Ak Kağıt
(M. Asar) 10 Eylül 2007 |
Sanat |
| |
Ey sevgili ak kağıt, sen yazıyla birlikte, insanoğlunun en güzel en yüce buluşlarından birisin. Sensiz ne tarih, edebiyat ne de ben olurdum. Sen, benim ömrümün sırdaşı, şair yanımın en vazgeçilmez yoldaşı ve yaşamımın tanığısın. Ve sen tanrılar kadar sabırlı, melekler kadar temiz ve bakirsin |
|
Nâzım 100 Yaşında
(M. Asar) 11 Eylül 2007 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Şairler vardır kendi ülkelerinde, anadillerinde unutturulmak istenirken, ünleri ülkelerinin sınırlarını aşan, şiirleri, kitapları başka dillere çevrilerek, dilden dile, elden ele dolaşan; dünya insanlarına aydınlık, sevgi, barış ve umut taşıyan. Bizim de onur duyarak, göğsümüzü gere gere bizim şairimiz diyebileceğimiz böyle büyük bir dünya şairimiz var: Nâzım Hikmet Ran.
|
|
Şiir Üzerine Düşünceler
(M. Asar) 21 Eylül 2007 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Şiir aslında tarihsel, toplumsal, kültürel, estetiksel ve dilsel bir dizge(sistem)dir. Bu bağlamda şiir onu yaratan toplumun aynı zamanda hem aynası hem de insanlık kültürüne olan katkısıdır.
Bu nedenle özellikle göçmenlik koşullarında çok önem verilmesi gereken bir sanat dalıdır. Kültürel, etnik alanda silinip gitmemenin ya da asimile olmamanın yolu şiire daha çok sarılmaktan geçmektedir.
|
|
Yazmaya Dair
(Mevlüt Asar) 9 Mart 2009 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Yazmak en basit anlamda insanın ak kağıtlara içini dökmesi midir? Ya da kendi kendiyle yeptığı iç-konuşmalar mıdır? Belki de bir tür ‘iç-temizliği’dir yazmak. “Yazmasam çıldıracaktım,” demiş modern öykücülüğümüzün öncülerinden Sait Faik. Yazdı ve çok sevdiği denizi, martıları, adaları bırakarak genç yaşta çekip gitti aramızdan! |
|
|
Sanat ve edebiyatta ''putlar'a ve 'tabular'a yer yoktur. Bilgili, yetkin, eleştiri ahlakını ve kültürünü içselleştirmiş eleştirmeciler sanatın önünü tıkamaz, aksine açar. Bunu sanatcıyı yargılayarak, ona saldırak değil, onun yapıtlarını sorgulayarak, çözümleyerek, diğer yapıtlarla karşılaştırarak, bizim göremediğimiz yönlerini gün ışığına çıkararak yapar.
Tabii ki onlar birer ''yasa koyucu'' ya da ''değişmez yasalar''ın uygulayıcıları değildirler ve olamazlar. Son kararı verecek yine bizzat yazarlarin kendileridir.
Eleştiricinin gücü, sanatcının yaratma ve okuyucunun seçme özgürlüğünün başladığı yerde biter.
Mevlüt Asar
|
|