Hoşgeldin
(ufuk) 13 Kasım 2007 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Böyle olurmuş bazen haddini bilmeksizliğin bildirgeçlere yüklediğimiz bizden olan
kelimelerle oynadıklarımız.Onlarda bir gün gerçeğin ışığına yakalanır gözlerine far tutulmuş tavşanlar gibi.Memleketimin asıl mevsimi; düşen yapraklar gibi aheste aheste geliyor.Kış....
|
|
Talan
(ufuk ,ataman) 28 Temmuz 2008 |
Düşler |
| |
talandır hayat hep konuşan suspuslara... |
|
Desem
(ufuk ,ataman) 5 Aralık 2008 |
Düşler |
| |
hasrettir telgraf , sestir gramafon , ben de sus-um gebe gecede . |
|
Kuyulardan Göğe
(ufuk ,ataman) 9 Nisan 2009 |
Yüzleşme |
| |
Evlerinden bir gece alınıp bilinmeze götürelen tüm yusuf yüreklilere... |
|
Balad
(ufuk ,ataman) 27 Aralık 2009 |
Yüzleşme |
| |
Kayıp geceler kabusunda sürmeli bir ölü dirilir kendi cenazesine,ölmediğini bilmek ister tanıdık yüzlere merhaba der. Ama boş bir anlamsızlık yüklüdür hepsinde.Çünkü ölüsevicilik pek matahtır bu riya yüklü toprak kokan yerde. Suya çağrılır ölü bir müddet, sonra sonsuz susuzluğa gönderilir bir ölü, çağrısız alemlere.
|
|
|
EŞYA
Klişe ağızların bitişik serzenişinden çıkan
yorumların usülsüz duruşundan çıkar bazen gölgeli edebiyat yığınları.Latifkar bir gelişmenin en umulmadığından yekün olur bazı sanatsal kaygıların insan için mi yoksa sanat için mi insanla var olan sorusu.Spekülatif subjenin adım adım mantık dairesinde edebi hayata girişi bazen akım olur da çıkar karşımıza ders kitaplarında.Fakat ilahlaştırılan adlar asıl içlerinde yoğun bir insanlık ,emek taşır.Misal;klasikler dediğimiz yüz binlerce yek ahenk kelimenin izdivacından mamur,şiir ,roman ,tiyatral,hikaye dört başlılığı aslında kişilerin aidiyet hislerini toplumun paylaşım değirmenlerine sunmalarıdır.Kimisi değirmende öğütülür yem olur,kimi ayrışır aş olur insanlık tarihine.
|
|