kullanılmıştır. Doğrudur da. Bu derneğin bu tanıtıcı pankartında neden Lâle kullanılmıştır.. |
|
130
|
|
|
|
Evvelden mesela vakti zamanında, kimi kimi bazı güç sahipleri dışarı çıkma yasağı koyduğunda kimi kimi bazı insanlar dışarı çıkıyor, eleştiriliyor, hatta ve hatta asalaklıkla suçlanıyordu… Değişen ne peki?
|
|
131
|
|
|
|
Bu hafta günü hatırlamamakla beraber 2004’ün Mayıs ayında Bandırma’da tanık olduğum bir durumu ele almak istiyorum. |
|
132
|
|
|
|
Okumak, okumak ve yine okumak ile insanlar kariyer yapıyor ve mesleklerinin en tepe noktasına çıkıp bir mesleğin profesörü oluyorlar. Son zamanlarda gerek basın yayın organlarında olsun, gerek sokak hayatının içinde ya da sosyal hayatta sık sık olmasa da rastlıyoruz, hiç alakası olmadığı halde insanlar etiketlerine profesör unvanını yapıştırıveriyorlar... |
|
133
|
|
|
|
Her devrim, baskaldiri, cesaret orneginin sonu mutlu bitmeyebilir ama her seye ragmen tarafini ve kimligini belli ederek sevgi ve saygimizi kazandin. Bizim umutlarimiz bitti ama senin bitmesin lutfen… |
|
134
|
|
|
|
....Bilirmisiniz kelebeğin ömrü birgün imiş. Ördüğü kozadan çıkmayı, gün ışığına kavuşma sabrını, çiçeklerin özlemini yaşarmış onca vakitte birgün sürermiş sefası. Bilmezmiş ikinci gününde olduğunu, bilmezmiş güneşin yeniden doğacağını... |
|
135
|
|
|
|
Köprübaşı’mızın değerli simalarından biri olan Ahmet Hilmi İmamoğlu’nu 31 Mayıs günü kaybetmiştik. Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden olan ve uzun yıllardan beri eğitim camiasına hizmet eden İmamoğlu’nun çok geniş bir dost çevresi vardı. Buna cenazesinde bizzat şahit olmuştuk. Şiddetli bir yağmurda ebedî istirahatgâhına gönderdiğimiz Ahmet Hilmi Hocamızı binlerce insan son yolculuğuna uğurlamıştı. Bu insanların çoğu onun öğrencisiydi. Duyan herkes son vazifeye koşmuştu.
|
|
136
|
|
|
|
Bir pet şişe, basit bir kullandığımız ve hiç düşünmeden attığımız bir madde... Su ya da kola şişesi, bir önemi yok, ne şişesi olduğu... Onu tabiatta başı boş, kendi haline bıraktığınız zaman, bin yılda, rakam ile de yazarsak 1000 sene de yok oluyor... Aşağı yukarı bizde sonra on on beş nesil geçmesi lazım... Kansorejen bir madde olduğu da gün gibi aşikar... |
|
137
|
|
|
|
Onur ve can ancak Allah'a son nefeste verilirmiş. O
yavruların ne suçu vardı?
Bilinen 34 dernek çocukları kirleten vakfı korumak adına
girişimlerde bulunmuşlar bile. Ya Çağdaş Yaşama Dernekleri
hallaç pamuğu gibi tarumar edilip, 35 bin çocuğun bursları
hiçe sayılırken, üstelik kanser tedavisi gören Türkan
Hocamızı hastaneden apar topar alınıp, günlerce sorguda
tutukluyken hangi dernekler sokaklara dökülmüşlerdi? |
|
138
|
|
139
|
|
|
|
İki çeşit deli vardır zırzır deli bir de hınzır deli... Zırzır deliler durmadan zız zır gürültü çıkartırlar. Hınzır deliler de çok sinsidirler... Hınzır deliler de kendi aralarında ikiye ayrılır, vırvır dediler, kıvır da kıvır deliler... Kıvır da kıvır delilerde kendi aralarında ikiye ayrılır, gerdandan kıvır deliler, bir de kalçadan kıvır deliler... |
|
140
|
|
|
|
Bir çok Kişisel Gelişim Kitabının da insanın ilgisini çeksin diye, çok ilginç başlıkları vardır... Kendini Fişekle, yok efendim Kendini Ateşle, Ayağını Yere Sağlam Bas, Düşün ve Zengin Ol, Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı... Tabi bu kitap isimleri daha da çoğaltılabilir... Özlü bir söz de ’’Çocuklarınıza zengin olmayı değil mutlu olmayı öğretin, böylece hayatları boyunca, sahip oldukları şeylerin fiyatını değil, kıymetini bilirler.’’ der... |
|