Kardelenler de Üşür
(Ayhan Sönmez) 9 Ocak 2010 |
Anı |
| |
Aşka eşkıya çocukların hayatla hiç örtüşmediği kadar sahici yarınsızlıklarına kırptığım ergen yıldızlardan dökülen sağanaksız pırıltıların, bıyıkları yeni terlemiş acemi çocukluğumun ergenlik sivilceleriyle cebelleşmesinden daha acıydı uzaklardan gelen ölüm haberleri. |
|
Beni Vurun Demedim ki
(Ayhan Sönmez) 22 Ocak 2010 |
Aşk ve Romantizm |
| |
ben mi… adım ismail…( beni bugün vurdu, kimliği belirsiz faşist bir kurşun… )
dün ilk kez bir kızı öptüm… dudaklarım hâlâ yanıyor… dudaklarımdan kuşlar uçtu… dudaklardan kuşların uçacağını siz bilmezsiniz, görmediniz ki… ben gördüm… sokakların hepsi yeni dökülmüş asfalt gibi dümdüz oldu… ayaklarım yere değmedi dünden beri… insan da uçabilirmiş, bunu öğrendim… siz görmediniz… mavinin içinde esmer bir kartaldım… ben yaşadım bunu… bütün dağları, ovaları, denizleri gördüm… dün ilk kez bir kızı öptüm… |
|
Çıtı Çıkmayan Şehir
(Ayhan Sönmez) 26 Ocak 2010 |
Anı |
| |
aslolanın hikâyenin içinden geçmek değil, hikâyenin kendisi olmak olduğunu bilmenin de mutlu olmakla ilgisini unutmamak gerek… hikâyelerimizin herhangi bir yerine öylesine kondurabildiğimiz çocuk gülüşlerindeki masumiyetlerin ya da çıkarsız paylaşımlardaki samimiyetin sayısının çokluğu, hayatlarımızın güzel geçtiğinin işareti sayılmalı… insanın geçmişine yaptığı yolculukların durak yerleri kuşkusuz 'iz' bırakan anılarla ilgili… kıytırık, öylesine yaşanmış günlerin de kişiliğin oluşmasında dolaylı olarak etkileri bulunabilir; ama geçmişe yapılan yolculuklardaki asıl etkinin, durak yeri olabilecek yaşanmışlıklara bağlı olduğunu düşünüyorum… |
|
|
hele ki doğduk
ölüme yoldaşlığımızın
nişanesidir göbek bağımız
bütün ırmaklar bir denize dökülür
ve bütün denizler yoldaştır birbiriyle
korkma
ayrı yataklarda akan birer ırmak gibi
hayatın ayrı yerlerinde akıp durmamızdan
nasıl olsa sular kavuşur bir gün
O GÜZEL İNSANLAR'dan
|
|