 • ÝzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Þairler |
1
|
|
|
|
Þairlik yolu güç yoldur, taliplisinden hayatýný ister, her babayiðit o yükün altýna giremez, heveslisi çok, gerçeði kuyrukluyýldýz gibi azdýr; bu azlardan birisi de bu ülkede yaþamýþ Dilaver Cebeci’dir! |
|
2
|
|
|
|
Bendeniz, dilimin döndüðünce kýsacýk da olsa anlatmaya çalýþtým. Her ikisi de “Âþýklýk, dolayýsýyla Türk Halk Edebiyatý’nýn” mihenk taþlarýdýr. |
|
3
|
|
|
|
hayatýmýzda yer alan, dünyamýzda deðiþiklikler meydana getiren deðiþikliklere neden adapte olamýyoruz? |
|
4
|
|
|
|
Þu bir gerçek ki ilim adamlýðý ve sanatkârlýk ayný insanda çok zor bulunan iki vasýftýr. |
|
5
|
|
|
|
Roman boyunca emperyalizmin hileleri tatlý tatlý hiç yorum katýlmadan, sövmeden anlatýlýyor. Örneðin fakir çocuklara okulunu bitirmesi için destek olunarak, daha sonra onlarýn devlet katýnda iþ bulmasýna yardýmcý olup, onlardan birçok bilgi topluyorlar. |
|
6
|
|
|
|
Birilerinden bir aný dinlerken hep, "Ben ...ken " diye baþlayan ve sürüp giden cümleler... Ne güzel olurdu bir þairden bir yazardan aný dinlemek...
Ben de aynýný kullanacaðým. Ben ilkokula baþladýðýmda ilk kez Ýstiklal Marþý’yla tanýþtým. Herkes kýpýrdamadan duruyordu. Sanki ufukta bir zaferi görüyormuþçasýna baþlar dik ve maðrur, gözler sevinçli ve çakmak çakmak... Büyük bir iþi baþarmanýn huzur ve sevincini yaþýyorduk bütün okulca. |
|
7
|
|
|
|
Onun bu psikolojisi, 19.yüzyýlýn pozitivist felsefesini savunan düþünürleri çaðrýþtýrýyor. Sanki rasyonalizmin güçlü ve zayýflar arasýndaki dengeleri bozan seçiciliðinin insaný yalnýzlaþtýrarak hayattan soyutlayacaðýný basiretiyle ön gören bir insanýn tereddüdüne rastlýyoruz Ývan’da. Fakat tercihini yine de rasyonalizmden yana yapýyor. Babasýnýn kardeþi tarafýndan öldürüleceðini bilmesine raðmen suçun iþleniþine göz yumduðu gibi ayný zamanda dolaylý bir destekte vermiþti. “Bir sürüngen bir diðerini yutmaya hazýrlanýyor” diyerek kayýtsýzlýðýný koyuyordu ortaya. |
|
8
|
|
|
|
Cemil Meriç'in þiir tadýndaki yazýlarýyla 12 Aralýk doðum yýldönümünde anmak |
|
9
|
|
|
|
Fikret Kýzýlok’un en çok sevdiðim artýk kült bir þarkýsý olan: “Bu Kalp Seni Unutur mu?”da geçen bu dize zaman zaman dilime takýlýr… Baþlýktaki söz ve þarkýnýn tamamýný mýrýldanýnca; halin susup, dilin konuþtuðu ve sözün çürümeye baþladýðý bir zamanýn bedbahtlarýndan bir bahtsýz olarak, sessizliðin kalbindeki o sükunete giremediðimi de bilvesile paylaþmak isterim. Bizlere bunun gibi nice güzel þarkýlarý miras býrakan usta sanatçýnýn acýlarýndan ve anýlarýndan söz etmek ve biraz da olsa sevgiliye halimi bugün bu þekilde anlatmak istiyorum… |
