Deniz Sevdası
(Mustafa Mert) 18 Aralık 2009 |
Sevgi ve Arkadaşlık |
| |
Bir kulaç yüksekliğinde dalgalar içinde,diz boyu derinlikte dikelmiş turkuaz yeşili beyaz köpüklerle bezenmiş denizi seyrederken,önünde insan boyunda yunuslar sörf yapıyorlardı.Bir tanesini eliyle tuttu.Onun yüzgecini okşuyordu.Çok heyecanlanmıştı. |
|
Ablak Yüzlü
(Mustafa Mert) 22 Kasım 2009 |
Toplumcu |
| |
Bir banka oturdu.Denize baktı.Harika,enfes,müthiş duygularını ifade edecek kelime bulamadı.Her şeyi unutmuştu.Karşı kıyıda denizin güzelliğini seyretmeye gelmiş,tekrar geri dönmemeye kararlı gibi dimdik ,kendi güzelliklerinin farkındalığını göz ardı etmeden gururla yükselen dağlar vardı.Deniz ,balık pulu gibi yayılan küçük çok küçük kıpırtılarla grinin tonlarını sergiliyordu.Çok az mavinin de etkisi görülüyordu denizin renginde.Güneş yeni batmıştı.Bir taraf hala güneşin gitmesini kabul edememiş gibi onun sarı kırmızı parıltılarını yansıtırken,diğer taraf daha koyu griye çalan rengiyle gökyüzündeki kara bulutlardan duyduğu üzüntüyü ifade ediyordu. |
|
Parkta Otururken
(Mustafa Mert) 8 Aralık 2009 |
Ortamsal |
| |
Pastırma yazının bugünlerinde serin ve sakin bir yer bulmuş olması onu mutlu etti.Bu güzel ağacı diken ve yetiştirenleri tanımadığı halde sevgiyle andı.Şöyle bir çevresine bakındı.Karşıdaki narenciyenin duvarı soğuk soğuk yüzüne bakıyormuş gibi geldi,ama aldırış etmedi |
|
Mektup
(Mustafa Mert) 9 Aralık 2009 |
Kent |
| |
Mektuplaşmak istediklerimizde ev adresi yerine elektronik posta adreslerini vermeye başladılar.Ben elimin değmediği kokusunu alamadığım,yıllarca saklayamaya
cağım elektronik,sanal,duygusuz mektubu ne yapacaktım. |
|
İddia
(Mustafa Mert) 6 Ocak 2010 |
Toplumcu |
| |
Mahallelinin takıldığı kahve de iddia bayiliği almıştı.Ozan Hulusi Ağabey’e ilk defa bu kahvede rastladı.Sıkıntılı olduğu ilk görüşte belli oluyordu.Heyecanla gazeteye bakıyor,kuponu işaretliyor,sonra hesap makinesinin birkaç tuşuna basıyordu.
|
|
Üçkapılar'da Çay İçmek
(Mustafa Mert) 12 Ocak 2010 |
Kent |
| |
Ben hemen kendime bir tane aldım, ama ne yaptıysam parasını almadı. Hala da almıyor. Senin çayların benden der, senin sayende benim çocuklarımın karnı doyuyor der, ama para almaz.
|
|
Çevre Koruma ve Biz Türkler
(Mustafa Mert) 8 Şubat 2010 |
Kent |
| |
Bunları sesini alçaltarak anlattı. Karides deyince Mehmet Bey için yine konuşmak istediği konuya dönme şansı doğdu.
|
|
Motorsiklet Çilesi
(Mustafa Mert) 4 Mart 2010 |
Toplumcu |
| |
Serkan iyi addedilen bir üniversitenin sosyal bilimlerle ilgili mezunlarının sonunun genellikle mesleksizlik olan bölümlerinden birini bitirdikten sonra; o yıllarda kendisi ile aynı durumda olan çoğu yaşıtları gibi okuduğu okulun gerektirdiği işi bulamadığından, boş durmamak için mahalle bakkalına yardım ediyordu. |
|
Plajda Bir Gün
(Mustafa Mert) 6 Mart 2010 |
Kent |
| |
Halim bu yılki dinlencesinin bir haftalık kısmını Antalya’da ailesinin yanında geçirmeyi kararlaştırmıştı. Nesibe ise önce hafta sonunu yalnız kalıp kitap okuyarak geçirmeyi planlamıştı, ama Halimden beklemediği telefon gelince yaşadıkları güzel günlerin hatırına onunla plaja gitmeyi kabul etmişti. Lara Plajına giden ilk otobüse bindiler. |
|
Saf Gerçek
(Mustafa Mert) 20 Mart 2010 |
Toplumcu |
| |
Dün sabah gazetede okuduğum bir makale beni düşündürdü. Yazar devlet adamlarımızın resmi bir ziyaret için gittikleri ülke yetkililerinden aldıkları armağanların hazineye teslim edilmesi gerektiğini savunuyordu. Önce yazara kızdım, |
|
|
Toplumumuzu kemiren yoksulluk,plansız kentleşme,çevre sorunlarına ilgisizlik,Emperyalizmin dayattığı çok uluslu şirketlerinrakipsiz kalma çabalarının sonuçları kitabın ana temalarını oluşturuyor.
Okurken okuyucuyu sıkmayan ama düşündürmeyi de görev edinen,zaman zaman geçmişe özlem duyguları da uyandıran insancıl kısa öyküler.
|
17.05.2014 13:43:56
|
Sadece Edebiyat |
| |
Burada sadece Edebiyat ile ilgili yazacagim. Farkli konular olmayacak. |
|
|