|
10
|
|
11
|
|
|
|
Bütün gün kýrlarda, deniz kenarlarýnda dolaþtýk. Güneþ, hayale müsaade etmeyecek tarzda her þeyi vazýh ve berrak gösterdiði için yalnýz gözlerimizle yaþadýk ve hiç eðlenmedik. |
|
12
|
|
|
|
Çoðumuzun “Çeþmeler Kâþifi” veya “Ýstanbul Seyyahý” olarak tanýdýðý Ruþen Eþref Ünaydýn’ýn “Diyorlar ki” kitabýný lise çaðlarýmda okumuþtum. Hatta 10 yýl önce Milli Eðitim Bakanlýðý bu eseri ortaöðretim öðrencileri için tavsiye eserler arasýna alýnca sevinmiþtim. Ancak benim kadar sevinmeyen arkadaþlarým olduðu gibi bir sürü yazarýn kitabýn tavsiye edilmesini eleþtirdiklerini hatýrlýyorum… |
|
13
|
|
|
|
Sosyal hayatta ya da ekranlarda yoksullarý ve çaresizliklerini görünce aklýma nedendir bilinmez üstad Mehmet Akif’in Seyfi Baba þiirindeki:
“Ya hamiyetsiz olaydým, ya param olsa idi.” dizesi gelir.
|
|
14
|
|
|
|
Aþk kimine göre ucuzlaþmak anlamýný ifade eden bir kavram ya da ucuzlaþmak kimine gire ise yücelmenin yegane baþlangýcý |
|
15
|
|
|
|
bak tam karþýmýzda gecenin mumu
damla damla nasýl eriyor
nasýl doluyor aðzýna kadar uyku þarabýyla
gözlerimin simsiyah kadehi
senin ninnilerini dinlerken /
ve bak nasýl
þiirlerimin beþiðine
sen doðuyorsun, güneþ doðuyor / fÜRUÐ
|
|
16
|
|
|
|
Meþgalemiz Edebiyat ise eðer sevgiyi ötelemek mümkün müdür?
Aksine eþitlikçi ve ’’bizcil’ sevgi dolu bir selam, paylaþmaya dair nice nice güzellikler doðurur. Edebiyat da böyledir iþte
bambaþka dünyalarla buluþturur.
Edebiyat insanlýða çok önemli bir misyon da yüklüyor peki bunun farkýnda mýyýz? Bu eþsiz sihrin hikmetinde bizler tüm karanlýklarý aydýnlatýp nefretleri pekâlâ yok edebilir, sevgi ana kartlý Edebiyatla ve de edebimizle yaþama tutunabiliriz. |
|
17
|
|
18
|
|
|
|
Her ne ise, hem kitaplarý bilirsiniz, býraktýðýnýz köþede, evet tam da oracýkta bir kedi gibi sessizce bekler, bir insan elinin ciltlerine, insan gözünün içlerine bakmasýný isterler… Kitaplarýn bu bakýþýna kayýtsýz kalamadýðým için þöyle minik, þirin bir çýrpýda okuyabileceðim kitabý kitaplýðýmdan alýp okudum. Hacmi küçük ama etkisi büyük bir þiir kitabýna denk geldim… Þimdi sizlere bu eser hakkýndaki düþüncelerimi paylaþmak istiyorum... |
|
19
|
|
|
|
Yazarýn bu yapýtýnda okumaya baþlar baþlamaz ‘Ýmparator’ adlý romanýndan farklý bir söylem geliþtirdiði fark ediliyor. Ýmparator’daki o paraya tapan-çok iyi yansýttýðý- atmosferden tamamen uzak, doðaya inmiþ, ince ince betimlemeler, dað hayatý, göçebe hayatý üzerine güzellemelerle okuyucuyu farklý bir yönden sarmalamýþ. |
|
20
|
|
|
|
Ünlü Avusturyalý yazar Barbara Frischmuth'un 9.3.1996 tarihli Konya ziyareti üzerine. |
|